'Sosyal İzolasyon'

Yeni Salgın: Yalnızlık Her Yıl 871.000 Kişiyi Öldürüyor

Dünya Sağlık Örgütü, yalnızlık ve sosyal izolasyonun küresel sağlık üzerindeki etkilerini inceleyen kapsamlı bir rapor yayımladı. Rapor, yalnızlığı artık halk sağlığını tehdit eden küresel bir sorun olarak tanımlıyor.

Fotoğraf: WPixz - Shutterstock.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ – WHO) tarafından yayınlanan son rapor, her yıl yüzbinlerce kişinin yalnızlığın yol açtığı nedenler yüzünden öldüğünü ortaya koydu. Rapora göre yalnızlık ve sosyal izolasyon, insan vücudu üzerinde hasta edici etkilere sahip. “Yalnızlıktan Sosyal Bağlantıya: Daha Sağlıklı Toplumlara Giden Yolun Haritası” başlıklı rapora göre sosyal izolasyon ve yalnızlık, bireysel sorunlar değil. Tam tersine yalnızlık ve sosyal izolasyon toplumun tamamına etki ediyor.

Yalnızlık ve Sosyal İzolasyon Hangi Hastalık Türlerini Tetikliyor?

DSÖ raporunda yalnızlık ile sosyal izolasyon arasında ise bir ayrım yapılıyor. Araştırmacılara göre yalnızlık, subjektif bir duygu ve kişinin aslında arzu ettiğinden daha az sosyal iletişime sahip olması anlamına gelirken, izolasyon sosyal iletişimin eksikliğine dair objektif bir tanım olarak görülüyor. 2014 ila 2023 yılları arasında dünya üzerindeki her 6 kişiden 1’inin yalnızlık yaşadığı belirtilirken, bu durumun beyin kanaması, kalp krizi, diyabet, depresyon, korku bozukluğu ve intihar gibi riskleri artırdığı belirtiliyor. Sosyal izolasyon ise, dünya üzerindeki her bölgede ve her yaş grubunda yaygın ve sonuçları yeterince fark edilmese de aslında ciddi bir küresel halk sağlığı sorunu:

“Her yıl yaklaşık 871.000 kişinin ölümüne neden olmaktadır (2014–2019). Bu durum muhtemelen yıllardır böyledir, ancak 2019’da başlayan koronavirüs (COVID-19) salgını ve dijital teknolojiye ilişkin artan endişeler, bu konuya hükûmetler de dahil olmak üzere daha fazla dikkat çekmiştir.”

Yalnızlık ve sosyal izolasyon kaynaklı sorunların nüfusa oranla yaygınlığı da ülkere göre farklılaşıyor. Ortalama gelirin daha düşük olduğu ülkelerde her 4 kişiden 1’i yalnızken, en yüksek yalnızlık oranları Afrika (yüzde 24), Doğu Akdeniz (yüzde 21) ve Güneydoğu Asya (yüzde 18) bölgelerinde görülüyor. Avrupa’da ise yüzde 10 ile en düşük yalnızlık oranları kaydedilmiş durumda.

Sağlık sorunları yanında yalnızlık, okul başarısı ve çalışma hayatı üzerinde de olumsuz etkilere de sahip. Ergenlik çağında kendisini yalnız hisseden birisi, okulda diğer öğrencilere kıyasla yüzde 22 oranında daha kötü notlar alma riskiyle karşı karşıya. Aynı zamanda yalnız bir yetişkinin iş bulması ya da bulduğu işte istikrar sağlaması ise yalnız olmayanlara oranla daha zor.

Yalnızlık da Sigara ve Kilo Gibi Bir Risk Faktörü

DSÖ’nün araştırması yalnızlıkla ilgili çarpıcı bulgular ortaya koyan ilk rapor değil. Daha önce 2023 yılında akademik bir dergide yayınlanan sonuçlara göre yalnızlığın bir insanın ölüm riskini arttırdığı ortaya çıkmıştı. Sosyal iletişimin eksikliği durumunda kişilerin yüzde 32 oranında daha yüksek ölüm riski taşıdığı belirlenmiş, kendisini yalnız hisseden insanlarda ise ölüm riskinin yüzde 14 oranında daha fazla olduğu ortaya konulmuştu. Araştırmacılara göre yalnızlıkla birlikte ölüm riskinin artmasının nedeni, stres hormonu olan kortizolün yalnız olan insanlarda daha fazla salgılanması olabilir.

Yalnızlığın uzun vadede vücut fonksiyonları üzerinde olumsuz etki oluşturduğunu ortaya koyan bu araştırma, Harbin Tıp Üniversitesi’nden Yashuang Zhao ve Maoqing Wang tarafından farklı ülkelerden toplam 2 milyon 200 binden fazla kişinin katıldığı 90 araştırmanın sonuçları değerlendirilerek yapılmıştı.

Almanya’da beyin araştırmacısı Manfred Spitzer’e göre de yalnızlık sosyal izolasyondan farklı olarak “daimî stres” şeklinde yaşandığında sağlık için büyük riskler doğurabiliyor. Yalnızlığın bulaşıcı olduğunu söyleyen Spitzer, yalnız bir arkadaşı olan insanın kendisinin de yalnızlık hissedeceğini öne sürüyor.

Amerika’da daha önce ileri yaşlardaki 800 kişinin katılımıyla yapılan bir araştırma ise yalnızlığın yaşlılıkta bunama riskini iki kat arttırdığını ortaya koymuştu. Brigham Young ve North Carolina Üniversitelerindeki araştırmacılar daimî sosyal izolasyonun, sigara içmek ve aşırı kilo gibi faktörlere benzer şekilde ölüm riskini arttırdığını tespit etmişti.

Yalnızlıkla Mücadelede Ulusal Strateji Çağrısı

Raporun yayılmasından sonra DSÖ, tüm üye devletleri, toplulukları ve bireyleri sosyal bağlantıyı halk sağlığı için bir öncelik hâline getirme çağrısında bulundu.

Bununla birlikte bazı ülkelerde yalnızlıkla mücadele konusunda ulusal stratejiler de mevcut. Örneğin İsveç Sosyal Bakanı Jakob Forssmed, yalnızlığın yalnızca yalnızların değil, tüm toplumun bir sorunu olduğunu ifade ederek, İsveç’te sosyal bağlantıların güçlendirilmesi için bütün çocuk ve gençlere para kartlarının verilmesini planlamıştı. Yalnızca boş zamanlardaki grup aktivitelerinde kullanılabilecek bu kartlarla gençlerin sosyal bağlantılarını güçlendirmeleri hedefleniyor. İsveç’te ayrıca devlet okullarında cep telefonu kullanımının yasaklanması, böylece sosyal bağların güçlendirilerek siber zorbalığın azaltılması da amaçlanıyor.

Almanya’da ise Eğitim, Aile, Yaşlılar, Kadın ve Gençlik Bakanlığı bünyesinde 2022 yılından beri federal hükûmet tarafından hazırlanan “Yaşlılıkla Mücadele Stratejisi” uygulanıyor. Bu kapsamda tüm yaş grubundan insanlarda görülecek yaşlılığa karşı tedbirler planlanırken, bu konu hakkında kamuoyu hassasiyeti oluşturulması hedefleniyor. Bu ulusal stratejinin takibi için 2024 yılının sonunda bir izleme raporu da yayınlanmıştı. Almanya’daki Bertelsmann Vakfının Haziran 2025 tarihli gençlere (16-30 yaş) yönelik son araştırmasına katılanların yüzde 10’u kendini yoğun biçimde ve yüzde 35’i ise orta düzeyde yalnız hissettiğini belirtmişti. Bertelsmann raporu, özellikle işsiz, düşük eğitim seviyesine sahip gençler, genç kadınlar ve göçmen kökenliler bu durumdan daha fazla etkilendiğini belirtiyor. (P)

Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler