'Müslüman Seçmenler'

Almanya’daki Müslümanlar Hangi Partilere Oy Veriyor?

Almanya’da bir rapor Müslümanların seçimlerdeki oy verme davranışlarını mercek altına alarak bir ilke imza attı. Buna göre Müslüman seçmenler arasında sola doğru genel bir eğilim söz konusu olsa da muhafazakar partiler de oldukça popüler.

Fotoğraf: Shutterstock / roibu

Almanya’da Katolik ve Protestanlardan sonra üçüncü büyük dinî topluluğu oluşturan Müslümanlar hangi partilere oy veriyor? Ülkede sayıları giderek artan Müslüman seçmenlerin oy davranışlarıyla ilgili veriler merak konusu. Almanya’da yaşayan Müslümanların oy davranışlarını ilk kez mercek altına alan yeni bir rapor, bu soruyu cevaplamaya çalışıyor. Ülkede Alman vatandaşlığına sahip kaç kişinin Müslüman olduğuna ya da bunlardan kaçının oy hakkını kullandığına dair resmî bir istatistik olmamasına rağmen rapor, bu bağlamda ortaya çıkan yeni verileri dikkate alıyor.

Almanya’da federal ve eyalet düzeyinde oluşturulan temsili seçim istatistikleri seçmenlerin yaşı ve cinsiyeti dışında başka sosyo-demografik veri içermiyor. Kamu yayıncıları ARD ve ZDF adına onlarca yıldır yürütülen ve seçim sonrası derlenen anketler bu bağlamda daha çok veriye sahip olsa da birkaç yıl önce ARD için çalışan kamuoyu araştırma enstitüsü “infratest-dimap”, seçmenlere sandık başında oy kullandıktan sorulan birçok nitelik arasından “din/mezhep” kategorilerini çıkardı. Araştırmacılar ankete katılan seçmenlere din/mezhep olarak sadece “Katolik” ya da “Protestan” seçeneklerini sunuyordu.

Seçim tercihlerini inceleyen Mannheim merkezli “Wahlen” araştırma grubu 2018 sonbaharında din/mezhep sorusu altına “Müslüman” seçeneğini ekleyerek farklı bir yol izledi. Wahlen yönetim kurulu üyelerinden Andrea Wolf, FAZ gazetesine bu tercihle ilgili verdiği bir demeçte, “Cevap bölümünün mümkün oldukça kapsayıcı olmasını istedik.” açıklamasında bulunsa da anketten çıkan verileri değerlendirmenin kolay olmadığını ifade ediyor.

Almanya’daki Müslüman Seçmenlerin Sadece Kücük Bir Kısmı Sandığa Gidiyor

Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan Avukat ve İslam Araştırmacısı Mathias Rohe’ye göre, Almanya’daki 5 ila 6 milyon Müslüman’ın yaklaşık yüzde 45’i Alman vatandaşlığına sahip olsa da şimdiye kadar sadece küçük bir kısmı seçimlerde oy kullandı. Rohe’nin değerlendirmeleri “Wahlen” araştırma grubunun anket sonuçlarından yola çıkarak yaptığı çıkarımlar ile örtüşüyor: Ankete dâhil olan ve Müslüman olduğunu belirtenlerin sayısı araştırmacılar tarafından dikkate alınamayacak kadar az.

Başkent Berlin’de 23 Şubat 2023’te tekrarlanan eyalet seçimlerinde uygulanan anketin sonuçlarına göre, ankete katılan 17.478 seçmenin dörtte birinden biraz azı Protestan kilisesine mensupken yüzde 8’i Katolik ve yüzde 3’ü (500 kişi) Müslüman’dı.

Genele vurulduğunda 23 Şubat’ta sandığa giden 1,5 milyon civarındaki seçmenin arasında sadece 45 bin Müslüman vatandaşın oy kullandığı ortaya çıkıyor. Ancak eyalet seçimlerinde toplamda kaç Müslüman’ın oy kullanma hakkına sahip olduğunun resmî verilerden yola çıkılarak tespit edilebilmesi mümkün olmadığı için bu durum ankette ortaya çıkan rakamın geçerliliğini önemli ölçüde kısıtlıyor.

Buna rağmen araştırmacılara göre, Berlin eyalet seçimlerine seçmenlerin sadece üçte ikisi (yüzde 62,9) katılmış olsa da Müslüman seçmenlerin katılımının nüfusun geneline bakarak önemli ölçüde düşük olduğunu varsaymak yanlış değil.

Berlin Eyalet Seçimlerinde Oyların Dağılımı Şaşırtıyor

Anketten çıkan sonuçlar mercek altına alındığına kendini Müslüman olarak tanımlayan seçmenlerin düşük katılımından daha şaşırtıcı olan ise oyların dağılımı: Seçimlerde toplamda yüzde 9,1 oranında oy alarak eyalet meclisine yerleşen aşırı sağcı AfD’ye Protestan seçmenlerin yüzde 7’si, Katolik seçmenlerin yüzde 5’i ve Müslüman seçmenlerin yüzde 4’ü oy vermiş.

Araştırmacılara göre, Müslümanlara karşı nefret söyleminde bulunan ve ülkedeki ırkçı ideolojiyi körükleyen bir partinin düşük de olsa Müslüman seçmenler tarafından oy alması partinin muhafazakâr fikirleri savunması, din ve aileyi önemsemesinden kaynaklanabilir. CDU’nun Şubat 2023’te Müslüman seçmen oylarının dörtte birinden fazlasını alması da bu tezle açıklanabilir.

Berlin’deki seçim sonuçlarından bağımsız olarak yapılan eski anketlerin ortaya koyduğu veriler de bu durumu doğruluyor. Bu anketlere göre, siyasi olarak aktif Müslümanların yüzde 25’i SPD’ye (toplam oran yüzde 18,4) ve yüzde 15’i Sol Parti’ye (toplam oran yüzde 12,2) oy vermiş. Bu oran toplam yüzde 40’a tekabül ediyor. Yeşiller’in de yüzde 8’lik bir oy oranıyla dahil edilmesi durumunda, Müslüman seçmenler arasında kırmızı-kırmızı-yeşil bir çoğunluk ortaya çıkıyor.

Yeniden Berlin’deki eyalet seçimlerine baktığımızda hükûmetteki Yeşillerin toplamda yüzde 18 gibi bir oy oranıyla Berlinli Müslümanlar arasında pek sempati toplamadığı görülüyor. Hür Demokrat Parti (FDP) ise Müslüman seçmenlerde yüzde 5’in altında oy alıyor.

Yeşiller ve AfD Dinî Mensubiyete Sahip Seçmenler Arasında En Kötü Sonuçlara Sahip

Peki nasıl oluyor da Yeşiller ve AfD dinî bir mensubiyete sahip seçmenlerin arasında kötü sonuçlar elde ederken SPD ve Sol Parti iyi sonuçlar alabiliyor? Andrea Wolf sonuçlarla ilgili, “Verilerin az olması, başka sosyo-demografik parametrelere göre ayrım yapmamıza izin vermiyor” açıklamasında bulunurken Mathias Rohe ortaya çıkan oranları oldukça açık buluyor.

Anayasa Hukuku Profesörü Rohe’ye göre, SPD ve son yıllarda Sol Parti Almanya’ya göç eden sözde “misafir işçilerin” ve özellikle Türkiye kökenlilerin çıkarlarını gözeten partiler olarak görüldü. Parti üye sayısının ve/veya yerel ve eyalet parlamentolarında siyasi olarak aktif olan Türkiye kökenlilerin oranının bugüne kadar oldukça yüksek olması bu stratejinin başarısını gösteriyor.

Ancak bu tablo haziran ayındaki ve 2019 yılındaki Avrupa Parlamentosu (AP) Seçimlerinin sonuçlarıyla pek uyuşmuyor. Wahlen’in verilerine göre, 2019 yılındaki AP Seçimlerinde SPD ve Yeşiller (beklendiği gibi) Batı Almanya’daki Müslüman seçmenler arasında açık ara en iyi performansı gösterirken Doğu Almanya’da ise veriler herhangi bir sonuca varabilmek için çok azdı.

9 Haziran’daki AP Seçimlerinde ise Almanya’nın batısında, Sol Parti dahil olmak üzere iki iktidar partisi bir şok ile karşı karşıya kaldı. AP Seçimlerinde Batı Almanya’daki Müslümanların yüzde 32’si yerine sadece yüzde 13’ü SPD’ye oy verdi. AP Seçimlerinde Müslümanların Yeşiller’e oy oranı yüzde 21’den yüzde 7’ye düşerken, Sol Parti yine Müslüman seçmenlerden yüzde 13 yerine yüzde 8’lik bir oy oranıyla yetinmek zorunda kaldı.

Oy oranını yüzde 10'dan yüzde 15'e çıkaran CDU dışında, kazananlar 2019'da henüz var olmayan Sahra Wagenknecht İttifakı (BSW) ve yeni kurulan ve Türkiye kökenli seçmenlere hitap eden DAVA (Çeşitlilik ve Uyanış için Demokratik İttifak) gibi partiler oldu. Her ikisi de yüzde 17'lik bir oy oranına ulaşırken AfD ve FDP ise yüzde üçer oy oranına ulaşabildi.

Seçim araştırmacısı Andrea Wolf ve İslam uzmanı Rohe için bu sonuç yine pek şaşırtıcı değil. Wolf’a göre, SPD, Yeşiller ve Sol Parti'nin düşüşü Batı Almanya'daki iç siyasi havanın bir yansıması. Berlin'de 2021'den beri iktidarda olan ve SPD, Yeşiller ile FDP’den oluşan "ilerici koalisyon" ile ilgili bazı seçmenlerin beklentilerinin yerini derin bir hayal kırıklığı almış durumda.

AP Seçimlerinin Kazananları: BSW ve DAVA

Görünüşe göre Müslüman seçmenlere tam teşekküllü bir ikame olarak iki yeni parti sunuldu: Daha solcu bir seçmenin beklentileri için bir projeksiyon perdesi olarak BSW ve ev sahibi toplumda yeterince değer görmeyen Türkiye kökenli azınlığın çıkarlarının koruyucusu olarak etno-milliyetçi söylemiyle DAVA.

Ancak Andrea Wolf'a göre, Almanya'daki Müslümanların oy verme davranışı, genel nüfusunkinden varsayılandan daha az güçlü veya daha büyük bir farklılık gösteriyor: Çoğunluk toplumuna kıyasla bu alt grupta partilere bağlılık oldukça zayıf olduğu gibi özellikle AP Seçimleri gibi “ikincil seçimlere” karşı yaklaşım da farklı. Buna göre AP Seçimlerindeki oy verme davranışının yüksek değişkenliği seçimlerin fazla önemli olmadığı ve oyların ağırlığının halihazırda olduğundan daha da düşük olduğu algısından kaynaklanıyor.

İlkbaharda Alman medyası ve kamuoyunda gündem olan DAVA'nın AP Seçimlerinde beklentilere rağmen düşük bir performans sergilemesini Rohe, çoğunluk toplumunda İslam ülkelerinden gelen göç kökenlilerin genel olarak Müslüman olarak etiketlenmesine ve böylece onların sadece varsayılan dinî aidiyetleriyle tanımlanmasına rağmen göç kökenliler arasındaki dinî ve siyasi çoğulculuğun ev sahibi toplumdan daha belirgin olmasıyla açıklıyor.

"Bizi Duymuyorsunuz" Mesajı

Rohe'ye göre, yalnız Müslümanları hedef alan partilerin mobilizasyon potansiyeli düşük ve çoğunlukla Türkiye kökenli küçük bir seçmen kitlesiyle sınırlı kalmakta. Bu olgudan duyulan korkunun yersiz olduğunu savunan Rohe, bu durumu şöyle değerlendiriyor: "Eğer birileri DAVA'ya oy veriyorsa, bu ille de Erdoğan'ı destekledikleri için değil. Mesaj daha ziyade şu: 'Bizi duymuyorsunuz.'"

Birçok göç kökenlinin geleneksel partiler tarafından "hiçbir zaman gerçekten temsil edildiklerini hissetmesi" ve camiler gibi "yuva sıcaklığındaki kuruluşlarda" organize olmayı tercih etmelerinin bu tabloya uyduğuna dikkat çeken Rohe, SPD’nin artık bu kuralın istisnası olmadığını ve Thilo Sarrazin gibi aşırı sağcı fikirlere sahip olan figürlerin pek çok göç kökenliyi rahatsız ettiğini ifade ediyor.

Ancak Müslüman seçmenlerin de diğer seçmenler gibi oy kararlarını sosyo-ekonomik değerlendirmeler ve kültürel tercihlere göre yaptığından yola çıkıldığında, ne CDU'nun AP Seçimlerinde olduğu gibi Berlin Eyalet Seçimlerinde nispeten iyi bir performans göstermesi (yüzde 15, beş puan artış) ne de BSW'nin AP Seçimlerinde Müslüman seçmenler arasında yüksek oy alması bir sır değil. Ayrıca Rohe'nin gözlemlerine göre CDU son yıllarda göç kökenli seçmenlere açılmaya başlamış durumda.

Öte yandan, Batı Almanya'daki Müslümanlar arasında AfD de dâhil olmak üzere tüm geleneksel partilerden daha iyi performans gösteren BSW, göç alan ülkelere özgü bir olgudan yararlanmayı başarmış durumda: "Son gelenler, daha fazla insanın gelmesine ilk karşı çıkanlardır." ifadesini kullanan Rohe, bu paradoks ile Müslüman seçmenlerin BSW'nin çokkültürlülüğe karşı yürüttüğü parti programını, Yeşillerin “hoş geldin kültüründen” ve daimi bir hayal kırıklığı yaratan SPD'den daha çekici bulmasını açıklıyor.

admin

Lisans eğitimini Münster Üniversitesinde Sosyoloji ve Siyaset Bilimi bölümlerinde çift anadal olarak tamamlayan Kandemir, Duisburg-Essen Üniversitesinde sosyoloji yüksek lisans eğitimini sürdürmektedir. Ağırlıklı çalışma alanları göç sosyolojisi ve ulusaşırı Türk toplulukları olan Kandemir Perspektif dergisi editörüdür.

Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#1

*Tüm alanları doldurunuz

  • Almanya’daki Müslümanlar Hangi Partilere Oy Veriyor? – Göç Araştırmaları Vakfı
    2024-09-02 14:54:45

    […] Kaynak: Perspektif https://perspektif.eu/2024/08/12/almanyadaki-muslumanlar-hangi-partilere-oy-veriyor/ […]

Son Yüklenenler