Perspektif Olarak 2025 Yılında Neler Yaptık?
2025’i geride bırakırken Perspektif’in yayın hafızasına birlikte bakıyoruz. Gazze ve Sudan’daki insani krizlerden Avrupa’daki seçimlere, mülteci politikalarındaki yapısal dönüşümlerden diaspora ve gündelik hayata uzanan içeriklerimizle, yıl boyunca hangi soruların peşinden gittiğimizi ve hangi hikâyelere kulak verdiğimizi bu metinde bir araya getirdik.
2025 yılı biterken Perspektif dergisi olarak 30. yılımızı tamamladık. Geride bıraktığımız yıl, siz okurlarımızın desteğiyle hem derinlikli analizlere yer verdiğimiz hem de çarpıcı güncel konuları tartıştığımız bir dönem oldu. Bu süre boyunca çevrim içi içeriklerimizde Avrupa’daki göçmen kökenli ve Müslüman toplumları ilgilendiren meseleleri, küresel ölçekte yaşanan siyasal ve insani krizlerle birlikte; yapısal dönüşümleri ve insan hikâyelerini bir arada düşünmeye çalışarak ele aldık.
Gazze, Sudan ve Çözülemeyen İnsani Krizler
2025 boyunca Perspektif’in ana gündemlerinden biri, Gazze’de ateşkese rağmen süren soykırım ve buna karşı gelişen sivil, hukuki ve insani direniş biçimleri oldu. Ateşkese rağmen Gazze’ye yeterli insani yardımın ulaştırılamadığına dair haber ve söyleşilerimiz, bağış ve yardım mekanizmalarının nasıl çalıştığını sorgulayan geniş bir okur ilgisiyle karşılandı. Bu çerçevede, Gazze ablukasını delmeyi hedefleyen ve sivil inisiyatiflerin rolünü görünür kılan Küresel Sumud Filosu ve benzeri girişimlere dair yayımladığımız içerikler, uluslararası dayanışma ağlarının güncel imkânlarını ve sınırlarını tartışmaya açtı.
İnsani yardıma dair benzer bir duyarlılığı, küresel gündemde görece daha az yer bulan Sudan için de sürdürdük. Sudan’daki soykırım niteliğine varan şiddetin tarihsel ve politik arka planını ele alan yazılarımız, şiddetin tesadüfi değil, uluslararası aktörlerin sorumluluklarıyla iç içe geçmiş yapısal bir süreç olduğunu ortaya koydu.
Avrupa’da Artan Müslüman Karşıtlığı
2025’te Avrupa’da Müslümanlara yönelik şiddet ve tehditler, ne yazık ki güncelliğini korudu. Fransa’da 24 yaşındaki bir genç olan Aboubakar Cissé‘nin gönüllü olarak cuma namazı için camiyi temizlediği esnada uğradığı bıçaklı saldırıda katledilmesi, Müslüman toplulukların kamusal alandaki güvenlik algısının ne kadar kırılgan olduğunu gözler önüne serdi.
Sahadaki tedirginliği ve siyasal iklimi bir arada ele aldığımız bu haberimiz ve benzeri Müslüman karşıtı saldırılar ve nefret söylemleri, Avrupa’da artan aşırı sağcı şiddet ve ırkçılık eğilimlerinin toplumsal sonuçlarını görünür kıldı.
Almanya, Hollanda ve Ötesindeki Seçim Mesaimiz
2025, Avrupa siyaseti açısından yoğun bir seçim yılıydı. Almanya’daki takvimin erkene çekilmesiyle yapılan Federal Meclis Seçimleri için hazırladığımız kapsamlı haber, analiz ve yorum serileri; siyasal partilerin pozisyonlarının yanı sıra göç, vatandaşlık ve aidiyet tartışmalarının seçim gündemine nasıl taşındığını ele aldı. Bu geniş içerik paketimiz, Perspektif okurlarının en çok takip ettiği içerikler arasında yer aldı.
Bu kapsamda, Almanya’daki Müslümanların seçimlere katılım düzeyini ölçtüğümüz anket çalışması, Perspektif açısından bir ilk olma niteliği taşıdı. Mütevazı bir örneklemle gerçekleştirilmiş olsa da bu çalışma, Müslüman seçmen davranışına dair veri temelli tartışmalar için önemli bir başlangıç noktası sundu.
Seçim gündemini Almanya ile sınırlı tutmadık. Ekim 2025’te erken seçim için sandığa giden Hollanda’da hükûmet kurma arayışlarını ve merkez siyasetin yaşadığı tıkanmayı ele alan analizimiz, Avrupa’da “istikrar” söylemi etrafında şekillenen yeni siyasi denklemleri tartışmaya açtı.
Bunun yanı sıra, ABD’de yükselen yeni siyasi figürlere de odaklandık. New York’un yeni belediye başkanı olacak Müslüman ve demokrat sosyalist bir aktör olan Zohran Mamdani’ye dair portre yazımız ve seçim sürecine dair haberlerimiz, Batı siyasetinde temsil, kimlik ve ideoloji ilişkisini ele alan güncel bir örnek sundu.
Türk Diasporasının Gündemi
2025’te okurlarımızın yoğun ilgi gösterdiği başlıklardan biri de vatandaşlık ve askerlik mevzuatı oldu. Dövizle askerlik nedeniyle Türk vatandaşlığından ayrılanların sayısındaki artışa odaklanan haberimiz, hukuki düzenlemelerin bireysel hayatlara etkisini görünür kıldı. Bu tartışmayı tamamlayan “Çoklu vatandaşlık ve askerlik hizmeti” içeriklerimiz ise dövizle askerlik kavramını tarihsel ve güncel boyutlarıyla ele aldı.
Bu içerikler, özellikle Avrupa’da yaşayan Türkiyeliler için vatandaşlık kararlarının artık yalnızca duygusal değil, hukuki ve ekonomik bir muhasebeye dayandığını ortaya koydu.
Perspektif, 2025’te yalnızca büyük siyasal krizlere değil, okurların gündelik hayatını doğrudan etkileyen konulara da odaklandı. Almanya’da altın alımına dair hazırladığımız rehber niteliğindeki yazı, ekonomik belirsizlikler karşısında bireysel yatırım pratiklerine dair bilgi ihtiyacına karşılık verdi. Benzer şekilde, Avrupa Birliği’nde gıdada böcek kullanımına dair yasal düzenlemeleri ele alan uzman incelememiz, kamuoyunda sıkça yanlış anlaşılan bir konuyu bilimsel ve hukuki çerçevesiyle tartışmaya açtı.
2025 Yılında Tamamladığımız Yazı Serilerimiz
2025’te serilerimiz, Perspektif’in ayırt edici yönlerinden biri olmaya devam etti. “Kurulu Düzen” serisi, Türkiye’de uzun yıllar komedi unsuru olarak sunulan “gurbetçi” imgesinin, günümüzde nasıl bir nefret ve yabancılaştırma nesnesine dönüştüğünü ele aldı. Avrupa’daki Türk işçi göçünün hafızasını koruyan, oldukça önemli bir arşiv girişimi olan DiasporaTürk’ün kurucusu Gökhan Duman’ın katkılarıyla şekillenen seri, Türkiye ile diaspora arasındaki anlam kopuşlarını tarihsel ve kültürel bir perspektifle inceledi.
“Dilimin Ucunda” serimiz ise konuşma terapisti Ali Dönmez ile birlikte, iki dilli ve çok dilli çocukların dil gelişimi ve okul hayatında karşılaştıkları yapısal sorunlara odaklandı. Seri, özellikle ebeveynler ve eğitimcilerden yoğun geri dönüş aldı.
Yapısal Dönüşmler ve İnsan Hikâyeleri
2025 boyunca Avrupa’da mülteci kabulünün giderek daha fazla kısıtlanmasını hem yapısal bir dönüşüm hem de insan hikâyeleri üzerinden ele aldık. Göçü durdurma söyleminin, Avrupa’nın liberal düzeninin temel ilkeleriyle nasıl bir gerilim yarattığını tartışan içeriklerimiz; bu politikaların yalnızca sınır rejimlerini değil, toplumsal değerleri de dönüştürdüğünü ortaya koydu.
Bu yapısal dönüşümleri, somut insan hikâyeleriyle birlikte düşünmeye özen gösterdik. Köln’ün çok katmanlı tarihini, Türk göçü ve Müslüman varlığının kenti nasıl dönüştürdüğü üzerinden ele alan yazımız; Avrupa’daki kitlesel göçün şehirlerle kurduğu karşılıklı ilişkiye ışık tuttu. Paris ve Müslümanlar arasındaki “sessiz karşılaşmayı” tarihsel bir perspektifle ele alan yazımız ise, görünmez kılınan bir birlikte yaşam pratiğini görünür hâle getirdi.
Tüm bu politik ve yapısal analizlerin yanı sıra, insana dair hikâyelere alan açmayı da sürdürdük. Amerika’da gönüllü gassallık yapan Dr. Zeyneb Sayılgan’ın ölümle kurduğu ilişkiyi anlattığı deneme yazısı, okurlarımıza gündelik hayatın içinde var olan ama her zaman açıkça konuşamadığımız nihai bir soruyla yüzleşme alanı sundu.
2026’ya girerken, okurlarımızın ilgi ve desteğiyle yayın çizgimizi daha da güçlendirmeyi hedefliyoruz. Perspektif’i yalnızca bir haber ve yorum mecrası olarak değil, Türkçe konuşan herkes için birlikte düşünmenin, öğrenmenin ve dayanışmanın mümkün olduğu bir alan olarak görüyoruz. Önümüzdeki dönemde de Avrupa’dan dünyaya uzanan meseleleri, farklı bakış açılarını ve insan hikâyelerini bir arada ele alan yayınlarımızla sizlerle birlikte olmaya devam etmeyi umut ediyoruz.
Sevgi ve saygılarımızla,
Perspektif Ekibi