Karim Khan Dosyası: Yakalama Emrini Çıkartan Başsavcı Sabote mi Edildi?
Netanyahu ve diğer İsrailli yetkililer için yakalama emri çıkaran UCM Başsavcısı Karim Khan hakkında açılan cinsel taciz soruşturması, Middle East Eye ve Le Monde’un ulaştığı belgelere göre, kurum içinden ve dışarıdan gelen çok katmanlı ve organize müdahalelerle yönlendirilmişe benziyor.

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Başsavcısı Karim Khan’ın, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ve diğer İsrailli yetkililer hakkındaki savaş suçu soruşturması sürecinde maruz kaldığı baskılar, son aylarda iki önemli gazetecilik soruşturmasının odağı oldu. Middle East Eye (MEE) ve Le Monde tarafından yapılan araştırmalar, hem devletler düzeyinde hem de UCM içindeki kurum içi aktörlerce yürütülen sistematik bir yıpratma kampanyasının Karim Khan ve makamına hedef aldığını ortaya koyuyor.
Karim Khan Tarafından Yönetilen Filistin Dosyası ve Buna Gelen Tepkiler
İngiliz vatandaşı ve hukukçu Khan, 2021 yılında UCM Başsavcılığına getirildi. Göreve gelişinin ardından, selefi Fatou Bensouda’nın başlattığı Filistin dosyasını devraldı. 7 Ekim 2023’teki Hamas saldırısının ve sonrasında İsrail’in Gazze’ye yönelik yoğun askerî operasyonlarının ardından, devraldığı soruşturma Netanyahu, Yoav Gallant, Bezalel Smotrich ve Itamar Ben Gvir gibi İsrail hükûmetinin önde gelen isimlerini kapsar hâle geldi.
MEE’nin aktardığına göre, başta Birleşik Krallık ve ABD olmak üzere bazı devletlerin temsilcileri, Khan’a farklı kanallardan baskılar yaptı. 23 Nisan 2024’te dönemin Birleşik Krallık Dışişleri Bakanı David Cameron, Khan’ı telefonla arayarak yakalama emirlerinin “hidrojen bombası etkisi” yaratacağını söyledi ve Birleşik Krallık’ın Roma Statüsü’nden çekilebileceğini bildirdi.
ABD tarafından ise Senatör Lindsey Graham’ın da dahil olduğu Cumhuriyetçi senatörler grubunun, Khan’ı hem yaptırımla tehdit ettiği hem de “hedefiniz İsrail olursa biz de sizi hedef alırız” mesajı verdiği belirtildi. MEE, İsrail’in istihbarat teşkilatı olan Mossad’ın UCM’ye ev sahipliği yapan Lahey’de aktif olduğuna dair Khan’a iletilen bir Hollanda istihbarat uyarısına da yer verdi. Ayrıca, Andrew Cayley isimli eski bir ICC yetkilisi, Aralık 2024’te kendisine ulaşan Hollanda istihbaratı tarafından uyarıldığını açıkladı: “Bana İsrail’in düşmanı olduğum ve arkamı kollamam gerektiği söylendi.”
UCM’nin Baskılara Direnişi ve İçeriden Sabotaj Şüphesi
Le Monde’un yayınladığı habere göre, UCM içindeki en dikkat çekici figür, Khan’ın özel asistanı olan Thomas Lynch’ti. Hem MEE hem Le Monde, Lynch’in soruşturma sürecinde Netanyahu ve çevresi ile dolaylı iletişimi olduğuna işaret eden iddiaları aktarıyor.
Mayıs 2024’te Lynch’in, Khan’a, Trump yönetimine yakın bir isim olan Amerikalı Av. Alan Dershowitz ile Kudüs’te bir akşam yemeği düzenlemeyi ve Netanyahu’nun bu yemeğe “sürpriz şekilde” katılmasını sağlamayı teklif ettiği belirtiliyor. Haberlere göre Khan, bu teklifi “Gazze’de insanlar açlıktan ölürken Netanyahu ile hindi yemek, Oliver Twist romanı gibi bir şey,” sözleriyle reddetti.
Her iki kaynak da, Lynch’in ICC iç denetim mekanizmasına başvurarak, Khan’a yönelik Ekim 2024’te öne sürülen, bir kadın UCM personeline ilişkin cinsel taciz iddialarını ilk resmî makama taşıyan kişi olduğuna işaret ediyor. Le Monde, bu başvurunun ardından kamuoyuna sızan bilgilerin kaynağının da Lynch’e ait bir not olduğu bilgisini paylaşıyor.
Cinsel Taciz Suçlamalarının Zamanlaması
Khan’ın üzerine yönelen cinsel taciz iddialarının zamanlaması, her iki yayın organının dikkat çektiği başka bir unsur oldu. Cinsel taciz suçlamasında bulunan UCM personelinin kimliği kamuoyuna açıklanmadı. Middle East Eye’ın elde ettiği mesajlara göre söz konusu personel, Başsavcı Karim Khan’a yönelik iddialarını resmî mercilere bildirmeden önce bazı özel yazışmalarında “bu bir oyun” ve “piyon olmayacağım” gibi ifadeler kullandı. Le Monde’un aktardığına göre ise aynı personel, UCM iç denetim birimiyle ve sonrasında görevlendirilen BM müfettişleriyle görüşmeyi reddetti. Aynı zaman Khan’ın ailesiyle de irtibatı olduğu ifade edilen personelin bu tavrı, suçlamaların ciddiyetini gölgede bırakmasa da, zamanlaması ve mahkeme içi gelişmelerle eşzamanlılığı nedeniyle, sürecin bağımsızlığı konusunda tartışmalara yol açtı. Le Monde, Birleşmiş Milletler İç Denetim Hizmetleri Ofisi (UN IOS) tarafından başlatılan hâlen devam ettiğini belirtirken, eski ICC yargıcısı Cuno Tarfusser’in bu süreci “usulsüz ve kişiye özel olarak kurgulanmış” bir yöntem olarak tanımladığını aktardı.
Middle East Eye ve Le Monde tarafından ortaya konan belgeler, hem siyasi hem istihbari hem de kurumsal kaynaklı baskıların UCM’yi hedef aldığı çok katmanlı bir tabloyu işaret ediyor. Süreç, yalnızca bir başsavcının yıpratılmasından öte, uluslararası ceza yargısının geleceğine dair kaygıları da gündeme getiriyor. Soruşturmalar, UCM içindeki hizalanmaları, devletlerarası baskıları ve bireylerin kişisel rollerini şeffaflaştırırken, mahkemenin bağımsızlığı ve meşruluğu üzerine uluslararası tartışmaların da fitilini ateşledi. MEE ve Le Monde’ın araştırmalarına göre süreçteki önemli tarihleri şöyle özetlemek mümkün:
- 16 Mart 2024: Karim Khan’ın ekibi, İsrail Başbakanı Netanyahu ve diğer yetkililer hakkında yakalama emri başvurusuna hazır olduklarına karar verdi.
- 20 Nisan 2024: Thomas Lynch, Khan’ın eşi Shyamala Alagendra’ya özel olarak, yakalama emirlerine devam edilmesinin “ciddi sonuçları” olacağı uyarısını yaptı.
- Nisan sonu 2024: Birleşik Krallık Dışişleri Bakanı David Cameron, Karim Khan’ı arayarak, İsrailli liderlere yönelik emir çıkması hâlinde Birleşik Krallık’ın UCM’yi fonlamayı bırakıp Roma Statüsü’nden çekileceğini söyledi.
- Mayıs başı 2024: Khan’a yönelik cinsel taciz suçlamaları hakkında ilk iç soruşturma başlatıldı ve kapatıldı.
- Mayıs sonu 2024: Khan, Netanyahu, Gallant ve üç Hamas lideri hakkında yakalama emri talep ettiğini kamuoyuna açıkladı.
- 1 Kasım 2024: UCM, Netanyahu ve Gallant hakkında yakalama emirlerini resmen çıkardı.
- Kasım sonu 2024: İkinci taciz soruşturması süreci başlatıldı.
- 1 Mayıs 2025: Avukat Nicholas Kaufman, Khan’a, Netanyahu hakkındaki yakalama emri düşürülmezse hem kendisinin hem de mahkemenin “yok edileceği” tehdidinde bulundu.
- Mayıs ortası 2025: Khan, cinsel taciz suçlamalarıyla ilgili devam eden BM soruşturmasının sonucu beklenirken süresiz izne ayrıldı.
- Haziran 2025: ABD, mahkemede görevli dört UCM yargıcına yönelik yaptırımlar uyguladı.
- Temmuz 2025: ABD Dışişleri Bakanlığı hukuk danışmanı Reed Rubinstein, tüm yakalama emirleri ve İsrail’e ilişkin soruşturma düşürülmediği takdirde “her seçeneğin masada olduğunu” belirtti.
Netanyahu ve Diğer İsrailli Yetkililere Yönelik Soruşturmanın Geleceği
Hem MEE hem de Le Monde, istifa etmeyen ama Mayıs 2025’in ortalarında izne ayrılmasından önce Khan’ın Bezalel Smotrich ve Itamar Ben Gvir için de yakalama emirleri hazırladığını ancak UCM tarafından artık kamuya yeni emirlerin açıklanmaması kararı alındığını aktardı. UCM’nin başında şu an iki vekil başsavcı bulunuyor ve bu nedenle de sürecin geleceği belirsizliğini koruyor.
Ağustos 2025 itibarıyla, Netanyahu ve diğer İsrailli yetkililer hakkındaki UCM soruşturması teknik olarak hâlen açık ve kapatılmamış durumda. Ancak Başsavcı Khan’ın izne ayrılmasından sonra sürecin hızı ve şeffaflığı ciddi şekilde azaldığı ifade ediliyor. Mahkeme, yeni yakalama emirlerinin artık kamuoyuna duyurulmayacağını belirten bir uygulamaya geçtiği için, Bezalel Smotrich ve Itamar Ben Gvir gibi kişilerle ilgili dosyaların resmen sunulup sunulmadığı bilinmiyor. UCM yargı heyeti, ayrıca İsrail tarafından getirilen “yetki tartışması” itirazını da görüşmeye devam ediyor.
ABD tarafından, Khan dahil dört UCM yargıcına yönelik yaptırım uygulamaya alınmış durumda. Uluslararası hukukçulara göre yürütülecek her yeni adım, hem siyasi hem diplomatik baskılara hem de ICC içinde devam eden idari süreçlere bağlı hâle gelmiş durumda. UCM’nin bağımsızlığını koruyup koruyamayacağı, başsavcılık makamının yeniden aktif hâle gelip gelmeyeceği ve dosyanın sonuca ulaşıp ulaşmayacağı belirsizlik içerisinde. Mayıs 2024’te CNN’e verdiği bir röportajda Khan, adını vermediği önemli bir ülkenin liderinin kendisine “UCM Afrika ve Putin gibi haydutlar için kuruldu” sözlerini sarf ettiğini açıklamıştı. (P)