'Avrupa Birliği'

AB Diplomasisinin Yeni “Demir Leydi”si Kaja Kallas Kimdir?

AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi adayı eski Estonya Başbakanı Kaja Kallas AP üyelerine yeni dönemin önceliklerini ve dış politika hedeflerini anlattı. Peki AB diplomasisinin yeni şefi olan Kaja Kallas kimdir?

Fotoğraf: Alexandros Michailidis/Shutterstock

Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi görevine aday gösterilen Kaja Kallas, 12 Kasım Salı günü Avrupa Parlamentosu (AP) üyelerinin karşısındaydı. Bilindiği gibi Avrupa Komisyonu üyelerinin göreve başlamak için AP üyelerinin onayını alması gerekiyor. Komisyon üyeliğine aday isimler bugünlerde tek tek AP üyelerinin karşısına geçip onların sorularına cevap vererek kendi politika önceliklerini açıklıyorlar. 12 Kasım günü ise mevcut AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’in yerini dolduracak olan eski Estonya Başbakanı Kaja Kallas AP üyelerinin sorularını cevaplamak üzere parlamentodaydı.

Lizbon Antlaşması’yla getirilen bir görev olan Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi, Avrupa Komisyonu Başkanı ile mutabık kalınarak AB Zirvesi tarafından atanıyor. Yüksek Temsilci, Konsey’in talimatları doğrultusunda kendi katkılarıyla birlikte AB’nin ortak dış ve güvenlik politikasını yürütmekle görevli. Aslında bu göreve getirilen kişiye AB’nin Dışişleri Bakanı desek yanlış olmayacaktır. Kaja Kallas yeni dönemde 2019’dan beri görevde olan Josep Borrell‘in yerini dolduracak.

“Avrupa’nın Yeni Demir Leydisi”

Avukatlık mesleğinden gelen Estonyalı siyasetçi Kaja Kallas, babası Siim Kallas’ın izinden giderek siyasete yönelmiş bir isim. Baba Siim Kallas, SSCB’nin çöküşünden sonra Estonya’da birkaç kez bakanlık ve 2002 ve 2003 yıllarında başbakanlık yapmıştı. Babasının kurduğu merkez sağ Estonya Reform Partisi’nden 2011 yılında milletvekili olan Kaja Kallas’ın AB kariyeri ise 2014 yılında başladı. 2014-2018 yılları arasında Avrupa Parlamentosu üyesi olan Kallas, 2019’da yeniden ulusal parlamentoda milletvekili seçildi. 2021’de ise Estonya Başbakanı oldu. Merkezdeki partiler ve sosyal demokratlarla koalisyonlar kuran üç hükûmete liderlik etti.

Babası Siim Kallas ülkesinin ilk Avrupa ​​Komisyonu üyesiydi. Ayrıca 2004’ten 2014’e kadar Avrupa Komisyonu’nun başkan yardımcısıydı. Kaja Kallas, Rusya’nın Ukrayna’da başlattığı savaştan iki yıldan fazla bir süre sonra, AB’nin “en iyi işlerinden” birine erişerek babasının Avrupa mirasını sürdürüyor.

Kallas Rus-karşıtı pozisyonu ile öne çıkan bir isim. Rusya ile yaklaşık 300 kilometrelik sınırı paylaşan Estonya, kendisini ön cephede ve diğer Baltık ülkeleriyle birlikte Rus işgali tehdidi altında olan bir sonraki ülke olarak görüyor. Rusya’yı “sömürgeci bir devlet” olarak tanımlayan Kaja Kallas, Başbakan olarak görev yaptığı süre boyunca Ukrayna’ya Javelin tanksavar füzeleri, mühimmat, obüs ve zırhlı araçlardan oluşan düzenli askeri yardımla da gözle görülen güçlü bir Rusya karşıtı duruş benimsedi. Aile geçmişinden (büyükannesi İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Sibirya’ya sürgün edilmişti) etkilenen Kallas, sarsılmaz bir Ukrayna destekçisi. Ayrıca Ukrayna’nın NATO üyeliğini de destekleyen Kallas, bu tutumundan dolayı kendisine yakıştırılan “Avrupa’nın Yeni Demir Leydisi” lakabıyla AB diplomasisini yeniden Doğu’ya odaklama potansiyeli taşıyor.

Böyle bir gündemde Ursula von der Leyen, Kaja Kallas’ı Avrupa diplomasisinin zirvesine atayarak AB’nin Ukrayna’ya desteğinin süreceğini de gözler önüne seriyor. Kallas, Vladimir Putin’e karşı çıkmak için ideal bir aday gibi görünüyor ve onun açıklamalarının gelecekteki komisyon üyeleri tarafından somut eylemlerle takip edileceğini umuyor.

Ancak Kaja Kallas, geçen yıl Estonya medyasının kocasının savaşa rağmen Rusya’da faaliyetlerini sürdüren bir şirkette yer aldığını ortaya çıkarmasıyla ülke içinde eleştirilere maruz kalmıştı.

Rusya, Çin ve İran Yaklaşımı AP’nin Takdirini Kazandı

AP üyelerinin sorularını yanıtlayarak görev süresince öncelikli olarak ele alacağı politikaları açıklayan Kaja Kallas, “Dünya yanıyor, bu yüzden birbirimize bağlı kalmalıyız” diyerek, AB’nin “jeopolitik bir aktör” olarak tüm ağırlığını kullanması gerektiğini vurguladı. Yeni AB dış politika sorumlusu adayının özellikle İran, Kuzey Kore, Çin ve Rusya’nın istikrarsızlaştırıcı politikalarına vurgu yapması parlamento üyelerinin takdirini topladı.

AB’nin önümüzdeki dönem dış politika hedefleri arasında AB ile ABD arasındaki güvenlik bağlarını güçlendirme arzusu da yer alıyor. “ABD, Güney Çin Denizi’ndeki olaylardan endişe duyuyorsa, Rusya’nın Ukrayna’daki saldırganlığına nasıl tepki vereceğimize de öncelik vermelidir; bu aynı zamanda onun çıkarınadır” diyerek Donald Trump’ı güvenlik bağlarını güçlendirmeye çağırdı. Trump’un önceki başkanlık döneminde AB çevrelerinde pek takdir görmediği biliniyor.

Kallas Ukrayna‘ya zafere kadar desteğin süreceğini dile getirirken ayrıca Rusya’nın Ukrayna’daki savaşını sürdürebilmesinin Çin’in desteği olmadan pek mümkün olmadığını dile getirdi. Ancak AB’nin Çin’e yönelik stratejisini gözden geçirmeyi planlayıp planlamadığı sorulduğunda Kaja Kallas olumlu yanıt vermedi: “Çin’e saygı konusunda kendi politikamızı oluşturduk ve buna uymamız gerekiyor. Çin’e daha çok rakip ve sistemik bir rakip olarak yaklaşmamız, gerçekten riskleri azaltmamız gerekiyor.” Bununla beraber, AB’nin “kendi gücünü hafife almaması gerektiğini, çünkü büyük bir ekonomik güç olduğu için Çin’le ilişkilerde de nüfuzu olduğunu” vurguladı.

Latin Amerika ülkeleriyle ticaret anlaşmasını yapıp yapmayacağı sorulduğunda ise Çin’in MERCOSUR (Güney Ortak Pazarı) bölgesindeki yatırımlarının 2020-2022 yılları arasında 34 kat arttığını ve eğer MERCOSUR ülkeleri ile AB bir ticaret anlaşması yapmazsa bu boşluğun Çin tarafından doldurulacağını belirtti.

Aynı şekilde, AB’nin “İran’a karşı yeni bir yaklaşıma sahip olması” gerektiğini söyleyen Estonyalı siyasetçi, konuyu AB dışişleri bakanlarına sunarak Tahran’a yönelik “daha güçlü bir plan” üzerinde görüşmeyi planladığını dile getirdi.

Savunma Sanayine Yatırım

Avrupa’nın savunmaya “önemli ölçüde yetersiz yatırım yaptığına” değinen Kaja Kallas, “savunmayla ilgili sorun, ihtiyaç duyduğunuzda aslında harekete geçmek için çok geç olmasıdır; barış içindeyken şimdi hazırlanmalıyız” dedi.

Savunma alanında AB’nin NATO ile tamamlayıcılığını nasıl garanti etmeyi planladığı sorulduğunda ise Kallas, “Avrupa Birliği ve NATO’nun iki farklı rolü olduğunu” düşündüğünü dile getirdi. NATO’nun bir savunma ittifakı ve askeri bir örgüt olduğunu, oysa Avrupa Birliği’nin ekonomik bir ittifak olduğunu dile getiren Kallas savunmaya yapılacak yatırımların arkasında AB’nin ekonomik gücünün olduğunu belirtti. AB’nin savunma sanayisine yapacağı yatırımların NATO’yu da daha güçlü hâle getireceğini vurguladı. Avrupa Birliği’nin NATO’dan ayrı askeri güçlere ihtiyacı olmadığının da altını çizdi.

Orta Doğu Konusunda İkna Edici Cevaplar Veremedi

Ortadoğu konusunda sorulan sorulara da cevap veren Kaja Kallas, Gazze ve Lübnan’da derhal ateşkes sağlanması, İsrailli rehinelerin koşulsuz serbest bırakılması, insani yardımın sürdürülmesi ve iki devletli çözüme destek sağlanması konusunda AB’nin “güçlü birliğini” ifade etti. Sol Gruptan (The Left) Marc Botenga‘nın sorduğu “Uluslararası hukuku ve insan haklarını ihlal eden İsrail’e karşı ne gibi yaptırımlar öneriyorsunuz?” sorusuna cevap olarak AB’nin Gazze’ye insani yardım sağlamaya odaklandığını dile getirdi ve “İnsancıl hukuk uyarınca, sivillere saldırmak, sivil altyapıya saldırmak her çatışmada her yerde yasaktır, ancak bunun her zaman olduğunu görüyoruz. Bunu durdurmak için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz, ancak bu çok zor.” diyerek soruyu cevaplamaktan kaçındı.

Filistin veya Gazze konusunda sahada barış sağlayabilmek için ABD ve Körfez ülkeleri ile birlikte çalışılması gerektiğini vurgulayan Kallas ayrıca Ürdün, Suudi Arabistan ve Mısır Dışişleri Bakanları ile görüşmeler yaptığını dile getirdi. “Filistin Yönetimi’ne verdiğimiz destek ve İsrail’in bölge genelinde tanınan var olma hakkı sayesinde, çatışmayı sona erdirmeye yönelik diplomatik çabalar için sağlam bir temele sahibiz” dedi.

Ayrıca, mevcut AB Yüksek Temsicisi Josep Borrell’in kasım ayı ortasında AB dışişleri bakanlarının son toplantısında tartışmaya sunacağı AB ile İsrail arasındaki ortaklık anlaşmasını göreve geldiğinde askıya alıp almayacağı hakkında da herhangi bir yorum yapmadı.

Kallas’ın Karşı Karşıya Kalacağı Zorluklar

Geçtiğimiz beş yıl boyunca AB, başta Orta Doğu olmak üzere temel dış politika konularında tek bir ağızdan konuşmakta zorlanmıştı. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen‘in, son zamanlarda AB yönetiminin normalde pek söz sahibi olmadığı ulusal dış politika alanları ile ilgili giderek daha fazla fikir beyan ettiği görüldü. Bu ortamda AB’nin dış politika şefi olan Kallas’ı kolay bir süreç beklemiyor.

Başta Macaristan olmak üzere bazı üye devletlerin AB’ye isyankar dış politikası Kallas’ın önündeki zorluklardan birisi. Ukrayna’ya yardımları uzun süre bloke eden Orban’ın bilinen bir Rusya karşıtı ve ateşli bir Ukrayna destekçisi olan Kallas ile nasıl bir ilişki kuracağı da merak konusu.

AB yetkilileri, Kaja Kallas’ın potansiyel olarak “daha azıyla daha fazlasını” yapmak zorunda kalmasıyla durumun gelecek yıl daha da kötüleşebileceğini söylüyor. Kallas’ın Afrika, Orta Doğu ve Latin Amerika gibi diğer bölgeleri etkileyen konularda da ikna edici olabileceğini kanıtlaması gerekecek.Bu noktada Kallas, seleflerinin aksine sömürgeci geçmişi olmayan bir ülkeden gelmesinin bir avantaj olabileceğine inanıyor.

Kallas’ın ayrıca AB için bir ekonomik güvenlik doktrini oluşturma niyetinde olduğu düşünülüyor. Açıklamalarından yola çıkarak AB’nin önümüzdeki dış politikasını ekonomik önceliklerinin şekillendireceği anlaşılıyor.

Perspektif’le Avrupa gündemini günlük takip etmek ister misiniz? Perspektif bültenine kaydolun, Avrupa'daki gelişmeler e-posta kutunuza gelsin.

 

Ebubekir Tavacı

Lisans derecesini Istanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinden 2016 yılında alan Tavacı, Fransa’da Université Paris 1 Panthéon Sorbonne’da Siyaset Bilimi yüksek lisans programından 2021 yılında mezun olmuş ve aynı üniversitede aynı alanda doktora araştırmasına devam etmektedir. Avrupa Birliği göç politikaları, Türk diasporası ve Fransa’da göç gibi konular üzerine çalışmalar yapmaktadır.

Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler