“İslami Sosyal Hizmet Kurumu, Ciddi Bir Muhatap Olacak”
Alman Federal Parlamentosu üyesi ve Almanya Sosyal Demokrat Partisi (SPD)’nin Kilise ve Dinî Cemaatler Sorumlusu Kerstin Griese, Alman siyasetinin kurulabilecek İslami bir sosyal hizmet derneğine dair tutumunu değerlendirdi.
Almanya’da göçmen kökenli olan insanlarda fakirlik riski, göçmen kökenli olmayanlara kıyasla çok daha yüksek. İslami sosyal hizmet kurumları, bu bağlamda hangi rolleri üstlenmeli?
İslami cemaatlerin sosyal hizmet çalışmaları ve İslami derneklerin bu tür çalışmalara gönüllü katılımları uyuma büyük bir katkı sunuyor ve göçmenlerin kendilerini Almanya’da rahat hissetmelerine yardımcı oluyor. Mesela benim seçim bölgemde çeşitli alanlarda danışmanlık yapan, ebeveyn-çocuk buluşmaları düzenleyen ya da ev ödevlerinde çocuklara yardım sunan bir ebeveyn derneğimiz var. Bu tür çalışmalar her kesim tarafından memnuniyetle karşılanıyor.
Siz, Müslüman cemaatlerin de sosyal hizmet dernekleri kurabilmesi için Almanya’da Devlet Kilise Hukuku’ndan, Din Hukuku’na doğru bir gelişmenin yaşanması gerektiğini savunuyorsunuz. Bu konuda ne tür somut düzenlemeler gerekiyor?
Kadın ve erkek tüm Müslümanlar ve İslam, Almanya’nın bir parçası. Çoğulcu ve çok dinli bir toplumda yaşıyor olmanın ne demek olduğunu yeniden düşünmemiz gerekiyor. Benim için önemli olan, tüm dinlerin, inançlarını rahatça yaşamaları ve geliştirebilmeleri adına uygun bir alana sahip olmaları. Müslüman derneklerin yasal statüsü düzenlenirken dikkate alınması gereken mühim bir zorunluluk bu. İslam kendisini, Protestan ya da Katolik kiliselerinin tanımlamasından farklı bir şekilde, kilise/kurum olarak değil de din olarak tanımladığı için bu hususta İslam’a uygun yollar bulmalıyız. Bu şüphesiz ki uzun bir süreç olacak ama demokratik ve kendini organize eden yapıların gelişecek olması iyi bir şey. Kuzey Ren-Vestfalya eyaletinde şu an çok daha önemli bir süreç başlatıldı. Parlamentoda bu aralar tüzel kişilik statüsüne dair yeni bir yasa görüşülüyor; bu yasada dinî cemaatlerin kamu tüzel kişiliği edinebilmelerine dair şartlar belirlenecek.
Almanya’da İslami bir sosyal hizmet derneğinin ne zaman kurulabileceğini düşünüyorsunuz?
Net bir tarih vermek zor. Sanıyorum önümüzdeki beş-on yıl içinde, eyaletler bazında bir birleşme sağlandığı taktirde İslami bir sosyal hizmet derneğinin kuruluşu gerçekleşebilir.
Uzun yıllar Protestan kilisesinin gençlik çalışmalarında aktiftiniz. Oradaki tecrübelerden yola çıkarak, İslami sosyal hizmet çalışmalarının kurumsallaşması için tavsiyeleriniz nelerdir?
Farklı göçmen grupları ve dinî alanlar olmak üzere çeşitli gençlik dernekleri zaten mevcut. İlk ve önemli adım karşılıklı iletişim. Tek başına bir kurumsallaşma hedef olamaz. İslami bir sosyal hizmet kurumu, ancak üye talebi çekecek birçok sosyal imkân sunduğu takdirde oluşabilir. Tutulan yol, sosyal devlet anlayışımız çerçevesinde olmalı ve diğer sosyal hizmet kurumlarının tecrübeleri dikkate alınmalı. Eğitim ve sosyal imkânların finanse edilmesi Almanya’da talilik ilkesine dayanmaktadır. Dinî ve kiliseye ait olanlar da dâhil olmak üzere çeşitli kurumlar, yaşlı bakımı, gençlere yönelik imkânlar ve çocuk yuvaları gibi bazı sosyal ve sağlıkla ilgili sorumluluklar üstlenirler. Kurumlar da ortaya koydukları iş karşılığında devletten destek alır. Talilik ilkesi Alman Federal Cumhuriyeti’nin sosyal devlet olarak temelini oluşturmaktadır. İslami bir sosyal hizmet kurumuna doğru giden ilk adım, çeşitli sosyal kuruluşların tabandan gelen bir dürtüyle teşekkül etmesi olacaktır.
İslami sosyal hizmet çalışmaları, çoğunluk toplumu tarafından uyumu engelleyici ya da beyin yıkama faaliyetleri olarak algılanabiliyor. Böylesi ön yargılar altında İslami sosyal hizmet çalışmalarının gelişme şansı nasıl sizce?
Almanya’da kurulan çoğulcu, herkese eşit yaklaşan ve açık görüşlü İslami bir sosyal hizmet kurumu, çok dinli toplumumuz için önemli bir unsur olacaktır. Örnek olarak “kültürel anlamda hassas bakım” konusu git gide yaşlanan toplumumuzda bizi hep daha çok meşgul edecek. İslami bakım yurtları ve huzur evlerinin kurulması başarı vaad eden bir şey; çünkü buna ihtiyaç var. Bence, kişilerin sosyal hizmet sunan çeşitli kurumlar arasından seçim yapabilmesi beraber yaşam için önemli bir temeldir.
İslami sosyal hizmetler, siyasete ve mevcut sosyal hizmet kurumlarına ne tür katkılar sağlayacak?
İslami bir sosyal hizmet kurumu, daha büyük bir kurum zincirinin halkası olacak ve insanlara sosyal destek alanında daha geniş seçim imkânı sunacak. Ama aynı zamanda siyaset ve sosyal hizmet kurumları için İslami bir sosyal hizmet kurumu, yeni ve ciddiye alınacak bir muhatap olabilecektir.
Herhangi bir inanca dayalı olmayan sosyal hizmet çalışmalarına nasıl bakıyorsunuz?
Diakonie ve Caritas’ın kökleri 19. yüzyıla dayanıyor. Bu yüzden inanca dayalı çalışmalar yapan kurumların yokluğunda bir sosyal hizmet sistemi tahayyül edemiyorum. Protestan ve Katolik kiliselerinde bu çalışmaların çok temel bir yeri var. Herhangi bir inanca bağlı olmayan sosyal hizmet dernekleriyle ortak çalışmalar elbette mümkün. Örneğin AWO, Alman Kızıl Haçı ve Eşit Sosyal Hizmet Derneği gibi kuruluşlar bu alandaki çeşitliliği yansıtıyorlar.
Dinî cemaatler, siyasi alanda önemli muhataplar. Ne var ki siyasilerin İslami cemaatlerle tesis ettikleri iletişim, henüz istenilen noktada değil. Bu alanda ne tür iyileşme imkânları görüyorsunuz?
SPD parti ve fraksiyonu, bütün kilise ve dinî cemaatlerle, ayrıca İslami derneklerle düzenli görüşmeler yapmaktadır. Müslüman yetkililerle güzel bir alışveriş içindeyiz. SPD bünyesinde, sosyal-demokrat Müslümanların dâhil olduğu bir çalışma ekibi kuruldu. Hamburg SPD vekili, Göç, İltica ve Entegrasyondan Sorumlu Devlet Bakanı Aydın Özoğuz’la birlikte hükûmette ilk kez Müslüman bir üye yer almış oldu. Koalisyon sözleşmemizde de Alman İslam Konferansı’nda Müslüman cemaatlere yönelik taktir ve desteğin ağırlık kazanması gerektiğini belirttik. Bu yasama döneminde Alman İslam Konferansı’yla gerçek bir iş birliğinin başlayacağına ve toplumsal ve sosyo-politik meselelerinin mercek altına alınacağına inanıyorum.