'Parti Sözlüğü'

Almanya’nın Yeni Popülist Partisi: Sahra Wagenknecht İttifakı (BSW) Nedir?

Sol Partiden ayrılan Sahra Wagenknecht’in ismiyle kurulan “Sahra Wagenknecht İttifakı” (BSW) girdiği ilk seçimlerde şaşırtıcı başarılar elde etti. Peki BSW nasıl bir parti ve Alman siyasi yelpazesinde tam olarak nerede duruyor?

Fotoğraf: nitpicker - Shutterstock.

İsim “annesi”, önde gelen kurucusu ve eş başkanı, tecrübeli sosyalist siyasetçi ve parlamenter Sahra Wagenknecht olan Sahra Wagenknecht İttifakı (BSW), sadece bir yıllık geçmişiyle, ülkenin en genç ve üstelik oldukça başarılı siyasal partisi sayılabilir. Ocak 2024’te Sol Partiden (Die Linke) ayrılan federal ve eyalet siyasetçileri tarafından kurulan parti, kuruluşundan beş ay sonra Avrupa Parlamentosu Seçimlerinde iyi bir başarı elde etti. Kuruluşundan dokuz ay sonra ise Saksonya, Thüringen ve Brandenburg gibi üç doğu eyaletinde üçüncü büyük kuvvet oldu. Anketlere göre şubat ayındaki erken Federal Meclis Seçimlerinde BSW’nin barajı geçip meclise girme şansı mevcut.

BSW’nin Kısa Tarihçesi

BSW’nin oluşum süreci oldukça ilginçtir. Sahra Wagenknecht İttifakı adını taşıyan partinin, 20 Temmuz 2023 tarihinde Karlsruhe’de kurulan aynı adlı dernekten ortaya çıktığı söylenebilir. BSW’nin parti tüzüğü kuruluş tarihi olarak 20 Temmuz 2023 tarihini gösterse de, aynı isimli derneğin Mannheim İdari Mahkemesindeki kayıt tarihi 26 Eylül 2023’tür. Bir parti olarak BSW ise 44 kişinin katılımıyla 8 Ocak 2024 tarihinde Berlin’de resmî olarak kurulmuştur.

BSW, bu isimle kurulmadan önce 4 Eylül 2018 tarihinde başka bir sol tandanslı “Ayağa Kalk” (Alm. “Aufstehen”) isimli sivil toplum hareketi ortaya çıkmıştı. Yine Sahra Wagenknecht tarafından oluşturulan ve başta herkese açık olan bu hareketin, partiler üstü bir platform olarak ileride partiye dönüşmesi bekleniyordu. Fakat iştirak eden zıt görüşlü çevrelerin farklılığı ve platform içi hâkimiyet kavgaları sonucu bu akım söndü. BSW’yi kuran ekip ile “Ayağa Kalk” inisiyatifini kuran ekip ise aynı kaldı.

Kurulduğu ilk dönemde BSW’ye üyeliklerin katı bir şekilde ele alınması ve parti azası olmak isteyenlerin sıkı bir kontrolden geçirilmesi, partinin dışarıdan katılıma kapalı bir kadro hareketi olduğu izlenimini verdi. Öyle ki Sol Partiden bazı sesler bu yönüyle BSW’yi (Sahra Wagenknecht ve Oskar Lafontaine çiftini kastederek) “evli bir çiftin yönettiği”ni iddia etti.

Sol Parti ve Sahra Wagenknecht İttifakı (BSW)

BSW’yi ve isim annesini anlamak için Sol Partinin tarihine bakmak faydalı olacaktır. Sol Parti, Doğu Almanya kökenli Demokratik Sosyalizm Partisi (PDS) gibi post-komünist oluşumların ve Batı Almanya’daki Emek ve Sosyal Adalet Seçim Alternatifi (WASG) isimli oluşumun 2007 yılında birleşmesiyle kurulmuştu. PDS ise, Sovyet işgali altındaki Doğu Almanya’daki Almanya Komünist Partisi (KPD) ve Almanya Sosyal Demokrat Parti (SPD) adlı partilerin Sovyetler tarafından zorla birleştirildiği Sosyalist Birlik Partisi’nin (SED) ardılıydı.

Sol Parti de böylece SED’den PDS’e, PDS’den de Sol Partiye kadar ismiyle beraber katı komünist çizgisinden vazgeçme ve Doğu Almanya’daki tek parti diktatörlük geçmişiyle kısmen hesaplaşmanın bir ürünüydü. Bu sancılı süreç aynı zamanda eski sosyalist düzeni özleyenlerle yeni ılımlı yol arayışı içinde olanların hizip ve güç kavgasını yansıtıyordu.

Batı Berlin’de üniversite öğrencisi olan İranlı bir baba ile Doğu Almanyalı bir annenin 1969 yılında Jena’da dünyaya gelen kızı olan Sahra Wagenknecht de Doğu ve Batı Almanya’nın birleşmesi sonucu PDS’ye 1991 yılında girmişti. O günden itibaren de parti içi siyasal rakibi Gregor Gysi’nin deyimiyle “eskiyi isteyen genç biri” olarak en katı tavizsiz çizgiyi savunan Komünist Platform’un meşhur liderinden olmuştu ve diğer “tavizkar” ve “reformcu” hiziplerle parti içi mücadelelere girişmişti. Wagenknecht’in Gregor Gysi gibi meşhur olması, onun partinin önüne geçmesine ve seçmen davranışını da söylem ve eylemleri ile etkilemesine yol açtı.

Wagenknecht 2007 yılında, sonradan evlenmiş olduğu ve Gerhard Schröder ile ters düşüp SPD’den kopmuş olan eski Finans Bakanı Oskar Lafontaine’nin başını çektiği WASG partisi üzerinden Sol Partide etkinliğini arttırmaya çalıştı. Parti yönetim kurulunda kalmayı başaran, bazı dönemlerde parti eş başkan yardımcılığı ve Federal Meclis grup başkanı gibi konumlarda bulunan parti içi muhalif Wagenknecht ve onun etkisi altındaki solcu popülist klikler, karşı saftaki reformcular ve kısmen de olsa Yeşillerin başarısının etkisi altındaki “kimlikçi” solcularla mücadele edip sivrilmeye başladı.

Geleneksel oy tabanı tıpkı Almanya için Alternatif (AfD) adlı aşırı sağ partide olduğu gibi Doğu Almanya’da bulunan Sol Partinin siyasal gündemine Wagenknecht, Almanya’daki mültecileri bir sorun olarak getirmekte başarısız oldu. Wagenknecht hizbi, hem parti içi stratejik karar alma organlarına nüfuz imkânını hem de parti çizgisi üzerindeki hâkimiyet kavgalarını kaybettikten sonra, Mart 2023’te partiden ayrılma kararı aldı.

Sol Partiden Ayrılıp BSW’ye Geçen Siyasiler

Federal, eyalet ve yerel düzlemde Wagenknecht yanlısı bazı Sol Partililer, BSW kurulduktan sonra buraya geçtiler. Sol Partiye mensup 38 Federal Meclis milletvekilinden 10 kadarı bu şekilde BSW’ye geçmiş oldu.

Bu hâliyle Federal Meclisteki BSW grubunda Wagenknecht dışında Klaus Ernst gibi Alman kökenlilerin yanı sıra Türkiye ile ABD karşıtlığıyla bilinen Sevim Dağdelen, Zaklin Nastic, BSW Eş Başkanı Amira Mohamed Ali ve Ali Al-Dailami gibi göç kökenliler temsil ediliyor. Henüz seçim olmayan eyalet meclislerinde de parti değiştirme üzerinden Berlin, Hamburg ve Rheinland-Pfalz parlamentolarında BSW’nin birer milletvekili mevcut. Bunun dışında Thüringen, Saksonya ve Brandenburg eyalet parlamentolarında yüzde 12 ila 15 arası bir oy oranıyla üçüncü güç olan BSW’nin bu eyaletlerde de 10’un üzerinde temsilcisi var.

BSW’nin Avrupa Parlamentosunda Fabio de Masi gibi toplam 6 parlamenteri mevcut. Ayrıca Mecklenburg-Vorpommern eyaletinde SPD ile Sol Parti koalisyon hükûmetindeki Adalet Bakanı müsteşarı Friedrich Straetmanns, BSW’ye geçerek BSW’nin eyalet eş başkanı oldu. Straetmanns müsteşarlıktan istifa etmemiş olduğu için bir yönüyle BSW bu eyalette yer alan öncü muhalefet parti konumunda.

BSW, Sol Parti ve AfD ilk başta Doğu Almanya’da başarılı oldukları için sisteme karşı olan kesimlerin oylarının bu üç parti arasında paylaşılacağını tahmin etmek mümkün.

Almanya’nın Krizleri Esnasında BSW’nin Doldurduğu Boşluk

Özellikle 2015 yılından itibaren Suriye İç Savaşı’ndan kaçan ve Merkel iktidarlarının onayıyla Almanya’da barındırılan mültecilere atfedilen güvenlik ve işsizlik bunalımı, Alman toplumunda büyük bir memnuniyetsizlik oluşturdu.

Bu durum özellikle Doğu Almanya’da aşırı sağcı, İslamofobik ve mülteci karşıtı akım ve tutumları güçlendirdi. 2014 senesinde PEGIDA hareketinin etkisiyle ilk başta Avro krizinin çözümünü mali olarak Almanya’nın yüklenmesine karşı çıkış ile kurulan liberal-muhafazakâr Almanya İçin Alternatif (AfD), İslam, terör ve “mülteci sorunu”nu gündemine taşıyarak Doğu’dan Batı’ya zaferden zafere koşmaya başladı. Bu durum hem geleneksel partiler hem de Sol Partinin oy oranlarını olumsuz etkiledi.

25 Şubat 2023 günü Ukrayna Savaşı’nın başlangıç yıldönümü vesilesiyle Wagenknecht ve feminist Alice Schwarzer beraber yankı uyandıran bir “Barış Mitingi” düzenlediler ve Scholz hükûmetinin barışçıl bir çözüme katkıda bulunmasını istediler. Bu eylem, iktidar partileri, NATO ve transatlantik çevrelerce örtülü Rus yandaşlığı olarak algılanırken, AfD eş başkanı Timo Chrupalla ve Müslüman göçmenleri de savunan Jürgen Todenhöfer gibilerin de bu manifestoyu desteklemeleri, Sol Partide rahatsızlığa neden oldu. Bu mitingde aşırı sağcılara set çekilmemiş olması sebebiyle toplantı eleştirildi. Wagenknecht’in partiden ayrılması arifesinde bu gibi medya hamleleri BSW’nin dikkat çekmesine neden oldu.

Bu esnada Merkel ve ardından gelen “Trafik Işığı Koalisyonu” adlı üç partili hükûmetin toplumdan öfkeyle karşılanacak birçok sorunla mücadele ediyordu: Kovid-19 salgını, işsizlik, sosyal devlet uygulamalarından kısmen vazgeçme, toplumsal cinsiyet konusunda kucaklayıcı liberal-sol görüşlerin hükûmet üzerinden “Wokeness” adı altında halka empoze olarak yorumlanması, Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşta Almanya’nın maddi, siyasi ve askerî açıdan Kiev’e destek çıkması ve çevreci reformların sanayiyi zora sokması, hayat pahalılığının artması, siyasete, yerleşik partilere ve medya organlarına karşı öfke… Farklı maddelerle uzatılabilecek bu listedeki sorunları ustaca kullanan AfD krizden başarı elde etti. Buna karşın bu krizlerden sadece SPD, CDU/CSU, Yeşiller ve FDP değil, aynı zamanda muhalif bir duruş ortaya koyamayan Sol Parti de nasibini aldı.

İşte bu durumda Wagenknecht hem iktidar hem de muhalefet tarafından ihmal edilen işsizlik, yoksulluk ve “yabancı istila” olarak saptırılan sığınmacı konusunu gündeme getirdi. Çünkü ona göre SPD ve Sol Parti, artık halkı ve işçilerin dertlerini ihmal ediyordu.

BSW’nin Parti Çizgisi, Programı ve Parti İdeolojisi

BSW’nin siyasal çizgisini yayınladığı beyannameden yapmak mümkündür. Söz konusu beyannamede partinin siyasal hedefleri olarak “ekonomik akıl”, “sosyal adalet”, barış ve özgürlük şeklinde dört temel ilke dikkat çekmektedir. BSW, kendi ilkelerinden vazgeçtiğini düşündüğü liberaller, sosyal demokratlar, sosyalistler ve Yeşiller‘in bir zamanlar benimsediğini iddia ettiği prensipleri savunduğunu ifade etmektedir. Öte yandan bu dört temelde yer alan kavramları BSW kendi bakış açısından tanımlamaktadır.

BSW, solcu popülist, göçmen karşıtı ve cinsel azınlıklar konusunda temkinli olarak algılandığı için “solcu-muhafazakâr” (“linkskonservativ”) olarak değerlendirilmektedir (Bitschnau, 2024). Fakat BSW’ye oy verme niyetinde olan seçmenlere dair araştırma yapan Nils Steiner ve Sven Hillen, bu görüşe itiraz etmektedir. Steiner ve Hillen’e göre seçmen davranışı solculuk, milliyetçilik ve ahlaksal muhafazakârlık boyutlarına göre araştırılmış ve sosyal adalet, göç ve Almanya’nın diğer AB ülkelerine yardım etmesi konulu sorularda alınan cevaplar, kürtaj, eş cinsel evlilik ve kadın hakları konulu sorulara verilen cevaplardan daha ağır basmıştır. Buradan yola çıkarak araştırmacılar BSW’nin solcu-milliyetçi bir seçmen kitlesine hitap ettiğini ve böyle bir kombinasyonun siyasetin arz yönünde kendine uygun bir seçmen tabanı edinebileceğini ifade etmişlerdir. Jan Phillipp Thomeczek ise memnuniyetsizlerin Batı Almanya’da daha fazla olduğunu, Doğu Almanya’da BSW’nin tıpkı Sol Parti ve AfD gibi bir popülist parti olarak eyalet seçimlerinde Almanya genelinden daha başarılı olabileceğini savunmaktadır.

BSW’nin Seçmen Kitlesi ve Siyasi Kaleleri

BSW’nin seçmenleri arasında solcu-milliyetçi, dar gelirli alt meslek grupları, Doğu Almanyalılar ve Sol Parti ile AfD seçmenleri yer almaktadır.

Nazi diktatörlüğün yenilmesi sonucu Sovyetler Birliği tarafından işgal edilen Doğu Almanya’da 1949 yılından itibaren başka bir sosyalist tek parti diktatörlüğü kurulmuştu. Bireysel özgürlükler ve sosyal devletin söz konusu olduğu özgürlükçü demokrat Batı Almanya’da Almanların kendi tarihileriyle yüzleşmeleri ve hesaplaşmalarının aksine Doğu Almanya’da bu durum rejim değişikliyle âdeta pas geçildi. Bundan dolayı iki Almanya birleştiğinde göç ve çeşitliliğe sahip bireyci bir kesim ile otoriter bir geçmişe sahip homojen bir toplum arasında ideolojik duvar ayakta durmaya devam etti.

Bunun dışında Doğu Almanya’da bireysel servet edinme olanakları sınırlı olduğundan, birleşme sonrası meydana gelen özelleşme furyası ve Batı’ya kaçmış mal sahiplerinin geri dönmeleri ile orta hâlli ve kısmen yoksul yöre halkı, Batılı patronların söz sahibi olduğu düşük maaş ve işsizliğin yaşamış olduğu bir işgal altında kendini buldu. Bu durum da birleşme sonrası memnuniyetsizliğe neden oldu ve seçmenin Sol Parti ile AfD’ye yönelmesine yol açtı.

Bu nedenle Doğu Almanya, radikal ve popülist akım ve partilerin tüm Almanya’daki başarıları için bir nevi ateş ölçer işlevine sahiptir. Tıpkı Sol Partinin doğuda ortaya çıkıp, batıya yayılması gibi AfD de doğudaki parlamentolardan batıya yayılmıştır. Benzer bir durum BSW için de geçerlidir. BSW kuruluşundan dokuz ay sonra girdiği üç seçimin üçünde de yüzde 15 bandına kadar oy almış ve üçüncü kuvvet olmuştur. Hatta Sol Parti, AfD ve BSW oyları toplandığında hepsi birlikte yüzde 62 oranına ulaşmaktadır. Tam da bu nedenle bu partiler memnuniyetsizler ve düzen karşıtı seçmenlerin oylarını paylaşarak birbirlerinin rakibi hâline gelmiş, sistem tarafından da birbirlerine düşürülmek istenmiştir.

Lider Wagenknecht ve Nokta Atışı Retoriği

20 yıldan beri mecliste, parti kurumlarında, YouTube ve talk showlar formatındaki programlarda kendini gösteren Wagenknecht, esprili ve hazır cevap retoriği sebebiyle rakiplerine karşı bir karizmaya sahip. Wagenknecht’in şahıs olarak anketlerde gözüken hatırı sayılır oy oranı, BSW’nin onun şahsı üzerinden puan toplayabileceğini gösteriyor.

BSW’nin Thüringen ve Brandenburg eyalet hükûmetlerinin kurulumunda anahtar parti olması parti için Alman deyimiyle hem nimet ve lanet olarak değerlendirebilir. Bu süreç, bu eyaletlerde BSW’nin siyasal açıdan vazgeçilmez olduğunu gösterirken diğer yandan da zaten eleştirilen düzen partilerine koalisyon şartlarını dikte ettirip seçmen tabanında güven oluşturmasına yol açtı. Fakat bununla birlikte BSW müzakerelerde ya gereğinden fazla inatçı ya da iktidar uğruna haddinden fazla tavizkar olarak, diğer partiler gibi “davayı satma” şeklinde algılanma riskiyle de karşılaştı.

Eyalet parti örgütlerinin koalisyon pazarlıklarına BSW’nin federal yönetiminin bir “baskın”la müdahil olması parti içi demokrasi iddiasının sorgulanmasını sağladı. Bu anlamda Wagenknecht’in diğer partilere karşı uzlaşmasız, kesin, net, hesap soran ve eleştirel söylemleri ile kendisi ve partisi için yarattığı beklenti BSW’nin manevra alanını daraltmıştır. Tabiri caizse Wagenknecht, kendi tutumunun doğurduğu imaja hapsolmuştur. Bundan dolayı BSW, ya dar kalıplı ideolojik bir Don Kişot ya da çok eleştirdiği fırsatçı pragmatik siyasiler gibi ilke ve prensiplerini iktidar ortaklığı için siyasal pazarda satışa çıkaran bir esnaf olarak görünme riskiyle karşılaşabilir. Bu durum da BSW’nin düzen karşıtı imajının zedelenmesi ve Wagenknecht’in parti içi fazla müdahaleci olarak algılanmasıyla partinin anketlerde kısmen puan kaybetmesine neden olabilir.

Memnuniyetsiz Seçmenlerin Adresi Olarak BSW

Biz yine AfD ve BSW’nin memnuniyetsiz seçmen için “yerleşik düzen karşıtı” partiler olarak takdim edilmesine geri dönelim:

Yerleşik Alman siyaseti ve medya düzeni ilk başta hem AfD hem de BSW’yi düzen karşıtı olarak takdim etti. Memnuniyetsiz seçmenlerin oy dağılımı da bu iki parti arasındaydı. Bu denklemde BSW’nin oy artışı, gerçek bir tehdit olarak değerlendirilen AfD’nin aleyhine bir gelişme olarak değerlendiriliyordu. Wagenknecht ile Weidel’in birbirlerine karşı mücadele ettirilmesi sistem açısından memnuniyetsiz seçmenlerin oylarını iki parti arasında bölmekteydi. BSW’yi AfD’ye karşı bir alternatif olarak lanse etmek için, zaten medyatik olan eş parti başkanı Wagenknecht sayısız talkshowa davet edildi. AfD temsilcilerinin sürekli sözlerinin kesildiği ve köşeye sıkıştırıldığı bu programlar, seyircilere kendi maruzatını sunmak için BSW’ye daha fazla fırsat tanıyordu.

Bu anlamda Welt televizyonunda AfD Eş Başkanı Alice Weidel ile BSW eş başkanı Sahra Wagenknecht’in tartışmasını incelemek oldukça ilginçtir. Retorik gücü Weidel’den daha iyi olan Wagenknecht bu düelloda hem düzen partilerini hem de AfD’yi eleştirme üzerinden prim yapmıştı.

Fakat bu durum BSW’nin Doğu Almanya’daki eyaletlerde yüzde 15 oy kazanarak üçüncü büyük parti hâline gelmesi ile son bulmaya başladı. BSW’nin ABD karşıtlığı, İsrail’e eleştirel yaklaşması, sadece sosyal devleti aldatan yurttaşları değil, vergi kaçıran holdingleri de suçlu bulması ve sosyalist bir program savunması, Thüringen ve Brandenburg eyaletlerinde SPD ve CDU’lularla ortak koalisyon kurma pazarlıklarında bu partilere kendi şartlarını diretmesi; Trump, vergi indirimi, tam serbest piyasa ekonomisi ve böylece deregülasyonu savunan AfD’nin liberal-muhafazakâr hizbine nazaran daha büyük bir sorun olarak algılanmasına neden oldu.

AfD’nin Karşısına Çıkartılan BSW’nin Alaşağı Edilmesi

AfD’deki etnik-milliyetçi sağcı hizbin yerine Alice Weidel tarafından temsil edilen ve Trump ile de anlaşabilen daha ılımlı liberal-muhafazakâr kanadın Axel Springer Medyası ve Musk tarafından övülmeye başlaması, aynı zamanda BSW’nin aslında “Rus dostu” ve “antidemokratik bir kadro partisi” olduğuna dair eleştirilerin medyaya servis edilmeye başlamasını gündeme getirdi. Son anketlerde de artık küresel iş adamı Musk tarafından desteklenen AfD’nin oylarını arttığına dair haberler ile beraber anket sonuçlarının “düşük” olduğuna dair mesajlar içeren BSW’nin batış öyküsü dillendirilmeye başlandı. Böylece ilk başta AfD’ye karşı kendini konumlandırılan ve öyle kabul edilen BSW, özellikle Aralık 2024’ten itibaren yüksel(til)en aşırı sağcı ana muhalefet partisi AfD yerine daha da fazla olumsuz açıdan eleştirilip söndürülmek istenen bir konuma indirgendi.

Orta Doğulu Müslüman göçmenlere mal edilen festival ve Noel pazarı saldırıları sonucu sığınmacı karşıtı İslamofobik AfD’nin artan seçmen desteği, sosyal piyasa ekonomisi yerine serbest piyasayı savunması, ABD’de deregülasyoncu Trump’un zaferi ve Alman erken seçimi sürecinin başlaması ile AfD’nin BSW yerine “ehvenişer” olarak değerlendirilmeye başlamasına yol açtı. Düzen partisi olarak görülen liberaller, Yeşiller ve hatta Hristiyan demokrat çizgideki partilere halkın desteğinin eskiye nazaran azaldığını kabullenmeye başlayan Alman sermayesine, zaten onlar gibi serbest piyasayı savunan Alice Weidel önderliğindeki AfD’nin liberal-muhafazakâr hizbi makul gelmeye başladı. Aşırı sağcı Björn Höcke önderliğindeki Flügel (“Kanat”) Hizbinin kontrol altında tutulduğu AfD, seçmen kredisini tüketen FDP ve Yeşillere karşı daha “gerçekçi” ve böylece “makul” bir alternatif hâline geldi.

ABD sermayesi ve ABD hükûmeti de kendine siyasal açıdan yakın olan sağcı popülistlerin yer aldığı bir Avrupa’yı tercih ediyor. İş adamı ve ABD Başkanı Trump’ın danışmanı Elon Musk, aralık ayında Welt Gazetesi’nde yayımlanan AfD yanlısı makalesi ve atmış olduğu bir tweet ile sadece AfD’nin ve başbakan adayı Alice Weidel’in Almanya’yı kurtarabileceğini savunmuştu.

10 Ocak 2025 tarihinde, kendiliğinden doğan iktisadi düzene ve piyasaya devletin kesinlikle müdahale etmemesini savunan Hayekçi liberal-muhafazakâr Alice Weidel, X adlı sosyal medya kanalındaki 75 dakikalık canlı yayında 4,5 milyon seyircinin takip ettiği bir programda Elon Musk ile samimi bir sohbet etti. Bu sohbetin içeriğinden ziyade dünyanın en zengin adamı ve Trump’un bakanı Musk ile Alice Weidel arasında bir sohbetin gerçekleşmiş olması AfD’nin ABD için önemini gösteriyor. Buna karşın AfD’nin önemini BSW’nin aleyhine vurgulayıp söz konusu parti için bir seçim hediyesi sunuyor.

İsrail’in Gazze’de bir “yok etme kampanyası” yaptığını ifade eden Wagenknecht’in aksine sadece Hamas’ın saldırılarını eleştiren Alice Weidel’in, Orta Doğu sorununu karmaşık olarak tarif edip çözüm sunmak yerine doğrudan Musk’a fikrini sorması, talimat alma ve verme bakımından transatlantik ilişkilerin gelecekteki seyri hakkında da ipucu veriyor.

23 Şubat’taki Seçimlere Günler Kala BSW

Bu konjonktürde 23 Şubat 2025’teki erken seçimler için yapılan bir anket çalışmasında AfD’nin oy oranının yüzde 22’ye çıkması ve aynı zamanda da BSW’nin oy oranının oy barajı eşiğindeki yüzde 5’e gerilemesi, Alman medyasında AfD karşıtı tutumun azalması ve BSW’ye karşı artan tenkitlerle yakından alakalı.

Böyle bir durumda Alman medyasının önemli unsurlarından olan Springer, Welt ve Bild Gazeteleri ile Alman kamu kuruluşları ZDF veya ARD/N3, AfD’ye yönelik eleştirilerin dozunu önemli ölçüde azaltıp, sadece BSW’ye karşı eleştirilerini artırdılar. Böylece Rus dostu, diğer partilere karşı saldırgan, antidemokratik bir kadro partisi olarak eleştirilen BSW’nin anketlerde desteğinin azaldığına dair bir algı da dolaşıma sokuldu. Haber ve açık oturumlarda yorumcular benzer argümanları dile getirdi.

Wagenknecht’e göre Musk’ın AfD ve Weidel’e destek çıkması, dünyanın en zengin adamı tarafından önü açılmak istenen AfD’ye tıpkı diğer partiler gibi “düzeni savunan bir parti olma” niteliği kazandırıyor. Bu durumda Wagenknecht’in çağrısı açık: “Ben bizim insanlar için daha ciddi ve daha iyi bir alternatif teşkil ettiğimizin kanaatindeyim.” BSW’nin erken seçimdeki başarısı ve akıbetini ise kısa bir süre sonra göreceğiz.

 

Kaynaklar:

  • Bitschnau, Martin, “Linkskonservativ, linksautoritär, linksnationalistisch? Sprachliche Wünschelrutengänge um das Bündnis Sahra Wagenknecht”, Zeitschrift für Parteienwissenschaften, 3 (2024), S. 332-337
  • Peters, Tim B.; Bertels, Jost-Henry, “Das ‘Bündnis Sahra Wagen-knecht – Vernunft und Gerechtigkeit’ (BSW) Zwischen linkskonservativem Populismus, EU-Kritik und Russlandnähe, Parteienmonitor, Konrad Adenauer Stiftung, Mart 2024
  • Steiner, Nils D., Hillen, Sven, “Who Votes for the Bündnis Sahra Wagenknecht (BSW)? A Policy-Space Perspective”, Gutenberg School of Management and Economics, & Research Unit “Interdisciplinary Public Policy”, Discussion Paper Series, August 15, 2024, Discussion paper number 2413, Johannes Gutenberg University Mainz, Gutenberg School of Management and Economics,
  • Thomeczek, Jan Phillip, “Bündnis Sahra Wagenknecht (BSW): Left-Wing Authoritarian—and Populist? An Empirical Analysis.”, Politische Vierteljahreszeitschrift 65 (2024), S. 535–552.
  • Thomeczek, Jan Phillip, “Is Bündnis Sahra Wagenknecht A New Alternative for Populist Voters?”, Populism (2025), S. 1-18, https://brill.com/view/journals/popu/aop/article-10.1163-25888072-bja10069/article-10.1163-25888072-bja10069.xml?ebody=pdf-130820

Perspektif’le Avrupa gündemini günlük takip etmek ister misiniz? Perspektif bültenine kaydolun, Avrupa'daki gelişmeler e-posta kutunuza gelsin.

 

Burak Gümüş

Trakya Üniversitesi Siyasi ve Sosyal Bilimler Anabilim Dalı programında öğretim üyesi olarak görev yapan Prof. Dr. Burak Gümüş, parlamenter demokrasi, Türk-Alman ilişkileri ve Almanya’daki Türkler gibi konularda çalışmalarını yürütmektedir.

Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler