Charlie Kirk Suikasti: ABD’de Siyasi Şiddetin ve Demokrasi Krizinin Yeni Halkası
ABD’de muhafazakâr gençlik hareketinin önde gelen isimlerinden Charlie Kirk, Utah’ta katıldığı bir etkinlikte öldürüldü. Trump’a ve İsrail’e verdiği güçlü destekle tanınan ve milyonlarca takipçiye ulaşan Kirk’ün ölümü, siyasi şiddet, ifade özgürlüğü ve Amerika’daki derin kutuplaşma tartışmalarını yeniden alevlendirdi.

Amerika’daki etkin siyasi figürlerden, aşırı sağcı konuşmacı ve influencer Charlie Kirk, 10 Eylül Çarşamba günü Utah Valley Üniversitesi’nde katıldığı “Prove Me Wrong” (Bana Yanıldığımı Kanıtla) adlı etkinlik sırasında uğradığı silahlı saldırıda öldürüldü. Turning Point USA adlı öğrenci organizasyonunun direktörlüğünü yürüten Kirk, açık alanda konuşma yaparken nereden geldiği belli olmayan bir kurşunla vuruldu.
Kirk, özellikle gençler arasında muhafazakâr fikirlerin yükselişiyle öne çıkmış; hem Donald Trump’a hem de İsrail’e verdiği destekle tanınıyordu. Kirk’ün X adlı sosyal medya platformunda 5,2 milyon, TikTok’ta ise 7,3 milyon takipçisi bulunuyordu.
Olayın faili olduğu düşünülen 22 yaşındaki Tyler Robinson, Utah Valiliğinin yardım çağrısından yaklaşık 34 saat sonra yakalanarak tutuklandı.
Trump Taraftarlığı ve Nefret Söylemleriyle Tanınan Charlie Kirk Kimdi?
1993 doğumlu Charlie Kirk, özellikle üniversite kampüslerinde düzenlediği etkinliklerle gençleri Cumhuriyetçi Parti’ye kazandırmayı hedefledi. Henüz 18 yaşındayken, muhafazakâr fikirleri yaymak için “Turning Point USA” adlı kâr amacı gütmeyen kuruluşu kurdu. Televizyon programlarındaki yorumları, podcastleri ve sosyal medya paylaşımlarıyla sık sık gündeme gelen Kirk; göç, silah hakkı ve aile değerleri konularındaki sert söylemleriyle biliniyordu.
Bir etkinlikte “Silah sahibi olmak ayrıcalık değil, haktır; hükûmet buna engel olmamalı” sözleriyle dikkat çekmiş, daha önce de “Anayasanın ikinci maddesinin verdiği hakkı koruyabilmek için -ne yazık ki- her yıl bazı silahla ölümlerin olması bedeli ödenmeye değer. Bu sağ duyulu ve akla yatan gelen bir anlaşma,” ifadeleri tartışma yaratmıştı.
Kirk, 1964 tarihli Sivil Haklar Yasası’na da karşı çıkıyor, yasanın “beyazlara karşı bir silah hâline geldiğini” savunuyordu. Oysa söz konusu yasa, ABD’de ırk, din, cinsiyet ve köken temelli ayrımcılığı yasaklayan dönüm noktası niteliğinde bir düzenleme olarak biliniyor.
Kirk, ayrıca İslam karşıtı fikirleriyle de tanınan ve Müslüman karşıtlığını yaymakla eleştirilen bir isimdi. Bir sosyal medya paylaşımında ‘’İslam, solun Amerika’nın boğazını kesmek için kullandığı kılıçtır,” ifadelerini kullanmıştı.
Antisemitizmle Suçlanan Ama İsrail’e Destek Veren Charlie Kirk
Kirk’ün İsrail’e bakışı da ölümünün ardından tartışma yarattı. Bir yandan muhafazakâr çevrelerde ‘‘Yahudi-Hristiyan değerlerinin savunucusu’’ olarak öne çıkarılırken, diğer yandan antisemitik olmakla suçlanıyordu. İsrail’e verdiği güçlü destekle bilinen Kirk, sık sık “Filistin diye bir yer yoktur” ifadelerini tekrarlıyordu. Geçtiğimiz ay ise Gazze’deki kıtlığı reddederek, Birleşmiş Milletler’in raporlarını “görsel bir savaş” olarak nitelendiren İsrailli yetkililerin söylemlerini paylaşmıştı.
Kirk, Trump’ın Filistin yanlısı öğrenci aktivistlere yönelik baskılarını da desteklemiş; Columbia Üniversitesi öğrencisi Mahmoud Khalil’in sınır dışı edilmesi çabalarını savunmuştu.
Öte yandan, yıllardır İsrail’i desteklemesine rağmen, Washington’un bu ülkeye verdiği sınırsız desteği sorgulayan “Önce Amerika” (America First) hareketinden de etkilenmişti. Bu izolasyoncu yaklaşım, İsrail’in çıkarlarının ABD’nin çıkarlarının önüne geçtiği düşüncesine dayanıyordu.
Utah Valisi: “Saldırgan ‘Bizden Biri Olmasın’ Diye Dua Ettim”
Utah Valisi Spencer Cox, basın toplantısında saldırıyı “siyasi bir suikast” olarak niteledi. Yetkililer, saldırganın koyu renkli giysiler giydiğini ve atışın muhtemelen bir çatıdan yapıldığını aktardı.
Kirk’ün suikaste uğradığı Utah eyaleti yaklaşık yüzde 62 oranında Mormon çoğunluğa sahip olması ve Cumhuriyetçi Partiye olan desteğin yüksek olmasıyla tanınan bir bölge. Cox, olayın ardından “sorumlunun içlerinden biri olmaması için dua ettiğini” söyledi. Bu sözler, saldırganın göçmen ya da beyaz olmayan biri olmasını dilediği şeklinde yorumlanarak tepki çekti.
Vali Cox, FBI Direktörü Kash Patel ve Trump ile sürekli temas hâlinde olduklarını belirtti. Daha sonra yaptığı açıklamada, katil zanlısı Tyler Robinson’un yetkililerle iş birliği yapmadığını da açıkladı.
Katil Zanlısı Robinson, Kurşun Kovanlarına Mesajlar İşlemiş
Utah Valisi Spencer Cox, ABC News’e yaptığı açıklamada 22 yaşındaki zanlı Tyler Robinson’un suçunu kabul etmediğini, yetkililerle iş birliği yapmadığını ancak çevresindeki kişilerin ifade verdiğini söyledi. Robinson’a yönelik resmî suçlamaların 16 Eylül’de yapılacağı bildirildi.
Olay yerinde bulunan kovanların üzerine yazılı mesajlar dikkat çekti. Birinde “Hey faşist! Yakala! ↑ → ↓↓↓” ifadesi, diğerinde ise “uyarılar, şişkinlikler, OWO, bu nedir?” gibi yalnızca internet alt kültürlerince anlaşılabilecek notlar yer alıyordu. Bu bulgular, Robinson’ın çevrimiçi radikal jargonlardan etkilenmiş olabileceğini düşündürdü.
Robinson’ın ailesinin muhafazakâr görüşleriyle bilindiği, ancak kendisinin net bir siyasi bağı olmadığı aktarıldı. Buna karşın Trump destekçilerinin sembolü olan MAGA tişörtleriyle görüntülenmişti. Son dönemde solcu fikirler benimsediği iddia edilse de, Kirk’ün karşısında duran aşırı sağcı Nick Fuentes’in “Groypers” grubu ile bağlantılı olup olmadığı da tartışılıyor. Bu grubun çevrimiçi mizah dilini kullanarak siyasi şiddeti meşrulaştırdığı ve 6 Ocak’taki Kongre baskınına katıldıkları biliniyor.
Robinson’ın siyasi görüşleri ve cinayetteki motivasyonu ise hâlen netlik kazanmış değil.
Radikal Solu Terörizmle Suçlayan Donald Trump: ”Amerika İçin Kara Bir Gün”
ABD Başkanı Donald Trump, yayımladığı video mesajda Charlie Kirk’ün öldürülmesini “Amerika için kara bir gün” olarak niteledi. Kirk’ü “büyük bir vatansever” ve milyonlarca genç Amerikalıya ilham veren bir isim olarak tanımlayan Trump, ülke genelinde bayrakların 14 Eylül’e kadar yarıya indirilmesi talimatı verdi.
Trump, “radikal sol” grupların Cumhuriyetçi aktivistleri şeytanlaştırdığını, bunun siyasi şiddeti teşvik ettiğini savundu ve olayı “terörizm” olarak tanımladı. Kendi sosyal medya hesabında ise, “Büyük ve efsanevi Charlie Kirk öldü… Charlie seni seviyoruz” ifadelerini kullandı. Trump’a göre, Kirk genç seçmenler üzerindeki etkisiyle 2024 seçim zaferinde kritik rol oynamıştı.
Kirk’ün ölümü uluslararası yankı da buldu; İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu aktivist için dua ettiğini açıkladı.
Eşi Erika Kirk, üç gün sonra yaptığı konuşmada, “Eğer kocamın misyonunun güçlü olduğunu düşünüyorsanız, şimdi tetiklenen şeyi bilmiyorsunuz demektir” dedi. Konuşmasını eşinin boş koltuğu önünde, beyaz kıyafetle yapması ve arka planda kapağında Trump’ın yer aldığı Time dergisinin görünmesi sembolik bir mesaj olarak yorumlandı.
Charlie Kirk’e “Kardeşim” Diyen FBI Direktörü, Kurumunu Gündeme Taşıdı
Charlie Kirk’ün öldürülmesi, Federal Soruşturma Bürosu’nu (FBI) da tartışmaların odağına taşıdı. FBI Direktörü Kash Patel, saldırı sonrası gözaltına alınan ilk şüphelinin serbest bırakıldığını açıkladı. Sosyal medyada yaptığı paylaşımda ise “Fail gözaltına alındı” ifadelerini kullanınca, bu çelişkili açıklama eleştirilere yol açtı.
Patel’in, şüpheli hakkında bilgilendirilmediği için kurum içi hiyerarşiyi açıkça eleştirmesi de dikkat çekti. FBI’ın 13 bin ajan ve 38 bin çalışanı bulunan yapısında, liderliğinin güveni yeniden tesis edip edemeyeceği sorgulanıyor. Patel’in önümüzdeki günlerde Kongre’de ifade vererek hem bu davadaki hatalar hem de kurumun tarafsızlığı hakkında soruları yanıtlaması bekleniyor.
Hint asıllı Patel, Utah Valisi ile yaptığı açıklamada Kirk’e hitaben “Şimdi dinlen, kardeşim. Nöbet sırası bizde. Seninle Valhalla’da buluşacağız” sözlerini kullanarak, tartışmalı bir ismi kahramanlaştırmasıyla da gündeme geldi.

ABD’nin Illinois eyaletindeki Park Ridge kentinde bir araya gelen Devlet Başkanı Donald Trump destekçileri, silahlı saldırıda hayatını kaybeden muhafazakâr aktivist Charlie Kirk için gösteri düzenledi. Fotoğraf: Jacek Boczarski – AA.
Trump Amerikasında Siyasetin Zirvesinden Gelen Taziye Mesajları
Charlie Kirk’ün ölümünün ardından ABD siyasetinin üst kademesinden taziye mesajları geldi.
Dışişleri Bakanı Marco Rubio, eşiyle birlikte duydukları üzüntüyü dile getirerek, Kirk’ün “gelecek nesillere bağlılığının ve vatanseverliğinin uzun yıllar yankılanacağını” söyledi. Hazine Bakanı Bessent, böyle bir saldırının “medeni bir toplumda yeri olmadığını” vurguladı. Sağlık Bakanı Robert F. Kennedy Jr. ise, “Bir kurşun, dönemin en etkili gerçekleri söyleyen kişisini susturdu” ifadelerini kullandı.
Eski Başkan Barack Obama, Kirk’ün ailesine başsağlığı dilerken “bu tür şiddetin demokraside yeri olmadığını” belirtti. Joe Biden da eşi Jill ile birlikte, “Ülkemizde bu şiddet artık son bulmalı” mesajını paylaştı.
Senatör Bernie Sanders: ”Ne Yazık ki Bu Yeni Bir Fenomen Değil”
ABD’nin en kıdemli senatörlerinden Bernie Sanders, yayımladığı video mesajda Kirk’ün öldürülmesini Amerikan tarihindeki siyasi şiddet zincirine bağladı.
Sanders, “Charlie Kirk’ün öldürülmesi, siyasi şiddetin rahatsız edici artışının bir parçasıdır. Bu şiddet kamu yaşamını boşaltma ve insanları katılımdan korkutma tehdidi oluşturuyor” dedi. Son yıllardaki saldırılardan örnekler vererek, 6 Ocak 2021 olaylarından Paul Pelosi’ye yönelik saldırıya, Michigan Valisi Whitmer’a yönelik kaçırma girişiminden Steve Scalise’e yapılan saldırıya kadar birçok vakayı hatırlattı.
Sanders, “Ne yazık ki bu yeni bir fenomen değil; Kennedy, Martin Luther King Jr., Lennon ve diğerleri de benzer şiddetin kurbanı oldu. Demokrasiye inanıyorsak, ideoloji ne olursa olsun siyasi şiddeti reddetmeliyiz” ifadelerini kullandı.
Mesaj, özellikle Sanders’ın politik olarak karşısında duran kesimlerden dahi olumlu tepkiler aldı.
Kirk İçin Tutulan Yasa Katılmayanlar İşten Çıkarıldı
Charlie Kirk’ün öldürülmesinin ardından sosyal medyada yas mesajlarının yanı sıra, ölümü kutlayan ya da hiciv dolu paylaşımlar da yapıldı. Bunun üzerine MSNBC analisti Matthew Dowd dâhil birçok kişi, bu paylaşımlar nedeniyle işten çıkarıldı.
Tepkilerin hedefinde özellikle muhafazakâr çevreler vardı. Sağcı influencer Laura Loomer, Kirk’ün ölümünü alaya alan herkesin kariyerini bitirmek için uğraşacağını duyurdu. Loomer daha önce de Gazzeli çocuklara verilen tıbbi vizelerin durdurulmasında rol almıştı.
İşten çıkarmaların hızla gerçekleşmesi, ABD’de “ifade özgürlüğü” ile “işverenin takdir hakkı” arasındaki gerilimi yeniden gündeme taşıdı. Hukukçular, anayasanın özel işyerlerinde çalışanları korumadığını, çoğu eyaletteki “isteğe bağlı istihdam” yasalarının işverenlere geniş yetki verdiğini hatırlatıyor. Bazı eyaletlerde mesai dışı davranışlar nedeniyle işten çıkarılmayı sınırlayan kurallar olsa da, işverenin itibarını ya da güvenliğini tehdit eden durumlarda bu sınırlamalar geçersiz sayılabiliyor.
Pentagon Kirk’ün Ölümünü Kutlayanlara Karşı Harekete Geçti
Kamu çalışanları için ifade özgürlüğü daha sınırlı. Yüksek Mahkeme, bir öğretmen ya da memurun kamu yararına özel kimliğiyle konuşmasını koruyabilse de, kurumlar görevlerin aksadığı durumlarda disiplin cezası uygulayabiliyor.
Bu çerçevede Pentagon, Kirk’ün ölümünü kutlayan askerler için “sıfır tolerans” politikası ilan etti. Sözcü Sean Parnell, kararı sosyal medyadan duyurdu. Adımın, muhafazakâr askerî influencer ve aktivistlerin bu tür paylaşımları şikâyet etmelerinden kısa süre sonra gelmesi dikkat çekti.
Sosyal medyanın yaygınlığı, işyeri dışındaki davranışların kolayca takip edilmesine yol açıyor. İnsan Kaynakları uzmanları, şirketlerin bu konularda hazırlıksız olduğunu belirtirken, birçok işveren politik tartışmaların işyerine taşınmasını önlemek için yeni kurallar getiriyor. İnsan Kaynakları Sertifikasyon Enstitüsü CEO’su Amy Dufrane, “İnsanlar sosyal medyada fark etmiyorlar ama aslında kasaba meydanındalar” yorumunu yaptı.
Çalışanların şirket markasını temsil ettiği düşüncesi, işverenlerin daha sert önlemler almasına neden oluyor. Ancak uzmanlara göre bu yeni bir dönem değil; işverenler uzun süredir çalışanlarını sosyal medya faaliyetleri üzerinden denetliyor. (AA/P)