'Gott 2.0'

“Yapay Zeka İnancın Boyutunu Taklit Edebilir Ama Asla Kavrayamaz”

Prof. Dr. Ahmad Milad Karimi, yeni kitabı Tanrı 2.0’da (Alm. "Gott 2.0") teknolojinin ve yapay zekanın din ve inanç sistemlerini nasıl dönüştürdüğünü inceliyor. Karimi ile yapay zekanın dinî değerler üzerindeki etkilerini ve bu dönüşümün insanlık açısından ortaya çıkardığı etik soruları konuştuk.

Milad Karimi © Universität Münster

Yeni kitabınız “Tanrı 2.0” başlığını taşıyor. Bu “Tanrı”yı nasıl tasavvur etmeliyiz?

“Tanrı 2.0” belirsiz bir kavram değil, aksine kendi çabalarımızın bir yansımasıdır. O, insanların doğal sınırlarını aşarak kendini bir “Tanrı” mertebesine yükseltmeye çalıştığı trans- veya posthümanist bir hedefin temsili olarak karşımıza çıkar. Bu kavram, modernitenin teknik ve biyolojik imkânları sayesinde her geçen gün daha somut bir hâle geliyor.

2.0 ifadesi bir Tanrı 1.0 olduğunu düşündürüyor. Tanrı 1.0’ın Tanrı 2.0’dan farkı nedir?

Tanrı 1.0, İbrahimi dinlerin tek ve mutlak Tanrısını temsil eder: Aşkın, kıyaslanamaz, ulaşılmaz ve mükemmel olanı. Buna karşılık “Tanrı 2.0”, ilahi olana yaklaşmak için teknolojik gelişmeyi ve yapay zekayı kullanan bir süper zeka için çabalayan bir insan idealidir. Ancak Tanrı 1.0 öteki dünyayı temsil ederken, Tanrı 2.0 sadece insan hayal gücünün bir yaratımı, kendisini ikame bir tanrı olarak kurmaya çalışan içkin bir yapıdır.

Kitabınızda yapay zekanın dinler için oluşturduğu zorluklardan bahsediyorsunuz. Yapay zeka ile ilgili olarak Müslümanların kendilerine sorması gereken temel sorular nelerdir?

Yapay zekanın kışkırttığı en temel sorulardan biri, insan olmanın ne anlama geldiği sorusudur. İnsan olmanın değeri ve amacı nedir? Eğer kendimizi Tanrı’nın yarattığı bir varlık olarak tanımlıyorsak, biz insanlar kimiz? Bu aynı zamanda yanılabilirliğimizin, sonluluğumuzun, sınırlılıklarımızın hangi amaca hizmet ettiğini sormak anlamına da gelir. Ayrıca kendimize insan-makine ilişkisinin inancımızı, Tanrı ile olan bağımızı nasıl değiştirdiğini de sormalıyız.

Yapay zekanın gelişimini dinî ya da İslami değerlerle uyumlu hâle getirmek mümkün mü?

Bu soruyu bir hesap makinesinin dinî değerlerle uyumlu olup olmadığı sorusuna benzetebiliriz. Yapay zeka, insan tarafından programlanan ve belirli alanlarda insan düşüncesini taklit eden bir sistemdir. Ancak veri tabanlı yapısıyla yapay zeka, insan düşüncesini yalnızca simüle eder ve basitleştirir. Her gelişme dikkatle değerlendirilmelidir; çünkü biz insanlar yalnızca kendimiz için değil, aynı zamanda yaşadığımız dünya için de sorumluluk taşırız. Bu nedenle, bu gelişmenin teknik başarıların ötesine geçen, insanın kendisiyle ve yaratılışla ilişkisini yeniden tanımlayan derin bir etik ve antropolojik rehberliğe ihtiyacı vardır.

Yapay zekanın giderek daha çok egemen olduğu bir dünyada insan kusurluluğunun rolü nasıl anlaşılmalıdır? Bu “kusurluluk teolojisi” insan-makine ilişkisi için ne gibi bir öneme sahip?

İnsan kusurluluğu sistemdeki bir kusur değil, yaratıcılığı, özgürlüğü ve şefkati mümkün kılan varoluşsal bir niteliktir. Giderek daha fazla yapay zeka ile karakterize edilen bir dünyada, “kusurluluk teolojisi” bize, bizi eşsiz ve insan yapan şeyin insani zayıflıklar olduğunu hatırlatır. Bu ilke, makinelerin verimlilik sunabildiği ancak hiçbir duygusal derinliğe sahip olmadığı gerçeğinin altını çizer. Kendi kusurluluğumuza dair içgörü, varlığımızı yalnızca mükemmellik ve verimlilik standartlarına göre değerlendirmemizi engeller ve insan özgürlüğünü ve onurunu, makineleri merkeze yerleştirme eğiliminde olabilecek tamamen işlevselci bir görüşten korur. Benim savunduğum kusurluluk teolojisi, kişinin kendi yaşlılığını ve insani sonluluğunu kabul etme, kendini sürekli iyileştirme arzusunu sorgulama ve “yoğunlaştırılmış bir yaşamın” değerini uzun bir yaşamdan üstün tutma tutumuna dayanır.  Bu, insana hem kendini hem de dünyayı mükemmelleştirmek zorunda olmadığını ve yine de anlam ve tatmin bulabileceğini hatırlatır.

Kitabınızda yeni “on emir“den bahsediyorsunuz. Bu emirlerin özünü tanımlayabilir ve yapay zeka ile başa çıkmada etik rehberliğe nasıl katkıda bulunabileceklerini açıklayabilir misiniz?

Yeni on emir, dijital çağda bir sınırlama ve sorumluluk etiğini temsil eder. Bu emirler, yapay zekanın gelişimiyle teşvik edilen mükemmellik, kontrol ve ölümsüzlük arzusuna karşı bir alternatif olarak anlaşılmalıdır. Hız, verimlilik ve optimizasyonun yönlendirdiği bir dünyada, bu emirler durup düşünmeyi teşvik eder. İnsan olmanın kusurluluğunu ve kırılganlığını aşmak yerine kabul etmeye davet eder. Bu dekalog, yapay zekanın kusursuzluk mantığına kusurluluk ideali ile karşı çıkmakta ve bize insan olmanın zayıflığı ve kusurluluğundaki derin haysiyet ve bilgeliği bulmayı teşvik eder.

Yapay zekanın ilahi olanın otantik bir deneyimini mümkün kılma yeteneği geliştirebileceğine inanıyor musunuz, yoksa kutsala dair bilinç yalnızca insanın erişimine mi açık kalır?

Kutsala dair bilinç, salt hesaplamaya meydan okuyan varoluşsal ve ruhsal bir derinlik gerektirir. Bu sadece biliş ile ilgili değil, insanları içsel olarak dönüştüren ve onları sonluluklarının ve sonsuz olanla bağlantılarının farkına vardıran bir deneyimle ilgilidir. Bir yapay zeka dinî motifleri tanıyabilir veya manevi sembolleri işleyebilir, ancak otantik bir Tanrı deneyimi, derin bir şekilde insana özgü bir deneyimdir, çünkü bu, ulaşılmaz olanla, kutsal olanla bir karşılaşmadan doğar.

Son bir soru: Yapay zekanın tamamen yeni bir din oluşturması mümkün mü?

Yapay zekanın algoritmalara ve verilere dayalı bir tür “sentetik maneviyat” geliştirmesi ya da bir din tasarlaması düşünülebilir. Ancak bu nihayetinde İbrahimî anlamda bir din değil, teknolojik bir düzen ya da yaşam biçimi sunan bir konsept olacaktır. Böyle bir “tekno-din”, her gerçek dini karakterize eden aşkın ve mistik unsuru yoksun olacaktır. Din yalnızca sosyal bir yapı değil, inanç ve gizem boyutuyla yaşayan bir olgudur. Bu boyut, yapay zekanın taklit edebileceği ama asla tam anlamıyla kavrayamayacağı bir derinliktir.

 

 

Muhammed Suiçmez

Marmara Üniversitesinde İslam ilahiyatı bölümünde eğitimini tamamlayan Suiçmez, yüksek lisans eğitimini Osnabrück Üniversitesinde manevi rehberlik alanında bitirmiştir. Suiçmez şu anda IslamiQ haber-yorum platformunun genel yayın yönetmenliğini yürütmektedir.

Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler