"Cahit Zarifoğlu"

Erken Kaybedilen Bir Değer: Cahit Zarifoğlu

47 yaşında hayata gözlerini yuman Cahit Zarifoğlu romanları, mektupları, şiirleri, hikâye, deneme ve çocuk kitaplarıyla kısa bir hayata büyük bir edebi serüven sığdırmıştır.

1940 Ankara doğumlu, Türk edebiyatının usta kalemi Cahit Zarifoğlu’nun yazarlık yolcuğu lise yıllarına dayanır. Bu yıllarda kompozisyonlar ve şiirler yazan Zarifoğlu, kendi çağdaşları olan ve Türk edebiyatının kendisi gibi usta kalemlerinden Rasim Özdenören, Erdem Bayazıt ve Alaeddin Özdenören ile aynı sıralarda okur. Zorluklarla geçen öğrencilik yıllarından itibaren muhtelif gazetelerde sayfa sekreterliği, çeviri ve tashih yapan Zarifoğlu edebî kimliğini İstanbul Üniversitesi Alman Dili ve Edebiyatı bölümünü bitirerek pekiştirmiş ve akabinde kendi edebiyat hazinesini öğrencilerine aktarmıştır.

Okul yıllarındaki içine kapanıklığı ve bilgece sakinliği sebebiyle çevresinde “Aristo Cahit” olarak isimlendirilir. Cahit Zarifoğlu, Necip Fazıl Kısakürek’in aracılığı ve nikâh şahitliğiyle Berat Hanım ile dünya evine girer. Birbirlerini yüzükler takılırken gördüklerini söyleyen Berat Hanım evliliklerinden sonra altı ay boyunca eşine “siz” diye hitap edecek, eşinden bahsederken “hem kocam hem de hocam” ifadelerini kullanacaktır. Berat Hanım Zarifoğlu’nu “kusurları örten ve öğreten biri” olarak tanımlar.

Yıllık izinlerini daha fazla ibadet edebilmek amacıyla ramazan aylarında alan Zarifoğlu bir mektubunda mutluluğu tarif ederken, “Önemli olan yaşanılan ‘ân’dır. Onu ibadet, sabır, anlayış, tevazu ve merhamet ile anlamlı hâle getirmek mutluluğun ta kendisidir.” der.

Uçuş, güreş ve resim gibi başka ilgi alanları ve kabiliyetleri de bulunan Zarifoğlu’nun bir diğer bilinmeyen yönü de otostop ile Avrupa’yı gezmiş olmasıdır. Zarifoğlu ayrıca Almancasını geliştirmek amacıyla iki kez ikişer aylık sürelerle Almanya’ya gelmiştir.

Şiirlerini Türk Dili, Soyut, Papirus, Yeni Dergi, Diriliş, Edebiyat, Mavera gibi dergilerde yayımlayan Zarifoğlu, şiirlerini kapalı, mecazi ve derin bir biçimde yazmasından kaynaklanan eleştirilere “Hiç kimse şu ya da bu şiiri anlamak zorunda değildir. Şiirimi bana şikâyet ediyorlar. Anlamıyorsa niye rahatsız oluyor bilmem, ben de botanikten hiç anlamam.” der. Şiir, hikâye, roman, piyes ve anı gibi edebiyatın birçok alanından yazdığı kitaplarında İslami anlayış, aşk, ölüm, madde-ruh çatışması, acı, toplumsal mutluluk anlayışı gibi çok yönlü konu yelpazesi sunmuştur. Ayrıca Afganistan’daki işgali eserlerinde işleyerek orada katledilen Müslümanlara da dikkat çekmiştir.

Eserlerinde çocuklara da ayrı bir yer veren Zarifoğlu birçok çocuk hikâyesi de yayımlamıştır. 1984’te Türkiye Yazarlar Birliği Çocuk Edebiyatı Ödülü’nü almaya hak kazanmıştır.

Tam adı Abdurrahman Cahit Zarifoğlu olan üstad bir şiirinde isminin baş harfleri olan “acz”e atıfta bulunarak Rabb’ine şöyle seslenmiştir:

“Seçkin bir kimse değilim
ismimin baş harfleri acz tutuyor
Bağışlamanı dilerim
Sana zorsa bırak yanayım
Kolaysa esirgeme.”

40’lı yaşlarında pankreas kanserine yakalanan Cahit Zarifoğlu, ölümüne yakın bir zamanda refakatçileri Rasim Özdenören ve Erdem Bayazıt’a ‚ “Artık kırlar bensiz çiçek açacak.” der. Kubbede bir hoş sada bırakan zarif edebiyatçı 7 Haziran 1987 tarihinde hayata gözlerini yumar.

Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler