Fransa: Olimpiyatlar Bitti Şimdi Sırada Başbakanlık Yarışı Var
Paris'te düzenlenen 2024 Olimpiyat Oyunları sona ererken Fransa da kendi gündemine geri dönüyor. Temmuz ayında yeniden seçilen Ulusal Meclis'te hiç bir siyasi grubun çoğunluğa sahip olamaması ile ortaya çıkan ve Olimpiyatlar süresince rafa kaldırılan siyasi kriz yeniden gündemde yerini aldı. Peki Fransa'daki son durum nedir ve olası başbakan adayları kimlerdir?
Fransa Paris 2024 Olimpiyatları’nı, Fransız milli gururunu öne çıkaran bir başarı ile tamamladı. Fransa, 16 altın, 26 gümüş ve 22 bronz olmak üzere toplamda 64 madalya kazanarak Olimpiyatlar’ı beşinci sırada bitirdi. Ancak Olimpiyatlar süresince rafa kalkan siyasi kriz yeniden gündeme geliyor. Paris 2024 Olimpiyat Oyunları‘nın merkezci Cumhurbaşkanı, solcu Paris Belediye Başkanı Anne Hidalgo ve sağcı Ile-de-France bölge başkanı Valérie Pécresse işbirliğinde tamamlanmış olmasını Macron’un çevresi, Fransa’nın farklı taraflar bir araya geldiğinde neler başarabileceğinin bir örneği olarak kullanmak istiyor.
Pazar günkü kapanış töreninin sona ermesiyle birlikte, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron şimdi Olimpiyat Oyunları bitene kadar halı altına süpürdüğü kendi yarattığı bir siyasi krizle uğraşmak zorunda. Hükümet işleri ve bütçe hakkındaki görüşmeler yaklaşıyor ve seçmen öfkesi de kesinlikle bunu takip edecek.
Haziran ayında gerçekleşen Avrupa Parlamentosu seçimlerinden aşırı sağ Ulusal Birlik partisinin birinci sırada çıkması üzerine Macron, siyasi bir kumar oynayarak, Olimpiyatların başlamasından sadece birkaç hafta önce ani bir erken seçim çağrısında bulunmuştu. Seçimlerden bileşik solun ittifakı Yeni Halk Cephesi’nin birinci, aşırı sağ Ulusal Birlik’in ikinci ve Macron’un ittifakı Birlikte hareketinin üçüncü sırada çıkması ile Fransız seçmen hiç bir grubun hükümet kuracak çoğunluğa sahip olamadığı askıda kalmış bir parlamento sundu. 7 Temmuz’da ikinci turu yapılan yasama seçimlerinden sonra hiçbir yere varmayan ve günlerce süren siyasi pazarlıkların ardından Cumhurbaşkanı Macron, Olimpiyat Oyunları süresince siyasi bir ateşkes ilan ederek başbakanı seçmek ve siyasi partilerin müzakere etmesine izin vermek için Ağustos ortasına kadar süre verdi.
Şu an Fransa’nın önündeki en büyük mesele Macron’un merkezci kampını, solcu ittifakı ve aşırı sağcı Ulusal Birlik’i yatıştırabilecek bir başbakan bulabilip ülkeyi yönetecek hükümeti kurmak.
Yönetilemeyen Bir Parlamento
7 Temmuz’da ikinci turu yapılan yasama seçimleri sonrasında ortaya çıkan parlamento Fransa’yı bir karmaşaya sürükledi. Yarı başkanlık sistemiyle yönetilen ülkede hükümetin ülkeyi pratik anlamda yönetebilmesi için bir grubun ya da ittifakın salt çoğunluğa ulaşabilmesi gerekiyor. Yasama seçimleri sırasında mutlak çoğunluğun elde edilmesi, yürütme organının tüm yasa tasarılarını geçirebilmesini a priori garanti eder. Bir siyasi grubun veya siyasi gruplardan oluşan bir ittifakın Ulusal Meclis’te salt çoğunluk elde edebilmesi için 577 sandalyeden 289’una sahip olması gerekiyor. Bir siyasi grup ya da koalisyon bu sayıya ulaşırsa ve bu çoğunluk birlik ve beraberlik sergilerse, yürütme önerdiği yasaları zorlanmadan geçirebilir.
Ancak Temmuz’da yeniden belirlenen Ulusal Meclis‘te hiç bir grup bu çoğunluğa sahip değil. En fazla milletvekiline sahip Yeni Halk Cephesi’nin 193 milletvekili varken ikinci sırada Macron’un ittifakının 166 milletvekili var. Üçüncü sırada yer alan Ulusal Birlik ve onları destekleyen bir grup Cumhuriyetçi müttefikleri ise Ulusal Meclis’te toplam 142 sandalyeye sahip. En fazla milletvekili sayısına sahip olan Yeni Halk Cephesi doğal olarak Başbakanın kendi ittifaklarından çıkması gerektiğini düşünüyorlar. Ancak hükümeti kursalar dahi kendi politikaları doğrultusunda yasama faaliyetleri yapmaları mümkün görünmüyor. İttifakın en büyük partisi Boyun Eğmeyen Fransa’nın lideri Jean-Luc Mélenchon, Cumhurbaşkanı Macron’un hükümet kurma görevini Yeni Halk Cephesi’nden birine verdiği takdirde öncelikli temel düzenlemeleri kanun değil kararnameler aracılığı ile yapabileceklerini söylese de ittifakın ikinci en büyük ağırlığı bulunan üyesi Sosyalist Parti’den Raphaël Glucksmann buna karşı çıktığını açıklamıştı. Yani mevcut durumda kimsenin çoğunluğa sahip olamadığı bir parlamento ile yönetmesi çok zor bir Fransa ile karşı karşıyayız.
Olası Senaryolar: Yeni Fransa Başbakanı Kim Olacak?
Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Olimpiyat Oyunları sona ermeden önce yeni bir başbakan atamayacağını dile getirmesi Fransız siyasetini duraklatmıştı. Son yirmi yıldır, Fransa’da yeni bir başbakanın atanması, anayasal güç dengesi büyük ölçüde cumhurbaşkanın lehine olduğu için nispeten az sonuç doğuran bir karardı.
Ancak son gelişmeler ve Fransa’nın karşı karşıya kaldığı eşi görülmemiş siyasi istikrarsızlık bu başbakan atanması meselesini çok önemli kılıyor. Ülkenin yönetilebilir kalması için doğru başbakanı atamak gerçekten önemli çünkü yürütmenin başı Cumhurbaşkanı Macron parlamento çoğunluğuna sahip olmaktan çok uzak.
9 Haziran günü Avrupa seçimlerinde aşırı sağcı Ulusal Birlik’in ezici zaferinden sonra, cumhurbaşkanı erken seçimleri tetikleyerek herkesi şaşırtmıştı. Anketler aşırı sağı Macron’un siyasi kumarından kâr elde etmek için en iyi konumda olarak görürken, Fransa’daki solun kurduğu seçim ittifakı olan Yeni Halk Cephesi sürpriz bir zafer elde ederek birinci sıraya yerleşti.
Ancak Macron, Yeni Halk Cephesi’nin bir zafer kazandığını kabul etmiyor. Sol ittifakın yeni mecliste istikrarı sağlayabilecek sayıda sandalye elde edemediklerini ve bu sebeple koalisyon kurmaya yönelinmesi çağrısında bulunmuştu. Le Monde‘un bildirdiğine göre cumhurbaşkanı hem sol hem de sağ için çekiciliği olan bir başbakan figürü arıyor.
Tam olarak bu tanıma uyan bir başbakan bulmak zor olsa da, Macron’un meclisteki ittifakı, en azından merkez sol ve merkez sağdaki potansiyel ortakları yabancılaştırmayacak bir başbakan atanması konusunda ısrarcı. Bu şartlar altında “aşırılar” olarak tanımlanan sol Boyun Eğmeyen Fransa partisi ve aşırı sağcı Ulusal Birlik partisini dışarda bırakmak istedikleri anlaşılıyor. Tabi bu planın işlemesi zor, çünkü Boyun Eğmeyen Fransa, sol ittifak Yeni Halk Cephesinin ezici bir şekilde en büyük bileşeni ve seçimlerden birinci çıkılmasında payı büyük.
Yeni Halka Cephesi’nin uzun süren müzakerelerden sonra üzerinde uzlaştığı isim Lucie Castets. Paris Belediyesinde üst düzey yönetici olan Castets’in adı, solun başbakan olarak kimi aday göstereceği konusunda yaklaşık bir ay süren anlaşmazlığın yarattığı çatırdamanın ardından birliğin yeniden inşa edilmesine yardımcı oldu.
Ancak Macron seçimi kimsenin gerçekten kazanmadığını dile getirerek Lucie Castets’i başbakan olarak atamaya istekli olmadığını gösterdi. Ancak halk tarafından pek tanınmasa ve siyasette daha önce hiç deneyimi olmasa da Castets pes etmeyi reddetti. Macron’a kendisini ataması için artan bir baskı uygulamak amacıyla sendika liderleriyle görüşmeler yaptı ve Fransa genelinde geziler düzenledi. Castets, geçtiğimiz haftalarda France Inter’e verdiği röportajda, “Cumhurbaşkanından sorumluluk almasını ve beni başbakan olarak atamasını istiyorum,” diyerek Macron’un seçimleri birinci sırada tamamlayan Yeni Halk Cephesi’ne hükümet kurma görevi vermemesinin demokrasiyi reddetmek anlamına geleceğini dile getirdi.
Başbakanlık için ismi geçen bir başka isim de eski Cumhurbaşkanı François Hollande’ın başbakanlığını yapmış olan Bernard Cazeneuve. Solun parlamento seçimlerini önde bitirmesine rağmen Macron’un Yeni Halk Cephesi’nin meşruiyetini kabul etmeyi reddetmesiyle olası bir çözüm, Yeni Halk Cephesi dışından sol kökenli bir başbakan atamak olabilir. Hollande’ın son aylarında başbakanlık yapan Cazeneuve’in başbakan olarak atanması Macron’un “aşırı” olarak gördüğü Boyun Eğmeyen Fransa’yı dışlayarak merkez sol Sosyalist Parti’den destek görmesi sonucunu doğurabilir. Ancak Cazeneuve’nin atanması senaryosunda, güvensizlik önergesini önleyecek kadar sol eğilimli parlamenterin tatmin olup olmayacağı da belirsiz.
Başbakanlık makamı için adı geçen bir diğer kişi ise merkez-sağ Xavier Bertrand. Yeni Halk Cephesi’nin Macron tarafından bölünememesi durumunda Macron yanlısı ittifak daha olası bir koalisyon ortağına, merkez sağa yönelmeyi deneyebilir. Macron’un Ensemble hareteketinin milletvekilleri, geçtiğimiz haftalarda Ulusal Meclis’in yeni başkanını seçmek için oy kullanılırken merkez sağ Cumhuriyetçilerle ittifak yaparak bazı parlamento komisyonlarındaki önemli pozisyonlar karşılığında görevdeki Yaël Braun-Pivet’i desteklemelerini sağladılar. Macron’un sağdan bir başbakan atadığı bir senaryo için Xavier Bertrand’ın ismi konuşuluyor. Jacques Chirac ve Nicolas Sarkozy dönemlerinde farklı bakanlıkları üstlenmiş olan Bertrand‘ın bu görevi üstlenmeye hazır olduğunu dile getirdiği idda ediliyor.
Macron’un şimdi bir karar vermesi gerekecek. Ancak bunun için de acelesi yok gibi görünüyor. Cumhurbaşkanı Macron, 23 Ağustos günü siyasi parti ve parlamento grup başkanları ile yeni bir hükümet kurulabilme ihtimali için bir toplantı gerçekleştirecek. Bu görüşmelerin sonrasında ise yeni Fransa Başbakanını atayacak.