Dakiklikten Kaosa Deutsche Bahn: Almanya’nın Demiryolu Çıkmazı
Almanya, dakiklik denince akla gelen ilk ülkelerden biri olsa da, demir yollarındaki aksaklıklar bu algıyı adeta altüst ediyor. Deutsche Bahn trenlerinin artan gecikmeleri, iptaller ve sıkça yaşanan krizler, yolcuları sabırlarının sınırına getiriyor. Peki, yıllardır süregelen bu kaosun ardında ne var? Gelin, birlikte bakalım.

Almanya denince akla ilk gelen şeylerden biri belki de dakikliktir. Saat gibi işleyen sistemler, saniyesi saniyesine hareket eden trenler… Beklenti bu yönde olsa da, hayatınızda bir kez bile Almanya’da Deutsche Bahn (Tr. “Alman Demiryolları”) trenleriyle seyahat ettiyseniz, bu algının gerçeklikle pek de örtüşmediğini hayal kırıklığıyla deneyimlemişsinizdir.
Her gün milyonlarca yolcu, Deutsche Bahn’a (DB) güvenerek yola çıkıyor. Ancak bu yolculuklar çoğu zaman planlandığı gibi gitmiyor. Gecikmeler, iptaller ve artan şikayetler, tren seyahatlerini adeta bir sabır testine dönüştürüyor. Peki, bu aksaklıkların arkasında ne var ve DB, bu sorunu çözmek için gerçekten bir şey yapıyor mu? Gelin, birlikte bakalım.
Almanya’da Kaç Kişi Demiryolunu Kullanıyor?
DB, her gün milyonlarca yolcu taşıyor. 2023 yılında yaklaşık 1,8 milyar kişi ulaşım için rayları tercih etti. Bunların 1,7 milyarı bölgesel trenleri kullanırken, hızlı tren yolcularının sayısı ise yaklaşık 108 milyon oldu. Pandemi öncesine kıyasla hâlâ tam toparlanmış sayılmaz, ama yavaş yavaş eski trafiğe geri dönüldüğü söylenebilir.
Günlük bazda bakıldığında ise yaklaşık 7 milyon kişi bölgesel ve hızlı uzun mesafe trenlerini kullanıyor. Bu yoğunluk ve dolulukla yolcu taşıyan bir sistemin tıkır tıkır işlemesi beklenir, değil mi? Tam da bu noktada, beklentiler ve gerçekler arasında bariz bir ayrım ortaya çıkıyor.
Trenler Ne Kadar Dakik?
Almanya ve dakiklik… İdeal bir ikili gibi görünüyor ama mesele trenlere gelince işler biraz değişiyor. 2024’te bölgesel trenlerin %90,3’ü hedefe “zamanında” ulaştı. “Zamanında” derken, 5 dakika 59 saniyeye kadar olan gecikmelerin aslında gecikme sayılmadığını belirtmekte fayda var. Evet, DB’nin kendi kurallarına göre 6 dakikaya kadar olan gecikme, gecikme değil!
Peki, oranlar geçmiş yıllara göre nasıl? 2023’te %91, 2020’de ise %95,6 gibi daha yüksek oranlar vardı. Yani yıllar geçtikçe trenlerin dakiklik performansının yavaş ama emin adımlarla düştüğünü söyleyebiliriz.
Fakat asıl mesele uzun mesafe trenleri (ICE ve IC)! 2024’te bu trenlerin dakiklik oranı %62,5’e geriledi. Yani her üç hızlı trenden biri geç kalıyor. Hatta bu, son 21 yılın en kötü dakiklik oranına tekabül ediyor! Eskiden nasılmış derseniz: 2023’te %64, 2022’de %65, 2021’de %75, 2020’de %82… Kısacası “ICE trenleri bir zamanlar dakikti” cümlesi, “bir zamanlar buralar hep dutluktu” cümlesiyle aynı nostaljik havayı taşıyor.
Bu arada, iptal edilen trenlerin istatistiklere hiç dahil edilmediğini söylemekte de fayda var! Yani DB’nin dakiklik hesaplamaları biraz “işine gelen trenleri saymak” mantığıyla çalışıyor diyebiliriz.
Peki, gecikmelerde yolcuların hakları neler? Eğer tren 60 dakikadan fazla gecikirse, bilet ücretinin %25’ini geri almak mümkün oluyor. 120 dakikadan fazla gecikme durumunda ise, ücretin %50’si iade ediliyor. 2022 yılında Deutsche Bahn, yolcularına gecikme ve iptallerden dolayı yaklaşık 93 milyon avro tazminat ödemek zorunda kaldı. Bu rakam, şirketin uzun mesafe trenlerinden elde ettiği gelirlerin yaklaşık %1,8’ine denk geliyor. Aslında sadece bu rakam bile gecikmelerin ne kadar yaygınlaştığını ve yolcuların yaşadığı aksaklıkların boyutunu gözler önüne seriyor. Bu tür tazminat ödemeleri, müşteri memnuniyetini etkilediği gibi, şirketin finansal yapısını da etkiliyor.

Bir tren istasyonunda, sürekli değişen ve gecikmeleri gösteren bir elektronik bilgilendirme panosu. Fotoğraf: @shutterstock.com, Pusteflower9024
DB Güvenilir Değil
Avrupa’nın sürdürülebilir ulaşım için çalışan çatı kuruluşu Transport & Environment (Tr. “Ulaşım ve Çevre” – T&E), 2024 yılında 27 Avrupa demiryolu şirketini karşılaştırdı ve sonuçlar Deutsche Bahn için pek iç açıcı değildi. DB, 16. sıraya yerleşerek ortalamanın altında bir performans sergiledi. Özellikle güvenilirlik kategorisinde tam anlamıyla sınıfta kaldı ve 2,5 puanla sondan üçüncü oldu. Başka bir deyişle, DB ile seyahat eden yolcuların gecikme ve iptallerle karşılaşması, uluslararası düzeyde de kanıtlanmış oldu.
Listenin zirvesinde ise İtalyan Trenitalia ve İsviçre Federal Demiryolları SBB bulunuyordu. Yani eğer dakik bir tren yolculuğu yapmak, hedefinize sinir krizleri geçirmeden planladığınız vakitte varmak istiyorsanız, İtalya’ya ya da İsviçre’ye taşınmanızda fayda var. Çünkü bu durumun raylarda yıllar sürecek yenileme çalışmaları nedeniyle Almanya’da kısa vadede gerçekleşmesi mümkün gözükmüyor.
Peki, Almanya’nın güvenilir demiryolu devi neden ve nasıl bu hâle geldi? Sürekli geç kalan trenler, bitmek bilmeyen arızalar, iptal edilen seferler… Tüm bunların arkasında ne var? Jonas Wintermantel, rbb44’de yayınlanan “Problemfall Deutsche Bahn: Zehn Gründe für die Dauerkrise” (Tr. “Deutsche Bahn’ın Sorunlu Durumu: Daimi Krizin On Nedeni”) başlıklı yazısında DB’nin bu kaotik durumunu açıklayan on maddeyi sıralıyor.
DB’deki Daimi Krizin On Nedeni
- Eski ve Bitap Düşmüş Altyapı
DB’nin altyapısı, adeta yorgun bir maraton koşucusu gibi: Eski, aşırı yüklenmiş ve sürekli arıza veriyor. Şirketin kendisi bile hatlarını “eski” ve “arızaya eğilimli” olarak tanımlıyor. Sinyal sistemlerinin neredeyse yarısı, demiryolu geçitlerinin ise %42’si kötü durumda. Üstelik Almanya’daki rayların sadece %61’i elektrifikasyona sahip. Uzmanlar, şirketin durumu yıllarca gizlediğini ve siyasetin de bu duruma göz yumduğunu belirtiyor.
- Aşırı Yüklenmiş Ağ
DB’nin demir yolu ağı giderek daha fazla kullanılıyor, ancak altyapı bu yoğunluğa ayak uyduracak şekilde genişletilmiyor. 1994’ten 2022’ye kadar ağın uzunluğu 40 bin kilometreden 33 bine düştü. Bu da sık sık trafik tıkanıklığına yol açıyor. Peki, yeni hat ekleniyor mu? 2022’de sadece 74 kilometre yeni ray döşendi. Karşılaştırma açısından söyleyelim: Almanya’da aynı yıl yaklaşık 10 bin kilometre yeni karayolu yapıldı.
- Bitmeyen İnşaatlar
Almanya demiryollarında şu an her yer şantiye. 2024’te başlayan büyük yenileme çalışmaları 2027’ye kadar sürecek ve önemli hatlar belirli bir süre boyunca sürekli kapalı olacak, kapsamlı bir renovasyon başlayacak. Toplamda 2030’a kadar 40 önemli hattın tamir için kapalı olması planlanıyor. Üstelik Almanya, diğer Avrupa ülkeleri gibi “hareket hâlindeki raylarda” bakım yapma yöntemini pek tercih etmiyor, bu da tren seferlerinde büyük aksamalara ve gecikmelere yol açıyor. Yani “işler durumda tamir edelim, yolcular mağdur olmasın” anlayışı yerine, “kapatalım gitsin, nasıl olsa alıştılar” yaklaşımı hâkim…
- Tren Gelmez Köyler: Haritadan Silinen Bölgeler
Almanya’nın bazı kasaba ve bölgeleri, demir yolundaki kesintiler nedeniyle tren ağından tamamen ya da kısmen kopmuş durumda. Bu bölgelerden trenler nadiren geçiyor, bu da uzun bekleme sürelerine yol açabiliyor. Özellikle tek hatlı raylarda ve nadiren tren seferi yapılan bölgelerde yenileme çalışmaları da yıllarca sürdüğü için bu bölgeler demiryolu ulaşımına veda etmiş gibi görünüyor.
- Tekelcilik ve Şirket Yapısı
Deutsche Bahn, Almanya demiryollarında adeta bir tekel konumunda. Şirketin altyapısını işleten DB Netz AG, ülkedeki 33 bin kilometrelik rayın tamamını kontrol ediyor. Bu da özel demiryolu firmalarını oyun dışı bırakıyor ve rekabetin önünü tıkıyor. Uzun mesafe taşımacılıkta Deutsche Bahn, %95’lik pazar payı ile en büyük sağlayıcı. Şehir içi taşımacılıkta %67, yük taşımacılığında ise %42’lik bir paya sahip. Demir yolu düzenlemeleri, ağın kar sağlamak zorunda olduğunu belirtiyor. Bu nedenle DB Netz AG, yüksek kullanım ücretleri talep edebiliyor.
Almanya hükûmetine de danışmanlık yapan bağımsız bir danışma kurulu olan Monopol Komisyonu, uzun zamandır Deutsche Bahn’ın parçalanmasını talep ediyor. Devlet şirketinin, altyapı şirketi ve taşımacılık bölümlerine ayrılması gerektiğini savunuyor. Amaç, altyapı sağlayıcıları ve kullanıcıları arasında net bir ayrım yapmak.
- Hava Durumundan Kaynaklanan Aksaklıklar
Fırtına mı çıktı? Tren iptal. Kuvvetli yağmur mu yağdı? Sefer gecikmeli. Biraz kar mı yağdı? O zaman bu treni unutun!
Kısacası, DB’nin altyapısı aşırı hava olaylarına karşı fazlasıyla hassas. İklim değişikliği nedeniyle bu tip sorunların ilerleyen zamanlarda daha da artacağı düşünülüyor, ama DB’nin bu konuda ne yapacağı hâlâ muamma.
- Yetersiz Yatırımlar ve Tartışmalı Projeler
DB yıllarca yeterince yatırım almadı. Aldığı paraları ise tartışmalı projelere yatırdı. En büyük örneklerden biri Stuttgart 21: Açılışı 2019’da ve maliyeti başlangıçta 2 milyar mark olarak planlanan proje şu ana kadar 10 milyar avroya mal oldu ve henüz bitmiş değil!
- Personel Eksikliği: Tren Var, Kullanacak İnsan Yok
Deutsche Bahn, Almanya’nın en büyük işverenlerinden biri, ancak hâlâ personel eksikliği çekiyor. Makinistlerden sinyal operatörlerine kadar birçok kritik pozisyonda boşluk var. Sonuç? Daha fazla gecikme, daha fazla iptal, daha fazla stres…
- İşçi Mücadeleleri
Deutsche Bahn ile sendikalar sürekli bir savaş hâlinde. Her toplu sözleşme döneminde grevler patlak veriyor ve yolcular mağdur oluyor. Özellikle yaz tatili dönemlerinde tren yolculuğu yapmayı planlıyorsanız, “Hangi gün grev olacak?” sorusunu cevaplayan bir takvim oluşturabilirsiniz. Çünkü grevler, hizmetin aksamasına ve uzun tren gecikmelerine yol açabiliyor.
- Bitmek Bilmeyen Teknik Arızalar
Demir yolunda sıkça sinyal, güvenlik ve iletişim sistemlerinde arızalar yaşanıyor. Bu aksaklıklar, tren seferlerinin iptaline veya gecikmelere yol açıyor. Ayrıca, bazı istasyonlar hâlâ eski tekniklerle çalışıyor ve bu da operasyonel zorlukları artırıyor.

Peronda trenlerini bekleyen yolcular. Fotoğraf: @shutterstock.com, Robert Mullan
DB ve Mali Sıkıntıları
Deutsche Bahn’ın mali durumu, trenleri kadar sallantılı. 2024 itibarıyla, DB, altyapıya yaklaşık 17 milyar avro yatırmış durumda. Kulağa büyük bir rakam gibi gelse de, bu yatırımın geçmişte oldukça yetersiz olduğu ve Avrupa’daki diğer ülkelerin çok daha cömert davrandığı bir gerçek. Örneğin, İsviçre kişi başına 447 avro, Avusturya 336 avro yatırım yaparken, Almanya ancak 115 avro ile yetinmiş. Lüksemburg ise 512 avro ile zirveye oynuyor. 2024’te Almanya biraz daha cömertleşerek 195 avroya çıksa da hâlâ Avrupa ortalamasının gerisinde.
Tabii, sorun sadece yatırım eksikliği değil. DB, 2024’ün ilk yarısında tam 1,2 milyar avro zarar etti. Üstelik, geçen yılın aynı döneminde bu zarar yalnızca 70 milyon avro idi. Yani zarar 17 katına çıkmış durumda. Toplam borç 33 milyar avro seviyesine ulaştı, bu da şirketin belini büküyor. Üstüne üstlük, uzun mesafe yolculuklarında ciddi bir yolcu kaybı yaşanıyor: IC ve ICE trenleri 2024’ün ilk yarısında sadece 64 milyon yolcu taşıdı ki bu, geçen yıla kıyasla 4 milyonluk bir düşüş anlamına geliyor.
Peki, bu yolcu kaybının sebebi ne? Gecikmeler, grevler, inşaat çalışmaları ve bölgesel trenlere olan yönelim. Özellikle Deutschlandticket gibi uygun fiyatlı seçeneklerin artması, yolcuların hızlı trenler yerine bölgesel hatlara yönelmesine neden oldu. Ancak DB için teselli ödülü niteliğinde bir gelişme de var: Bölgesel taşımacılıkta yüzde 6’lık bir artış yakalandı.
DB’nin Kurtuluş Planı: Yeniden Yapılanma mı, Son Çırpınış mı?
Deutsche Bahn, 2027’ye kadar altyapıyı, demiryolu işletmesini ve ekonomik verimliliği iyileştirmeyi hedefleyen kapsamlı bir yeniden yapılanma programı başlattığını açıkladı. Şirketin hedefleri arasında:
- Altyapı kaynaklı gecikmelerin %20 azaltılması,
- Uzun mesafe taşımacılığında zamanında varış oranının %75-80’e çıkarılması,
- Operasyonel kârlılığın 2 milyar avroya ulaşması gibi iddialı planlar var.
Bu hedefler sayesinde, şirketin istikrarlı bir büyüme yoluna gireceği vurgulanıyor. Bunun için 1500 km demiryolunun yenilenmesi, bakım süreçlerinin hızlandırılması ve kapasite artırımına gidilmesi öngörülüyor. Ayrıca, trenlerin zamanında hizmet verebilmesi için dijitalleşmeye daha fazla ağırlık verilecek. Bunun yanı sıra, hızlı tren hatları, şehir içi ulaşım ve kargo taşımacılığında yeni stratejiler benimsenerek, büyüme hedeflerine ulaşılacağı belirtiliyor.
Ancak bu hedeflere ulaşmanın faturası da var: Personel giderlerinin %50 azaltılması planlanıyor. Yani işten çıkarmalar ve harcama kesintileri kapıda. Bu da kaçınılmaz olarak hizmet kalitesinde tekrar bir düşüş anlamına gelecek gibi.
Bizi Ne Bekliyor?
Deutsche Bahn, büyük bir dönüşüm sürecinden geçiyor. Altyapıya yapılan yatırımlar, istasyonların modernizasyonu ve yeni projelerle birlikte, şirketin uzun vadeli hedefi Almanya’nın demiryolu ağını yeniden güvenilir ve verimli hale getirmek.
Ancak, madalyonun öbür yüzü biraz daha karanlık. Şirketin mali durumu hâlâ sıkıntılı ve bu krizden çıkmak için sadece rayları değil, stratejilerini de yenilemesi gerekecek. Planlar kağıt üzerinde güzel görünüyor, ancak gerçek hayatta işler ne kadar yolunda gidecek? Orası meçhul. Üstelik, altyapı eksiklikleri ve finansal darboğazlar mevcut sorunların çözümünü daha da zorlaştırıyor.Eğer her şey plana uygun ilerlerse, önümüzdeki yıllarda bir iyileşme görebiliriz. Ama o zamana kadar, gecikmelere, iptallere ve “Bu tren teknik bir arıza nedeniyle iptal olmuştur.” anonslarına hazır olmalıyız.
Hedef 2027: Peki DB Gerçekten Farklı mı Olacak?
Özetle, Deutsche Bahn büyük vaatlerde bulunuyor: Daha iyi altyapı, daha dakik trenler ve daha sağlam bir mali yapı. Ancak DB’nin büyük vaatleri ve reform planları kulağa umut verici gelse de yolcuların aklındaki soru şu: Bu plan gerçekleşir ve zamanında hayata geçer mi, yoksa yine DB’nin ünlü gecikmelerinden biri mi yaşanır? Bunu hep birlikte göreceğiz.
Umuyoruz ki 2030’lara geldiğimizde, trenlerin dakikliğinden çok, nostaljik gecikme anılarını konuştuğumuz bir döneme gireriz. O zamana kadar, tren yolculuklarını bir sabır testi olarak görmekte fayda var. Öyle ki, seyahat hazırlıklarınızı yaparken, yanınıza bir kitap, kulaklık veya bir kahve almayı unutmayın. Çünkü varış saatleri sabit değil, bekleme süresi sürprizlerle dolu.
DB Kime Ait?
Deutsche Bahn AG (DB), devlete ait bir şirket olmasına rağmen özel sektör prensiplerine göre yönetilen bir anonim şirkettir (AG – Aktiengesellschaft). DB’nin temelleri 1994 yılında atıldı. Almanya’nın birleşmesi sonrası, Batı Almanya’nın devlet demiryolu şirketi Deutsche Bundesbahn ile Doğu Almanya’nın Deutsche Reichsbahn’ı birleşerek Deutsche Bahn AG’yi oluşturdu. Bu birleşmeyle birlikte, Almanya’nın demiryolu altyapısı ve ulaşımı tek bir çatı altına toplandı.
Özetle, Deutsche Bahn tamamen kamuya ait bir şirket olmasına rağmen, özel sektör mantığıyla yönetilmeye çalışılıyor. Ancak burada önemli bir fark var: Özel bir şirket bu kadar sık gecikme, iptal ve altyapı sorunlarıyla gündeme gelseydi, müşteriler hızla alternatif çözümler arar, rekabetin olduğu bir piyasada böylesine aksaklıklara uzun süre tahammül etmezdi.
Fakat DB, Almanya’daki demiryolu taşımacılığında fiili bir tekel konumunda. Ulaşımda tren kullanmak isteyen yolcuların çok fazla seçeneği yok. Bu da DB’nin, hizmet kalitesini ciddi anlamda artırmadan da ayakta kalabilmesine olanak tanıyor. Sonuç olarak, sürekli iyileştirme ve reform yapmak yerine, DB’nin yıllardır var olan sorunlarını ağır aksak gidermeye çalışması, hatta bazı sorunları görmezden gelmesi mümkün hâle geliyor. Rekabetin eksikliği, şirketin müşteri memnuniyetini ve hizmet kalitesini önceliklendirmesi için güçlü bir teşvik yaratmadığı gibi, sistemi modernize etme sürecini de yavaşlatıyor. Kısacası bu durum şirketin daha hızlı ve daha fazla sorumluluk almak yerine mevcut düzenini uzun süre sürdürmesine olanak tanıdı ve tanımaya devam ediyor.