'Hür Demokrat Parti (FDP)'

Alman Liberalizminin Tartışmalı İkonu Jürgen Möllemann Kimdir?

Parlak bir profil olarak siyasete atılan Jürgen Möllemann, dış politikada sınırları zorlayan ve tartışmalı çıkışlarıyla tanınan bir figürdü. Möllemann’ın FDP saflarındaki siyasi kariyerini, İsrail konusundaki tepki çeken dış politika eleştirilerini, karıştığı skandalları ve tutkusu olan paraşütle atlama sporu sırasındaki ölümünü mercek altına aldık.

Fotoğraf: Ingo Kramer, info@volmefoto.de - Wikimedia Commons. Değişiklikler: Perspektif.

5 Haziran 2003’te Jürgen Möllemann, açık bir havada Marl yakınlarında daha önce defalarca yaptığı atlayışlara yeni bir tanesini eklemek üzere bir uçaktan paraşütle atladı. Deneyimli bir hava sporcusuydu ve 100’ün üzerinde atlayış gerçekleştirmişti. Fakat o gün, açtığı paraşütünü, kısa süre sonra bilinçli şekilde serbest bıraktı. Yedek paraşütü ise zamanında devreye giremedi ve yere çakılarak can verdi. Dokunulmazlığının kaldırıldığı gün bu şekilde ölmesi, Almanya Federal Cumhuriyeti’ni şoke eden bir haberdi. “Bu bir intihar mı, yoksa bir kaza mıydı?” sorusuna net bir yanıt verilemedi. Hür Demokrat Partinin (FDP) öne çıkan parlak isimlerinden biri ve siyasi bir provokatör olan eski Ekonomi Bakanı Möllemann, öldüğünde 58 yaşındaydı.

Her zaman kutuplaştırıcı bir figür olan Möllemann, siyaset sahnesinde hızlı yükselen kişilerden biriydi. Parlak bir hatip, rahatsız edici bir eleştirmen, sınırları zorlayan bir siyasetçi ve nihayetinde trajik bir figür. Möllemann, Almanya’da liberal siyasetin güçlendiği 1970’lerden 2000’lerdeki dış politika ihtilaflarına kadar uzanan dönemde, 1945’ten sonraki Almanya tarihinin temel gerilimlerini yansıtıyor. Şubat 2025’teki Federal Meclis Seçimlerinde barajın altında kalan ve geleceği belirsizlik içinde olan FDP’nin eski simgesel yüzlerinden biri olan Möllemann’ın portresine ve İsrail devletine yönelik eleştirel tavrı nedeniyle karşılaştığı tepkilerin siyasi kariyeri üzerindeki etkisine yakından bakalım.

Kuzey Ren-Vestfalya’da Doğan Jürgen Möllemann’ın Gençlik Yılları

Temmuz 1945’te İkinci Dünya Savaşı’nın bitişinden kısa bir süre sona dünyaya gelen Jürgen Wilhelm Möllemann, Düsseldorf civarındaki kırsal bölgelerden biri olan Appeldorn’da, mütevazı bir işçi ailesinin çocuğu olarak dünyaya geldi. Babası döşemecilik yapan Wilhelm Möllemann, annesi ise ev hanımı olan Franziska’ydı. Katolik bir çevrede büyüyen Möllemann, Rheinberg’teki Amplonius Lisesi’nden 1965’te mezun oldu. Paraşütçü birliğinde yedek subay adayı olarak askerlik yaptı. Genç Jürgen’in bu deneyimi, ilerleyen yıllarda kişisel tutkularından biri hâline gelecekti.

1966’da Münster’deki Pedagoji Yüksekokulu’nda Alman dili ve edebiyatı, tarih ve beden eğitimi okumaya başladı. Eğitimini iki aşamalı devlet sınavlarıyla tamamladıktan sonra ilkokul ve ortaokul düzeyinde öğretmenlik yapmaya hak kazandı. Beckum’da kısa bir süre öğretmenlik yaptıktan sonra 1978’de bir süreliğine özel sektöre geçerek Flick şirketler grubunda görev aldı. 1990’lı yılların başında ise kendi ihracat ve danışmanlık şirketi olan WEB/TEC’i kurarak siyaset dışı bir ekonomik mecrada da varlık göstermeye başladı. Daha sonraları WEB/TEC 2002 seçim kampanyası ve gayriresmî bağış skandalları ile gündemde olacaktı.

Batı Almanya Siyasetinin Yükselen Yıldızı Olarak Jürgen Möllemann

Möllemann, 1962’de henüz 16 yaşındayken CDU’ya katıldı. Ancak 1969 yılında, partiden ayrıldı. Kişisel sorumluluk, aydınlanmacı düşünce ve özgürlükçü bir siyaset anlayışı arayışıyla Hür Demokrat Partiye (FDP) geçti.

1970’te FDP’ye geçişiyle federal düzeyde siyaset yapmaya odaklandı. 1972 yılında, yalnızca 27 yaşındayken Federal Meclise (Alm. “Bundestag”) girmeyi başardı. 2000 yılına dek -ara vermeden- Federal Mecliste milletvekili olarak görev yaptığı epizot, bu şekilde başladı.

Hür Demokrat Parti içinde kısa sürede sivrildi ve ümit duyulan bir figür hâline geldi: Zeki, hazırcevap ve karizmatik bir siyasetçi olarak dikkat çekti. Etkileyici konuşma yeteneği, siyasi rakiplerinden bile takdir gördü. Buna karşılık; tartışmacı, sabırsız ve uzlaşmaya kapalı bir karaktere sahipti. Özellikle dış politika alanında farklılaşan söylemleriyle dikkat çekti.

Möllemann, eğitim politikası sözcülüğü ve 1975’ten itibaren güvenlik politikası sözcülüğü gibi görevlerde bulundu ve aynı yıl Hür Demokrat Parti eyalet yönetimine seçildi. 1978-82 arasında FDP Federal Meclis Grubu adına dış politika, Almanya, kalkınma ve güvenlik politikası çalışma grubuna başkanlık etti.

Dış Politikada Alman Siyasetinin Sınırları Zorlayan Bir Figür

Retoriği kuvvetli bir siyasetçi olan Jürgen Möllemann, kariyerinin başlangıcından beri daima dikkat çekici bir figürdü. Dikkat toplayan bir karakter olmasına dış politika açılımları da eşlik ediyordu. 1979’da Filistin Kurtuluş Örgütü (PLO) lideri Yaser Arafat ile görüşmüş, Filistinlilerin özerk ulusal yönetiminin sağlanması için çağrıda bulunmuş ve İsrail’i “devlet terörizmi”yle suçlamıştı. Bu söylemleri, tarihî sorumluluk bağlamında İsrail’den yana katı bir tutuma sahip Almanya’da sert eleştirilere yol açmıştı. 1981’den itibaren Alman-Arap Topluluğu adlı STK’nın başkanlığını üstlenerek Arap dünyasıyla güçlü bağlar kurdu; bu da yıllar içinde siyasetinde Orta Doğu ve dış politika konularına olan yoğun ilgisini pekiştirdi.

Parti içinde zamanla ekonomik liberal kanada yaklaştı. Hans-Dietrich Genscher döneminde, FDP Genel Sekreteri olarak partisinin yenilenme sürecine yön verdi. Ancak bunu yaparken, sıklıkla parti içi istişareleri beklemeden medyada yankı uyandıran kişisel çıkışlarda da bulundu.

1982’de Genscher’in yönettiği Dışişleri Bakanlığında devlet bakanı, 1983’ten itibaren FDP’nin Kuzey Ren-Vestfalya’daki lideri oldu. Bu koltuk, ona hem Bonn’daki federal siyasette hem de Düsseldorf’taki eyalet politikasında güçlü bir pozisyon sağladı. 1987’de Helmut Kohl’un üçüncü şansölyelik döneminde Eğitim ve Bilim Bakanı olarak atandı. Ekim 1990’da Ekonomi Bakanı olan Möllemann, Berlin Duvarı‘nın yıkılması ve Almanya’nın yeniden birleşmesi ile birlikte gelen, federal hükûmeti sarsan büyük bütçe açığına çözüm aradı. Devlet bütçesinde gittiği sert kesintilerle gemiyi ayakta tutmayı başardı. Nihayetinde 1992’de Başbakan Yardımcısı oldu. Bu dönem, Möllemann’ın kariyerinin zirvesiydi, ama işlerin kötüye gitmesi için çok beklemesi gerekmedi.

“Antetli Kâğıt Skandalı”: Kişisel Çıkar İçin Makamın Kötüye Kullanımı

1993 yılı yaklaşırken, kamuoyunda “Antetli Kâğıt Skandalı” olarak bilinen olay patlak verdi. Jürgen Möllemann’ın Ekonomi Bakanı sıfatıyla yazdığı bir mektup, kısa sürede siyasi bir krize dönüştü. Möllemann, yönettiği bakanlığa ait antetli bir mektupla Almanya’daki büyük perakende zincirlerine seslendi ve -alışveriş arabalarında kullanılmak üzere- yeni geliştirilmiş plastik bir çipi kullanmalarını önerdi. “Zekice bir buluş” olarak tanımladığı bu ürün, o dönemde henüz yenilik sayılabilecek bir işlevselliğe sahipti. Ancak kamuoyunun -bir bakanın özel şirkete ait bir ürünü tavsiye etmesine ek olarak- tepkisini çeken husus, bu ürünün evlilik bağı nedeniyle Möllemann’la hısım ilişkisine sahip bir iş insanının şirketi tarafından üretiliyor olmasıydı. Resmî görevini kişisel ilişkileri adına kullanması, kamu görevi etiği açısından sert biçimde eleştirildi. Yoğun baskılar sonucunda Möllemann, 3 Ocak 1993’te Ekonomi Bakanı ve Başbakan Yardımcısı görevlerinden istifa etti.

Bu olay siyasi kariyeri için kötüye gidiş anlamına gelse de -ve FDP Kuzey Ren-Vestfalya Başkanlığından ayrılmış olsa da- Möllemann geri adım atmadı. 1994’ten itibaren FDP’nin Kuzey Ren-Vestfalya teşkilatını yeniden yapılandırma amacıyla çalışmaya başladı. Ancak 1994’te dönemin FDP Genel Başkanı ve Dışişleri Bakanı Klaus Kinkel ile yaşadığı görüş ayrılıkları nedeniyle FDP’deki eyalet başkanlığı görevinden de çekildi.

1996’da bu pozisyona geri döndü. 2000’deki Kuzey Ren-Vestfalya eyalet seçimlerinde FDP’yi yüzde 9,8 oyla beş yıllık bir aranın ardından yeniden eyalet meclisine sokması, parti içine karşı onun stratejik gücünü bir kez daha gösterirken federal siyasete güçlü bir şekilde geri dönmesini sağladı. Ancak bu dönemde kullandığı dil ve yöntemler, önceki dönemine göre daha popülist ve polemik çıkarma odaklı bulunuyordu. Sivri dilli ve başına buyruk olarak bilinen Möllemann bunu amaçladığını inkâr etmiyor ve eleştiri olarak önüne çıkarılan popülizmi benimsiyordu. 1991’de Möllemann hakkında çizilmiş, onu diğer balıkların tersi yönünde yüzen büyük balık olarak gösteren bir karikatürü de bu nedenle olumlu karşıladı. Liberal çevreler için rahat ve kompleksiz bir özgüven çağrısı olarak anlaşılmasını istediği için 4 Ocak 2001 tarihinde, Kuzey Ren-Vestfalya Hür Demokrat Parti tarafından bizzat internete yüklenmesini sağladı.

Seçim Broşürüyle Tetiklenen Kriz: İsrail’i Eleştirmek, Antisemitizm midir?

2002 federal seçim kampanyası sırasında Jürgen Möllemann tarafından hazırlatılan bir broşür, Alman kamuoyunda geniş yankı uyandırdı ve siyasi kariyerinde kırılma noktalarından birine dönüştü. Dört sayfalık bu seçim materyalinde Möllemann, uzun süredir savunduğu “adil bir barış” söylemi çerçevesinde Orta Doğu politikasına dair görüşlerini açıkça dile getiriyordu. İsrail Başbakanı Ariel Şaron’un Filistinlilere yönelik sert müdahalelerini eleştiren metin, aynı zamanda Almanya Yahudi Merkez Konseyi Başkan Yardımcısı Michel Friedman’ı, bu politikalara koşulsuz destek vermekle suçluyordu.

Broşürde kullanılan dil ve kurgunun Yahudi kimliğini hedef aldığını savunan eleştirel sesler, Möllemann’a dair tepkileri arttırdı. Möllemann, kendisine yöneltilen antisemitizm suçlamalarını reddederek eleştirilerinin İsrail hükûmetine yönelik olduğunu belirtti. Broşürde Friedman’ın adının Şaron’la birlikte anılması ve kamuoyunu “susturma” rolüyle betimlenmesi, birçok çevrede antisemitik kodlara başvurulduğu yönünde yorumlandı.

FDP’nin üst yönetimi, söz konusu broşürün parti merkeziyle istişare edilmeden dağıtıldığını ve içeriğin kabul edilemez olduğunu açıkladı. Parti içinde başlayan tartışmalar kısa sürede kamuoyuna yansıdı; Möllemann’ın parti çizgisinden ayrıldığına dair görüşler güç kazandı. Seçimlerin hemen ardından FDP liderliği Möllemann’ı başkan yardımcılığı görevinden istifaya çağırdı; o da bu çağrıya uyarak görevini bıraktı. 2003 yılı başında ise FDP’den tamamen ayrıldı ve bağımsız milletvekili olarak yoluna devam etti.

Söz konusu broşürde Möllemann’ın Orta Doğu barışı için “iki tarafı da gözeten” bir çözüm istediği vurgulanıyordu. Şaron’un mülteci kamplarına tanklarla girdiği, Birleşmiş Milletler kararlarını ihlal ettiği belirtiliyor; Michel Friedman ise Şaron’un bu politikalarını savunarak Möllemann’ı “İsrail karşıtı” ve “antisemitik” olarak yaftalamakla suçlanıyordu. Möllemann ise bu saldırılardan yılmadan barış arayışını sürdüreceğini ifade ediyordu.

Antisemitizm tartışmalarının tarihsel olarak hassas bir zemin üzerinde yürüdüğü Almanya’da Möllemann, bu zemin üzerinde İsrail politikasını eleştirmek ile Yahudi karşıtlığı arasında ayrım yapmaya çalışıyordu. Ne var ki, kullandığı örnekler ve şahısları hedef göstermeye varan üslubu bu ayrımı kamu nezdinde yeterince netleştiremedi. Sonuç olarak, siyasi bir iletişim aracı olarak kurgulanan broşür, Möllemann’ın yalnızca partisindeki konumunu değil, kamuoyundaki güvenilirliğini de zayıflattı.

Seçim Finansmanı Suçlamaları ve Açılan Soruşturmalar

2002 kampanyasında dağıttığı broşürün finansmanı, daha sonra çok daha büyük bir skandala dönüştü. Finansmanın kaynağıyla ilgili sorulara cevap veren Jürgen Möllemann, broşürün maliyetini (yaklaşık 1 milyon avro) şahsen karşıladığını ama bunu anonim bağışçılardan gelmiş gibi gösterdiğini söyledi. Ancak soruşturma ilerledikçe bu beyanından daha farklı bir tablo ortaya çıktı. Der Spiegel ve yerel basın, Möllemann’ın bu parayı gizlice şeffaflıktan uzak yöntemlerle temin ettiğini bildirdi. Binlerce banka transferiyle paranın önce yurt dışı (örneğin Lüksemburg ve Liechtenstein) hesaplarında dolaştırıldığı, oradan bir Alman hesap üzerinden parçalara bölünerek (“Schein-Spender” adı verilen yaklaşık 150 kurgusal kişi üzerinden) FDP’nin özel kampanya hesabına aktarıldığı ortaya çıktı. Böylece büyük meblağların tek seferde akışı gizlenmeye çalışıldı ve kuruluşlar kanunu ihlal edildi.

Ayrıca, kamuoyuna yansıyan gelişmelere göre Möllemann bu amaçla bir çanta içinde bir milyon avro nakit parayı partinin Kuzey Ren-Vestfalya teşkilatı genel sekreteri Hans-Joachim Kuhl’a verdi. Kuhl, küçük paralar hâlinde parayı eyalet genel merkezinin kampanya hesabına yatırdı; çoğu para sahte isimlere kayıtlıydı. Möllemann’ın bu yöntemleri, parti içi muhasebe ve yasalar bakımından ciddi sorunlar doğurdu. Kasım 2002 itibarıyla yetkililer durumu fark etti: Düsseldorf Savcılığı, Möllemann hakkında parti yasalarını ihlal ettiği, sahtecilik ve zimmete para geçirme şüphesiyle soruşturma başlattı. Hatta Möllemann aynı dönemde vergi kaçakçılığı iddialarıyla da karşı karşıyaydı. FDP yönetimi, konuyu parlamento başkanına taşıdı ve evraklar yoğun biçimde incelendi.

Dokunulmazlığı Kaldırılan Möllemann’ın Ölümü

2003’ün ilk aylarında, mali takibat altındaki Möllemann’ın durumu daha da kritikleşti. Başlangıçta yeri sağlam görülen milletvekili dokunulmazlığını da kaybetmek üzereydi. 11 Şubat 2003’te FDP’nin meclisteki grup toplantısında Möllemann’ın, FDP’lilerin büyük çoğunluğu tarafından partiden ihraç edilmesi kararlaştırıldı. Mart ayında Möllemann partisinden istifa ederek ihraç sürecinin önüne geçti. Ancak dokunulmazlığının kaldırılmaması adına verdiği mücadeleye devam etti. 5 Haziran 2003’te Federal Meclis, soruşturma gerekçesiyle milletvekili dokunulmazlığını kaldırdı. Aynı gün Almanya çapında 100’ün üzerinde polisin katıldığı eş zamanlı operasyonlarla Möllemann’a ait ev ve ofisler arandı.

Aynı günün öğleden sonrasında ise, bir spor paraşütçüsü olarak yıllardır gerçekleştirdiği atlayışlardan birini yaptı. Ancak bu kez yedek paraşütünü açmadı. Soruşturmanın neticesi, ölümde üçüncü taraf müdahalesine dair bir kanıt bulunmadığı yönündeydi. Resmî açıklamalar, intihar ihtimaline işaret etti. Ancak yetkililer, kesin bir sonuca varamadı. 9 Temmuz 2003’te Essen Savcılığı, soruşturmanın büyük ölçüde tamamlandığını ilan etti. Olayda üçüncü bir şahsın etkisinin olmadığı (suikast ya da ihmalsizlik) görüşüne varılsa da bunun bir intihar mı yoksa kaza mı olduğuna dair kesin hüküm verilemedi.

Siyasi Miras: Popülizme Rağmen Yalnızlık ve Tecritle Biten Bir Kariyer

Jürgen Möllemann’ın ardında bıraktığı miras, çelişkilerle örülü. Bir yanda eğitimde fırsat eşitliği, Avrupa ile entegrasyon ve sosyal adalet konularındaki katkıları öne çıkarken; diğer yanda skandallar, medyatik çıkışlar ve provokatif söylemleri bulunuyor. Sevenlerine ve takdir edenlerine göre Möllemann, ifade özgürlüğü uğruna bedel ödemiş bir siyasetçi. Möllemann’a olumsuz bakanlar ise, liberal siyaseti popülizmin hizmetine sunduğunu düşünüyor.

Möllemann’ın, siyasi sınırların ve kamuoyunun tolere edebileceği söylemlerin nerede başlayıp nerede bittiğini test eden bir figür olarak tarihe geçtiği söylenebilir. Onun hikâyesi, modern Alman siyasetinde ifade özgürlüğü, kişisel sorumluluk ve siyasi etik gibi kavramların nasıl çatışabileceğini gösteren çarpıcı bir örnek olarak Almanya tarihinde yerini aldı. Möllemann’ın siyasetteki ilerleyişi ne kadar hızlı ve etkileyiciyse, yalnızlaşması da Almanya’daki siyasi rekabetin koşullarını anlamak adına çeşitli doneler sunuyor.

 

Kaynak

Elif Kılıç

Ludwig-Maximilians Üniversitesinde sosyoloji alanında yüksek lisans yapmakta olan Elif Kılıç, çalışmalarında sosyolojik teoriye odaklanmakta ve Almanya’daki Müslüman bireylerin ötekileştirme deneyimleri ile kimlik müzakerelerine yönelik niteliksel araştırmalar yürütmektedir. Kılıç, aynı zamanda Perspektif’in yayın kurulu üyesidir.

Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler