'Gazze Şeridi'

BM Komisyonu: “İsrail’in Gazze’de Soykırım Yaptığına Eminiz”

BM Bağımsız Uluslararası Soruşturma Komisyonu, Gazze’de 7 Ekim 2023’ten bu yana yaşananların Soykırım Sözleşmesi kapsamına girdiğini tespit etti. Komisyon, İsrail’in beş soykırım fiilinden dördünü işlediğini belirterek tüm devletlere yükümlülüklerini hatırlattı.

Fotoğraf: Shutterstock

Birleşmiş Milletler (BM) İşgal Altındaki Filistin Toprakları Hakkında Bağımsız Uluslararası Soruşturma Komisyonu, yayımladığı son raporda İsrail’in Gazze’de soykırım işlediğini tespit etti ve tüm devletleri bu suçu durdurma yükümlülüklerini yerine getirmeye çağırdı. Rapor, BM İnsan Hakları Konseyinin 60. oturumunda sunuldu ve İsrail’in saldırıları altındaki Gazze ile işgal altındaki Filistin topraklarındaki duruma ilişkin kapsamlı bulgular içeriyor.

Komisyon, İsrail ve diğer devletlere, soykırımı sona erdirmek ve sorumlularını cezalandırmak için uluslararası hukuk çerçevesinde adım atma çağrısı yaptı. Komisyon Başkanı, Güney Afrikalı hukukçu Navi Pillay, açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “Tarih bizi yargılayacak. Bunlar savaşın kazara yaşanan olayları değil; bir halkın yok edilmesini amaçlayan eylemler.”

Soykırım Yapıldığını Tespit Eden Yapan BM Komisyonun Görevi Nedir?

İşgal altındaki Filistin toprakları ve İsrail’in yaptığı hak ihlalleri hakkında çalışan Bağımsız Uluslararası Soruşturma Komisyonu tarafından hazırlanan 72 sayfalık hukuki analiz raporunun, BM’nin Gazze konusunda bugüne kadar yaptığı en güçlü tespit metni niteliğinde olduğu ifade ediliyor.

27 Mayıs 2021’de kurulan Komisyon, 13 Nisan 2021’den önce ve sonrasını kapsayacak şekilde, Doğu Kudüs dâhil işgal altındaki Filistin topraklarında ve İsrail’de uluslararası insancıl hukuk ile insan hakları hukukunun tüm ihlal iddialarını araştırmakla görevli. Mahkeme niteliği taşımayan bu yapı, doğrudan hüküm veremiyor; ancak hazırladığı raporlarla diplomatik baskı yaratıyor ve uluslararası yargı süreçlerinde kullanılabilecek delillerin toplanmasına katkı sağlıyor.

Komisyon, daha önce BM İnsan Hakları Konseyi ve Genel Kurul’a sunduğu raporlarda da İsrail güvenlik güçlerini insanlığa karşı suçlar ve savaş suçları ile ilişkilendirmişti. Bunlar arasında imha, işkence, tecavüz, cinsel şiddet, zorla nakil, insanlık dışı muamele, cinsiyet temelli zulüm ve açlığın savaş yöntemi olarak kullanılması gibi fiiller yer alıyordu. Ayrıca Komisyon, İsrail makamlarının doğumları engelleyici tedbirler uyguladığını ve bu yolla Filistinlilerin üreme kapasitesini kısmen yok ederek, bir grup olarak fiziksel varlıklarını sürdüremeyecekleri yaşam koşullarını kasten yarattığını da kaydetmişti.

“İsrail Beş Soykırım Eyleminden Dördünü Gerçekleştiriyor”

“Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi Uyarınca İsrail’in Gazze’deki Eylemlerine İlişkin Hukuki Analiz” başlıklı rapor, 7 Ekim 2023 ile 31 Temmuz 2025 arasındaki dönemi kapsıyor. Raporda, İsrailli yetkililer ve güvenlik güçlerinin Soykırım Sözleşmesi’nde tanımlanan beş fiilden dördünü işlediği belirtildi:

  • Filistinlileri öldürmek,
  • Ağır bedensel veya zihinsel zarar vermek,
  • Kısmi ya da tam yok oluşa yol açacak yaşam koşullarını kasten yaratmak,
  • Doğumları engellemeye yönelik tedbirler almak.

Komisyon, sivil ve askerî yetkililerin beyanları ile güvenlik güçlerinin eylemlerinin, Gazze’deki Filistinlileri grup olarak yok etme niyeti taşıdığını gösterdiğini vurguladı. Ayrıca bu eylemlerin İsrail devletine atfedilebileceğini kaydeden rapor, İsrail’in soykırımı önleyememekle kalmayıp bizzat işlediği ve failleri cezalandırmadığı sonucuna vardı. İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, Başbakan Benjamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant da soykırıma teşvikle suçlandı; bu kışkırtmaların İsrailli makamlarca engellenmediği belirtildi.

“İsrail’in Gazze’deki Filistinlileri Yok Etme Niyeti Açık”

Komisyon Başkanı Navi Pillay, İsrail’in Gazze’deki eylemlerinin Soykırım Sözleşmesi’nin tüm kriterlerini karşıladığını söyledi: “Komisyon, İsrail’in Gazze’deki soykırımdan sorumlu olduğunu tespit etti. Filistinlileri yok etme niyetinin olduğu açık.”

Pillay, İsrail’in Uluslararası Adalet Divanı’nın geçici tedbir kararlarını ve BM organları ile sivil toplum kuruluşlarının uyarılarını hiçe saydığını belirtti. Yaklaşık iki yıldır sürdürülen bu yıkım stratejisinin en üst düzey İsrailli liderlerce yönlendirildiğini vurgulayan Pillay, İsrail’in hem soykırımı soruşturmamakta hem de sorumluları yargılamamakta ısrar ederek “önleme ve cezalandırma” yükümlülüğünü yerine getirmediğinin altını çizdi.

“Soykırımı Desteklemek de Bir Suçtur”

Raporda, BM üyesi devletlere açık bir çağrı yapıldı: İsrail’e soykırımda kullanılabilecek silah ve teçhizatın transferi durdurulmalı; ülkelerdeki kişi ve şirketlerin soykırımın işlenmesine ya da teşvik edilmesine katkısı engellenmeli. Ayrıca, bu tür kişi ve şirketler hakkında soruşturmalar açılması ve yasal süreçlerle hesap sorulması tavsiye edildi. Komisyon Başkanı Navi Pillay, uluslararası toplumun sorumluluğunu şu sözlerle vurguladı:

“İsrail’in Gazze’de başlattığı soykırım kampanyasına sessiz kalınamaz. Soykırımın işaretleri ve kanıtları ortadayken harekete geçmemek, suç ortaklığı demektir.” Pillay, bu kayıtsızlığın her gün daha fazla can kaybına yol açtığını, aynı zamanda uluslararası toplumun güvenilirliğini zedelediğini belirterek şunu ekledi: “Tüm devletler, Gazze’deki soykırımı durdurmak için makul ölçüde ellerinde bulunan tüm araçları kullanma yükümlülüğü altındadır.”

Raporda İsrail’e ayrıca, açlığı savaş silahı olarak kullanmaya son vermesi, ablukayı kaldırması ve insani yardımın engelsiz erişimine izin vermesi çağrısı yapıldı. BM personeli ile uluslararası yardım kuruluşlarının Gazze’ye girişinin engellenmemesi gerektiği de vurgulandı.

Komisyon, Gazze İnsani Yardım Vakfı (GHF) tarafından işletilen dağıtım merkezlerinde yiyecek arayan Filistinlilerin İsrail güçlerince öldürüldüğünü de kaydetti. ABD ve İsrail tarafından desteklenen bu yapının, mevcut yardım ağının yerini aldığı belirtildi. Rapora göre aralarında çocukların da bulunduğu yüzlerce kişi, yardıma erişmeye çalışırken vurularak hayatını kaybetti.

Komisyon Başkanı: “Vardığımız Sonuç Net: İsrail Gazze’de Soykırım Yaptı”

Komisyona başkanlık eden 83 yaşındaki Güney Afrikalı hukukçu Navi Pillay, New York Times için kaleme aldığı yazıda, İsrailli yetkililerin Gazze’deki eylemlerin önceden planlandığını gösteren açıklamalarına dikkat çekti. Pillay, “Bunlar savaşın kazara yaşanan olayları değil; bir halkın yok edilmesini hedefleyen kasıtlı eylemler,” dedi.

7 Ekim 2023 ile 31 Temmuz 2025 arasındaki döneme ilişkin kapsamlı soruşturmalar, çok sayıda kaynağın doğrulaması ve İsrail’in de taraf olduğu 1948 BM Soykırım Sözleşmesi’nin hukuki çerçevesi ışığında yapılan değerlendirmeler sonucunda Pillay, “Sonucumuz nettir: İsrail, Gazze’de Filistinlilere karşı soykırım suçunu işlemiştir,” ifadesini kullandı.

Pillay ayrıca soykırımı önleme yükümlülüğünün yalnızca devletlere değil, uluslararası sistemin tamamına ait olduğunu vurguladı. BM Güvenlik Konseyi’nin “vicdanların gömüldüğü bir mezarlık” olmaması gerektiğini söyleyen Pillay, yıkımın boyutuna dair çarpıcı veriler paylaştı: Gazze sağlık yetkililerine göre 64 binden fazla Filistinli öldürüldü; bunların 18 binden fazlası çocuk, yaklaşık 10 bini ise kadın. Gazze’de beklenen yaşam süresi bir yıl içinde 75’ten 40’ın biraz üzerine düşerek tarihteki en büyük gerilemelerden birini yaşadı. Hastaneler, okullar, kiliseler, camiler ve tüm mahalleler yok edilirken, açlığın bir savaş aracı olarak kullanıldığı ve sağlık sisteminin bilinçli biçimde çökertildiği belirtildi.

Öte yandan İsrail Dışişleri Bakanlığı, -her zamanki inkâr eden tavrını sürdürerek- raporun tespitlerini “kesin bir şekilde reddetti.” Bakanlık sözcüsü, Komisyonu “Hamas’ın taşeronluğunu yapmakla” suçladı ve raporu “yanlı ve yalan” olarak nitelendirdi. İsrail ayrıca, Komisyonun feshedilmesi çağrısında bulundu.

Gazze’de Son Surum: İsrail Kara İşgaline Yöneldi

Birleşmiş Milletler’in İsrail’in Gazze’de soykırım işlediğini tespit eden raporunu yayımlamasının hemen ardından İsrail, uzun süredir planladığı kara harekâtını Gazze kentinde başlattı. Yaklaşık 2,3 milyon Filistinlinin yaşadığı bölgede savaş 23 aydır sürüyor. Bir milyondan fazla kişinin yaşadığı kent merkezini ele geçirme kararı, dünya genelinde tepki topladı. İsrailli bir yetkiliye göre, Gazze’nin yaklaşık yüzde 40’ı –yaklaşık 350 bin kişi– güneye kaçmak zorunda kaldı. Çok sayıda bina yıkılırken aileler enkaz altındaki yakınlarını elleriyle kazmaya çalışıyor. Sağlık yetkilileri El Cezire’ye, gün doğumundan bu yana en az 106 Filistinlinin öldüğünü, bunların 91’inin Gazze’de yaşamını yitirdiğini söyledi. Acil servisler, Darac mahallesine yapılan bombardımanda 20 kişinin öldüğünü, tüm apartman bloklarının yerle bir edildiğini bildirdi.

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, Gazze’deki durumu “dehşet verici” diye tanımlayarak savaşın “ahlaki, siyasi ve hukuki açıdan kabul edilemez” olduğunu söyledi. İsrail’in en büyük destekçilerinden Almanya’nın  Dışişleri Bakanı Johann Wadephul bile, İsrail’in kara işgalinin “tamamen yanlış yönde bir adım” olarak değerlendirdi. İngiltere’nin yeni dışişleri bakanı Yvette Cooper, operasyonun “daha fazla kan dökülmesine yol açacağını” belirtti. AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, saldırının “Zaten umutsuz olan durumu daha da kötüleştireceğini” ifade etti. Sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı paylaşımda “Daha fazla ölüm, daha fazla yıkım ve daha fazla yerinden edilme anlamına gelecek” dedi.

Çok sayıda insan hakları örgütü ve soykırım uzmanı İsrail’in askeri operasyonunu soykırım olarak niteliyor. Uluslararası Ceza Mahkemesi geçen yıl Başbakan Benjamin Netanyahu hakkında savaş suçlarından tutuklama kararı çıkarmıştı.

Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler