"Avrupa"

Avrupa’da 50 Bin Sığınmacı Çocuk Kayıp!

Avrupa'daki kayıp sığınmacı çocukların sayısı dehşet verici bir boyuta ulaşmış durumda. Lost in Europe'un araştırması son üç yılda elli binden fazla sığınmacı çocuğun Avrupa'da kaybolduğunu gösteriyor.

Fotoğraf: PhotopankPL/Shutterstock

Avrupa’da kaybolan çocuk sığınmacıları araştıran bir sınır ötesi gazetecilik projesi olan Lost in Europe tarafından geçtiğimiz nisan ayında sonuç raporu yayınlanan bir araştırmaya göre, 2021 ile 2023 yılları arasında Avrupa’daki sığınma merkezlerinden en az 50 bin 433 refakatsiz sığınmacı çocuk kayboldu.

Yine Lost in Europe’un 2021 yılında yayınladığı bir araştırmaya göre Avrupa’da 2018-2020 arasında toplam 18 binden fazla çocuk kaybolmuştu. Son üç yılda kaybolan çocuk sayısındaki bu artış dehşete düşürecek boyutlarda.

Aslında, kayıp göçmen çocuklar konusunda araştırma yapmak çok zor. Çünkü veri toplamanın çok zor olduğu bir konu. 27 AB ülkesi, Moldova, Norveç, Birleşik Krallık ve İsviçre gibi toplam 30 ülkeden yalnızca 20 tanesi Lost in Europe’un sorularına yanıt verdi ve sadece 13 ülke veri sağladı. Mevcut verilere göre, İtalya 22 bin 899 ile en yüksek kayıtlı kayıp refakatsiz çocuğun olduğu ülke, onu Avusturya (20077), Belçika (2241), Almanya (2005) ve İsviçre (1226) takip ediyor.

Lost in Europe kolektifine göre, kaybolmaların sayısı muhtemelen 51 bin 433’ten de fazla, çünkü tüm Avrupa ülkelerinde net veriler yok yahut verilere sahip ülkeler de bu verileri kamuya açıklamak konusunda istekli değil.

Daha önce, 2021’de Lost in Europe, 2018 ve 2020 yılları arasında Avrupa’ya geldikten sonra en az 18 bin refakatsiz çocuğun ortadan kaybolduğunu tespit etmişti. 2024’teki son raporları, sayıların önemli ölçüde arttığını gösteriyor.

Bu şok edici bulgular, binlerce çocuğun kayıp olduğu ve nerede olduklarının bilinmediği sorunun ciddiyetinin altını çiziyor.

Avrupa’da Günde 47 Mülteci Çocuk Kayboluyor

Birleşmiş Milletler’in verilerine göre, çocuklar dünyadaki yerinden edilmiş insanların yaklaşık %40’ını oluşturuyor. Savaşlardan ve çatışmalardan kaçarken, binlerce çocuk kendilerini ailelerinden ve akrabalarından ayrı buluyor. Bu çocuklar insan kaçakçıları, organ mafyaları gibi bir çok tehlike ile yüzleşerek yolculuklarını tamamlamaya çalışıyorlar.

Ghent Üniversitesi’ndeki araştırmacılar tarafından 2022 yılında yapılan The Childmove Project isimli araştırma bu çocukların yüzde 80’inden fazlasının Avrupa’ya göçleri sırasında fiziksel şiddete maruz kaldığını ortaya koyuyor. Bu yolculuk sırasında hayatta kalabilen çocukları ise Avrupa’da yine benzer tehlikeler bekliyor. Missing Children Europe gibi çocuk koruma kuruluşları da, refakatsiz çocuk göçmenlerin ve mültecilerin daha yüksek istismar riski altında olduğunu doğruluyor.

Avrupa’ya varabilen çocukların çoğunun kaçakçılar tarafından borçlarını ödemek için veya pasaportlarına el konulduğu için sömürüldüğü biliniyor. Lost in Europe’un araştırması Avrupa’da günde ortalama 47 sığınmacı çocuğun kaybolduğunu ortaya koyuyor.  Çocukların ortadan kaybolmasını ve sömürülmesini önlemeye çalışan bir örgütler ağı olan Missing Children Europe’un genel sekreteri Aagje Ieven, rakamların “endişe verici” olduğunu dile getiriyor. Ieven, verdiği demeçte,”kayıp refakatsiz küçüklerle ilgili artan rapor sayısı, yüzeyin altında beliren dev buzdağının göstergesi” diye belirtti.

Kişilerin serbest dolaşım hakkının olduğu Schengen bölgesinde, sorunun Avrupa boyutu ortaya çıkıyor. Göçten sorumlu AB İçişleri Komiseri Ylva Johansson ise, Lost in Europe ağının bir üyesi olan Alman haber portalı rbb24 ile yaptığı röportajda, sorunu Avrupa Birliği’nin “bozuk göç sisteminden” kaynaklandığını dile getirirken AB’nin Schengen Bilgi Sistemi (Schengen Information System) sayesinde bir çok kayıp çocuğun da bulunduğunu belirtti.

Kötü Bir Göç ve İltica Sisteminin Sonucu: Binlerce Kayıp Çocuk

Göçmen ve sığınmacı çocuklar özellikle savunmasızdır ve bu nedenle yolculukları boyunca karşılaştıkları şiddet, cinsel istismar, insan kaçakçılığı ve sömürü gibi çok sayıda tehlikeye karşı özel korumaya ihtiyaç duyarlar.

Avrupa’ya gelen 18 yaşından küçük sığınmacılar bekleme süreleri boyunca, büyük konaklama yerlerinde, genellikle bir odada çiftler halinde, çok fazla mahremiyet olmadan ve genellikle tanıdık irtibat kişileri olmadan yaşıyorlar. Bu çocuklar bazen ilk konsültasyonlarını yapılana, belediyelere dağıtılana veya eğitime erişene kadar çok uzun süre beklemek zorunda kalıyorlar.

Sığınmacı çocukların ortadan kaybolma nedenleri değişiyor. Bazılarının iltica işlemlerinin uzun sürmesi cesaretlerini kırıp onları ümitsizliğe sevk ederek yerleştirildikleri yerlerden kaçmalarına sebep oluyor. Kimileri ise, yetkililerin onları eve veya Avrupa’ya ilk giriş yaptıkları ülkeye geri göndermesinden korktukları için ayrılıyorlar. Özellikle de yaşları 18’e yaklaşan çocuklar hukuken yetişkin olup da korumaları bittiğinde ne olacağından korktukları için merkezlerden kaçabiliyorlar. Bu sebeplerin dışında kaldıkları yerde görevliler yahut diğer çocuklar tarafından fiziksel ve psikolojik şiddet gören çocuklar da kaçarak “kurtulmaya” yönelebiliyor.

Bunların dışında bu çocukların bir kısmının organ ticareti yapan çeteler tarafından kaçırıldığı düşünülüyor. Bu kayıp çocuklar özel risklere maruz kalıyorlar. Suç örgütlerinin de eline düşme ihtimalleri yüksek. Sığınmacı çocuklar devletlerin özensizliğinden ötürü sömürülüyorlar, cinsel istismara maruz kalıyorlar.

Kayıp Sığınmacı Çocuklar ile İlgili Kayıtsızlık Endişe Verici

Standart altı sığınmacı merkezi koşulları, gözaltı korkusu, geri gönderme korkusu ve iyi vesayet eksikliği gibi sebepler bu kayıp vakalarının en büyük faktörleri olarak biliniyor. Bu faktörler de çocukların daha fazla travma, şiddet ve istismara doğru sarmala düşmelerine yol açabiliyor. Bununla beraber korunmadıkları için kaybolan çocukların organize suç çeteleri tarafından sömürülerek yasadışı istihdam, fuhuş veya uyuşturucu ticareti gibi suç faaliyetlerinde kullanılması da bu çocukları suçun hem mağduru hem faili haline getirdiği tahmin ediliyor.

Kayıp sığınmacı çocuklar meselesi Avrupa için yeni bir mesele değil aslında. Europol 2016’da Avrupa’da yaklaşık 10 bin kayıtlı sığınmacı çocuğun kaybolduğunu açıkladığında, onların korunmasına yönelik çağrılar siyasi gündemin en üst sıralarında yer alıyordu. Ancak mülteci ve göçmen çocukların korunmasına yönelik tedbirler yetersiz kalıyor. 2016’da açıklanan 10 bin sayısı, Lost in Europe’un 2018-2020 aralığı için verdiği 18 bin sayısı ve şimdi de 2021-2023 aralığında 50 binden fazla kayıp çocuk olması bu sorunun Avrupalı devletler tarafından yeterince ciddiye alınmadığının göstergesi.

Geçen yıllara rağmen bu konuda kayda değer bir gelişme sağlanamaması Avrupa devletlerinin bu çocukların korunması için gerekli çabayı göstermediğini düşündürüyor. Avrupa ülkelerinin bu konudaki kayıtsızlığı konuyu araştıran gazetecilere bilgi vermemelerinden de anlaşılabiliyor. Bu ülkelerin artık daha iyi koşullar yaratması ve söz konusu çocukların irtibat kişilerinin ve velilerin yerleştirilmesini kolaylaştırmak için önlemler alması gerektiği düşünülüyor.

Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler