'Dosya: "Müslüman Mahkumlar"'

Berlin Senatosu’ndan Müslüman Mahkumları Etkileyen Tartışmalı Karar

Müslüman Mahkûmlar için Manevi Destek Hizmetleri Çalışma Grubu, Berlin Adalet Senatosu ile yaptığı görüşmeler sonucunda 28 Müslüman destek hizmeti personeline eğitim verdi. Fakat proje Berlin Adalet Senatosu tarafından durduruldu. Çalışma Grubu Sözcüsü İmran Sagir ile Senato’nun tartışmalı tutumunu konuştuk.

Çalışma Grubu ne zaman ve hangi amaçla kuruldu?

Derneğin amacı uzun vadede manevi destek hizmeti sunan kişilerin Müslüman mahkûmlarla ilgilenmesini sağlamaktı. Kısa vadede ise biz Adalet Senatosu ile, mahkûmlara destek hizmetleri sunmak ve Berlin hapishanelerinde cuma namazı kıldırmak bağlamında görüşmeler yürüttük. Müslüman olmayan mahkûmlar da sunacağımız imkânlardan faydalanabileceklerdi.

Dernek üç sene önce farklı bir isimle kuruldu. O zamanlar Senato, hapishanelerde Müslümanların destek hizmetlerine ihtiyaç duyduklarını tespit etmiş ve farklı Müslüman derneklerle irtibata geçmişti. Bu anlamda İslam Forumu’nda bulunan dernekler, genel anlamda manevi destek hizmeti sunan ya da hapishanelerde çalışma başlatmış derneklerle irtibata geçildi. Bunun ardından bir çalışma çevresi kuruldu.

Çalışma Grubu’nda hangi dernekler var?

Çalışma Grubu’nda DİTİB Berlin Bölge Başkanlığı, Berlin İslam Federasyonu, Berlin Müslümanları İnisiyatifi, Bilgelik Evi (Haus der
Weisheit), Işık Gençlik (Lichtjugend), Islamic Relief öncülüğünde kurulan Müslüman Manevi Destek Hizmeti Telefon Hattı (Muslimisches Seelsorgetelefon) ve Müslüman Hukukçular Topluluğu var.

Dernek kurulduktan sonra nasıl bir yol izlendi?

Çalışma Grubu öncelikle bizim tek bir ses hâline gelmemiz için kuruldu. Senato ile bütün görüşmeler de bu minvalde gerçekleşti. Bu görüşmelerin aslında 2012 yılı sonunda sona ermesi ve bir anlaşma ile düzenlenmesi gerekiyordu. Fakat ne yazık ki farklı düşüncelerden dolayı bu gerçekleşmedi.

Dernek kurulduktan sonra Senato ile görüşerek derneklerimiz içerisinde farklı alanlarda aktif olan birçok Müslüman’a yönelik bir kurs düzenledik. Katılımcılar 2012 yılı sonunda hapishane manevi destek hizmetlerinde dört hafta sonu ve 6 akşam süren ve temel bilgilerin iletildiği hızlandırılmış bir kurs gördüler. Fakat ne yazık ki proje, Senato tarafından bazı şüpheler oluştuğu için pratik safhaya geçemedi.

Manevi destek hizmeti veren diğer dinî akımların temsilcileri de buna benzer güvenlik kontrollerinden geçiriliyor mu, yoksa bu sadece sizin çalışma grubunuza uygulanan bir prosedür müydü?

Güvenlik konusundaki kontrollerin farklı çeşitleri var. Fakat bizde sanki herkese eşit davranılmadığı intibası oluştu. Cezaevinde görev yapacak ya da gönüllü çalışacak olan herkesin önceden kontrol edilmesi elbette doğrudur. Fakat bunun için hangi kontrol ve güvenlik kademeleri bulunuyor; bu konu hakkında kesin bir bilgimiz yok.

Senato’nun tavrı sizi demoralize etti mi?

Motivasyonumuz elbette zarar gördü. Herşeyden önce Çalışma Grubu’na angaje olan insanlar arasında yabancısı olduğumuz bir yüz yoktu, bunu bilmek rahatsız ediciydi. Daha rahatsız edici olan ise kimden hangi nedenle şüphelenildiğinin belirtilmeyişi oldu. Bugüne kadar da hâlâ kimden bahsedildiğini, dosyalarda neler bulunduğunu bilmiyoruz. Ama yine de görüşmelere devam ediyoruz. Yani motivasyonumuz hâlâ yerinde.

Berlin’deki Müslüman mahkûmlara şu anda kaç kişi destek hizmeti veriyor?

Şu an Müslüman mahkûmlara destek hizmeti veren, istihdam edilmiş kimse yok. Bu işi gönüllü olarak ya da ücret mukabili yapan, örneğin grup buluşmaları gibi münferit hizmetler sunan kimseler var. Fakat buralarda sadece aktüel İslami konular konuşuluyor; kişilerin endişe ya da ihtiyaçlarından bahsedebilecekleri bir manevi destek hizmeti sunulmuyor.

Bundan sonra yol haritanız nasıl?

Şu anda Adalet Senatörü Thomas Heilmann ile direkt bir görüşme içerisindeyiz. Daha öncesinde sadece bölüm sorumlusu ile görüşmüştük. Bu sene bize asıl çalışmalarımıza başlama imkânı verecek makul bir sonuç alacağımız umudunu taşıyoruz. Öncelikle imzalanma aşamasına kadar getirilen bir anlaşmanın tamamlanacağını düşünüyoruz. Elbette bizim de personel seçimi konusunda belli gerekliliklerin sağlanması gibi bazı asgari şartlarımız var. İnşallah, yapıcı görüşmelerle güzel bir çözüme ulaşacağız.

Çalışma Grubu Yönetim Kurulu Üyesi ve Berlin İslam Federasyonu Başkanı Fazlı Altın konuyla ilgili Perspektif’e konuştu:
“Bu tartışmalarla alakalı meselenin en garip tarafı şu: Biz 7 yıldır Berlin İslam Forumu’nun üyesiyiz. Oradaki insanlarla birlikte oturuyor, ortak çalışmalar yapıyoruz; aynı masada Anayasayı Koruma Dairesi mensupları da oturuyor. Sürekli görüştüğümüz bu insanlar 7 sene sonra bize diyorlar ki, ‘Biz size güvenmiyoruz.’ Biz de bu nedenle, ‘Madem bize güvenmiyorsunuz; foruma katılmamızın bir anlamı yok.’ diyerek İslam Forumu’ndaki buluşmalarımızı iptal ettik.

Bu bakış açısı beni çok etkiledi ve rahatsız etti. Adalet Senatörü Sayın Thomas Heilmann ile görüşmemizde, kendisi, biz Müslümanları tanımadığı için Anayasayı Koruma Dairesi’nin kararlarına güvenmek zorunda kaldığını belirtti. Bu durumda mevcut bürokrasi içerisindeki ve Müslümanlarla Senato arasındaki kopukluk, yanlış bir karara yol açtı. Bu yanlış kararın temelinde ise Müslümanlara karşı güvensizlik tutumu var. Bu tutumun değişeceğini ümit ediyorum.”

Adalet ve Tüketici Hakları Koruma Senatosu Basın Sözcüsü Lisa Jani, konuyla ilgili Perspektif’e konuştu:
“Senato ile Çalışma Grubu arasında imzalanması planlanan işbirliği anlaşması, İçişleri Senatosu’ndan, Çalışma Grubu’nda bulunan bazı insanların “yeniden sosyalleşme” fikriyle uyumsuzluk içinde olan faaliyetleri olduğunun bildirilmesi üzerine ertelendi. Daha detaylı bilgiyi hukuki nedenlerden dolayı veremiyoruz.
Kasım 2013’te Senatör Thomas Heilmann ile Müslüman manevi rehberlik hizmeti verecek dernek temsilcileri arasında ilerisi için yapıcı bir görüşme gerçekleşti. Burada belirtilen görüşler arasında Senatör Heilmann da, şu anki durumda Müslüman mahkûmların dinî ihtiyaçlarının cezaevinde hizmet veren imamlarla karşılandığını belirtti. Görüşmenin atmosferi çok iyiydi ve başka görüşmeler yapılması da kararlaştırıldı. Bu kararın ardından ilk görüşme 13 Ocak 2014’te Berlin Neukölln’de Şehitlik Camii’nde gerçekleşti.

Müslüman mahkûmların dinî ihtiyaçlarının giderilmesi 2006 yılından beri Berlin cezaevlerinin ayrılmaz görevleri arasında yer alıyor. Şu anda da Berlin cezaevlerinde 7 imam ve 18 serbest çalışan, Müslüman dinî gruplara önderlik yapıyor. “Manevi rehberlik hizmetinin” bizde olduğu tanımıyla İslam dininde yerleşik bir pozisyonu yok ve bizim tarafımızdan da bu bağlamda ele alınmıyor. Mahkûmlarla dinî olarak ilgilenmenin içeriğinde mahkûmların dinî sorularının yanında günlük meselelerin de dillendirildiği temel sohbet grupları bulunuyor. Bunun ötesinde cezaevinde imamlar cuma namazı ya da bayram namazlarını kıldırıyorlar.

Mahkûmların dinî aidiyetlerine ilişkin istatistik tutmadığımız için Müslüman mahkûmların sayısına dair veriler elimizde yok. Fakat son tahminlere göre Berlin cezaevlerinde %15 oranında Müslüman mahkûm bulunduğunu tahmin ediyoruz.”[/griyazi]

Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Diğer Gündem Yazıları

Son Yüklenenler