Almanya’da Büyük Güvenlik Açığı: 535 Aşırı Sağcı Firari Durumda
Almanya’da İçişleri Bakanlığı'nın bir soru önergesine verdiği cevaba göre polis, hakkında tutuklama emri bulunan 535 aşırı sağcıyı hâlâ bulamıyor; arananların üçte biri şiddet suçlarıyla bağlantılı. Aranan 535 kişinin 115’i Almanya dışına kaçmış durumda.

Almanya’da güvenlik kurumlarının uzun süredir karşılaştığı yapısal sorunlardan biri, yıllardır yakalanamayan aşırı sağcıların yüksek sayısı. Federal İçişleri Bakanlığı’nın Sol Partinin (Die Linke) soru önergesine verdiği cevaba göre polis, şu anda 535 aşırı sağcıyı arıyor; bu kişiler hakkında toplam 714 infaz edilmemiş tutuklama emri bulunuyor. Uzmanlara göre bu birikim, yalnızca operasyonel bir zafiyet değil, ülkenin güvenlik mimarisindeki derin yapısal sorunların bir göstergesi.
Firari Aşırı Sağcılardan 115’i Almanya Dışında
İçişleri Bakanlığı’nın önergeye verdiği cevabı RedaktionsNetzwerk Deutschland adlı basın kuruluşu için değerlendiren Sol Partili Milletvekili Clara Bünger, tablonun özellikle şiddet boyutunun alarm verici olduğunu belirtiyor: “Açık tutuklama emirlerinin üçte birinin şiddet vakalarına ilişkin olması gerçekten korkutucu.”
Firari 535 zanlının 115’inin Almanya dışına kaçmış olması, tehdidin sınırları aşan boyut kazandığını gösteriyor. Polonya’da 20, Avusturya’da 13 kişinin bulunması, komşu ülkelerdeki radikal sağcı ağların barınma ve destek imkânı sunduğuna işaret ediyor. Güvenlik çevreleri bu tabloyu, sınır aşan işbirliğinin eksik kaldığına dair açık bir uyarı olarak değerlendiriyor.
535 Zanlı Neden Yakalanamadı?
Güvenlik ve akademi çevrelerine göre firarilerin yakalanamamasında birden fazla etken rol oynuyor: Radikal sağcı ağlar arasındaki dayanışma mekanizmaları, sınır ötesi kaçış yollarının artması, bazı zanlıların yeraltı yaşamına geçmesi, kırsal bölgelerde iz sürmenin teknik zorlukları ve güvenlik birimlerindeki personel yetersizlikleri öne çıkan faktörler.
Bu nedenle federal ve eyalet birimlerinde uluslararası iş birliğinin güçlendirilmesi, dijital-finansal ağların daha yakın takibi ve açık tutuklama dosyalarına daha fazla öncelik verilmesi gerektiği yönündeki değerlendirmeler son dönemde daha sık dile getiriliyor. Sol Partili Clara Bünger, durumun aciliyetine dikkat çekerek “Kurumlar daha fazla kayıtsız kalmamalı. Bu dosyalara gerçek bir öncelik verilmeli.” çağrısında bulunuyor.
2024’te Aşırı Sağcı Suçlarda Zirve Görüldü
Aşırı sağın oluşturduğu güvenlik sorunu, yalnızca kaçak durumdaki kişilerin sayısal fazlalığı ile sınırlı değil. Federal raporlar, 2024’ün aşırı sağcı suçlarda son yılların zirvesine ulaştığını gösteriyor. Almanya’nın iç istihbarat kurumu Anayasayı Koruma Teşkilatı (Verfassungsschutz), 2024 raporunda aşırı sağ tehdidinin niceliksel ve niteliksel boyutlarını ayrıntılı biçimde ortaya koyuyor.
Aşırı sağcı kişiler potansiyeli (rechtsextremistisches Personenpotenzial) 2023’e göre 9.650 kişi arttı ve 50.300 kişiye ulaştı. Bu sayı, son yıllarda düzenli bir artış eğilimi gösteriyor ve yalnızca bir önceki yıla kıyasla yüzde 24’lük bir yükseliş anlamına geliyor.
Bu potansiyel üç bileşenden oluşuyor:
- Partiler: AfD gençlik yapılanmaları ve Die Heimat, NPD gibi partilerin ardılları
- Parti dışı örgütlenmeler: Neonazi gençlik örgütleri, sahne yapıları, dernekler, yayınevleri
- Örgütsüz radikal sağ: Subkültürel gruplar, bireysel militanlar, bağımsız şiddet failleri
Rapora göre özellikle şiddete eğilimli kesimdeki artış çarpıcı: 15.300 kişi, son yılların en yüksek seviyesi. 2024’te Almanya’da toplam 37.835 aşırı sağcı suç kaydedildi: Bu, bir önceki yıla göre yüzde 47,4 artış anlamına geliyor. Günlük ortalama: 104 suç. Şiddet kategorilerinde 1.281 şiddet suçu (2023: 1.148), yabancı uyruklu kişilere yönelik 916 (2023: 874) yaralama vakası ve 983 (2023: 933) şiddet olayı yer alıyor.
Rapor, şiddetin norm hâline geldiğine, özellikle göçmen kökenlilere yönelik saldırılarda istikrarlı bir yükseliş olduğuna işaret ediyor. Verileri değerlendiren Federal İçişleri Bakanı Alexander Dobrindt, “Anayasal düzen neredeyse her gün saldırı altında” ifadelerini kullandı.
Aşırı Sağcı Etkinlikler ve Sokak Gösterileri
Aşırı sağın kültürel mobilizasyon unsurlarından biri olan müzik etkinlikleri 2024’te 307 olarak kaydedildi (2023: 322). Bu, on yıl sonra ilk düşüş. Ancak Anayasayı Koruma Teşkilatı bu düşüşün radikal sağın etkisinin azaldığı anlamına gelmediğini, büyük konserlerden kapalı devre, küçük etkinliklere kayış yaşandığını belirtiyor. Şarkı geceleri, sahne buluşmaları ve küçük salon konserleri genç katılımcılar için hâlâ güçlü bir kimlik bağlayıcı, radikalleştirici alan.
Sokak mobilizasyonu da bu eğilimi doğrular nitelikte: Yıl boyunca düzenlenen 360 aşırı sağcı gösteride göçmen karşıtlığı ve antisemitizm başat temalar hâline geldi. Mannheim ve Solingen şehirlerindeki saldırıların ardından radikal sağın sokaktaki görünürlüğü daha da belirginleşirken, Orta Doğu’daki çatışmaların tetiklediği toplumsal gerilimler de bu mobilizasyonun retoriğini besledi.
İstihbaratın verileri aşırı sağ eğilimlerin oluşturduğu güvenlik riskini anlamak açısından kritik olsa da iç istihbaratın bu alandaki rolüne ilişkin tartışmalar sürüyor.
İnsan hakları savunucusu ve anayasa hukukçusu Dr. Rolf Gössner, Perspektif’e verdiği söyleşide, Anayasayı Koruma Teşkilatının bugün aşırı sağ tehdidinin en önemli bilgi kaynağı olarak konumlanmasının, kurumun NSU cinayetleri de dahil olmak üzere yıllarca aşırı sağcı ağları ortaya çıkarmada başarısız olmuş skandal dolu geçmişiyle çeliştiğini hatırlatmış ve “radikal sağın gerçek boyutunu tespit etmekte geciken bir kurumun, şimdi bu tehdidin en güvenilir tanığı olarak görülmesinin problemli olduğuna” dikkat çekmişti.
Toplumsal Destek Azalsa da Radikalleşme Artıyor
Arazideki radikalleşme hızla artarken, toplumsal alanda aşırı sağcı ideolojilere verilen destek düşüş eğiliminde. Friedrich-Ebert-Stiftung için yapılan ve Almanya’nın siyasal ve toplumsal nabzını ölçen Merkez Araştırması (Mitte-Studie) adlı periyodik çalışma, açık bir aşırı sağcı dünya görüşünü benimseyenlerin oranında azalma olduğunu gösteriyor.
Ancak uzmanlara göre bu düşüş, radikalleşmenin durduğu anlamına gelmiyor. Aksine, daha küçük ama daha sertleşmiş, daha şiddete eğilimli bir çekirdek kitlenin ortaya çıktığına işaret ediyor. (P)





