'Telegram'

Aşırı Sağcı Gruplar Telegram Üzerinden Nasıl Örgütleniyor?

Son yıllarda dünyada gerçekleşen birçok aşırı sağcı şiddet eylemi ve nefret suçunun örgütlenmesinin Telegram üzerinden gerçekleşiyor olması dikkat çekiyor. Peki Telegram'ı bu gruplar için çekici kılan şey ne?

Fotoğraf: Dennizn/Shutterstock

Son günlerde Birleşik Krallık’ta yaşanan aşırı sağcı protestolar yer yer şiddet olaylarına sahne oluyor. Aşırı sağ grupların göçmen merkezlerine saldırı planlarını mesajlaşma platformu Telegram üzerinden yaptıklarının ortaya çıkması ise büyük yankı uyandırdı. Öyle ki, bu gruplar Telegram’da benzinden bomba yapma kılavuzları dahi paylaşıyorlar.

Ancak Telegram üzerinden şiddet eylemlerinin örgütlenmesi ve nefret suçlarının işlenmesi ilk defa olmuyor. Bu platform 2015 yılında DEAŞ militanları tarafından aktif bir şekilde kullanılıyordu. Günümüzde de İsrail ordusu ile ilişkili kişilerin Telegramı Ortadoğuda’ki savaşa dair bir propaganda aracı olarak kullandıkları iddia ediliyor. Özellikle de şiddet yanlısı aşırı sağcı gruplar birçok ülkede Telegram üzerinden örgütleniyorlar.

Nefret Suçları için Bir Güvenli Alan

Sosyal medya platformları, temmuz ayı sonlarında İngiltere’nin Southport şehrinde üç çocuğun bıçaklı saldırıda öldürülmesinden bu yana şiddet içeren ve tansiyonu yükselten aşırı söylemlere engel olmadıkları için yoğun eleştirilerle karşı karşıya. Neredeyse bütün dünyada aşırı sağcı kışkırtıcılar ve şiddet yanlıları özellikle Telegram’da uzun zamandır benzersiz bir dokunulmazlık seviyesinin tadını çıkarıyor.

York Üniversitesi’nde öğretim üyesi olan aşırı sağ uzmanı Matthew Feldman, “Aşırı sağcılar, faşistler ve neo-Naziler uzun zamandır Telegram’ı görüşlerini paylaşmak için güvenli bir alan olarak görüyorlar” diyerek bu kontrolsüzlüğe dikkat çekiyor.

Southport’taki cinayetlerin ardından Telegram’da kurulan kanallar on binlerce üye topladı ve aşırı sağcı göstericileri harekete geçirmek için kullanıldı. Southport’taki bir cami de dahil olmak üzere göçmenlere ait olduğu düşünülen yerler uygulamada paylaşılarak Şiddet eylemlerine hedef oldu. Aşırı sağcı gruplar, Güney Yorkshire, Rotherham ve Staffordshire, Tamworth’ta göçmenlerin kaldığı iki oteli yakmaya çalıştı.

Telegram o zamandan beri 13 binden fazla üye toplayan “Southport Wake Up” adlı kanal da dahil olmak üzere bu kanallardan bazılarını kapattı. Şirket bir açıklama yaparak “Telegram siyasi bağlantıdan bağımsız olarak barışçıl ifadeye izin veriyor, ancak şiddet çağrıları Telegram’ın hizmet şartları tarafından açıkça yasaklanmıştır” dedi. Kâr amacı gütmeyen ve aşırılıkçılığı analiz eden bir kuruluş olan Stratejik Diyalog Enstitüsü’nün iletişim direktörü Tim Squirrell, bu alışılmadık hareketin muhtemelen kanalların “terörist” olarak değerlendirilebilecek materyaller içermesinden kaynaklandığını söyledi.

İngiliz hükûmetine terörle mücadele konusunda kıdemli danışman olarak çalışan Squirrell, Telegram’ın bir kanalının tamamen kapatmasının son derece nadir bir şey olduğunu belirtiyor. Ancak platformun daha önce güvenlik servislerinden veya terörle mücadele polisinden gelen bildirimler üzerine harekete geçtiği örnekler de var. Bunun bir örneği, Europol’ün 2019’da DEAŞ bağlantılı hesaplara karşı düzenlediği eylem günüydü ve bu çerçevede “birçok DEAŞ kanalı kapatıldı” diyor Squirrell. “DEAŞ’ın Telegram’da hala var olduğu açık, ancak o kadar büyük değil” diye de ekliyor.

İsrail Ordusunun da Bir Propaganda Aracı Olarak Telegram Kullandığı İddia Ediliyor

Telegram’ın şiddet için kullanımı Birleşik Krallık ile de sınırlı değil. 7 Ekim sonrasında İsrail ordusunun “Etkileme Departmanı” tarafından oluşturulan ve Filistinlilere yönelik insan hakları ihlallerini düzenli olarak paylaşan bir Telegram grubu, bir tür “psikolojik savaş” ve şiddeti körükleme aracı olarak kullanılıyor. İsrail ordusunun “Hasbara” politikası çerçevesinde sosyal medyaya yönelik çalışmalar yaptığı zaten uzun zamandır biliniyor.

Örneğin, başlangıçta “The Avengers” (Yenilmezler) adını taşıyan ve sonrasında Gazze için İbranice telaffuza ve “cehennem” anlamına gelen bir kelimeye benzetilen “Azazel” ismini alan bir kanalın on binin üzerinde abonesi var. Kanalın şu andaki ismi ise “72 Bakire – Sansürsüz”. “Gazze Şeridi’nden özel içerik” vaat eden bu kanal, Filistinlilere yönelik ihlalleri, sivil alanların ve binaların yıkımını gösteren yüzlerce fotoğraf ve video yayınladı. İsrail ordusu kanalı işlettiğini ilk başta reddetsede üst düzey bir askeri yetkili Harretz gazetesine ordunun kanalı işletmekten sorumlu olduğunu doğrulamıştı. Hemen sonrasında İsrail ordusunun Sözcülük Birimi, Haaretz‘e verdiği yazılı yanıtta, soruşturmanın ardından “Telegram sayfasının İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) tarafından yetki ve izin olmadan işletildiği tespit edildi. Olayla ilgilenildi.” dedi.

Kanaldaki gönderilerde şiddetin dışında Filistinlilere yönelik alay ve aşağılamalar da bulunuyor.”Elimize geçen videoya inanamayacaksınız! Kemiklerinin çıtırtısını duyabiliyorsunuz.” açıklaması ile yayınlanan video sadece bir örnek. Kanalda her gün yeni gönderiler yayınlanıyor ve moderatörler genellikle insanları yaklaşan gönderileri için “hazırlanmaya” teşvik ediyor. Bu gönderiler “komik” veya “beklemeye değer” olarak tanımlanıyor. Gazze’deki bir evde bombalanmış bir mutfak fotoğrafı üzerine yazılan “bu dairede geniş ve tam donanımlı bir mutfak var” yazısına kanalın aboneleri kahkaha ve ateş emojisi tepki veriyor. Bir başka gönderide, bombalanmış evinde perişan halde oturan bir Filistinli adamın fotoğrafı ve “Gazze’de satılık, dört yönden hava gelen muhteşem bir çatı katı” yazısı yer alıyor. Kanalda ayrıca Filistinli esirlerin ve cesetlerin görüntüleri “Hamamböceklerini yok etmek… Hamas farelerini yok etmek… Bu güzelliği paylaşın.” başlığıyla paylaşılmıştı.

Aboneler ayrıca “morali yükseltmek” amacıyla gönderileri geniş bir şekilde paylaşmaya teşvik ediliyor. Gönderilerden birinde şöyle yazıyor: “Gazze yerle bir oldu, bu duyulmalı. Paylaşın ve yayın, birlikte İsrail halkının moralini yükselteceğiz.” Kanalda ırkçı dil ve imgeler de sürekli kullanılıyor.

Dijital haklar örgütü Access Now’ın politika direktörü Marwa Fatafta, kanaldaki söylemin tehlikeli sonuçlara yol açabileceğini dile getiriyor. “Geçmişteki soykırımların ve vahşetlerin tarihi bize kelimelerin ölümcül olabileceğini öğretti. Filistinlileri daha az insan olarak tasvir etmek – “insan hayvanlar”, “hamam böcekleri” veya “fareler” olarak – onlara uygulanan iğrenç suçları ve şiddeti meşrulaştırmaya ve hoş görmeye hizmet ediyor,” diye ekliyor.

Bu tür içeriklerin, İsraillilerin 7 Ekim saldırılarından sonra intikam alma konusundaki güçlü şehvetini besliyor ve sonsuz şiddet döngülerini sürdürebileceğini belirten Fatafta’ya göre bu tür Telegram kanallarındaki “soykırım söyleminin ve Filistinlilerin insanlıktan çıkarılmasının” yayılmasını önlemek için daha fazla şey yapılması gerekiyor. Ancak Telegram bu konuda bir tavır almış değil.

Filistinlilerin dijital haklarını savunan kar amacı gütmeyen bir kuruluş olan 7amleh son aylarda açıkça soykırım ve tüm Filistinlilerin toplu cezalandırılması çağrısında bulunan bir dizi Telegram kanalını belgeledi. Bu kanalların yöneticileri, Filistinlilerin adreslerini, toplantılarını ve yürüyüşlerini yayınlayarak aboneleri saldırı planlamaya çağırıyor.

Şiddet Grupları için Bir Cennet: Telegram

2013 yılında Rus milyarder kardeşler Pavel ve Nikolai Durov tarafından kurulan Telegram, kullanıcıların özel olarak iletişim kurmasına, grup sohbetleri kurmasına veya 200.000 kişiye kadar mesaj yayınlayabilen “kanallar” aracılığı ile haberleşmesine olanak tanıyan bir platform. Uygulamanın merkezi yasal olarak Virjin Adaları’nda olsa da Dubai’den faaliyet gösteriyor. Telegram’ın özellikle de pandemi sırasında, her türden komplo teorisyeninin gerçek bir yuvası haline gelerek kullanıcı sayısını yüksek oranlarda arttırdığı biliniyor.

Telegram’ın “bir düzineden az” moderatörü olduğu belirtiliyor.Bu sayı Meta’da çalışan tahmini 15.000 moderatörüne kıyasla çok az. Buradaki yetersiz içerik kontrolleri, şiddete meyilli aşırı sağcı grupların faaliyetlerini rahatsız edilmeden yürütebilecekleri bir platform bulmaları anlamına geliyor. Telegram’da kendisine yer bulan tek şey aşırı sağ ve şiddet değil. Uygulama ayrıca uyuşturucu ve diğer yasadışı ürün ve hizmetlerin satışı için yeraltı pazarlarına ve hacker gruplarına da ev sahipliği yapıyor.

Mesajlaşma hizmetinin işlevsellik yelpazesi bu platformu aşırı sağcılar için çekici hale kılıyor. Önce küçük gruplar halinde örgütlenen sonra büyük kanallar etrafında toplanan şiddet yanlısı grupların önemli bir propaganda aracına da dönüşmüş durumda. Telegram, İngiltere’de şiddeti kışkırtan bazı aşırı sağ kanalları kaldırmış olsa da, çoğu açık kalmaya devam ediyor ve kamu düzenini bozma planlarını paylaşmaya devam ediyor.

Uygulamanın dünya çapında yarım milyar kullanıcısı olmasına rağmen, ortalama İngiltere aktif kullanıcı sayısı 2024’ün başından bu yana yaklaşık 2,7 milyondu, ancak bu sayı bıçaklama hadisesinin gerçekleştiği gün 3,1 milyona çıktı.

550 milyon kullanıcısıyla Telegram, dünyanın en büyük yeraltı uygulamasına dönüşmüş durumda. Kurucularının memleketi Rusya’da artan sansüre karşı bir isyan olarak başladığı ilk günlerden, şifreleme eksikliği ve kripto para biriminin benimsenmesiyle ilgili tartışmalara, bugün İngiltere’de isyanlar düzenlemek için bir platform sağlamakla suçlanan, esasen denetlenmeyen bir sohbet odası rolüne kadar, ortak çizgi ateşli ve çoğu zaman pervasız bir ifade özgürlüğü inancı olmuştur.

Başlangıçta, uygulama WhatsApp ve Facebook Messenger gibi diğer mesajlaşma uygulamalarına benziyordu, ancak o zamandan bu yana kendi başına daha çok bir sosyal ağ haline gelmek için farklılaştı. Kullanıcılar bire bir iletişim kurmanın yanı sıra, 200.000 kişiye kadar gruplara katılabiliyor ve başkalarının takip edebileceği ve yorum bırakabileceği yayın “kanalları” oluşturabiliyor.

Sonuç olarak, hizmet kamusal ve özel internet arasında gri bir alanda bulunmaktadır: diğer sosyal medya platformlarından farklı olarak içerikleri Google’da gösterilmiyor ve hali hazırda üye olmayanlar erişemiyor.

Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler