“Almanya’da İmamların Görev Alanı ve Sorumlulukları Genişliyor”
Almanya İslam Konseyi ve Menar Enstitüsü tarafından üçüncü kez düzenlenen İmam Forumu imamların artık yalnızca dinî rehber değil, şehir toplumunun başvuru merciine dönüşen aktörler olarak artan sorumluluklarını ve destek ihtiyaçlarını gündeme taşıdı.

Almanya’da 2 binden fazla imam görev yapıyor. Almanya’da imamların eğitimi ve finansmanı uzun süredir kamuoyunda tartışılan konular arasında. Almanya’da yetişmiş ve Almanca konuşan imamlara duyulan talep artarken, imamlar hem cemaatler hem de kamu kurumları için giderek daha fazla başvuru merciine dönüşüyor. İmamların artan görev tanımlarını ve şehir toplumundaki rollerini ele almak amacıyla düzenlenen Köln’de düzelenen İmam Forumu, üçüncü toplantısında imamların ihtiyaç duyduğu yapısal ve mesleki destekleri gündeme taşıdı.
İmam Forumu Üçüncü Kez Düzenlendi
Almanya İslam Konseyi (Islamrat) ile İslami Araştırma ve Eğitim Enstitüsü (Menar) tarafından düzenlenen üçüncü İmam Forumu, dinî görevlilerin değişen sorumluluklarını, iletişim kapasitesini ve profesyonelleşme süreçlerini merkeze aldı. Köln’de gerçekleştirilen toplantıya Almanya’nın farklı şehirlerinden imamlar, akademisyenler ve sivil toplum temsilcileri katıldı. Forum, Almanya’da dinî temsilcilerin nitelikli ve sürdürülebilir şekilde desteklenmesi gerektiğine dair ortak bir irade ortaya koydu.
Etkinlikte, çoğulcu toplumda imamların nasıl konuşabilir, muhatap olabilir ve etkin kalabileceği; cemaatlerin çeşitlenen beklentilerinin dinî hizmetleri nasıl dönüştürdüğü gibi sorular tartışıldı.
“İmamlık Mesleğinin Sorumluluk Alanı Genişliyor”
Açılış konuşmasında Menar Enstitüsü Direktörü Abdullah Ergün, imamların bugün dinî, sosyal ve yerel alanların kesişim noktasında görev yaptığını belirtti. Ergün, cemaatlerden ve şehir toplumundan gelen taleplerin giderek daha karmaşık hâle geldiğini, dolayısıyla imamlık rolünün geleneksel sınırları aştığını ifade etti. Bu nedenle imamlık mesleğinin sistematik olarak profesyonelleştirilmesi ve imamların kurumsal olarak güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
Laatzen IGMG Camii İmamı Bilal Erden, “Modern Toplumda İmamın Rolü” başlıklı sunumunda imamlığın yalnızca ibadet hizmeti olmadığını, toplumsal ve eğitsel boyutlar taşıdığını söyledi. Beklentilerin büyüdüğünü, ancak bir imamın tüm bu görevleri tek başına üstlenemeyeceğini belirten Erden, güçlü bir imamlar ağına duyulan ihtiyacı dile getirdi.
Toplumun Bir Başvuru Noktası Olarak İmamlar
Erlangen-Nürnberg Üniversitesinden Dr. Jörn Thielmann, imamların yalnızca cemaatleri için değil, belediyeler, okullar, sosyal hizmet kurumları ve medya için de giderek daha fazla başvuru mercii hâline geldiğini söyledi. Bu durumun imamların şehir toplumunun tamamı için birer muhatap, hatta “şehir imamı” hâline geldiğini gösterdiğini belirtti.
Saraybosna Üniversitesi’nden Prof. Dr. Vedad Smailagic ise Almanca hutbelerdeki iletişim yapıları üzerine bir sunum gerçekleştirdi.

Camilerin Dönüşümleri Açısından İmamların Pedagojik Yeterlilikleri
İmam Forumu’nda konuşan Frankfurt Üniversitesi’nden Dr. Betül Karakoç Kafkas, camilerin dinamik dönüşüm süreçlerinden geçtiğini belirtti. “İmam diye tek bir tip yoktur.” diyerek imamların eğitimleri, yaşları, yaklaşımları ve rol anlayışları bakımından oldukça çeşitli bir grup olduğunu vurgulayan Kafkas, akademik literatürde bu farklılıkların hâlâ yeterince dikkate alınmadığını söyledi.
Kafkas, imamlık mesleğinde “profesyonelleşme”nin ne anlama geldiği ve bu kavramı kimin tanımladığı üzerine ciddi bir tartışma yapılması gerektiğini vurguladı. Müslümanların bu konuda tanım belirleme yetkisini üstlenmeleri ve profesyonelleşmeden ne anladıklarını kendilerinin belirlemesi gerektiğini ifade etti.
Ardından gerçekleşen panelde Dr. Jörn Thielmann, Prof. Dr. Vedad Smailagic, Dr. Betül Karakoç Kafkas, Murat Karacan ve Rıdvan Sarıkaya imamların pedagojik iletişimi ve toplumsal sorumluluklarının geleceğini tartıştılar. Panelde modern imamların profillerinin artık teolojik yetkinlik, iletişim becerisi ve sosyal pedagojik anlayışın birleşiminden oluştuğu ortaya konuldu.
Camilerin Yerelde Kurduğu İş Birlikleri ve Diyalog Çalışmaları
Köln Katolik Üniversitesinden Prof. Dr. Thomas Lemmen, imamların yerel düzeyde dindarlararası diyalogda oynadığı rolü vurguladı. Ludwigsburg Pedagoji Yüksekokulundan Dr. Ertuğrul Şahin ise imamlığın profesyonel bir meslek olarak ele alınması gerektiğini, bunun için net yeterlilik profilleri ve sağlam kurumsal yapılara ihtiyaç olduğunu ifade etti.
İkinci panelde İslam Toplumu Millî Görüş (IGMG) Genel Sekreteri Ali Mete, Dr. Şahin ve Bilal Erden şehir toplumundaki imam rolünü tartıştı. Mete, camiler ile belediyeler arasındaki sürekli ve görünür iş birliklerinin zorunlu olduğunu belirterek bunun bir “maraton” olduğunu söyledi. İmamların sadece manevi rehber değil, aynı zamanda toplumsal aktörler olarak görülmesi gerektiğini ifade etti.
“Köprü Kuran İmamlar” ve Kadın Din Görevlilerinin Rolü
Kapanış konuşmasında Islamrat Başkanı Burhan Kesici, imamların faaliyet alanlarının kültürel, dilsel ve toplumsal tercümeyi de kapsayacak şekilde genişlediğini belirtti. İmamların artık yalnızca cemaatlerine değil, tüm şehir toplumuna hitap eden köprü kurucular olarak görüldüğünü söyledi.
Kesici ayrıca, camilerde görev yapan kadın din görevlilerinin önemli fakat çoğu zaman görünmeyen çalışmalarına dikkat çekerek bu alanın gelecekte daha fazla görünürlük kazanması gerektiğini belirtti.
Rıdvan Sarıkaya: “İmamlar İçin Diyalog Bir Strateji Değil, Yaşam Tarzı”
Forumun katılımcılarından Rıdvan Sarıkaya, etkinliğe ilişkin Perspektif’e yaptığı değerlendirmede özellikle Dr. Jörn Thielmann ve Prof. Dr. Thomas Lemmen’in vurguladığı noktaların imamlık açısından önemli bir çerçeve sunduğunu ifade etti. Sarıkaya, imamların camiler ile yerel kurumlar arasında sağlıklı ve sürdürülebilir köprüler kurmasının artık mesleğin temel unsurlarından biri hâline geldiğini söyledi. Bu iletişimin tek seferlik temaslarla değil, devamlılık ve güven ilişkisi üzerine kurulması gerektiğini dile getirdi.
Thomas Lemmen’in aktardığı, İkinci Vatikan Konsili’nin Nostra Aetate belgesi üzerine yapılan bir konuşmada yer alan “Diyalog, taktik ya da strateji değil; bir yaşam tarzıdır.” ifadesinin imamların duruşunu tarif eder nitelikte olduğunu belirten Sarıkaya, birlikte yaşamın güçlendirilmesi için karşılıklı ilgi ve anlayışın temel olduğunu vurguladı.
Sarıkaya, Islamrat Başkanı Burhan Kesici’nin “Sorunlar bizde olabilir ama çözümler de bizde” sözünün de forumun ruhunu özetlediğini belirterek imamların karşılaştıkları meseleleri en iyi kendilerinin bildiğini ve çözüm yollarını geliştirecek olanların da yine kendileri olduğunu ifade etti.
Dil ve iletişim üzerine yapılan sunumlara da değinen Sarıkaya, özellikle Dr. Betül Karakoç Kafkas ve Prof. Dr. Vedad Smailagic’in katkılarının imamlık mesleğinin dil bilmekten ibaret olmadığına, kullanılan dilin pedagojik ve toplumsal yönünün de dikkate alınması gerektiğine işaret ettiğini söyledi. Sunumlarda hutbe ve sohbet üsluplarına dair getirilen yapıcı eleştirilerin imamlar arasında yankı bulduğunu da aktardı. Sarıkaya, forumun birçok imam tarafından olumlu karşılandığını ve etkinliğin meslekî gelişim açısından verimli bir platform sunduğunu belirterek görüşlerini tamamladı. (P)





