Almanya

Rahma Ayat Cinayeti: Savcılık Soruşturması Kurumsal İhmalle Suçlanıyor

Hannover Savcılığı, Cezayirli sağlık çalışanı Rahma Ayat’ın öldürülmesinde ırkçı bir motivasyon bulunmadığını söylerken; Ayat ailesi ve yeni başlatılan bir imza kampanyasının organizatörleri, ifadelerin geç alınması ve kritik beyanların dışarıda kalması nedeniyle soruşturmanın eksik yürütüldüğünü ve kurumsal ihmaller içerdiğini öne sürüyor.

Rahma Ayat Cinayeti: Savcılık Soruşturması Kurumsal İhmalle Suçlanıyor
Irkçı bir cinayete kurban giden 26 yaşındaki Cezayirli hemşire adayı Rahma Ayat

Almanya’da temmuz ayında Cezayirli sağlık çalışanı Rahma Ayat’ın öldürülmesi ülke gündeminde kısa süreli bir etki yaratmış, ancak soruşturmanın seyri ve resmî makamların yaklaşımı özellikle göçmen topluluklarda ciddi tartışmalara yol açmıştı. Kasım ayında dosyada iki önemli gelişme yaşandı: Hannover Savcılığı şüpheli komşu hakkında nitelikli cinayet suçlamasıyla iddianame hazırladı; hemen ardından yayımlanan bir imza kampanyası ise soruşturmayı “eksik, dengesiz ve kurumsal önyargılarla malul” olmakla suçladı.

Bu iki gelişme, Rahma Ayat dosyasını yalnızca bir adli vaka olmaktan çıkararak Almanya’da Müslüman karşıtı şiddet, soruşturma süreçlerindeki yapısal eşitsizlik ve medya ilgisinin standartları üzerine daha geniş bir tartışmanın parçasına dönüştürdü.

Savcılığa Göre, Cinayeti Irkçı Motivasyona Bağlayacak Delil Yok

13 Kasım tarihinde açıklama yapan Hannover Savcılığı, zanlı Alexander K. hakkında Alman Ceza Kanunu’nun ağırlaştırılmış hükümlerini içeren cinayet suçlamasıyla mahkemeye başvurdu. Savcılığa göre saldırı, Rahma’nın kapıda savunmasız yakalanmış olması nedeniyle kurbanın zayıf konumunu bilerek kullanma (“heimtückisch”) niteliğini taşıyor; ayrıca failin “nedensiz ve yoğun öfke birikimi” de “aşağı saik” kapsamında değerlendiriliyor.

Savcılık, saldırganın dijital materyalleri, sosyal medya geçmişi ve tanık beyanları üzerinde aylardır yürüttüğü incelemelerin ardından ırkçı, İslam karşıtı veya siyasi bir motivasyon bulgusuna rastlanmadığını bir kez daha vurguladı. Saldırının geçmişte farklı kiracılarla da yaşanan gerilimlerin benzeri bir komşuluk çatışmasının tırmanması sonucu meydana geldiği yönünde bir değerlendirme paylaşıldı.

İmza Kampanyası: “Kritik Tanıklıklar İşlenmeden Dosya Kapatıldı”

30 Kasım’da Change.org platformunda başlatılan imza kampanyası ise, savcılığın bu değerlendirmesine sert bir dille karşı çıkıyor. Kampanyayı organize eden inisiyatif, dosyanın “tek taraflı tanıklıklara dayandığını, mağdur yakınlarının beyanlarının süreçte geri plana itildiğini, olası ırkçı ve Müslüman karşıtı motivasyonun erken kapatıldığını” savunuyor.

Kampanya metni, Rahma’nın başörtüsü ve kökeni nedeniyle aylarca rahatsız edildiğini aile üyelerine aktardığını ve bu ifadelerin saldırganın çevresinden gelen beyanlarla eşit ağırlıkta değerlendirilmesi gerektiğini belirtiyor. İnisiyatif, “Ailenin anlatımları tam olarak dosyaya girmeden motivasyon analizi yapılmış olması, soruşturmada yapısal bir sorun olduğunun göstergesidir.” görüşünde.

Ayat Ailesinin Beyanları Dosyaya Dahil Edildi mi?

Bu eleştiri yeni değil; aksine, temmuz ayında olayın hemen ardından bizzat Ayat ailesi tarafından dile getirilmişti. Hannover Savcılığı, aile Almanya’da yaşamadığı için ifadelerin yalnızca adli yardımla Cezayir’deki konsolosluklar üzerinden alınabileceğini ve bunun “aylar sürebileceğini” açıklamıştı. Bu durum, soruşturmanın en kritik tanıklıklar olmadan ilerlediği yönünde o dönemde de tepkilere neden olmuştu.

30 Kasım’da başlatılan imza kampanyası, bu eski sorunu yeniden gündeme taşıyor ve daha geniş bir eleştiriye dönüştürüyor: Ailenin beyanları gecikmiş, eksik veya sınırlı biçimde değerlendirilmişken; failin çevresinin tanıklıkları soruşturmanın çerçevesini belirlemiş olabilir.

Sosyal medya platformları üzerinden duyurulan kampanya, özellikle şu talepleri öne çıkarıyor:

  • Ailenin ifadelerinin yeniden alınması, çünkü mevcut soruşturmada yeterince ağırlık verilmediği,
  • Irkçı veya Müslüman karşıtı bir motivasyon ihtimalinin kapatılmaması, çünkü Rahma’nın başörtüsü nedeniyle hedef alındığı yönünde subjektif ama tutarlı beyanlar bulunduğu,
  • Savcılığın sanık çevresinden daha fazla tanık dinlediği, buna karşılık mağdurun yakın çevresinin ifadelerinin sınırlı sayıda ve gecikmeyle işlendiği eleştirisi,
  • Medya ve siyaset kurumlarının olayı “sessizce geçiştirdiği”, federal düzeyde hiçbir taziye mesajı ya da siyasi açıklama yapılmadığı ifade ediliyor.

İmza kampanyası aynı zamanda şu soruyla bir çağrıda bulunuyor: “Eğer öldürülen genç kadın Müslüman değil, fail ise göçmen kökenli olsaydı, dava kamuoyunda farklı mı ele alınırdı?”

Cinayete Dair Medyanın ve Kamuoyunun İlgisi Düşük

2 Aralık itibarıyla 1100’den fazla kişinin katıldığı imza kampanyasının yürütücülerine göre temmuz ayındaki anma etkinlikleri ve #JusticeForRahma etiketi kısa süreli bir görünürlük yaratmış olsa da, olay Almanya genelinde büyük bir siyasi gündem oluşturmadı.

Konuyu haberleştiren IslamiQ‘e göre bunun çeşitli nedenleri bulunuyor: Ana akım medya kuruluşlarının olayı “kadın cinayeti” ya da “kişisel trajedi” çerçevesinde ele alması, resmî kurumların dosyayı hızla “kişisel anlaşmazlık” kategorisine yerleştirmesi, Almanya’da Müslüman karşıtı şiddet vakalarının genellikle geniş haber değeri bulmaması ve göçmen kökenli mağdurlara dair haberlerin çoğu zaman kurumsal açıklamalara bağımlı bir dille aktarılması.

Cinayete Yönelik Yargı Süreci Ne Aşamada?

Savcılığın iddianamesi şu anda Hannover Eyalet Mahkemesi tarafından inceleniyor. Almanya’da bu aşama ara muhakeme aşaması (Zwischenverfahren) olarak adlandırılıyor ve mahkemenin iddianamenin yeterli olup olmadığına karar verdiği kritik bir süreç.

Mahkeme iddianameyi kabul ederse ana duruşma aşaması (Hauptverfahren) başlayacak. Bu süreçte hem savcılığın bulguları hem de ailenin iddialarının avukatlar tarafından nasıl gündeme taşınacağı belirleyici olacak.

Ailenin avukatları ve imza kampanyasını düzenleyen inisiyatifler, mahkemeye yeni deliller sunulabileceğini, özellikle Rahma’nın daha önceki taciz iddialarının dosyaya yeniden dahil edilmesi gerektiğini savunuyor. Davanın 2026’nın ilk aylarında görülmeye başlaması bekleniyor.

Rahma Ayat Nasıl Öldürülmüştü?

Hannover Savcılığının iddianamesi saldırının seyrine dair önceki bilgileri netleştiriyor. Buna göre Rahma Ayat, olay günü dairesinin kapısında komşusu Alexander K. tarafından hazırlıksız ve savunmasız bir anda hedef alındı.

İddianame, genç kadına çok sayıda bıçak darbesi indirildiğini, bunlardan birinin hayati organa yöneldiği ve tıbbi müdahale yapılamadan ölümle sonuçlandığını belirtiyor. Sanık saldırıdan sonra suçu kabul etti ancak motifine dair herhangi bir açıklama yapmayı reddetti. Savcılığın mevcut soruşturmasına göre Alexander K., uzun süredir devam eden bir gerilimi “ani ve yoğun bir öfke patlamasına” dönüştürerek şiddete başvurdu. (P)

Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi #0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler