'Anatomi'

Kibbutz Nedir?

Kibbutz adı verilen ortak mülkiyete dayalı işletmeler İsrail'in kuruluş sürecinde de sonrasında İsrail siyasetinde de önemli bir rol oynamıştır. Perspektif Anatomi serisinin bu yazısında Gürcan Fırat, "Kibbutz Nedir?" sorusuna cevap arıyor.

İsrail, Orta Doğu tarihinde ve siyasetinde önemli tartışmaların kalbinde yer alan bir ülke konumunda. Bu tartışmalar genelde İsrail’in Filistin topraklarındaki işgali, yerleşimci politikası yahut uluslararası hukuka aykırı olarak Gazze’de yürüttüğü savaş politikaları ile alakalı. Ancak İsrail içinde incelenmeye değer başka meseleler de bulunmaktadır. Bunlardan birisi de “kibbutz” adı verilen tarımsal üretim merkezleridir.

İbranicede “topluluk, meclis” gibi anlamlara gelen Kibbutz, genellikle tarımsal olan ve tüm servetin ortak tutulduğu İsrail kolektif yerleşim yerlerine verilen isim.  Kısaca tanımlamak gerekirse, kibbutzlar ortak mülkiyet temeli üzerine inşa edilmiş, paraya dayalı bir ücretlendirme sisteminin olmadığı, ihtiyaçların kendi içinde karşılandığı kolektif çiftlikler.

Kibbutzların Kısa Tarihçesi

Kibbutzların geçmişi 20. yüzyılın başlarına kadar gidiyor. Bilinen ilk kibbutz 1906 yılında kurulmuş olsa da buna dair çalışmaların daha evvelden başladığı biliniyor. Örnek vermek gerekirse, 19. yüzyılda Fransa’da kurulan “Evrensel Yahudi Birliği (Fr. “Alliance israélite universelle”) adlı örgüt, Sultan Abdülaziz döneminde Osmanlı idaresinde Filistin’de yaşayan Yahudilere zirai eğitim vermek amacıyla “Cemiyet-i Umumiye-i İsrailiyye Mektebi”ni kurup 260 hektarlık bir alanda deneme üretimlerine başlanmasına vesile olmuştur.

Osmanlı dönemindeki Filistin topraklarında kibbutzların ortaya çıkışı, I. ve II. Aliyah olarak adlandırılan büyük göç akınlarının neticesinde olmuştur. Rusya’da uygulanan pogromlar ve Avrupa’da artan Yahudi düşmanlığı nedeniyle I. Aliyah adı verilen ilk göç dalgası, istenilen tarım üretim başarısını sağlayamamış olsa da II. Aliyah ile bu durum değişmiştir. 1800’lü yılların sonu ve 1900’lerin başındaki bu ikinci akının sonunda günümüz İsrail’inin kurulmasında önemli rol oynayacak olan kibbutzların temelleri atılmıştır.

Bir Kollektif Yaşam Modeli Olarak Kibbutz

Dünyada özellikle sosyalist ülkelerde belirli esaslara göre düzenlenmiş kolektif tarım işletmeleri bulunuyor. Bunlara en tipik örnekler ise Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’ndeki Sovhoz (Sovkhoz) ve Kolhozlar (Kolkhoz); Çin ve Küba’daki komünler; daha küçük ölçekli tropikal bölgelerdeki plantasyonlar ve orta iklim kuşağındaki çiftlikler. Bu çerçevede kibbutz fikri Yahudi aydınlar içinde özellikle deYahudilerin devlet sahibi olmasını öngören milliyetçi bir hareket olan Siyonizmin sol kanadında doğmuştur. Kibbutzun entelektüel kökenlerinin temelinde Karl Marx‘ın “özgür üreticiler birliği” kavramının yer aldığını söylemek yanlış olmayacaktır.

Siyonizmin dine değil toplumcu ideolojiye dayanan bir örgüt modeli olarak kibbutzlarda çalışma toplu örgütlenir ve ekonomik faaliyetlerden elde edilen gelirle üyelere yiyecek, giyecek ve barınak ile sosyal ve tıbbi hizmetler sağlandıktan sonra kârlar yerleşim yerine yeniden yatırılır. Buradaki çocuklar genellikle bir grup olarak barındırılır ve bakılır. Yemek pişirme ve yemek yeme gibi gündelik faaliyetler ortaktır. Gönüllü katılıma dayanan kibbutz, üyelerinin yaşamları boyunca ihtiyaçlarının sorumluluğunu üstlenen komünal bir toplumdur. Bu toplumun refahına katkıda bulunmak için her üye sorumlu davranacağını taahhüt etmektedir. Bireyler kendi potansiyelleri oranında işler yapmaktadır.

Kişilerin kibbutza katılmalarında nedenlerinden biri küçük, kapalı bir cemaate ait olmaktan kaynaklanan güvenlik ve memnuniyet duygusudur. Çünkü bir topluluğun içinde varlığını bireysellik dışında yüce bir amaca dayandırmak psikolojik anlamda tatmin edicidir.

Kibbutz hareketi, özetle, sosyalizm-komünizm içerisindeki, alternatif toplumsal ilişkileri devrim sonrasına ertelemeyen, onları bugünden kurmayı hedefleyen (kâh anarşist, kâh ütopist, kâh radikal- veya ‘devrimci’-reformist diyebileceğimiz) geleneğin bir halkası olarak görülebilir.

İsrail Toplumu ve Siyasetinde Kibbutzun Yeri

Kibbutz, bir yerleşim yeri ve hayat tarzı olmakla beraber İsrail toplumunun önemli bir bileşenidir. İsrail Devleti’nin kuruluşundan önce ve devletin ilk yıllarında kibbutz, yerleşim, göç, savunma ve tarımsal kalkınma gibi dönemin önemli meselelerinin çözümünde kritik işlevler üstlenmiştir. Gelen Yahudi göçmenler, Filistin’e ulaştıklarında belli bir süre boyunca kibbutzlarda dil eğitimi alarak İbranice öğrenmişlerdir. Bu sürenin sonunda eğitimini bitiren yeni göçmenlere gidebilecekleri veya kibbutzda hayatına devam etmek arasında bir tercih sunulmuştur. Maddi durumu kötü olan aileler genelde kibbutzda kalırken, kibbutzdaki sol ideolojiden etkilenenler de tercihini bu yönde kullanmışlardır.

İsrail’in kuruluşunda İngiliz ve Araplara karşı yürütülen silahlı mücadelede sürecinde de kibbutzların büyük bir etkinliği vardır. Kibbutzlar bu dönemde Hagana, Irgun, Lehi gibi örgütlerin üyelerinin talim yaparak askeri eğitim aldıkları yerler olmuştur. İsrail Devleti’nin kurulmasıyla bu işlevler devlete devredildiğinde kibbutz ile toplum arasında etkileşim azalsa da yine bu model İsrail’de toplum ve siyaset hayatında önemli bir yere sahip olmaya devam etmiştir.

İsrail siyasetinde kibbutzlar önemli bir yere sahiptir. Öyle ki, İsrail Devleti’nin kuruluş döneminden birçok önemli isim kibbutzlarda yaşamıştır. İsrail’in ilk başbakanı David Ben Gurion da siyasetten emekli olduktan sonra Sde Boker kibbutzuna yerleşmiştir. İsrail’in ilk Cumhurbaşkanı olan Chaim Weizmann’ın adı kibbutzlara sağladığı desteklerden dolayı henüz hayattayken Golan Tepeleri’ne yakın bir kibbutza verilmiştir. İsrail’in ikinci Cumhurbaşkanı Yitzhak Ben-Zvi, Beit Keshet kibbutzunda, üçüncü Cumhurbaşkanı Zalman Shazar, Celile Gölüne yakınındaki bir kibbutzta yaşamışlardır. İsrail’in Dördüncü Cumhurbaşkanı Ephraim Katzir de yine gençlik yıllarının bir bölümünü bir kibbutzta geçirmiştir. Daha yakın dönemlere baktığımızda, bakanlık, başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı görevlerini yürütmüş olan Şimon Peres’in kibbutzda yaşadığı ve hatta bir kibbutz kurucusu olduğu bilinmektedir.

Küresel ekonomide yaşanan neoliberal dönüşüm kibbutzları da etkilemiştir. Tarımsal üretimde sahip oldukları pay azalırken nüfustaki payları yüzde 4’e gerilemiştir. İsrail’de sağ siyaset güvenlik söylemi ile güç kazandığı ve kibbutz hareketinin zayıfladığı görülürken tabanında eski sol ideolojinin de yittiğini ve bir sağa kaymanın gözlemlendiğini söyleyebiliriz.

Kaynakça

  • Eliezer Ben-Rafael, Crisis and Transformation: The Kibbutz at Century’s End, SUNY Press,New York, 1997
  • Ojalvo, D., (2011). Ulus-devlet Perspektifinde İsrail’in Sosyalist ve Komünalist Kibbutz Deneyimi, Dipnot Dergisi, Sayı: 6, s. 177 – 202, İstanbul.
  • Tanıl Bora, “Kibbutz”,  Birikim, 18 Ekim 2023
  • Sonuç, Y. S. (2017). Kibbutzun İsrail Siyasetine Etkisine Kısa Bir Bakış, İsrailiyat, 128-148.
  • Şahin, G., & Taşlıgil, N. (2012). KOLEKTİF İŞLETME TİPLERİNE TİPİK BİR ÖRNEK: KİBBUTZLAR.  Adıyaman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi(9), 213-229.
  • Yasa, İ., (1972). Kibbutz’un Toplumsal İdeolojisi ve Yapısı, >Ankara, Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, Cilt: 27, Sayı: 4, s. 9 – 15, Ankara.
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler