'Dosya: "Avrupa'da İslami Temsil Kurumları"'

Avusturya’da İslami Temsil Kurumu: Avusturya İslam Cemaati (IGGÖ)

Avusturya İslam Cemaati (IGGÖ), Avrupa’da İslam’ın bir dinî cemaat olarak tanınması konusundaki ender kurumlardan biri. Fakat bu tanınma, IGGÖ’yü devletin itham politikasına karşı koruyamıyor.

Avusturya Viyana'daki minareli cami | Fotoğraf: Stefan Rotter/shutterstock.com

Avusturya’da İslam’ın ve Avusturya İslam Cemaatinin (IGGÖ) özel bir konumu ve uzun bir tarihçesi vardır. 1912 yılından beri Avusturya’da İslam Yasası, Avusturyalı Müslümanları bir dinî cemaat olarak tanımakta ve onlara belirli kurumsal haklar tanımaktadır. 

Avusturya-Macaristan İmparatorluğu, 1908 yılında 600.000 Müslüman nüfuslu Bosna-Hersek’i ilhak etmiş ve onlara birçok dinî hak tanımıştır. O dönem Boşnaklar Kral’ın muhafız kıtasında yer alabiliyor ve imamlar askeriyede manevi rehber olarak görev alıyordu. Bunun da ötesinde 1878 yılından beri Habsburg yönetimi altında olan Bosna-Hersek’teki Müslüman kadınlar, erkek doktorlar tarafından muayene olmayı reddettikleri için 1900 yılında Avusturya’da tıp fakülteleri tarihte ilk defa kadın öğrenci kabul etmiştir.1  

IGGÖ’nün Kuruluşu

1960’lı yıllarda özellikle Türkiye ve Eski Yugoslavya’dan oluşan göç hareketlerinin bir sonucu olarak Avusturya’daki Müslüman nüfus epey çoğaldı. Bu dönemde Boşnak bir entelektüel olan Smail Balić tarafından “Müslüman Sosyal Hizmet” (Alm. “Moslemischer Sozialdienst”) kurumu hayata geçirilmiş ve dinî görevler ve insani yardımın yanı sıra Müslüman topluluğun hukuki kabulü için çalışmalar yürütülmüştü. Bu çalışmaların bir sonucu olarak 1979 yılında Avusturya İslam Cemaati (Alm. “Islamische Glaubensgemeinschaft in Österreich” – IGGÖ) kurulmuştur. O zamandan bu yana IGGÖ Avusturya’daki Müslümanların dinî meseleleriyle ilgilenmekte, kamu alanında dinî yaşantılarını organize etmekte ve devletle Müslümanlar arasında ana muhatap olarak var olmaktadır. 

1987 yılında Avusturya Anayasa Mahkemesi tarafından IGGÖ’nün yalnızca Hanefi mezhebine mensup olan Müslümanları temsil ettiğine yönelik sınırlandırma ortadan kaldırılmış ve IGGÖ tüm Sünni ve Şii mezheplerinin de temsilcisi olarak tanınmıştır. IGGÖ’nün Avusturya’daki Müslümanların tamamını resmî olarak temsil eden yegâne dinî cemaat oluşu, geçmişten bugüne birçok tartışmaya yol açmıştır. Özellikle Şii ve Alevi topluluklar IGGÖ tarafından yeterince temsil edilmediklerini öne sürmüştür. Bunun sonunda 2009 yılında “Viyana Aleviler Kültür Derneği” (Alm. “Kulturverein der Aleviten in Wien”) Avusturya Din İşleri Dairesine (Alm. Kultusamt) IGGÖ’den ayrı bir dinî cemaat olarak tanınmak için başvurmuştur. Bu başvurunun sonunda Avusturya devleti 2013 yılında Avusturya Alevi İnanç Toplumunu (Alm. “Islamische Alevitische Glaubensgemeinschaft in Österreich” – ALEVI) müstakil bir dinî cemaat olarak tanımıştır.

Avusturya İslam Cemaatinin (IGGÖ) Faaliyet Alanları

IGGÖ’nün ana sorumluluklarından biri Avusturya’daki devlet okullarında İslam din dersinin tatbik edilmesidir. IGGÖ İslam din dersi müfredatı ve ders kitaplarını hazırlamaktan, bunun yanı sıra İslam din dersi öğretmenlerinin atanması ve mesleki gelişimlerinden de sorumludur. Viyana’da 2008 yılında resmî olarak açılan Müslüman kabristanının ve 2012 yılında Vorarlberg eyaletinde açılan kabristanın ana muhatabı yine IGGÖ’dür. Helal sertifikası ibraz etmek ve et kesim tesislerinin İslami prensiplere uygunluğunu denetmek, ayrıca hastane, hapishane ve askeriyede Müslüman manevi rehber sağlamak yine IGGÖ’nün görev alanlarına girmektedir. Bu çalışmalar bir dernek bünyesinde koordine edilmektedir ve Avusturya genelinde yaklaşık 2.000 Müslüman mahkûma hizmet veren 46 Müslüman manevi rehber bulunmaktadır. Bunlardan 45’i ise bu hizmeti gönüllü olarak yapmaktadır. 

IGGÖ Bütçesi, Personel ve Üyelik

IGGÖ finansmanının büyük bir miktarını bağışlardan ve cami ile dinî cemiyetlerin  aidatlarından elde etmektedir. Yalnız İslam din dersi öğretmenlerinin ve okul müfettişlerinin maaşları devlet tarafından karşılanmaktadır. IGGÖ’nün çalışanları ekseriyetle gönüllü çalışanlardan oluşmaktadır (yaklaşık 200 kişi), yalnızca on beş maaşlı elemanı vardır.

2019 yılında kilise vergisini örnek alan “cami vergisi” tartışmaları Avusturya’da da gündemdeydi. IGGÖ Başkanı Ümit Vural, bu fikri özellikle imam mesleğinin çekiciliğini arttırmak için gerekli bir adım olarak savunmuştu. 2015 yılında İslam Yasası’nın (tartışmalı) reformu sonucu Avusturya’daki camilerin yurtdışından finanse edilmesi yasaklandı. Mevcut durumda imamların maaşlarını dinî cemiyetler ve cami cemiyetleri ödüyor ve bu durum özellikle finansal sıkıntılar çeken camiler için büyük sorun oluşturuyor. “Cami vergisi” ile birlikte bu maaşların IGGÖ tarafından karşılanması planlanıyordu. En son yapılan açıklamalarda ise ayrı bir cami vergisi yerine İtalya’nın vergi sisteminde olduğu gibi toparlanan devlet vergilerinin belirli bir miktarını dinî cemiyetlere dağıtma fikri yer almaktaydı. Ancak her iki fikir dinî cemiyetler ve cami cemiyetleri tarafından tam manasıyla olumlu karşılanmadı.

IGGÖ’nün tüzüğündeki 3. maddeye göre Avusturya’da ikamet eden ve dinî mensubiyetini “İslam” olarak beyan etmiş olan Müslümanlar IGGÖ’ye üye sayılmaktadır. Bu varsayım kişiler tarafından dilekçe yoluyla ortadan kaldırılabilir.2 8,8 milyon nüfusa sahip olan Avusturya’da yaklaşık 700.000 Müslüman yaşamaktadır; bu da nüfusun yüzde 7,95’ini oluşturmaktadır. 

IGGÖ Çatısı Altında Bulunan Dinî Cemiyet ve Cami Cemiyetleri

2015 yılında büyük tartışmalar sonucu güncellenen İslam Yasası, Avusturya’da cami ve dinî kurumların IGGÖ’ye üye olmalarını ve “cami cemiyeti” (Alm. “Moscheegemeinde”) veya “dinî cemiyet” (Alm. “Kultusgemeinde, selbstständige Körperschaft öffentlichen Rechts”) olarak tanınmalarını şart koşmuştur. IGGÖ’nün çatısı altında hâlihazırda 350 cami ve mescit kayıtlıdır. Bu adım IGGÖ’nün tek temsil niteliğini güçlendirdiği için birçok İslami kurum ve cemaat tarafından eleştiri oklarını üzerine çekmiş, fakat sonuçsuz kalmıştır. Bunun yanı sıra “cami cemiyeti” statüsünü elde etmek için bir kurumun en az 40 üyesi ve bir cami veya mescidi olmak zorundadır.3

Dinî cemiyet olabilmek için de 10 cami cemiyetine sahip olmak gerekmektedir. IGGÖ tarafından tanınmayan camilerin dışarıya yönelik dinî faaliyetler düzenlemesi, örneğin buralarda hutbe okunması ya da Kur’an öğretilmesi de yasaklanmıştır. Ayrıca IGGÖ bu cami ve dinî cemiyetleri denetmekle görevlidir ve toplum ve devlete karşı pozitif tutumun sağlanmadığı ve inanç öğretisine aksi hareket edildiği taktirde dinî cemiyet tüzel kişiliği elinden alma hakkına sahiptir. En son Viyana’da gerçekleşen terör eylemi sonucu saldırganın ziyaret ettiği Tevhid Camisinin kapatılması buna bir örnek olarak verilebilir. Bu kapsamda kapatılan diğer bir cami ise IGGÖ bünyesinde olmayan, bu nedenle de resmî olarak “cami cemiyeti” olarak isimlendirilemeyecek bir camiydi.

IGGÖ’ye Dair Tartışmalar

Geçtiğimiz yıllarda IGGÖ’nün yapısı, şeffaflığı ve temsil niteliği gerek basında gerek Müslüman sivil toplum örgütleri tarafından eleştirilmiştir. Kurumun yönetiminde ekseriyetle Türkiye kökenlilerin bulunması, Müslümanların çoğunluğunu temsil etmeme iddiasına yol açmıştır. Yine IGGÖ bağlamında Avusturya Türk İslam Birliği (ATİB) ve Türkiye devletinin rolü de tartışmalara sebebiyet verirken, IGGÖ’nün “muhafazakar” bir İslam anlayışına sahip olduğu iddia edilmiş ve bu durum Avusturya medyasında da eleştirilmiştir. 

2015 yılında güncellenen İslam Yasası, IGGÖ’yü daha da özerkleştirmek ve bir “Avrupa İslam’ı” yaygınlaştırmayı hedefliyordu. Bu yasanın anayasadaki eşitlik prensibine aykırı olduğu ve Müslümanlara yönelik genel şüpheyi yasalaştırdığı birçok Müslüman dernek tarafından dile getirildi. O dönemin Avusturya İslam Cemaati yöneticilerinin çoğunluğu ve pazarlık masasında oturan Müslüman temsilciler, bu eleştirilerin “abartılı” eleştiriler olduğunu savunmaktaydı. Devletin yalnızca Müslümanların yurt dışı finansmanını yasaklayamayacağını ya da bunun bir şekilde halledilebilir ufak bir pürüz olduğunu düşünüyorlardı. Reformun beşinci yılında cami kapatılma manşetleri ve imamların sınır dışı edilmesi birçok pürüzün hâlâ halledilmediğini gösteriyor. 

Geçmişte ÖVP-FPÖ hükûmeti tarafından işleme konulan bu cami kapatmaları (Viyana Bölge Mahkemesi tarafından sonrasında iptal edilmiştir) büyük tepkilere yol açmış ve bunlardan bizzat o dönemin IGGÖ Başkanı İbrahim Olgun sorumlu tutulmuştu. Sürecin ardından Avusturya İslam Cemaati içerisinde istifa krizi yaşanmış ve yine o dönemin IGGÖ Başkan Yardımcısı Abdi Taşdöğen, İbrahim Olgun’un camilerin kapatılmasına yol açtığını iddia edip, Olgun’u istifaya çağırmıştı. 

Bu olayların sonucunda ise IGGÖ erken seçim kararı aldı ve Şura Komisyonu Ümit Vural’ı büyük bir katılım ile başkan olarak göreve getirdi. Hukukçu olan Vural yegâne hedefinin IGGÖ’yü “birlik, düzen ve profesyonelleşme” doğrultusunda ileri taşımak olduğunu duyurdu. Vural 2018 yılından bu yana bu görevi yürütüyor.

Dipnotlar

  • Griesebner, Andrea (2012): Feministische Geschichtswissenschaft. Wien: Löcker Verlag.
  • Verfassung. Islamische Glaubensgemeinschaft in Österreich in der Fassung vom 12.02.2020. Online erişim: http://www.derislam.at/wp-content/uploads/2020/04/Verfassung_IGGOe_12.02.2020.pdf 
  • Registrierung. Online erişim: https://www.derislam.at/service/registrierung/ 
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#1

*Tüm alanları doldurunuz

  • “Müslümanların Terörle İlişkilendirilmesi, Toplumdaki Güvensizliği Pekiştiriyor”
    2022-03-11 11:38:27

    […] İslam Cemaati (IGGÖ) Başkanı Ümit Vural ise açık ve dayanışmacı bir toplumda bir arada yaşamanın olumlu […]

Son Yüklenenler