'Dosya: "Çevre Krizi"'

“Her Caminin Dikkate Alması Gereken Farklı Koşullar Var”

Avrupa’daki camilerde sürdürülebilirlik adına neler yapılıyor? Camilerin çevre hassasiyetini Almanya, Avusturya, Hollanda ve Belçika’dan Müslüman temsilcilerle konuştuk. 

Fotoğraf: © drshahrinmdayob/shutterstock.com | Değişiklikler: Perspektif

Avrupa Cami Yaptırma ve Yaşatma Derneği (EMUG) Avrupa’da cami cemaati için kullanılan binalar satın alma ve bunların bakım ve inşasında yardımcı olma amacıyla 1985 yılında kuruldu. İslami cemiyetlerin faaliyetlerini sürdürebilmeleri için cami binaları ve eğitim kurumları geliştirmelerine yardımcı olan dernek, son 30 yılda özellikle Almanya olmak üzere Avrupa’da cami veya eğitim ve kültür merkezi olarak kullanılan yüzlerce bina satın aldı. Dernek müdürü İbrahim Yazıcı, hâlihazırda yüzlerce şubeye yardımcı olunduğunu, temel görevlerinin cami binalarının korunması ve yenilenmesi olduğunu söylüyor. “Müslümanlar arasında temsili binalar inşa etmeye güçlü bir ilgi var. Bu nedenle cami mimarisi alanında hem iç hem dış mimari açısından İslami sanatı destekliyoruz.” EMUG bünyesinde geniş bir ekip, onlarca yeni inşaat ve yenileme projesi üzerinde çalışıyor, camilerin onaylanma sürecinde inşa edilişine kadarki sürece eşlik ediyor. 

“Sürdürülebilirliğe Daha Geniş Bir Perspektiften Bakıyoruz”

Bu yoğun cami inşa sürecinde sürdürülebilirlik konusunda çeşitli projelerinin olduğunu anlatan Yazıcı, mümkün olduğunca çevre için duyarlı olmaya çalıştıklarını vurguluyor. Bazı camilerde fotovoltaik sistemin olduğunu ve abdesthanelerde az su gelmesi için basınç düşürücü bir yöntem kullanıldığını anlatan Yazıcı, ziyaretçilerine kağıt havlu yerine kumaş havlu sunan camilerin de bulunduğunu söylüyor. EMUG camilere LED döşemeler ve yerden ısıtma sistemi öneriyor. Bunun yanı sıra abdest suyunu filtreden geçirilip çiçek sulama için kullanıldığı veya yağmur suyunun değerlendirildiği cami projelerinin de olduğunu anlatan Yazıcı, tüm bunlara rağmen çevre duyarlılığı konusunda uygulanan standart bir konseptin olmadığını ekliyor: “Sadece bir tane fotovoltaik sistemi kurmakla camilerimizi çevre dostu hâle getirmek mümkün değil. Bu yüzden sürdürülebilirliğe daha büyük bir çerçeveden bakıyoruz. Öncelikli amacımız, kişi başı tüketimi düşürmek. Biz eğitim ve duyarlı olunması için uğraşıyoruz. Pratikte çevre dostu prensiplerin uygulanmasında ise cami yönetimlerine iş düşüyor.”

Sürdürülebilir enerjilerin sorunsuz işlemediğini anlayan Yazıcı, bazı sistemlerin uzun ömürlü olmadığı kanaatinde. “Hamburg’da marketi de olan bir camide fotovoltaik sistem mevcut. Sistemin arızaları, bakımı var. Ayrıca sistemin 20 sene sonra yenilenmesi gerekiyor. Yani sistem sonunda çöp olup yine çevreyi kirletebiliyor.” Camilerin bu masrafı karşılamakta zorlandığını söyleyen Yazıcı, Almanya’da kredi kuruluşu olan KFW bankasının belirli standartlar kapsamında, örneğin sürdürülebilir yenileme projelerine finansman yardımı yaptığını, bazı projelerde bu desteğin alındığını hatırlatıyor. 

Yazıcı sürdürülebilirlik konusunda tek bir standardın olmadığını ekliyor: “Bazı güneş sistemlerinin masrafı yüksek olduğu için sürdürülebilirlik konusunda zorluk doğuruyor. Bu nedenle biz EMUG olarak şu an enerji tasarrufu anlamında daha kolay uygulanabilir alanlara yöneliyoruz. Örneğin abdesthanelerde su ve ışık sistemlerinde sürdürülebilirlik sağlamak ve en çok da ısı yalıtımıyla enerji kaybını önlemek konusunda çalışmalarımız var. Cami inşaatlarında enerji ve çevre dostu olma konusunda tüm fikirler konuşuluyor. Masraflar ve idealler arasında bir orta yol bulmaya çalışıyoruz.”

“Camilerde Sürdürülebilirlik Mümkün”

Avusturya İslam Cemaati (IGGÖ) Çevre Görevlisi (Alm. “Umweltbeauftragter”) Enis Buzar, cami ve kurumlarla iletişime geçerek onları çevre konusunda bilgilendiriyor. İftar ve büyük etkinlikler kapsamında bazı cami ve dernekler için atık ayırma konseptleri oluşturulduğunu söyleyen Buzar, özellikle cuma günleri yüksek olan su tüketiminin teknik ama aynı zamanda basit çözümlerle azaltıldığını, yenilenebilir enerji kullanan camilerin de bulunduğunu anlatıyor. “Cami mensuplarının bilgi birikiminin genişletilmesi, şu anda gerçekleştirmeye çalıştığımız ilk temel adım. Bunun için atölyeler düzenliyoruz. Cemiyetler, çevre duyarlılığının Müslümanlar açısından yeni bir şey olmadığını, bunun her Müslüman’ın görevi olduğunu anlamalı. Ancak o zaman sürdürülebilir projeler uygulanabilir.”

Sürdürülebilir konseptlerin mutlaka yüksek masraf anlamına gelmediğine değinen Buzar, güneş enerjisi ve Fotovoltaik sistemlerin ilk başta belli bir miktar yatırım gerektirdiğini, fakat bunun yıllar sonra kârlı olduğunu söylüyor. Çoğu uygulamanın masraflı olmadığını ve en baştan daha ekonomik olduğuna değinen Buzar, “sürdürülebilirlik pahalıdır” düşüncesinden sıyrılmak gerektiği düşüncesinde: “Söz konusu güvenlik olduğunda masrafa bakmıyoruz. Çevre korumasında ise aciliyeti yokmuş gibi hesap yapmaya başlıyoruz. Bu doğru değil.”

Avrupa’da camilerin bazı engelleri aşması gerektiğini anlatan Buzar, bu engellerin camiler açısından değişken olduğunu vurguluyor: “Eski bir binada kiracı olan, mazotlu kalorifer kullanan bir camiyle, kendi arsasında yeni inşa edilmiş bir cami arasında büyük fark var. Her caminin dikkate alınması gereken farklı koşulları var.” Avrupa’da camilerin tamamen çevre dostu olma olasılığını kısa ve orta vadede düşük gören Buzar, uzun vadede iyi eğitim çalışmaları ve yeni teknolojilerle büyük mesafelerin kat edileceği kanaatinde.

“Camilerimizi Çevre Dostu Yeşil Cami Yapmayı Amaçlıyoruz”

Hollanda’da Devlet İle Müslümanlar Arasında İletişim Organı (CMO) Başkanı Muhsin Göktaş çevre konusunda duyarlı olunduğunu, bu konuyla ilgili CMO üyelerine danışmanlık hizmetleri sunduklarını açıklıyor. Ayrıca yeni yapılan camilerin malzemelerinin çevre dostu ve uzun ömürlü malzemelerden seçilmesine özen gösterildiğini anlatan Göktaş, birçok camide enerji tasarrufu sağlamak amacıyla güneş panellerini tavsiye ettiklerini aktarıyor. “Yeşil cami projelerimiz var. Bu proje camide enerji tasarrufu ve sıfır atık sağlamayı amaçlıyor.” şeklinde konuşan Göktaş, Hollanda hükûmetinin 2035 yılında CO2 atığını sıfırlamayı amaçladığından bahsediyor: “Bu çerçeve içerisinde biz de camilerimizi çevre dostu ve sıfır atıklı ‘yeşil camiler’ yapmayı amaçlamaktayız. Bu konuyla ilgili ileride ortaklarımızla çalışmalarımız olacak.”

Belçika’nın resmî İslam temsil kurumu Executief Başkanı Mehmet Üstün ise Belçika’da sürdürülebilirlik alanında henüz çalışmalarının olmadığını bildiriyor. Camilerde cam, plastik ve kağıt için üç ayrı konteynerin mevcut olduğundan bahseden Üstün, özel bir çalışmanın daha ağır konular sebebiyle başlatılmadığını ekliyor: “Özellikle son yıllarda popülist politikalar ve terör saldırıları sebebiyle Müslümanlar üzerinde yürütülen kampanyalar işlerimizi zorlaştırdı. Çevresel konulara zaman ayırma imkânımız bu sebeplerden dolayı yok.”

Kübra Zorlu

Duisburg-Essen Üniversitesi’nde Medya Bilimleri alanında yüksek lisans eğitimini tamamlayan Zorlu, Perspektif yayın kurulu üyesidir.

Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Diğer Gündem Yazıları

Son Yüklenenler