'Dosya: "Avrupa'da Okul, Çocuk ve Ramazan'

Çocuk ve Oruç: “Ailede Çocukla Beraber Şartlara Göre Karar Alınmalı”

Almanya’da okulda Müslüman çocukların oruç tutması son yıllarda gündemde yer aldı. Müslüman çocukların bu kapsamda hangi sorunlarla karşılaştıklarını ve en sağlıklı kararın hangi şartlara göre verilmesi gerektiğini derledik.

Fotoğraf: Shutterstock.com

Almanya’da ilk ve orta öğretime devam eden yaklaşık 8 milyon öğrenci bulunuyor. Bunların arasında göçmen kökenlilerin oranı yüzde 30’un üzerinde. Bu oran, ramazan ayında Müslüman öğrencilerin oruç tutması konusunu da son yıllarda gündeme taşıdı. Almanya İslam Konseyi 2016 yılında Müslümanların ve ibadetlerinin kamuoyu tartışmasına dönüşmesiyle birlikte bu konuya ilişkin açıklama yapma gereği duydu.

Konuyla ilgili yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı: “Teolojik ilkelere göre, oruç tutmak fiziksel bir yük değil, aksine bir kolaylıktır, rahatlamadır. Özel durumlarda, kişiler bu kararı kendileri verebilir. Bu konuda temel olarak Kur’an ve sünnet yol göstericidir.” Almanya İslam Konseyi, açıklamanın devamında Müslüman öğrencilerin Alman okullarındaki mevcudiyetinin 50 yıla dayandığını vurguluyor. Konsey, bu zamana kadar öğrencilerin oruç tutmasının ne öğretmenler ne de okul yönetimi tarafından hiç dikkat çekmediğini ve endişe yaratmadığı bilgisini de ekliyor. Bu nedenle, Müslüman öğrencilerin oruç tutmasının “normal” bir okul günü açısından ciddi bir engel teşkil edip etmediğinin düşünülmesi gerektiği ifade ediliyor.

2019 yılında Almanya’da Sosyal Demokratlardan Federal Aile Bakanı Franziska Giffey’in açıklamaları tartışmaları arttırmıştı. Ramazan ayı öncesinde öğrencilerin oruç tutmasıyla ilgili açıklamalarda bulunan Giffey, “Çocuklar düzenli olarak yiyip içmeli. Aksi takdirde dikkatlerini toplayamazlar, öğrenemezler ve sağlıklı bir gelişim gösteremezler. Her zaman geçerli olan bu durum, tabii ki ramazan ayında da geçerli.” demişti.

Okulda Oruç Tutulmalı mı?

Öğretmen ve İslam Din Eğitimcisi Naciye Kamçılı-Yıldız bu soruya azınlık psikolojisi ve kimlik gelişimi açısından bakılması gerektiğini düşünüyor. Nitekim okul zamanında tutulan oruçlar bazen beraberinde yeni sorunlar da getirebiliyor. Son yıllarda ramazan ayının uzun ve sıcak günlere denk gelmesinden dolayı, basında özellikle ilkokullarda oruç tutan çocukların fenalaştıkları, hatta bayıldıkları haberleri yer almıştı. Bunun üzerine bazı çocuk doktorları ilkokul çağındaki çocukların oruç tutmalarının sağlığa zararlı olduğu, büyümelerinin olumsuz yönde etkilendiği yönünde açıklamalar yapmıştı. Bazı öğretmen birlikleri de oruç tutmanın yasaklanması konusunu gündeme getirmişti.

Kamçılı-Yıldız bu konunun yasak ile çözülebileceğini düşünmüyor. “Alman Anayasasına göre çocuklar 14 yaşından itibaren dinî mükellefliğini elde ederler ve dinî vecibeleri sadece kendi rızalarıyla gerçekleştirirler. 14 yaşına kadar buna hukuken aile karar verir. Devletin veya kurumların müdahale hakkı kısıtlıdır, ancak çocuğun ruh ve beden sağlığı tehlikede olduğu zaman müdahale edebilirler.”

Almanya’da oruç günlerinin uzunluğu mevsime göre değişiyor. Kış aylarında sekiz saate düşen oruç günlerinde, sahur bir nevi kahvaltı ve iftar sofrası akşam yemeği saatlerini buluyor. Yaz aylarında ise 18 saate çıkan oruç günleri iftarın çok geç ve sahurun çok erken olması nedeniyle yetişkinleri bile uykusuz ve yorgun bırakabiliyor.

Kamçılı-Yıldız oruca yaş sınırlaması getirmekten ziyade şartların incelenerek karar verilmesi gerektiğini düşünüyor. “Bu kararı ailede çocukla beraber almanın daha isabetli olduğu kanaatindeyim. Bu karar alınırken günlerin uzunluğu, çocuğun yaşı, yanı sıra beden sağlığı ve okuldaki görevleri göz önünde bulundurulmalı.” Kamçılı-Yıldız ilkokula giden çocukların hafta sonları oruç tutmaya alıştırılması veya yarım günlük oruç tutmalarının teşvik edilmesi tavsiyelerinde bulunuyor.

“Müslüman Kimliği Çocukların Karşısına Sorun Olarak Çıkıyor”

Toplu iftarlarda yaşanan güzel ve kalıcı anlar birçok Müslüman’a gelecek ramazanları iple çektiriyor. Son senelerde Müslüman ailelerin büyük kısmı ramazanı sosyal ortamda geçirmek, güzelliklerini çocuklara da yaşatmak amacıyla çocukları için ramazan takvimleri hazırlıyor. Hazır ramazan takvimleri ise bazı Alman marketlerinde bile satılıyor.

Kamçılı-Yıldız buna karşılık okul veya toplumun geneline bakıldığında, Müslüman kimliğinin çocukların karşısına sorun olarak çıktığı kanaatinde: “Yapılan tüm araştırmalar, Müslüman çocukların dinî kimlikleri ve etnik kökenleri yüzünden okullarda olumsuz tecrübeler yaşadığını gösteriyor.” Ramazan ayı Müslüman toplulukla özdeşleşme zamanı. Orucun zorluklarına rağmen, aile ve Müslüman çevrelerinde ramazan, çocuklar için pozitif bir anlam arz ediyor.

Müslüman Çocuklar Hangi Sorunlarla Karşılaşıyor?

Okulda oruç bağlamında konu olan en önemli alanlar spor dersleri ve sınav günleri. Oruçluyken spor dersindeki en büyük “sorun”, su içmemekten kaynaklanan sıvı kaybıyla ortaya çıkabiliyor. Çoğunlukla çocuklar diğer zamanlardaki performansı gösteremiyor. Bazı çocuklar spor derslerinin olduğu günlerde bu sebepten dolayı oruç tutmuyor. Müslüman öğrencilerin çoğunlukta olduğu bazı okullarda ise yaşanan sorunlardan dolayı ramazan ayı boyunca spor dersinde yorucu spor faaliyetler en asgariye indirilerek, bazı okullarda planlanan etkinlikler ise ramazanın dışında yapmaya özen gösteriliyor. Bu tarz önlemler bazı eyaletlerin yasal ve pedagojik önerileri içeren kitapçıklar içinde de yer alıyor. Örneğin Hamburg eyaletinde okul sorumlularını bilgilendiren örnek bir önerge mevcut. Önergede ramazan ayında dikkate alınması gerekenlerin yer aldığı bir bölüm var. Bu bölümde, düzenli veya ara ara oruç tutan öğrencilerin olabileceği, ilkokul zamanında da Müslüman topluma katılmak için mecbur olmasalar da oruç tutan öğrencilerin olabileceği bilgisi yer alıyor.

Spor ve yüzme dersleri kapsamında yine okulun ve öğretmenlerin esnekliği söz konusu. Ramazanın belirli bir süreye sahip olduğu göz önünde bulundurup, konuşarak bir orta yol bulmak ise en doğrusu. Öğrencinin oruç tutma ve başarılı spor dersine katılma arasında kendince bir karar vermesi gerekiyor. Okul gezilerinde ise öğrencilerin oruçlu olmaması gerektiğinden dolayı karar vermek daha kolay oluyor. Almanya İslam Konseyinin açıklamasına göre seferî olanlara oruç tutma zorunluluğu yokken, spor derslerinde yetkililerin bir orta yol bulması gerektiği öneriliyor. Bu kapsamda Müslüman öğrenciler olumsuzluklarla karşılaşmadan spor dersine katılım sağlamalı. Bazı okullarda pratikte öğrencinin yorulana kadar spor dersine katılması, daha sonra dersin bitmesini oturarak veya protokol tutarak beklemesi sağlıklı bir çözüm olabiliyor.

Kamçılı-Yıldız, sınav günlerinde de benzer şekilde her bireyin kendisinin karar vermesi gerektiğini söylüyor. Karar verirken de imkânlar ve sorumluluklar çerçevesinden bakmayı öneriyor: “Örneğin birçok eyalette yazılı Abitur sınavları yapılacak. Bu sınavlarda gençlerin alacakları notlar, onlar için hayati önem taşımakta. Sonuçlar üniversitede belki istedikleri bölüme girip girememelerini belirlemekle beraber, mesleki geleceklerini etkileyecek. Bu sınavların uzun sürmesinden dolayı, gençler bu süre zarfında susuz kalarak konsantre olmakta zorlanıyorlarsa, sınav günlerinde oruç tutmamaları tavsiye edilebilir.” Bazı gençler ise aksine oruçlu oldukları zaman motivasyonlarının ve verimlerinin daha yüksek olduğundan bahsediyorlar. Kamçılı-Yıldız’a göre oruç tutma veya tutmama kararını gençler kendileri vermeli, çevreleri de onları bu konuda desteklemeli ve “Orucu hafife alıyorsun.” gibi söylemlerden uzak durulmalı.

Öğleden önce yapılan sınavlarda ise sahur yapılabildiği için oruçlu olmanın herhangi bir zorluk teşkil etmeyeceği tahmin ediliyor. Yani öğrenciler sahurda karınlarını doyurup yeterli sıvı alırlarsa, birkaç saat sonra başlayacak olan sınava rahatlıkla katılabilirler. Öğrenci kendini iyi hissetmiyor ve zorlanıyorsa kendisine orucunu açabileceği hatırlatılabilir.

Oruç Tutmak Sağlığa Zararlı mı?

Bununla birlikte özellikle çocuk ve gençlerin oruç tutması söz konusu olduğunda “sağlık” konusu sıkça tartışılıyor. Çocuk Doktorları Meslek Birliği (Alm. “Berufsverband der Kinder- und Jugendärzte”) çocukların oruç tutmamasını öneriyor. Sıcak havalarda az sıvı alımının sağlığa zararlı olduğunu iddia eden birlik, tıbbi açıdan oruç tutmanın çocuklar ve gençler için zararlı olduğu kanaatinde. Aynı şekilde Almanya Öğretim ve Eğitim Birliği (VBE) de ilkokul öğrencilerinin oruç tutmaması gerektiğini söylüyor. Dernek Başkanı Udo Beckmann 2019 yılında yaptığı bir açıklamada benzer şekilde okulların dinî ibadetlerin yerine getirilmesi ve geleneklere saygı göstermesi gerektiğini vurguluyor. Ancak öğretmenlerin koruma ve gözetim yükümlülüğünün olduğunu, çocuklar açıkça bitkin görünüyor ama yemek yemeyi ve içmeyi reddediyorlar ise ailelere çocuklarını okuldan almaları için haber verilmesi gerektiğini ekliyor. Baden-Württemberg Eğitim Bakanı Susanne Eisenmann, Müslümanlara çocuklarının sağlığını korumaları için çağrıda bulunmuştu. Öğrencilerin oruç tutup tutmamakta özgür olduklarını belirten Eisenmann, sağlığın başta geldiğini ve gözetilmesi gerektiğini vurgulamıştı.

Bilimsel araştırmalara bakıldığında, oruç tutmanın metabolizmaya iyi geldiği ve kronik hastalıkları pozitif etkilediği görülüyor.3 Oruç tutmak, hücrelerin ve organların bir mola vermesi anlamına geliyor. Vücudun aniden alışık olduğu kadar besin almaması şeker ve kolesterol seviyelerini olumlu yönde değiştiriyor. Bağırsaklar ise artıklardan ve ölü hücrelerden arınıyor. Araştırmalar, çocukları tedavi etmek için uygulanan ketojenik diyetin olumlu sonuçlar verdiğini, diyabet tip 1 hastası 11 yaş üstü çocuklarda oruç tutmanın faydalı olduğunu gösteriyor. Ayrıca ramazan ayı boyunca oruç tutmanın sinir sistemi sağlığını olumlu etkilediğini7 gösteren ve beyindeki serotonin maddesinin artmasıyla konsantrasyonun artması ve olumlu ruh hâlinin oluşması 8 hakkında veriler ortaya koyan araştırmalar mevcut.

Bu bilgileri toparlayacak olursak, Müslüman çocuk ve gençlerin oruç tutup tutmama arasında duruma bağlı olarak ailesi ve öğretmeniyle istişare edip kendi karar vermesi en sağlıklı çözüm olacaktır. Bilhassa oruç tutmanın henüz zorunlu olmadığı yaşlarda bir orta yol bulmak ve çocuğun hâl ve durumunu izlemek, ona göre hareket etmek ve ebeveyn olarak tavsiyelerde bulunmak gerekir.

Kaynaklar

https://de.statista.com/themen/250/schule/#dossierSummary__chapter2
http://islamrat.de/wp-content/uploads/2016/06/Islamrat_Fasten-in-der-Schule.pdf
https://link.springer.com/article/10.1007/s11916-010-0104-z#page-1
https://link.springer.com/chapter/10.1007/978-3-662-57990-9_10
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC3968732/
https://www.siditalia.it/images/ramadan_among_older_children.pdf
https://www.mdpi.com/2035-8377/9/2/7043
zhang et al 2015 / https://link.springer.com/content/pdf/10.1007/978-3-662-57990-9.pdf

Kübra Zorlu

Duisburg-Essen Üniversitesi’nde Medya Bilimleri alanında yüksek lisans eğitimini tamamlayan Zorlu, Perspektif yayın kurulu üyesidir.

Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Diğer Gündem Yazıları

Son Yüklenenler