Von der Leyen’den İsrail Çıkışı: Geç Gelen Tepkinin Etkisi Belirsiz
Strazburg’daki yıllık değerlendirme konuşmasında -önceki açıklamalarına kıyasla- İsrail'i daha sert eleştiren von der Leyen, AB'nin verdiği mali desteği keseceklerini duyurdu. Ancak AB’nin en büyük ticaret ortağına karşı bu adımların ne kadar ileri gideceği belirsiz.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, 10 Eylül’de Avrupa Parlamentosunun Strazburg’daki yerleşkesinde yaptığı yıllık değerlendirme konuşmasında Gazze’deki insani felaketi sert sözlerle eleştirdi. İsrail’in Batı Şeria’daki yasa dışı yerleşim projelerini ve aşırı sağcı bakanların şiddet çağrılarını “iki devletli çözümü baltalamaya yönelik açık bir girişim” sözleriyle eleştirdi. 7 Ekim 2023’ten bu yana İsrail’e verdiği koşulsuz destek nedeniyle yoğun eleştirilen Von der Leyen, AB’nin ortak bir tutum geliştirememesini “acı verici” bulduğunu söyledi.
Von der Leyen’in AP’ye Yaptığı Konuşmanın Genel Çerçevesi
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Strazburg’da Avrupa Parlamentosu’nda gerçekleştirdiği yıllık “Birliğin Durumu” konuşmasında, küresel siyasetin giderek daha çatışmalı ve kırılgan hâle geldiğini vurguladı. Dünya genelinde “savaş hatlarının çekildiğini” ve “bağımlılıkların acımasızca silaha dönüştürüldüğünü” belirterek çalkantılı bir tablo çizdi.
Konuşmasında Polonya hava sahasının gece saatlerinde Rusya tarafından ihlal edilmesine de değinen von der Leyen, Avrupa’nın “Polonya ile tam dayanışma içinde olduğunu” ifade etti. Bu sözler, Avrupa Parlamentosu milletvekillerinin ayağa kalkarak uzun süre alkışlamasına neden oldu. Ayrıca Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna konusunda müzakere masasına oturması için baskıların artırılması gerektiğini söyledi.
Von der Leyen’in konuşması, yaz aylarında AB’nin Gazze’deki insani felakete karşı sessiz kalmakla suçlanması ve Donald Trump ile imzalanan tartışmalı ticaret anlaşması nedeniyle maruz kaldığı yoğun eleştirilerin gölgesinde gerçekleşti. Ayrıca, iklim krizinin yol açtığı büyük orman yangınlarının Avrupa’da Belçika’nın üçte biri büyüklüğünde alanı yok etmesi de konuşmaya damga vuran konular arasındaydı.
Von der Leyen’in Gazze Çıkışı: Artan Eleştiriler, Akıbeti Belirsiz Öneriler
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Gazze’de yaşanan insani krizi “insan eliyle yaratılmış bir kıtlık” olarak tanımladı ve İsrail’in Batı Şeria’daki yasa dışı yerleşim planlarını “iki devletli çözümü baltalamaya yönelik açık bir girişim” diye nitelendirdi. Avrupa Birliği’nin Gazze konusunda ortak bir tutum geliştirememesini “acı verici” sözleriyle eleştiren von der Leyen, İsrail’e sağlanan tüm ikili desteğin -yalnızca sivil toplum kuruluşlarına ve Yad Vashem Holokost Anma Merkezi’ne aktarılan fonlar hariç- dondurulacağını açıkladı.
Von der Leyen’in duyurduğu planlar arasında AB-İsrail Ortaklık Anlaşması’nın ticaret bölümlerinin askıya alınması ile Batı Şeria’daki şiddet yanlısı yerleşimciler ve aşırı sağcı İsrailli bakanlara yaptırım uygulanması da bulunuyor. Ancak bu önerilerin hayata geçip geçmeyeceği belirsizliğini koruyor.
Aslında Avrupa Birliği, bu yılın başlarında İsrail’in Gazze’deki eylemlerine tepki olarak 1995 tarihli AB-İsrail Ortaklık Anlaşması’nı gözden geçirme kararı almıştı. AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, yaptırımlara ilişkin on farklı seçenek sunmuş; ayrıca İsrail’in AB’nin Horizon Europe araştırma programına katılımının kısmen askıya alınması önerilmişti. Ancak üye devletler arasındaki derin ayrılıklar nedeniyle uzlaşma sağlanamadı.. Almanya ve İtalya gibi büyük ülkelerin bu adımlara sıcak bakmadığı biliniyor.
Von der Leyen konuşmasında, “herkesin üzerine düşen sorumluluğu alması gerektiğini” vurguladı. Avrupa Konseyi hâlihazırda Batı Şeria’da Filistinlilere karşı sistematik hak ihlallerinden sorumlu kişi ve kurumlara yaptırım uyguluyor. Buna rağmen çok sayıda insan hakları örgütü ve Avrupa Parlamentosu milletvekili, özellikle İsrail’in tartışmalı E1 yerleşim projesini ilerletme kararı sonrasında AB’nin daha sert adımlar atması gerektiğini savunuyor.
Von Der Leyen’in Açıklamalarının Somut Anlamı Nedir?
Ursula von der Leyen’in açıkladığı “ikili ödemelerin durdurulması” kararı, Avrupa Birliği’nin İsrail ile yürüttüğü doğrudan mali iş birliğinin askıya alınması anlamına geliyor. Buna göre:
- AB fonları kesiliyor: AB’nin İsrail’e yönelik yıllık 6 milyon avroluk doğrudan desteği kesiliyor, hâlihazırda devam eden 14 milyon avroluk proje ödemeleri donduruluyor.
- Kurumsal iş birliği durduruluyor: Kamu kurumlarına teknik destek sağlayan TAIEX gibi programlar askıya alınacak veya gözden geçirilecek.
- Ticaret kısmen sınırlanıyor: 1995 tarihli AB-İsrail Ortaklık Anlaşması kapsamındaki bazı ticaret kolaylıkları geçici olarak kaldırılacak. Bu adım, İsrail’in AB pazarına erişimini zorlaştıracak.
Yad Vashem Holokost Anma Merkezi gibi sembolik projeler ise kararın dışında tutuluyor.
Daha geniş kapsamlı yaptırımlar konusunda ise Birlik bölünmüş durumda. İsrail’in AB’nin Horizon Europe araştırma programına katılımının dondurulması veya aşırı sağcı bakanlar Itamar Ben-Gvir ile Bezalel Smotrich’e yaptırım uygulanması daha önce gündeme gelmiş, ancak gerekli siyasi uzlaşı sağlanamadığı için geri çekilmişti.
Ekonomik boyut açısından bakıldığında tablo çarpıcı: AB, yıllık 68 milyar avroluk hacimle İsrail’in en büyük ticaret ortağı. İsrail’in küresel ticaretinin yaklaşık üçte biri AB üzerinden gerçekleşirken, AB’nin toplam ticaretinde İsrail’in payı yalnızca yüzde 0,8. Eleştirmenlere göre bu asimetri, Birliğe İsrail üzerinde ciddi bir baskı aracı sunuyor; ancak üye ülkeler arasındaki siyasi bölünmüşlük bu potansiyelin kullanılmasını engelliyor.
Konuşmanın Diğer Başlıkları: Reform, İklim ve Ticaret Mesajları
Von der Leyen, AB dış politikasında oy birliği ilkesinin kaldırılması çağrısını yineledi. Macaristan’ın Ukrayna ve üyelik süreçlerindeki vetolarına atıfla, “Artık oy birliği zincirlerinden kurtulma zamanı” dedi.
Komisyon Başkanı ayrıca, iklim taahhütlerini sürdüreceğini, 2050’ye kadar Avrupa’da yoksulluğu ortadan kaldırmayı hedeflediğini açıkladı. Çocukların sosyal medya kullanımına ilişkin Avustralya’daki kısıtlamaları örnek göstererek Avrupa için uzmanlar paneli kurulacağını duyurdu: “Çocuklarımızı algoritmalar değil, ebeveynler yetiştirmeli.”
AP’deki sosyalist lider Iratxe García Pérez bu adımları “çok az, çok geç” diye eleştirirken, Donald Trump ile imzalanan ticaret anlaşmasını “stratejik özerkliğin bir golf sahasının altına gömülmesi” olarak niteledi. Von der Leyen ise anlaşmayı savunarak, ABD ile ticaret savaşının kaosa yol açacağını, mevcut anlaşmanın ise “kritik bir istikrar” sağladığını söyledi.
Konuşma boyunca aşırı sağcı vekiller, özellikle aşılama oranları ve dezenformasyonla mücadele konularında von der Leyen’i sık sık yuhaladı.
Rusya’ya Yeni Yaptırımlar, Ukrayna’ya Daha Fazla Destek
Von der Leyen, Moskova’nın petrol ambargosunu delmek için kullandığı “gölge filo” ya ve yaptırımları ihlal eden üçüncü ülkelere karşı yeni önlemler alınacağını duyurdu. Rus enerjisinden çıkış sürecinin hızlandırılacağını belirterek, dondurulmuş 210 milyar avroluk Rus varlıklarının faiz gelirleriyle Ukrayna’ya “Tazminat Kredisi” sağlanmasını önerdi. Bu kredinin, ancak Rusya tazminat ödediğinde geri ödeneceğini vurguladı.
Komisyon Başkanı ayrıca Ukrayna ordusunun kapasitesini artıracak “Nitelikli Askeri Üstünlük” programını, AB-Ukrayna arasında bir “Drone ittifakı” kurulmasını ve Rusya’nın kaçırdığı yaklaşık 20 bin Ukraynalı çocuğun geri getirilmesi için zirve düzenlenmesini açıkladı. Bu projeler için G7 kredisinden 6 milyar avro kaynak ayrılacak.
Konuşma, AB içinde yaptırımlara direncin sürdüğü ve Donald Trump’ın Avrupalılara Rusya ile enerji bağlarını koparma baskısı yaptığı bir dönemde geldi. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy önerileri memnuniyetle karşılayarak “Ukrayna’nın güvenliği Avrupa’nın güvenliğidir” dedi. Von der Leyen ise Avrupa, ABD, G7 ve Ukrayna’nın birlikte kıta için kalıcı barış sağlayabileceğini ifade etti.
Von der Leyen’e Karşı Gensoru Önerileri Verilebilir
Von der Leyen’in “Birliğin Durumu” konuşmasının ardından Avrupa Parlamentosu’nda hem radikal sol hem de aşırı sağ tarafından iki ayrı gensoru önerisi verildi. Başarı şansı düşük olsa da bu girişimler, AB’deki siyasi kutuplaşmayı gözler önüne seriyor.
Radikal Sol Grup lideri Manon Aubry, AB’yi Gazze konusunda “soykırıma ortaklık” yapmakla suçlayarak önerge sundu. Von der Leyen’in İsrail’e yönelik adımlarını “geç kalınmış ve yarım önlemler” olarak nitelendiren Aubry, ayrıca Trump’la imzalanan ticaret anlaşması ve çevresel etkileri nedeniyle Mercosur anlaşmasını da sert dille eleştirdi.
Öte yandan Fransız aşırı sağ parti Ulusal Birlik’in lideri Jordan Bardella, Mercosur anlaşmasını çiftçilere ve çevreye “ihanet”, ABD ile yapılan ticaret anlaşmasını ise “teslimiyet” olarak tanımladı ve kendi güvensizlik önergesini gündeme getirdi.
Her iki önergenin de merkez ve sosyal demokrat grupların desteği olmadığı için reddedilmesi bekleniyor. Nitekim benzer bir girişim Temmuz ayında ezici çoğunlukla başarısız olmuştu. Yine de bu süreç, von der Leyen’in korumaya çalıştığı “Avrupa yanlısı çoğunluğun” ne kadar kırılgan olduğunu test edecek. (P)