'Dosya: "Siyasal İslam"'

IGMG ve “Siyasal İslam” Tartışmaları

İslam Toplumu Millî Görüş (IGMG) kendini Avrupa’da konumlandıran bir dinî cemaat olarak “siyasal İslam” ithamıyla karşı karşıya kalmasına rağmen bu tür dışlayıcı kavramları reddedip anayasal hakları bağlamında siyasal ve toplumsal katılımı teşvik ediyor.

Fotoğraf: Shutterstock.com

Siyaset temelde toplumsal yaşamın farklı alanlarını düzenleyici bir araç olarak doğal bir işlev görür. Bu araç dönemden döneme veya toplumdan topluma değişebilen mekanizmalarla işleyebilir. Geçmişten bugüne birçok düşünür, filozof bir siyasal düzenin ideal anlamda nasıl olması gerektiği yönünde farklı düşünceler ortaya koymuştur. Peygamberler ve dinler de sadece bireysel yaşam için değil toplumsal birliktelik için de ilkeler vaaz etmişlerdir. Hz. Musa’nın (a.s.) on emri, Hz. İsa’nın (a.s.) Dağdaki Vaaz’ı ve Hz. Muhammed’in (s.a.v.) Veda Hutbesi bu yönde siyasal alanda dikkate alınması gereken ahlaki düsturlar içeren örneklerdir. Yine örneğin merhametin ve adaletin üstün tutulması dinlerin üzerinde ısrarla durduğu kültürler ve coğrafyalar üstü insani bir değer, siyasetçilere, yöneticilere sürekli hatırlatılan bir ilkedir.

Tarih boyunca farklı siyasal düzenler, sistemler yeryüzünde geçerli olmuştur. Günümüzde Batı Avrupa ülkelerinde -bu ülkelerin tarihinde yaşanan olaylar doğrultusunda edinilen tecrübelerle- demokrasi yani halkın egemenliği, güçler ayrılığı ve özgürlükçü seküler hukuk devleti siyasal sistemin belirleyici unsurları olmuştur. İkinci Dünya Savaşı’nın ardından Batı Avrupa ülkelerinde bu unsurlara dayanan anayasal düzen daha köklü bir kurumsal yapıya dönüşmüştür.

Batı Avrupa’da Siyasal Düzen ve Dinî Cemaatler 

Batı Avrupa ülkelerindeki anayasal düzen genelde farklı din ve inanca mensup tüm kişilerin özelde de Müslümanların dinini yaşayabilmelerine, vatandaşlık haklarını kullanabilmelerine ve böylece farklı din ve kültürlerin bir arada yaşayabilmelerine imkân sunmaktadır. Hukukun üstünlüğü ilkesi vatandaşın etnik, dinî ve kültürel kimliğinden bağımsız bir şekilde her bir birey için eşit derecede geçerlidir. Kamu gücünün seküler vasfı bir yandan devletin dinî cemaatler karşısında tarafsızlığını, diğer yandan da dinî cemaatlerin devlete yönelik nötr hâlini içerir. Dinî cemaatler din özgürlüğü kapsamında dinin yaşanmasını, yaşatılmasını ve öğretilmesini özgürce yapma hakkına sahiptirler. Söz konusu kuramsal ve kurumsal çerçeve yaşanan günlük gelişme ve gerilimlerle, karşı karşıya kaldığı güncel fırsat ve meydan okumalarla sürekli sınanmakta, güncellenmektedir.

IGMG bu bakış açısıyla Batı’da yaşayan Müslümanların da bir parçası olduğu anayasal sistemin özgürlükçü, çokkültürlü ve kapsayıcı vasıflarıyla bir arada yaşama müsaade eden hüviyetinin daha da geliştirilmesini savunmaktadır. Bu savunuş, çoğulcu demokrasinin çok farklı inançların eşit seviyede bir arada yaşayabileceğini temin etmesiyle de ilgilidir. IGMG’ye göre anayasal düzen Müslümanlara toplumun barışı, refahı ve huzuru için sorumluluklar da yüklemektedir. Bu sorumlulukların kurumsal olarak da bilincinde olan IGMG, anayasal düzeni geliştirmek ve zenginleştirmek konusunda kendisini sorumlu hisseden bir dinî cemaattir. Bu nedenle bir sivil toplum kuruluşu olarak kendisini anayasal düzenin temel bileşenlerinden biri olarak konumlandırır.

Bundan hareketle IGMG, özgürlükçü demokratik anayasal düzene ve hukuk devletine zarar vermek, bunları yıkmak veya değiştirmek isteyen her türlü ideolojik veya dinî yaklaşımdan uzaktır. IGMG kendi öz tanımından hareketle bu tür ideolojilerin kurumsal bünyesinde belirleyici, yön verici bir yönelim olmadığını vurgular. Bazı çevreler tarafından dile getirilen İslam’ın bir ideoloji olduğu iddiasını ve İslam’ın ideolojileştirilmesini tasvip etmemektedir. İslam, maddi ve manevi alemi kapsayan, ahiret hayatını önceleyen, bu hayatın dünyanın imarı ve ıslahı için bir imtihan yeri olduğunu vurgulayan bir dindir. İslam dinini tamamen dünyeviliğe hapseden bir ideoloji olarak görmek ve göstermek yanlıştır.

Son zamanlarda Müslümanların siyasetle olan ilişkisini tanımlamada “siyasal İslam” kavramı kullanılmakta ve bu âdeta bir dayatmaya dönüştürülmektedir. Avrupa ülkelerinde yaşayan Müslümanların siyaset ve siyasal düzen ile olan ilişkilerini açıklamada kullanılan kavramların başında “siyasal İslam” kavramı gelmektedir. Bu kavram bazı kurumlar ve akımlar tarafından -vasıfları yukarıda ifade edilen- anayasal düzeni yıkmayı hedefleyen bir politik hareket olarak da tanımlanmaktadır. IGMG bu tanımlamadaki “siyasal İslam’ı” reddetmektedir. IGMG, farklı akım ve gruplar tarafından mevcut anayasal düzeni yıkma arzusunun dinî referanslarla gerekçelendirilmesini bir suiistimal olarak görmekte ve buna karşı durmaktadır. Bir dinî cemaat olarak kurumsal tarihinde görüleceği üzere IGMG, 80’li yılların başlarında bu hedefi güden akım ve çevrelerle yolları ayırmış, aşırılığın her türlüsüne mesafe koymuştur.

Siyasal Aidiyet ve Toplumsal Katılım

Avrupa ülkelerindeki hâkim demokratik düzen her bir vatandaşın sosyal, kültürel ve siyasal katılımına dayanır. Bir vatandaş nezdinde bu katılımı tetikleyen farklı motivasyonlar söz konusudur. Siyasal aidiyet bilinci, vatandaşlık bilinci, çevre hassasiyeti veya kültürel-sosyal gelişmeler siyasal katılım noktasında bir gerekçe olabilir. Bu gerekçeler arasında dini motivasyon da yer alabilir. Bu açıdan değerlendirildiğinde IGMG, Avrupa’daki Müslüman vatandaşların İslami değerleri referans kabul ederek toplumsal, kamusal meselelerde sorumluluk almalarını, farklı sivil girişimlere katılmalarını, değişik siyasi parti ve gruplara destek vermelerini doğal görür.

IGMG, tabii birer parçası oldukları toplumsal ve siyasi düzen hakkında Müslümanların söz söyleme ve yaşadıkları toplumu demokratik olarak şekillendirme hakkını kabul eder. Nitekim siyaset, Müslüman vatandaşların aktif olabileceği, temel hak mücadelesini gösterebileceği bir alandır. Bu bağlamda IGMG’nin kapıları, faaliyet gösterdiği ülkelerin anayasalarına ve temel hak ve özgürlüklere karşı olmayan her türlü siyasi kimlik ve parti mensubuna açıktır. Bir dinî cemaat olarak IGMG özelde Müslümanları genelde tüm toplumu ilgilendiren ve katkıda bulunabileceği meselelerle ilgili diğer kamu ve sivil aktörlerle olduğu gibi siyasi parti temsilcileriyle de görüşür. Bu görüşmeler o siyasi partinin düşüncesini kabul ettiği, kurumsal olarak o çizgide olduğu anlamına gelmez. IGMG bünyesinde herhangi bir partinin propagandası yapılmadığı gibi, cemaate herhangi bir siyasi parti görüşü takdim edilmemektedir. IGMG mensupları bir vatandaş olarak özgür iradeleriyle siyasi parti tercihinde bulunurlar.

IGMG, bireyden aileye kadar hayatın tüm alanlarında dinî yaşamı önceleyen ve dinî değerlerin birey ve toplum olarak yaşatılmasını destekleyen ve bunu da tebliğ ve davet olarak benimseyen bir dinî cemaattir. Bununla birlikte İslam dini örneğin -kadın ve erkek için söz konusu olan- örtü, namaz ve oruç gibi ibadetler düzeyinde günlük hayata somut yansıyan bazı ibadetleri barındırır. Bu ibadetlerin sadece bireysel bazda değil, gerektiği ve birey tarafından arzu edildiği durumlarda kamusal alanda da yerine getirilebilmesi için siyasi ve hukuki alanlarda din özgürlüğü kapsamında hak mücadelesi sergilenmesi tabii bir durumdur.

IGMG Müslümanların genellemeci bir tutumla anayasal düzeni yıkma yaftasıyla kriminalize edilmesine, vatandaşlık haklarının kısıtlanmasına karşı çıkmaktadır. Doğal olarak din özgürlüğü kapsamında değerlendirilebilecek -iş veya okul hayatında örtü, namaz ve oruç gibi- dinî ibadetleri yaşayabilme taleplerinin bazı kurum ve taraflarca ‘‘anayasal düzeni meşru yollarla değiştirme girişimi‘‘ olarak ele alınmasını yersiz ve haksız bir yaftalama olarak görmektedir.

Bireylerin manevi ihtiyaçlarına cevap veren dinlerin, cemiyeti ve cemaati bir arada tutan, kişilerin adil ve diğerkâm insanlar olarak yetişmesine katkıda bulunan, toplumda dayanışma ve paylaşmayı destekleyen ilke ve değerleri söz konusudur. İnançlı-dindar birey dinî kaynaklarından aldığı motivasyonla bu değerleri yaşatmaktadır. Dolayısıyla dinin anayasal düzen içerisinde din özgürlüğüne binaen özgürce yaşanmasının yanı sıra toplum ve devlet açısından yapıcı bir işlevi de söz konusudur. Bu çerçevede IGMG, dinin salt bireysel ve özel bir düzleme hapsedilmesine, dinlerin kamusal alandan dışlanmasına mesafelidir. Müslüman, Hristiyan veya Yahudi olsun dinî hassasiyeti olan insanların dinlerini hiç görünmeden, toplumsal alana yansımadan yaşamalarını zorlamaya yönelik girişimleri dinî alana, dindar vatandaşa müdahale olmakla beraber temel hak ihlali olarak görür. Ayrıca herhangi bir dinin, inancın veya fikrin başkalarına dikte edilmesini, baskı aracı olarak görülmesini doğru bulmamakla birlikte devletin hem dindar insanlar hem de kendini herhangi bir dine mensup görmeyen kişi ve kurumlar arasında nötr bir pozisyonda olması gerektiğine inanır.

IGMG, İslam dininin anayasal düzeni değiştirme maksadıyla politik hesaplar uğruna kullanılmasıyla Müslüman vatandaşların inançlarına dayanan ilke ve değerlerle siyasal, kültürel, ekonomik ve sosyal hayata katılmaları arasında kesin bir ayrım yapar. Bunu yaparken dinin siyasallaşmasını ve politik bir zemin içinde sıkışıp kalmasını reddeder. IGMG ancak bu şekilde bir İslam anlayışının, partiler, sistemler ve ülkeler üstünde bütün insanlara hitap edeceğine ve dinin ancak politik katmanlardan bağımsız ele alındığında asıl özünün ortaya çıkacağına inanır.

Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler