'Dosya: "Çevre Krizi"'

Avrupa Camilerinde Sürdürülebilirlik İçin Ekolojik Yaklaşımlar

İslam düşüncesinde ve dinî cemaatlerin vizyonlarında, kâinatı korumak için faydalanılacak potansiyel mevcut olsa da Avrupa’da camileri ekolojik hâle getirmek için kat edilmesi gereken yol uzun.

Avrupa’da enerji tasarruflu ilk eko-cami olan Cambridge Camisi | Fotoğraf: Shutterstock.com

Camiler, Müslümanlar için önemli mekânlar. İnsan camide ibadet ederken içine döner, Allah’a yakın olmaya çabalar, kendini davranışları hakkında düşünür. Ruhani şuurun yanı sıra camilerde eğitim de önemli bir role sahiptir; sıklıkla dinî içerikli dersler verilir. Ayrıca bu mekânlarda gerek Müslümanları gerekse toplumun tamamını ilgilendiren konular hakkında tartışılır.

Küresel ısınma son zamanlarda kamusal tartışmalara oldukça sık konu ediliyor. Dolayısıyla cami cemaatleri de bu konuyla giderek daha fazla ilgileniyorlar. Buna, cami inşasında enerji verimliliği gibi ekolojik unsurları dikkate alan Malezya ve Fas veya 2016’da Suudi Arabistan’ın Dammam şehrinde gerçekleştirilen ve enerji verimliliği, iklimlendirme ve camilerde suyun yeniden kullanımı üzerine çalışmaların sunulduğu konferanslar örnek gösterilebilir.

Malezya’da yapılan bir saha çalışmasında, camileri daha sürdürülebilir hâle getirmek için hangi unsurların gerekli olduğu araştırıldı. Buna yönelik olarak enerji ve su verimliliğini, lokasyon planlamasını, kaynakları, yönetimi ve malzemeleri değerlendiren ve bu konuları kapsayan önerilerin de yer aldığı bir Yeşil Cami Endeksi (GMI) geliştirildi. Yeşil Cami Endeksi’ne göre, örneğin su kullanımından tasarruf etmek için abdest alırken kuyu suyu kullanılabilir. Ayrıca abdest için kullanılan yağmur suyu veya su, toplama ve geri dönüşüm sistemlerinde biriktirilerek tuvaletlerin sifonlarında veya bölgedeki bitkilerin sulanmasında kullanılabilir. 

Camilerde enerji tüketimini azaltmak için cami inşa edilirken gün ışığından en iyi şekilde faydalanılmasını sağlayan, kil gibi soğutucu yapı malzemelerinin kullanıldığı ve iyi yalıtımın sağlandığı bir yer seçilmesi önemli bir husus. Avrupa’da enerji tasarruflu ilk eko-cami, 2019’da İngiltere’nin Cambridge şehrinde inşa edildi. Emisyonsuz, ahşaptan yapılmış ve yağmur suyu kullanan bu cami, şu ana kadar Avrupa’da ekolojik olarak inşa edilmiş tek cami. Bu örnek proje için 23 milyon İngiliz Sterlini harcandı.

Cambrigde Camii

Avrupa’nın ilk ekolojik camisi olan Cambridge Camii’nin abdesthanesi

Maddi Kaynak Olmadan Ekolojik Yaşam Mümkün Mü?

Uygun bir bütçe mevcut olduğunda birçok şey mümkün; ancak her belediye, müthiş ekolojik inşa yöntemleri için ayrılacak çok fazla paraya sahip değil. Diğer yandan, asıl mesele gerçekten de bu mu? İslami bakış açısına göre herkes, mali kaynakları olmasa dâhi kendi imkânına göre bir katkıda bulunabilir: Peygamberimizin (sav) bildirdiğine göre her eylem niyetine göre ölçülür (Buhârî, 1, Hadis no: 1). Bu hadis, her eylemin önemli olduğuna dair açık bir işarettir. Kişilerin imkânları farklı olabilir. Bundan dolayı örneğin fakir bir kişinin yaptığı küçük bir bağış, zengin bir kişinin yaptığı büyük bir bağıştan daha kıymetlidir. Zira fakir kişi için yaptığı bağış, nispeten daha büyüktür. Dolayısıyla İslam, inancın yanında eylemin de ön planda tutulduğu bir dindir. Kur’an’da da müminlere devamlı olarak “İman edenler ve iyilik yapanlar” (Bakara suresi 2: 82) olarak hitap edilmiyor mu?

Her cami cemaati Allah’ın kâinatını korumaya katkıda bulunabileceği alanlar bulabilir. Avrupalı Müslümanlar arasında kâinat için çalışmaya yönelik yaratıcı girişimlere sahip olanları görüyoruz. Bu yıl 2020’de Avrupa’da İslam ve Müslümanlar için Disiplinlerarası Araştırma Merkezi (Alm. “Interdisziplinäre Forschungsstelle Islam und Muslim*innen in Europa” – IFIME) tarafından Viyana Özel Sigmund Freud Üniversitesi’nin (Avusturya) bir Viyana camisi üzerinde gerçekleştirdiği araştırma projesinin [1] gösterdiği üzere, cami cemaatlerini ilgilendiren pek çok soru var: Su ve elektrik tasarrufu nasıl sağlanabilir? Atıklar nasıl ayrılabilir ya da daha iyisi atık üretimi en baştan nasıl önlenebilir? Toplum, doğada dikkatli hareket etmeye ve Allah’ın kâinatını sevmeye, örneğin bir sürüngen hayvanı tiksinerek ezmek yerine onu izlemek gibi tutumlara nasıl yönlendirilebilir? Allah’ın halifesi olarak kâinatın sorumluluğunu almanın İslam’ın bir parçası olduğuna dair bilinç nasıl oluşturulabilir? [2]

Camilerde Sürdürülebilirlik Yaklaşımları

Avrupa’daki bazı camiler, sürdürülebilir enerji için güneşi tercih ediyor ve fotovoltaik sistemler kuruyor. Ancak elektrik tasarrufu yapmak için iklimlendirme gibi basit yöntemler de mevcut. Örneğin sıcak günlerde, pencereler bir hava akımı oluşturmak için açılabilir veya ısıyı dışarıda tutmak için gün boyunca odalar karartılabilir ve pencereler kapatılabilir. Bir dış alan varsa ağaç dikilebilir, bu ağaçlar gölge ve serinlik sağlamanın yanı sıra hoş bir hava iklimine de katkıda bulunabilir.

“Yeşil” bir elektrik sağlayıcısına geçiş yapmak, ekolojik ve çoğunlukla da ekonomik rahatlama sağlar ve genellikle beklenenden daha az karmaşıktır. Ev yönetiminde yapılan küçük düzenlemeler de etkili sonuçlar verebilir. Örneğin evde enerji tasarruflu lambalar kullanılabilir ve sudan tasarruf etmek için sensörlü musluklar takılabilir. Cami önündeki bisiklet parkları, insanları arabalarını evde bırakmaya teşvik eder ve eğer imam da düzenli olarak bununla ilgili hatırlatmalar yaparsa namaza gitmek için bisiklete binmek alışkanlık haline gelebilir.

Bazı camilerde ziyaretçiler arasında farkındalık oluşturmaya yönelik çeşitli etkinlikler sunulmakta. Viyana camisinde ve daha birçok yerde uygulanmakta olan birkaç örnek bu anlamda önemli. Başarılı bir fikir olarak ortaya çıkan “Yeşil İftar” projesinde, orucu açmak için mümkün olduğunca az ambalajlı organik yiyecekler sunuluyor ve bunlar tasarruflu olarak pişiriliyor. Yemek konusu insanların çevreye dikkat edip etmediğini gösteren önemli bir konu. Özellikle de ramazanda… 

Cambridge Camisi'nin girişindeki havuz

Cambridge Camisi’nin girişindeki havuz

Bir diğer etkinlik ise İslami çevre ilkelerine yönelik bir konferansın verileceği ve belediye atık tasfiyesi dairesinin çocuklarla atık ayırmaya yönelik atölye çalışması yapacağı bir çevre gününün düzenlenmesi. Ya da komşularla birlikte çöplerin toplanacağı ve çocuklarla bölgesel organik ürünler ile adil ticaret ürünleri (fair trade) hakkında bir atölye çalışmasının yapılacağı eylem günü. Tüm bu etkinliklerde, çevreyi korumanın dinde yer aldığını anlaşılır kılmak için İslami-dinî konular da ele alınıyor: Sosyal adalet, su gibi kaynaklarda tutumluluk, gelecek nesiller için de sağlıklı kalması gereken bir emanet olarak toprak gibi… 

Viyana’daki araştırma projesinin gösterdiği üzere ziyaretçiler bu gibi etkinlikleri ilgiyle karşılıyor: Müslümanlar arasında bu konuların ele alınması coşku ve minnettarlıkla karşılanırken aynı zamanda iklim durumu ile ilgili duyulan endişe de ortaya konuluyor. Buradaki coşku, kişinin bir şey yapabilme imkânına sahip olduğu ve durumun düzeltilmesine katkıda bulunabileceğini bilmesi manasına geliyor. 

Çevre Krizini Bertaraf Etmek İçin Sürdürülebilir Enerji Farkındalığı Şart

Söz edilen IFIME araştırma projesinde, ziyaretçilerin camilerde çevreyi koruma konusunun ele alınması yönündeki istekleri netlik kazanmaktadır. Ankete katılanların çoğunluğu, ziyaretçiler arasında farkındalık oluşturmanın en önemli husus olduğu görüşünde. Camide çalışanların çevre pedagojisi ve içeriğe dair eğitimi de önemli bir unsur. Özellikle bu konu, yani farkındalık çalışması, en ucuz ve en sürdürülebilir konulardan biri. Bu hususta çok fazla malzemeye ya da altyapıya ihtiyaç duymadan, genellikle yalnızca konuyla ilgilenmek, soruları tartışmak ve nelerin daha iyi yapılabileceğini birlikte incelemek yeterli.

Ancak bazen, ziyaretçilerle yapılan farkındalık çalışmalarında sınırlar da fark ediliyor. Alışkanlıklarımız çoğu zaman derinlere yerleşmiş durumda. Bu durumda çocukken doğaya duyarlı olmayı öğrenmeyen bir kimse, yetişkin bir birey olduğunda konuya kendisini pek yakın hissetmeyebiliyor. Ya da insanları meşgul eden daha başka gündelik meseleler olduğunda çevre sorunu, birçok diğer konu gibi kenarda kalabiliyor.

Bazı yerlerde daha fazla sürdürülebilirlik teşviki dışarıdan, yani camiyi ziyaretçi olarak tanıyan ve cami sorumlularını bu konuyu görevlerine dâhil etmek için ikna etmeye çalışan Müslümanlardan gelebiliyor. [3] Fakat bu çabalar, her zaman başarıya ulaşmayabiliyor. Bazen sorumlular başka zorluklarla meşgul oluyorlar. Örneğin özellikle Kovid-19 kısıtlamaları döneminde sabit giderlerini ödemek, cami sorumlularını ziyadesiyle meşgul ediyor. Zira Avrupa’daki pek çok küçük cami, cuma günleri ziyaretçilerin yaptığı bağışlarla varlığını devam ettiriyor. 

Camileri daha sürdürülebilir hâle getirmek için kat edilmesi gereken yol uzun. Ancak buna yönelik çalışan birçok insan var ve bu konuda birçok imkân da mevcut. Bu imkânlardan bazıları Kasım 2020’de Viyana Özel Sigmund Freud Üniversitesindeki konferansta sunuldu. Hiç şüphe yok ki dinde ve dinî cemaatlerde, kâinatı korumak için keşfedilecek ve faydalanılacak potansiyel mevcut.

Dipnotlar

[1] Sonuçlar Graz Üniversitesinin kültürel, bilimsel dergisi Kuckuck ve Sigmund Freud Özel Üniversitesi, IFIME kurumuna ait dergide yayınlanmaktadır.

[2] Bu ve diğer sorular, araştırma projesinin bir parçası olarak ve eko-cihad araştırması sırasında görüşmeciler tarafından gündeme getirilmiştir (Kowanda-Yassin, Ursula, Salzburg-Wien: Residenzverlag, 2018).

[3] Eko-cihat üzerine yapılan röportajlarda bundan bahsedilmiştir (Kowanda-Yassin, 2018).

Dr. Ursula Fatima Kowanda-Yassin

Viyana Sigmund Freud Üniversitesinde araştırmacı olan Dr. Ursula Fatima Kowanda-Yassin, Avrupa’daki Müslümanlar ve İslami çevre etiği üzerine çalışmalar yürütmektedir. Kowanda-Yasin ayrıca 2013 yılından beri Kilise Eğitim Üniversitesi (KPH) Viyana / Krems’te öğretim görevlisi olarak çalışmaktadır.

Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler