Belçika’da “Kara Pazar”: Aşırı Sağın Oylarında Patlama Yaşandı
Belçika’da seçmenler pazar günü Avrupa Parlementosu, Belçika Federal Parlementosu ve Belçika Bölgesel Parlementosu olmak üzere üç ayrı seçim için sandık başına gitti. Seçimlerin kazananı açık ara fark ile aşırı sağ ve ırkçı parti oldu.
Belçika’da pazar günü 8 milyon seçmen; Avrupa Parlementosu, Belçika Federal Parlementosu ve Belçika Bölgesel Parlementosu olmak üzere 3 ayrı seçim için oy kullandı. Seçimlerin sonuçları Belçika için dönüm noktası oldu. Avrupa’da olduğu gibi Belçika’da da son yıllarda sağ ve aşırı sağ yükselişte. Bu yükselişe karşı koyabilmek adına sol kesim özellikle sosyal güvenlik ve iklim alanında gündem oluşturmaya gayret etti. Merkez partiler ise bütün bu konular arasında denge kurmaya çalışarak gündem belirlediler.
Seçim Süreci
Geçtiğimiz yıllarda Liberaller (Open VLD ve MR), Hristiyan Demokratlar (CD&V) ve Milliyetçi Parti (N-VA) tarafından oluşan merkez sağ bir hükümetle yönetilen Belçika’da vatandaşlar bir hayli huzursuz. Hayatın pahalılaşması, emeklilik yaşının yükseltilmesi, yüksek vergiler ve eğitim kalitesindeki düşüş vatandaşların rahatsızlık duydukları konular arasında. Seçim propagandasında öne çıkan konular ise güvenlik ve iltica, iklim, sosyal güvence, vergiler, alım gücü ve eğitim kalitesi oldu. Sağ seçim çalışmalarını özellikle güvenlik ve iltica üzerinde şekillendirirken, sol partiler emeklilik yaşı ve maaşı, alım gücü gibi sosyal konulara dikkat çekmişlerdi. Belçika’nın federal devlet yapısı da önemli bir seçim konusu oldu. Özellikle Flaman sağ parti N-VA bölgesel hükümetlere daha fazla otonomi verilmesi taraftarı olarak bu konuyu kendi propagandasında en üst seviyeye taşımıştı.
Flaman Bölgesinde Seçimlerin Kazananı Aşırı Sağ
Flaman bölgesinde seçimlerin kazananı aşırı sağ ve ırkçı parti Flaman Menfaati Partisi (Vlaams Belang) oldu. Sağ Milliyetçi Parti (N-VA) her ne kadar düşüş yaşıyor olsa da yine de Flaman bölgesinin en büyük partisi olarak yoluna devam ediyor. Merkez partileri olan liberaller (Open VLD) ve Hristiyan demokratlar (CD&V) ve sol kesimden Sosyalistler (SPA) için ise ciddi bir gerileme söz konusu. Yeşiller (Groen!) anketlerde tarihi bir ilerleme yaşayacak gibi görünmüş olsalar da, bu tahminler sandıklarda gerçek olmadı. Kısıtlı bir ilerleme söz konusu. Aşırı sol olarak tanımlanan işçi partisi PVDA ise hem Federal hem Flaman parlementosuna 70’lerden sonra ilk defa girmeyi başardı.
Walon Bölgesinde İlk Sıra Sosyalistlerin
Belçika’nın Fransız bölgesinde ise siyasi tablo çok daha farklı. Walon bölgesinde gerilemeye rağmen Sosyalist Parti (PS) seçimlerin lideri. İkinci sırada ise başbakan Charles Michel’in Liberal Parti’si (MR) var. Beklendiği kadar ilerleme olmasa da üçüncü büyük parti Yeşiller (Ecolo) oldu.
Başkent Brüksel bölgesindeki seçim sonuçlarında düşüş olmasına rağmen en büyük parti Walon Sosyalist Parti oldu. Henüz kesinleşmeyen sonuçlara göre Brüksel’de en önemli ilerlemeyi kateden partiler Yeşiller (Ecolo – Groen!) ve kommünist işçi partisi (PTB – PVDA).
AP Seçimlerinde İlk Sıra Milliyetçilerin
Belçika’da halk pazar günü diğer 21 Avrupa Birliği ülkesi gibi Avrupa Parlamentosu seçimleri için de oyunu kullandı. Resmi olmayan sonuçlara göre Belçika’da Milliyetçi Parti oyların yüzde 14,2’s,ni alarak sandıktan ilk sırada çıktı. Aşırı sağcı Flaman Çıkarı adlı parti ise yüzde 12,00 ile ikinci sıranın sahibi oldu. Sanık sonuçlarına göre üçüncü sıra yüzde 10,1 ile Liberaller’in olurken Sosyalist Parti de 9,7 oy oranıyla 4’üncü sırada kaldı.
“Kara Pazar”
Belçika seçimlerinin kazananı açık ara farkla aşırı sağ ve ırkçı parti Flaman Menfaati Partisi oldu. Bütün kesimler tarafından bu sonuçlar 1991 seçimlerini ithafen “Kara Pazar” olarak adlandırıldı. 1991 yılında da Flaman Menfaati çok yüksek sayıda oy elde etmişti fakat Belçika’da ki siyasi partiler aşırı sağ parti olan Flaman Menfaati ile birlikte çalışmayı reddettikleri için 1991 yılından beri ülkede boykot çemberi (cordon sanıtaire) ilkesi korunuyor. Bu boykot çemberi prensibi gereğince hiç bir parti ne yerel ne ulusal seviyede Flaman Menfaati ile koalisyon oluşturuyor. Fakat 2019 seçimlerinin sonuçları gereğince bu boykot çemberi ilk defa ihlal edilecek gibi görünüyor.
Kamuoyuna göre aşırı sağ ve ırkçı partinin bu denli başarı elde etmesinin iki nedeni var. Birincisi geçtiğimiz hükümetin yaptığı çalışmalar ve aldığı kararlarda vatandaşın refahını ön planda tutmayışı, partiler arası sürekli olarak çatışma olması ve bunların ülkede sosyal huzursuzluğa sebeb olması. İkinci sebeb ise sağ ve aşırı sağ söylemlerin çoğalması ve sertleşmesi, insanlara güvensizlik hissiyatı verilmesi ve göçmenler ve İslamiyetin sürekli olarak olumsuz çerçevelendirilmesi.
Flaman ve Walon Bölgeleri Arasında Büyük Fark
Bunun yanı sıra Belçika’nın kuzeyi olan Flaman bölgesi ve güneyi olan Walon bölgesindeki siyasi dengenin farklılığı da bu seçim sürecinin en can alıcı noktalarından biri oldu. Flaman bölgesi merkez sağ’ın daha güçlü olduğu, Walon bölgesi ise sol partilerin daha güçlü olduğu yerler. Bölgesel seçimler için bu farklılık bir önem arzetmezken, her iki bölgenin sağ ve sol partileri birlikte hükümet oluşturmayı açıkça reddetmeleri Federal hükümetin oluşturulmasında ciddi zorluklara yol açacak. Özellikle Walon sosyalistler ve Flaman sağcıların birbirlerine koydukları vetodan yola çıkılacak olursa Belçika Federal hükümeti müzakereleri çok zor ve çetin geçecek.(nsa)