İsveç’te Cami Saldırıları: Siyasiler Sessiz, Soruşturmalarda İlerleme Yok
Geçtiğimiz aylarda üç caminin kundaklandığı İsveç’te, saldırıların failleri hâlâ bulunamadı. Hükûmet kanadından güçlü bir kınama gelmezken, Müslüman topluluklar kendilerini korumak için güvenlik önlemlerini artırıyor.

2025 yılı sona ermeden İsveç bir kez daha kundaklama şüphesi bulunan cami yangınlarıyla sarsıldı. Ekim ayında Luleå kentinde yeni inşa edilen caminin alevlere teslim olmasıyla birlikte, içinde bulunduğumuz yıl içinde üç cami saldırının hedefi oldu. Uddevalla, Hultsfred ve Luleå’da meydana gelen olaylar, ülkedeki Müslüman toplumda derin bir endişe yarattı.
Mart ayında Uddevalla’daki caminin dış duvarına çizilen gamalı haç, saldırının nefret suçu niteliğinde olduğunu gösterdi. Eylül ayında Hultsfred kentindeki cami çıkan yangında tamamen kül oldu; olay yerinde tespit edilen benzin kalıntıları saldırının kasıtlı olduğunu doğruladı. Ekim ayında ise Luleå’da, inşaatı henüz tamamlanmamış bir cami ciddi hasar aldı. Kriminal Komiser Per-Olov Andersson, “Bu yapının niteliği nedeniyle olayı nefret suçu olarak da inceliyoruz,” sözleriyle açılan soruşturmaya dair kısa bilgi verdi.
Norrbotten bölgesinin ilk camisi olan bu yapının Haziran 2024’te başlayan inşaatı, 2025 yazında tamamlanacaktı.
Cami Cemaatleri Güvenlik Endişesiyle İbadetlerini Sınırlıyor
2024 yılı itibarıyla 235 caminin bulunduğu İsveç’te camilere yönelik saldırılar yeni değil, ancak sıklığı ve etkisi artıyor. 2017’de Uppsala Üniversitesi tarafından yapılan araştırmaya göre ülkede her hafta en az bir cami saldırıya uğruyordu. Vandalizm, hakaret yazıları ve kundaklama girişimleri o dönemde bile yaygındı.
İsveç Suç Önleme Kurumunun (BRÅ) 2021 yılındaki raporu, bu şiddetin Müslüman topluluklar üzerindeki kalıcı etkisini ortaya koyuyor. Rapora göre ibadet yerlerine yönelik tehditler, cemaatte güvensizlik duygusunu derinleştiriyor. Özellikle çocuklu aileler, hafta sonu dini eğitimlerde güvenlik endişesiyle camilere daha az geliyor.
Artan kaygı, camileri de güvenlik önlemlerini artırmaya itti: kırılmaz camlar, yangına dayanıklı halılar, çevreyi koruyan çitler artık birçok ibadethanenin parçası. Yetkililer, bu önlemlerin ibadet özgürlüğünü fiilen kısıtlayan bir etki yarattığını belirtiyor.
Siyasetteki İslam Karşıtı Söylemler Tepki Çekiyor
Son saldırıların ardından gözler, ülkedeki siyasetçilerin açıklamalarına çevrildi. İsveç Demokratları Partisi lideri Jimmie Åkesson, “Yeni cami inşaatlarını durdurmak ve mevcut olanları yıkmak istiyoruz,” sözleriyle tepki toplamıştı. Åkesson, camilerin ülkenin “İslamlaşmasına katkıda bulunduğunu” savunmuş, minarelerin şehir siluetinden kaldırılması gerektiğini söylemişti.
Stockholm Merkez Camisi, bu tür açıklamaların “nefret eylemlerine zemin hazırladığına” dikkat çekti ve 2019’da Yeni Zelanda’nın Christchurch kentinde 51 kişinin hayatını kaybettiği cami saldırısını hatırlattı. Luleå saldırısının ardından İsveç polisi, “Benzer eylemlerden ilham alınabilir,” uyarısında bulundu. Birçok cami, güvenlik amacıyla gönüllü bekçi sistemiyle nöbet tutmaya başladı.
Aşırı Sağcı Şiddet İskandinavya Genelinde Tırmanıyor
İsveç’te yaşananlar, Avrupa genelinde yükselen aşırı sağ şiddet dalgasının yeni bir yansıması olarak görülüyor. Komşu Norveç’te, Ağustos 2025’te Etiyopya doğumlu Tamima Nibras Juhar aşırı sağcı bir saldırgan tarafından öldürüldü. Hâlâ yakalanmamış olan saldırganın daha önce bir camiye saldırı planladığı ortaya çıktı. 200 bin Müslümanın yaşadığı Norveç’teki cami cemaatlerinin bu durumdan endişeli olduğu ifade ediliyor. Norveç Başbakanı, Juhar için yapılan anma töreninin ardından yaptığı konuşmada, terör saldırısı olarak tanımladığı cinayetle ilgili şu çağrıda bulundu:
“Bunu açıkça söylemeliyiz, acıtsa da tekrar etmeliyiz: Bu, siyasi saikle işlenmiş bir cinayettir. Aşırı görüşler aşırı eylemlere dönüştüğünde, uç fikirler ırkçı söylemleri beslediğinde ve internetteki nefret dili silaha, cinayete dönüştüğünde doğru kelimeyi kullanmalıyız: Bu, terördür.”
Benzer saldırıların Fransa ve Almanya’da da arttığı bildiriliyor. Fransa’da 2024 yılı, cami kundaklamalarının en fazla yaşandığı yıl olarak kayıtlara geçti. Almanya’da ise yalnızca 2023 sonbaharı ile 2024 başı arasında 11 cami saldırısı raporlandı. 2022 yılında Birleşik Krallık’ta yapılan bir araştırma ise, ülkedeki mescitlerin yarısının son üç yılda saldırıya uğradığını ortaya koydu.
Avrupa Genelinde Camiler Güvenlik Önlemlerini Artırıyor
Kundaklama ve tehdit vakalarının artması üzerine birçok Avrupa ülkesinde camiler güvenlik önlemlerini gözden geçiriyor. İsveç’te bazı ibadethaneler çevrelerine kamera sistemi kurarken, Fransa ve Almanya’da da cami dernekleri yerel güvenlik birimleriyle koordineli çalışmaya başladı.
Yetkililer, bu önlemlerin “saldırıların olağanlaşması riskine karşı değil, can güvenliği kaygısıyla alındığını” vurguluyor. Ancak Avrupa genelinde artan bu önlemler, aynı zamanda din özgürlüğü ve toplumsal güvenlik tartışmalarını da yeniden gündeme taşıyor.
Farklı raporların ortaya koyduğu ortak tespitlere göre kamuoyuna ya çok az yansıyan ya da hiç duyulmayan bu saldırılar; cami duvarlarına yazılan İslam karşıtı sloganlardan, ibadethanelere gönderilen tehdit mektuplarına, kundaklama girişimlerinden doğrudan fiziki saldırılara kadar uzanan geniş bir yelpazede gerçekleşiyor.
 
                   
                   
             
                      
                      
                      
                      
                
               




