Almanya’da Tartışmaların Odağında Yeni Bir Parti: Dava Partisi Ne Vadediyor?
Almanya’da Türkiye kökenli bir grubun kurduğu Çeşitlilik ve Uyanış için Demokratik İttifak (DAVA) adlı siyasi oluşum, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Almanya’da kolu olduğu iddialarıyla gündemde. Avrupa Parlamentosu seçimlerine katılmayı hedefleyen DAVA nedir? Seçim programında hangi konular yer alıyor?
Almanya’da Türkiye kökenli bir grubun kurduğu Çeşitlilik ve Uyanış için Demokratik İttifak (DAVA) adlı siyasi oluşum, uzun bir süredir gündemde olan Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ve AK Parti’nin Almanya’nın iç siyasetine etki ettiğine dair tartışmaları yeniden alevlendirdi.
16 Ocak’ta yaptıkları bir açıklamayla 9 Haziran’da gerçekleşecek Avrupa Parlamentosu Seçimlerine katılacaklarını duyuran siyasi oluşum, 2025 yılında yapılacak federal seçimlere de katılmak istiyor.
Peki oluşumun seçim programında hangi konular ele alınıyor? DAVA seçmenlerine ne vadediyor? Siyasi oluşumun başında kimler var?
“Dava” İsmi ve Parti Statüsü
Oluşumun isminin Almancadaki karşılığı “Demokratische Allianz für Vielfalt und Aufbruch”un kısaltması olan “DAVA” teriminin tercihi Almanya’da eleştirilerin odağına yerleşti. “DAVA”nın İslami terminoloji ve Türkiye’deki sağ kesimle ilintili olduğu ile ilgili iddialara karşı çıkan oluşumun Genel Başkan Yardımcısı Avukat Fatih Zingal, DAVA kısaltmasının herhangi bir İslami terminoloji ile bağlantısı olmadığını açıkladı.
Henüz siyasi partiler yasasına göre parti statüsünü almamış olan ve bu nedenle alternatif olarak “siyasi oluşum” olarak hayata geçirilen DAVA’nın kurucuları parti olmaya adım attıklarını ve en geç Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinden sonra siyasi parti statüsüne geçilebilmek için gerekli çalışma ve hazırlıkların tamamlanmış olacağını duyurdu. Oluşumun seçimlere katılabilmek için Almanya çapında 4 bin imza toplaması gerekiyor.
AP seçimlerinde Almanya’daki seçimlerde olduğu gibi yüzde 5’lik bir barajın bulunmaması sebebiyle uzmanlar, DAVA’nın AP’de bir ila iki milletvekili kazanmasının mümkün olabileceğini tahmin ediyor. Önceki seçimlerde ülke çapında yaklaşık 190 bin oy almak Avrupa Parlamentosunda bir sandalye kazanabilmek için yeterliydi. Bununla birlikte, uzmanlar DAVA’nın federal ve eyalet düzeyinde büyük bir rol oynayamayacağı kanaatinde.
DAVA’nın Oy Potansiyeli
Almanya’da çifte vatandaşlığa ilişkin yeni düzenlemelerin DAVA’nın potansiyel seçmen sayısı konusunda pek bir etkisi olmayacağı düşünülüyor. Avrupa Parlamentosu Seçimleri için aday olarak gösterilen DAVA’nın kurucu üyelerinden Mustafa Yoldaş konuya ilişkin, “Elbette düzenlemelerin oy sayısını lehimize artıracağını umuyoruz. Ancak bunun, Alman vatandaşlığına sahip olanların otomatik olarak DAVA’ya oy vereceği anlamına gelmediğini de biliyoruz. Türkiye kökenliler ve Müslüman toplum heterojen bir yapıya sahip. Yüzdelik pay, daha önce olduğu gibi, büyük olasılıkla yerleşik partiler arasında dağılacaktır.” açıklamasında bulundu.
Şu anda Alman pasaportu olmayan yaklaşık 1,5 milyon Türkiye kökenlinin uzun vadede büyük çoğunluğunun Alman vatandaşlığına geçiş yapması bekleniyor. Başvuru sayısının 2024 yılı için 50 bin olacağı tahmin ediliyor.
DAVA’nın Yüzleri
DAVA’nın başkanı 53 yaşındaki Teyfik Özcan, siyasi oluşumun kuruluşundan önce 30 yılı aşkın bir zamandır Sosyal Demokrat Parti (SPD) üyesiydi. Üyelikten bir süre önce istifa ettiğini açıklayan Özcan, Avrupa Parlamentosu Seçimlerinde aday olarak katılmayacak. Avrupa Parlamentosu Seçimlerinde adaylığını koyacak olan isimlerin arasında Ali İhsan Ünlü ve Mustafa Yoldaş yer alıyor.
Bir süre DİTİB’in Aşağı Saksonya Eyalet Başkanlığını yapmış olan ve doktor olarak çalışan Ali İhsan Ünlü, 2014 yılında eyaletteki okullarda İslam din dersinin verilmeye başlaması girişiminde oynadığı önemli rol ve kültürler ve dinler arasında bir köprü kurucu olarak görülmesi sebebiyle Schaumburg kentinde Federal Liyakat Nişanı’na layık görülmüştü.
Diğer aday isim Mustafa Yoldaş ise 1999 yıllarından itibaren Müslüman temsil derneklerinde yer aldı, SCHURA Hamburg’un başkanlığını yaptı ve Hamburg Eyalet Senatosu ile devlet anlaşmasını müzakere etti.
Siyasi oluşumun tanınan isimleri arasında yer alan bir diğer aday da Avukat Fatih Zingal. Zingal, uzun yıllar Uluslararası Demokratlar Birliği’nin (UID) yönetim kurulunda yer aldı. Zingal Almanya’daki Türkiye kökenli topluluğun dikkat çeken davalarında (örneğin Dormagen’da çocukları Gençlik Dairesi tarafından elinden alınan ailenin davasında) aktif olarak çalışan bir avukat olarak biliniyor.
Amaç: “Etnik ve Dinî Azınlıkların Sesi Olmak”
Almanya’da gördükleri “siyasi boşluğu” doldurmayı hedeflediklerini belirten DAVA yetkilileri, “Türk ve Müslüman toplumunun ve etnik ve dinî azınlıkların sesi” olmayı hedeflediklerini vurguluyor.
DAVA’nın kurucu üyesi Yoldaş, öncelikle Müslüman seçmenleri hedef alan bir oluşum olduklarını, ancak gayrimüslimlerin de toplumsal dışlanmayla karşı karşıya kaldıklarını bildiklerini vurguladı. Siyasi oluşumun 16 Ocak’ta yaptığı açıklamada da DAVA’nın “Mevcut partiler tarafından temsil edilmeyen pek çok vatandaş için yeni bir siyasi merkez” olduğu ifade ediliyordu.
Federal Meclis’te yer alan siyasi partilerde bulunan Türkiye kökenli milletvekillerinin “yeterli olmadığını” belirten Özcan, Almanya’da Türkiye kökenli toplum olarak sağlık, hukuk ve spor gibi pek çok alanda başarılıyken “Siyasette çok zayıfız.” değerlendirmesinde bulundu.
DAVA’nın Parti Programı
Peki DAVA’nın seçim programında neler var? Oluşum seçmenlerine neler vadediyor? Türkiye kökenlilerin topluma entegrasyonu ve İslamofobi ile mücadele, seçim programında ön plana çıkan meselelerin başında geliyor. Ayrıca okullarda Türkçenin Türkiye kökenli öğrenciler için ikinci yabancı dil olarak zorunlu ders olması talep ediliyor.
Öte yandan DAVA, “geleneksel değerleri ve yapıları ön plana çıkaran bir politika aracılığıyla” aileyi korumayı hedefliyor ve çocuk ve yaşlı yoksulluğuyla mücadele için de harekete geçmek istiyor. 19 sayfalık programda dile getirilen diğer kaygılar arasında enerji fiyatlarının düşürülmesi, asgari ücretin 14 avroya çıkarılması ve “insani ve adil bir sığınma politikası” dile getiriliyor. Alman kamuoyunda DAVA’nın parti programının diğer partilerden büyük oranda ayrışmadığı ve özel bir siyasi çizgi ortaya koymadığı yönünde eleştiriler de mevcut.
Seçim programında yer alan temel endişelerden biri de “Müslüman karşıtı ırkçılığın bir türü olarak görülen İslamofobi ile mücadele.” DAVA, okullardaki ve toplumdaki önyargıları kırmak ve “İslam ile Almanya’nın ayrılmaz bir şekilde bağlantılı olduğu anlayışını teşvik etmek” istiyor. Okul kitaplarındaki “İslam ve Müslümanların uygunsuz temsilinin” düzeltilmesi talep ediliyor. Programda yer alan başka bir çağrı da “Ayrımcılığın, antisemitizmin ve ırkçılığın yer almadığı bir Avrupa.”
Bunların yanı sıra seçim programında bilhassa son yıllarda gündemin ana maddelerinden biri olan iklim krizi gibi konular da DAVA tarafından ele alınıyor. Programda, “Gezegenimizin korunmasını dünyadaki tüm ülkelerin merkezi görevi ve sorumluluğu olarak gören, haklı ve iyi düşünülmüş bir çevre politikasına bağlıyız.” Bu konuda öne çıkan amaç “ekolojik sorumluluk ile ekonomik kalkınma arasında uzun vadeli refahı sağlayacak sürdürülebilir bir denge bulmaktır.” ifadelerine yer veriliyor. Bu amaca yönelik yenilenebilir enerjinin teşvik edilmesi, “fosil yakıtlara bağımlılığın azaltılması” ve iklim krizinde uluslararası iş birliğinin önemi gibi tedbirler vurgulanıyor.
DAVA’nın ortaya çıkmasından önce de bilhassa Türkiye kökenli seçmenleri hedef alan Alman Demokratlar İttifakı (ADD) ve Yenilikçilik ve Adalet İttifakı (BIG) partileri gibi siyasi girişimler vardı. Ancak bu partilerin hiçbiri başarılı olamadı. Recep Tayyip Erdoğan’ın resmini seçim afişlerine basan ADD, 2017 yılında gerçekleşen Kuzey Ren-Vestfalya eyalet seçimlerinde yüzde 0,1 oy alabilmişti.
DAVA, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Avrupa’daki Uzantısı mı?
Peki bu yaz Avrupa Parlamentosu seçimlerine ilk kez katılacak olan DAVA, Almanya’da sıkça iddia edildiği gibi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Almanya’daki uzantısı mı? Alman kanalı NDR’e konuşan Yoldaş, “Medyadaki abartılı haberler bizi şaşırttı. Reklam için birkaç milyon euro harcamış olsaydık bile, bu kadar büyük bir tepki elde edemezdik.” ifadeleriyle iddia ve gelen tepkilere karşı şaşkınlığını gösterdi. Türk hükümetinin uzantısı ya da kuklası olmadıklarını vurgulayan Yoldaş, sosyalizasyonunu Almanya’da geçirmiş insanlar olduklarına dikkat çekerek Almancayı şiveli konuşan eski Bavyera Eyalet Başkanı Edmund Stoiber’dan daha düzgün Almanca konuştuğu açıklamasında bulundu.
Alman vatandaşlığına sahip olan ve kendisini Hamburg’da yaşaması sebebiyle “Anadolulu Hansalı” olarak tanımlayan Yoldaş, iddiaları yalanlasa da Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’a duyduğu sempatiyi de gizlemediği gibi Cumhurbaşkanına eleştirisel yaklaştığını da belirtiyor: “Eğer bizden Türkiye’ye, İslam’a veya Erdoğan’a karşı bir pozisyonda olmamız istenirse bunu yapmayacağız. Erdoğan’ın Avrupa’daki insanlarla ilgili politikası ya da Jan Böhmermann’la olan tamamen gereksiz bulduğum tartışması hakkında çok eleştirilerim var. Ama aynı zamanda takdir ettiğim ifadeleri de var.”