'belçika'da genel seçimler'

Bölünme Senaryosunu Erteleyen Belçika’da Hükûmet Kurulabilecek mi?

Belçika'da 9 Haziran pazar günü federal ve bölgesel seçimler gerçekleşti. Belçika halkı, Flaman Bölgesi’ni ayırmayı öneren partileri beklenenden daha az oylarla ilk sıralara taşıdı. Seçim öncesindeki ölçümler aşırı sağcı Vlaams Belang’ın federal parlamentodaki en büyük parti olacağını gösteren tahminlerin aksine Yeni Flaman İttifakı (N-VA) Belçika'nın en büyük partisi oldu. Şimdi hükûmetin kurulması süreci başlıyor. Belçika tarihinde çoğunlukla sancılı geçen bu süreç, bu defa nasıl seyredecek?

Belçika Başbakanı Alexander de Croo, ülkesindeki genel seçimde partisi Flaman Open Vld'nin başarısızlığı nedeniyle, istifa etti. Fotoğraf: Shutterstock- Gints Ivuskans

Aşırı sağcı Vlaams Belang’ın en fazla oyu toplaması ve sonrasında ise partinin seçim vaatlerinden birisi olan Flaman Bölgesi’nin ülkeden ayrılması planını tartışmaya açması bekleniyordu. Fakat bu senaryo sandıktan çıkan sonuçla değişti. Belçika halkı beklenenden daha düşük seviyede aşırı sağa kayan oylarla Flaman partisi ve aşırı sağcı Vlaams Belang’ın federal parlamentodaki en büyük parti olmasını engelledi. Parti yapılan ölçümlere Flaman Bölgesi’nde yüzde 26’lık oy oranı alması beklenirken oylarının sadece yüzde 21,8’ini alabildi. Buna karşılık Vlaams Belang’ın muhafazakâr ve sağcı rakipleri olan Yeni Flaman İttifakı (N-VA) Flaman Bölgesindeki oylarının yüzde 25,6’sını alarak Belçika’nın en büyük partisi oldu.

Ülkenin güneyindeki Valon Bölgesi’nde ise seçmenler sağa kayarken, Fransızca konuşulan Valon Bölgesi’nin partisi ve liberal Reformist Hareket (MR) buradaki oyların yaklaşık yüzde 32’sini alarak en büyük parti oldu. Merkez parti Les Engagés ise ikinci oldu. Sonuçlar, bölgeyi uzun yıllardır yöneten merkez sol Sosyalist Parti (PS) için bir sürpriz ortaya çıkardı.

Başbakan De Croo Mağlubiyeti Açıkça Kabul Etti

Flamanların liberal partisi Open VLD ise bir diğer kaybeden. Ancak yüzde 7’inin altında oy toplayabilen Başbakan De Croo ise seçim akşamı gazetecilere yaptığı açıklamada gözyaşlarına hâkim olamadı: “Bu bizim için çok zor bir akşam, kaybettik.” sözleriyle veda etti ve ekledi:

“Bu seçimlerin galipleri olan N-VA, Vlaams Belang ve Vooruit’i kutluyorum. Ve Fransızca konuşulan Belçika’daki MR dostlarımızı. Bizim için bu özellikle zor bir akşam, kaybettik. Yarın itibariyle Başbakanlık görevimden istifa edeceğim. Ancak Liberaller güçlüdür, geri döneceğiz.”

Belçika’da Seçmen Merkez Sağa Yöneldi: Nerede ve Nasıl?

2019’da yapılan bir önceki federal seçimlerde Flaman bölgesinin ezici bir çoğunlukla sağa, Valon Bölgesi’ndeki seçmenin çoğunluğunu ise sola oy vermişti: Çıkan tabloda Belçika fiilen ikiye bölünmüştü.

9 Haziran’da yapılan seçimlerde ise, ülke genelinde sağa doğru bir kayma olduğu gözlemlendi. Bu konuya ilişkin Katolik Louvain Üniversitesinden Prof. Vincent Laborderie AFP haber ajansına yaptığı bir açıklamada “Flaman Bölgesi’nin sağda, Valon Bögesi’nin ise solda yer aldığı son 50 yılın geleneksel Belçika anlatısından tamamen uzaklaşıyoruz.” sözleriyle sonuçları yorumladı ve devam etti: “Seçmen kitlesinde merkez sağa doğru yapısal bir kayma olduğu izlenimini ediniyoruz.”

Ülke, birkaç yıl içinde parçalama Belçika’yı bölme planına girişecek olan Vlaams Belang’ın- 6-9 Haziran tarihlerindeki Avrupa Parlamentosu seçimlerindeki aşırı sağ dalganın etkisiyle- galibiyetine hazırlanıyordu. Fakat Flaman Bölgesi’nde N-VA’ın birinci çıkmasıyla bu senaryo gerçeğe dönüşmedi. Sonuçlar, uzun süredir aşırı sağcı parti Vlaams Belang’ın zaferine kendini hazırlayan ülkedeki siyaset kurumunu rahatlatmış olabileceği yönünde yorumlandı.

Yeşiller (Groen) ise, Avrupa’nın büyük bölümünde olduğu gibi Belçika’da da net bir kayba uğradı. Merkez sağ liberal MR partisi ise, Fransızca konuşulan tarafta lider siyasi parti oldu.

Seçim sonuçlarındaki bir başka dikkat çekici husus ise, seçmenlerin oy verme sürecinde eğitim seviyesi ile verdikleri parti arasındaki korelasyon oldu: Belçika istatistik kurumu Statbel’in verilerine göre eğitim faktörü partilere yönelimi etkiledi: Flaman aşırı sağ partisi Vlaams Belang üniversite mezunu olmayanların daha fazla yaşadığı belediyelerde, Yeşiller (Groen) ise eğitim seviyesinin yükseldiği seçim bölgelerinde daha iyi performans gösterdiği görüldü.

Belçika’nın Meşhur Hükûmet Kurma (Kuramama) Süreci Bu Sefer Daha Kolay mı Olacak?

Bölgesel farklılıklara uyum sağlamak için benzersiz bir çaba gösteren Belçika’da seçim günü, doğrudan ya da dolaylı olarak en az altı meclise seçilecek temsilcilerin belirlenmesi ve altı hükûmetin kurulması için sandıklar kuruldu.

Peki Belçika’da hükûmetin kurulması her seferinde yüzlerce gün sürmeli mi? Bu sefer seyrin farklı olabileceği yönünde işaretler masada ve çarşamba günü bu tarihi prosedür tekrar başlamış bulunuyor: Kraliyet Sarayı’ndan yapılan açıklamada Kral Philippe tarafından bir “bilgilendirici” (Fr. informateur) atandığı belirtildi. Belçika’da seçim sonuçlarının kesinleşmesinden sonra hükûmet kurulma aşamasında geçildiğinde ‘bilgilendirici’nin rolü şu şekilde tarif ediliyor:

“..Kral daha sonra bir bilgilendirici atar. Bilgilendirici, çeşitli taraflardan yeni bir hükûmetin kurulmasına ilişkin görüş ve istekleri hakkında bilgi toplayan deneyimli bir siyasetçidir.  Çoğunluğa nasıl ve hangi ortaklarla ulaşılabileceğini kontrol eder.  Kral’a rapor verir ve Kral’a bir formatör atanması konusunda tavsiyede bulunur.” 

Kral Philippe’in seçimlere katılan tüm partilerin liderlerini kabul etmesinin ardından, bu “bilgilendirme görevinin” Bart De Wever’e verildiği ve bunu mümkün olan en kısa sürede yapmasının beklendiğini açıklandı. De Wever’in Bart De Wever meclisteki en büyük partinin N-VA’ın lideri ve ayrıca bizzat başbakanlık koltuğuna aday. De Wever, partilerle görüşmelere başlamış durumda.

“Mümkün Olan En Kısa Sürede Bir Hükûmet Kurmalıyız”

Partiler arası müzakerelere bakacak olursak, MR ve Les Engagés partilerinin liderleri Georges-Louis Bouchez ve Maxime Prévots düzenledikleri ortak basın toplantısında Brüksel Başkent Bölgesi’nde ve federal düzeyde hükûmet kurmak üzere ortak olarak çalışacaklarını teyit ettiler. MR Genel Başkanı Bouchez ise şu sözleri sarf etti:

“Mümkün olan en kısa sürede bir hükûmet kurmalıyız. Saçma sapan konuşmalarla kendimizi kaybetmemeliyiz. Gerçek bir coşku var ve bu hevesi kaybetmemeliyiz. İşte bu nedenle, seçimlerden 48 saat sonra, Valon Bölgesi hükûmetinin kuruluşunu ilan etmek üzere karşınızdayız. Bu daha önce hiç görülmemiş bir şey.”

Alman Bölgesi ise hâlihazırda kendi hükûmetini kurmuş durumda. 9 Haziran’da yapılmış olan seçimlerden sadece dört gün sonra, Almanca Konuşan Topluluk (Communuaté Germanophone) Belçika’da yeni bir hükümet kuran ilk topluluk olduğunu açıkladı. Bölgeselci ProDG, Hristiyan Demokrat CSP ve liberal PFF’den oluşan koalisyon bölge meclisindeki 25 sandalyenin 16’sına sahip.

“Vivaldi” Koalisyonun Sonu

Alexander De Croo’nun liderliğinde 2020’de göreve başlayan yedi partili hükûmet Belçika medyası tarafından “Vivaldi koalisyonu” olarak adlandırılmıştı.  Bu çok parçalı koalisyon, liberal Başbakan Alexandre de Croo liderliğinde, dört bileşeninin İtalyan bestakar Antonio Vivaldi’nin (1678-1741) Dört Mevsim’ini yansıtması nedeniyle bu adı almıştı: Liberaller MR ve Open VLD için mavi; ekolojistler Ecolo ve Groen için yeşil, Hıristiyan demokratlar CD&V için turuncu ve sosyalistler PS ve Vooruit için kırmızı.

Belçika’da Haziran 2010’daki seçimlerden sonra federal hükûmet ancak 541 gün süren sıkı müzakerelerden sonra göreve başlayabilmişti. Mayıs 2019’daki seçimlerinden ardından da 494 günlük bir hükûmet kurma süreci yaşanmıştı.

Medine Tezcan

Uluslararası Londra Üniversitesinde Siyasal Bilimler ve Uluslarası İlişkiler eğitimini tamamlayan Medine Tezcan, İsveç Genç Müslümanlar (SUM) Derneğinin başkan yardımcılığını yapmıştır. Tezcan, Perspektif redaksiyon ekibinin üyesidir.

Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler