Engelliler veya Kronik Hastalıkları Olan Kişiler İçin Güçlenme
Almanya’da yaşayan Sultan Bayındır, doğuştan görme engelli. Engellilere yönelik güçlendirme çalışmaları yapan Bayındır, engellilerin kendi hayatlarıyla ilgili karar alma yetkisinin teslim edilmesini istiyor.
1995 yılında Kamen şehrinde dünyaya geldiğimde, her ikisi de genç yaşta anne-baba olan ebeveynlerim, Almanya’da yaşadıkları dil engeline ek olarak, doğuştan görme engelli bir bebeği büyütme zorluğuyla karşı karşıya kalmışlardı. İki küçük erkek kardeşim de görme engelli olarak dünyaya geldi. Çok şükür ki ailem bu durumla çok iyi başa çıktı ve biz üç kardeşe tatmin edici bir hayat sunmak için ellerinden gelenin en iyisini yaptılar.
O zamanlar, güçlenme (empowerment) ve dâhil etme (inclusion) gibi kavramlar pek bilinmiyordu. Diğer insanların engellilere yönelik tepkileri ve davranışları da güçlendirici olarak tanımlanamazdı. Bu anlamda bize acıyan gözlerle bakılmasını örnek verebilirim. Biz görme engelli üç kardeşin aksine ailem, bize yönelik bu bakışları fark ediyordu. Bununla beraber bu tarz tutumlara zaman zaman biz de hâlâ maruz kalıyoruz. Zira bazı insanlar acıyıcı yaklaşımlarını frenleyemiyor veya frenlemek istemiyor. Böylece ebeveynlerime münasebetsizce “Ooo, engelli çocuklarının olduğunu bilmiyordum.” veya suçlayıcı bir tonla “Neden üçü de engelli?” gibi şeyler söyleyebiliyorlar. Konu bizim engelimiz olduğunda bile muhatap olarak kabul edilmiyoruz ve bu nedenle bize değil sadece ebeveynlerimize hitap ediliyor.
Amacım engellilik ve kronik hastalıklar gibi konuların tabu olarak görülmesini ve bu konularda konuşulmamasını engellemek. Şahsen benim için bu konular hakkında konuşmaktan çekinilmemesi ve herhangi bir engeli ya da rahatsızlığı olmayan kişilerin bilgi edinme imkânının olması çok önemli. Bir diğer önemli olan nokta; insanların engellerine veya hastalıklarına indirgenmemesi ve diyalogların sadece bu odak noktası üzerinden yürütülmemesi. Bu sebeple boş zamanlarımda farkındalık oluşturma ve bilgilendirme amaçlı instagram videoları çekiyorum. Böylece benimle aynı kaderi paylaşan arkadaşlarımı temsil edebilme ve onların menfaatlerini savunma fırsatı elde etmiş oluyorum. Ayrıca paylaşımlarımla bir engele ya da rahatsızlığa sahip olmanın kişinin istek ve hedeflerini gerçekleştirmesine engel olmadığını gösterebilmeyi, yani çevremdeki insanları hayallerini gerçekleştirme konusunda güçlendirebilmeyi umut ediyorum.
Aşılması Gereken İrili Ufaklı Engeller
Diğer tüm insanlar gibi benim de beni güçlendiren ve bana ilham veren insanlara ihtiyacım var. Bu yüzden kapsayıcılık çalışmasına gönül vermiş kişilerle ağ kurmayı seviyorum. Bugün kendi kararlarını kendi veren, büyük ölçüde özerk ve bağımsız bir kadın oluşumu aileme, özellikle de sevgili anneme borçluyum. Annemin bana her zaman inanması ve benimle ilgili benim hayal etmeye bile cesaret edemediğim hayallerinin olması beni o kadar güçlendiriyor ki, annemin desteğiyle neredeyse her şeyi başarabileceğimi hissediyorum. Ailemin desteği ve gayretim sayesinde, o zamanlar öğretmenlerim hiç beklemese de, başarıya ulaşabildim. Dortmund’da görme engellilerin teşvik edildiği bir özel eğitim okuluna gittim. Okuldaki öğretmenler öğrenme güçlüğü çektiğimi düşündükleri için orada özel eğitim aldım. Kendi inisiyatifimle, 10. sınıfı tamamlamadan Soest’teki meslek yüksekokuluna geçtim ve orada sözde öğrenme güçlüğüm mucizevi bir şekilde bir anda ortadan kalktı. Burada beş yıl eğitim gördüm ve ortaokul diploması ile başlayarak sırasıyla tüm diplomalarımı aldım.
Üstesinden gelinmesi gereken engeller her zaman vardı. Örneğin başörtüsü takan âmâ bir kadın olarak staj yeri ararken büyük sorunlar yaşadım. Fakat annem her zaman yanımdaydı ve benimle birlikte sayısız kurum araştırdı. Ayrıca benim umutsuzluğa kapılmak üzere olduğum anlarda beni teselli edecek ve beni güçlendirecek gücü de gösterdi. Ortaokul diplomamı almak için Soest’teki okula geçiş yapmak istediğimi söylediğimde, beni vazgeçirmeye çalışmayıp arkamda dimdik duran annemin bu tavrı beni daha da güçlendirdi. Bu çok alışılageldik bir durum değildir, zira ailelerin birçoğu öğretmenlerin görüşünü tartışmasız kabul eder.
Tabii ki geçmişteki öğretmenlerim tarafından yeteneklerimin inkâr edilmesi bende izler bıraktı. Bu yüzden gerçekten hedeflerime ulaşıp ulaşamayacağım konusunda biraz şüpheliydim. Bu noktada da canım annem bana çok destek oldu ve bana kendi yolumu çizmem gerektiğini, başarıların veya başarısızlıkların ikinci planda olduğunu ve beni olduğum gibi sevdiğini söyledi.
“Dezavantajlı İnsanlara Katkı Sunmak İstiyorum”
Ben gücümü bundan alıyorum. Benim yaşam felsefem ileride pişman olmamak için benim için önemli olan her şeyi gerçekleştirmeye çalışmak, zira hiçbir şey kaybetmeyeceğimi biliyorum. Bir hedefime ulaşamasam bile en azından tecrübe kazanmış olurum ve bu da çok önemli bir kazançtır. Hayat her zaman bir oyun parkı değil. Herkesin karşısına tekrar tekrar aşılması gereken engeller çıkıyor. Benim de taşımam gereken bir yüküm var, ama Allah’a şükür oldukça iyi bir durumdayım ve dolayısıyla dezavantajlı insanlara katkıda bulunmak istiyorum. Bu nedenle sosyal hizmet okumaya karar verdim. Ayrıca Dortmund Uygulamalı Bilimler Yüksekokulunun kaynaştırma sorumlusunun yanında asistan öğrenci olarak çalışma fırsatına sahip olduğum için çok şanslıyım.
Uygulamalı Bilimler Yüksekokulunda fırsat eşitliği içerisinde öğrenim görülmesi için çalışabilmek benim için büyük bir onur, zira hem öğrenci olarak kendi deneyimlerimden hem de yine aynı okulda öğrenim gören erkek kardeşim vesilesiyle yaptığımız işin ne kadar önemli olduğunu biliyorum. Ayrıca Müslüman Kadınlar İçin Sosyal Hizmetler Derneğinde (SmF) tam zamanlı faaliyet gösteriyorum ve Kültürlerarası Kaynaştırma Enstitüsü (I.I.I eV) için gönüllü olarak çalışıyorum. Bunun yanı sıra Vestfalya Kör ve Görme Engelliler Derneği bünyesinde gönüllü olarak danışmanlık hizmeti veriyorum. Ayrıca 2021 yılında Körler ve Görme Engelliler Derneği gençlik kolu başkanlığına seçildim. Körler ve kısmen görenler için araba sürmek gibi birçok heyecan verici aktivite düzenleyen çok aktif bir grubuz. Üç kör çocuğu sayesinde oldukça deneyim sahibi olan annem de “gören yardımcı” olarak gençlik grubumuzda aktif bir şekilde faaliyet gösteriyor.
Engellilerin Kapasiteleri Oranında Güçlendirilmeleri
Çalışmalarımdaki ana motivasyonum, görme engelli kişileri güçlendirmek. Zira onlara bu fırsat her zaman verilmiyor. Ne yazık ki, çoğu ailede dıştan yönlendirme ve aşırı koruma sorunu hüküm sürüyor. Bunun kötü niyetten değil, endişeden kaynaklandığı açık. Ancak engelli bir bireye çok fazla ihtimam göstermek ilgili kişiyi kısıtlayabilir, böylece insanlar kendilerini altın bir kafeste gibi hissederler. Ayrıca engellilere dışardan yapılan yönlendirmeler iz bırakır. Örneğin dışardan müdahale ve yönlendirmenin bir sonucu desidofobidir (karar verme korkusu), çünkü etkilenenler kendi kararlarını verme ve böylece deneyim kazanma fırsatını zor bulurlar. En kötü senaryoda, iş veya evlilik seçimi gibi hayatın en önemli kararları bile engelli fertlerin aile üyeleri tarafından verilir. Eğer engelli kişinin iş yeri aile çevresinde değilse engelli kişinin çalışması gündeme bile gelmez. İlgili kişinin ailesinin evlilikle ilgili de somut fikirleri vardır, bazı durumlarda kişinin evlenmesine karşı çıkarlar, bu noktada söz konusu kişinin evlenmeyi isteyip istememesi önemli değildir. Veya müstakbel eş adayı aile üyesinin kısıtlamaları olduğu ve eşit olmadıkları gerekçesiyle reddedilir.
Bu tarz yaklaşımlar oldukça verimsizdir. Zira hepimiz Allah’ın kullarıyız ve kimse bir diğerinden üstün değil. Engellilerin bağımsız yaşama becerileri de desteklenmeli ve kendi ihtiyaçlarını karşılayabilecek hâle gelmeleri sağlanmalı. Zihinsel engeller olmadıkça her engel çaresizliğe yol açmaz. Çaresizlik ancak öğrenilmiş çaresizlik sebebiyle ortaya çıkar. Hayat geçicidir ve bir noktada engelli bireyler de kendi ayakları üzerinde durmak zorunda kalacaklardır. Dolayısıyla engelli kişiler buna hazırlanmalıdır. Ailelerin engelli sevdiklerini hayal kırıklıklarından ve hatalardan korumak istediğinin farkında olsam da çözümün bu olmadığını düşünüyorum. Bu nedenle toplumdan ricam, engellilerin kapasiteleri ölçüsünde güçlendirilmeleri. Bununla beraber kişisel gelişimde yenilgi ve hayal kırıklıklarının önemini bilmeleri. Kendi hayatlarıyla ilgili karar yetkisinin engelli kişilerin kendilerine ait olduğunu artık kavramak zorundayız.