İzlanda | Sünnet Yasağı Tasarısı Meclis’te

İzlanda’da sünnetin yasaklanması hakkında bir kanun teklifi meclise taşındı. Müslüman ve Yahudi geleneği olan sünnetin yasaklanmasını içeren yasa teklifi yeni bir dinî özgürlük tartışmasını daha başlatacak gibi görünüyor.

Meclise sunulan sünnet yasağı tasarısı, tıbbi gerekçeler haricinde uygulanan sünnet operasyonları için 6 yıl hapis cezası öngörüyor. Yasa tasarısı başta Müslüman ve Yahudi toplulukların sert tepkisini çekiyor. Tepkilerin ortak noktası dinî özgürlükler hususunda İzlanda’da yaşamanın zorlaşacağı yönünde.

Avrupa Birliği içindeki Katolik Kilisesinin (COMECE) Başkanı Kardinal Reinhard Marx tasarıyı “dinî özgürlüklere tehlikeli bir müdahale” diye tanımladı. Marx, yasa tasarısının “sonuçları çok ağır olan ve derin endişeler barındıran bir düzenleme” olduğunu belirtti.

Sünneti dinî ve kültürel değerler açısından önemli bulan İzlanda’daki Yahudi ve Müslüman cemaat, tasarının ayrıca Antisemitik ve İslamofobik çevreler tarafından sömürüleceği endişesine sahip.

Sünnet Yasağı Niçin Gündemde?

Meclise taşınan sünnet yasağı teklifini savunanlar, sünnetin bir “hak ihlali” olduğunu ve BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olduğunu düşünüyor. Ayrıca, sünnet uygulamasının genellikle dinî görevliler tarafından steril olmayan koşullarda yapıldığının altı çiziliyor.

Yasak savunucuları, ebeveynlerin çocukları üzerindeki dinî ve kültürel rollerinin çocuklarının bedensel bütünlüğünü bozacak kararlar vermeyi kapsamayacağını savunuyor.

Yahudi ve Müslüman Gruplar Tepkili

Britanyalı Musevi topluluk Milah UK’nin sözcüsü Dr. Simon Hochhauser sünnetin “Musevi erkekler için kimliğin önemli bir parçası” olduğunu söyledi. Hochhauser, liberal demokrasilerde dinî ve kültürel değerlere saygı gösterilmesi gerektiğinin altını çizdi. Hochhauser’e göre yasa tasarısının meclisten geçmesi hâlinde “Yahudilerin İzlanda’da yaşamasını imkansızlaştıracak bir ortam doğabilir.”

Müslüman gruplar da yasa teklifine sert tepkiler gösterdi. İzlanda İslami Kültür Merkezi imamı Ahmad Seddeeq yasa tasarısının dinî özgürlükler ile çeliştiğini belirtti. Sünnetin dinî ve kültürel kimliğin bir parçası olduğunu vurguladı. Seddeeq, sünnetin yasaklanması durumunda çok sayıda Müslüman ve Yahudi’nin merdiven altı merkezlere yönelebileceği ya da çocuklarını yurt dışında sünnet ettirebilecekleri konusunda uyarılarda bulundu. (dd)