"ABD"

Trump’ın Müslüman Yasağı ve Etkileri

Gerek seçim kampanyasındaki söylemleri gerekse seçim süreciyle gündemden düşmeyen yeni ABD Başkanı Trump’ın ilk icraatlarından biri olan “bazı Müslüman ülkelere seyahat yasağı”, sene başından beri dünya kamuoyunda tartışılmaya devam ediyor.

Suriyeli mültecilerin ABD içerisinde yerleştirilmesi programını durduran ve mülteci kabullerini askıya alan kararname ile ardından başlayan tartışmalar, Amerika’nın göç politikasındaki keskin değişimin yanı sıra yerel-federal gerilimi de içinde barındırdığından ABD için kritik bir öneme sahip. Trump Yönetimi’ne muhalefetin en önemli unsurlarından olan göç politikası, gündemi uzun bir süre daha işgal etmeyi sürdürecek gibi görünüyor.

27 Ocak 2017 tarihinden itibaren ABD’ye seyahat yasağına konu olan Müslüman ülkeler, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın “teröre destek veren” ve “endişe kaynağı diğer ülkeler” listelerinden seçildi. Trump, kararın bir “Müslüman Yasağı” değil, yalnızca “birçok Müslüman’ı kapsayan bir yasak” olduğunu öne sürdü.[1] Fakat kararname, basında ve sosyal medyada “Müslüman Yasağı” (İng. “Muslim Ban”) şeklinde yer buldu.[2]

Söz konusu “Müslüman Yasağı”nın içeriğine göz atmakta fayda var:
Ekim 2016 ila Ocak 2017 arası dönemde, Birleşik Devletler’e hâlihazırda 29.895 mülteci kabul edilmişti. Kararname ile yıllık 50 bin kabulü kapsayan Mülteci Kabul Programı (İng. “refugee admissions”) 4 aylığına durduruldu.[3]

Irak, Suriye, İran, Sudan, Libya, Somali ve Yemen’den ABD’ye girişler 3 ay süreyle yasaklandı.[4]
Suriyeli mültecilerin ABD içinde yerleştirilmesi (İng. “resettlement”) programı süresiz olarak durduruldu.

Mültecileri kabul prosedürlerinde dinî kimliğin de rol oynayacağı belirtildi. Metinde belli bir dinî grup ismi zikredilmemesine rağmen,[5] Trump 27 Ocak tarihli konuşmasında artık Hristiyanlara öncelik tanınacağının altını çizdi.[6]

Trump’ın Müslüman Yasağı”na Tepkiler

ABD’de bazı bölgeler, kayıt dışı göçmenlerin “başka suçlardan ötürü tutuklanması” için federal kurumlarla işbirliğini reddetmişti. 25 Ocak’ta Trump, Federal Göç Ofisleri’yle işbirliğine gitmeyen şehirlerde belediyelerin kaynaklarının kısılması tehdidiyle bir kararname yayımladı. New York, Los Angeles, Chicago’nun yanı sıra, çok sayıda şehrin de katıldığı “meydan okuma”, iki gün sonra imzalanacak “Müslüman Yasağı”na karşı dalganın bir işaret fişeğiydi. Tehdit kararnamesine karşı bir grup senatör, Anayasa’nın ihlal edildiği gerekçesiyle hukuk mücadelesine başlayacaklarını açıkladı. Söz konusu şehirlerin yöneticilerinin katıldığı bir basın toplantısında Chicago Belediye Başkanı Rahm Emanuel şu sözleri sarf etti: “Aramızda yabancı yoktur.
Polonya veya Pakistan’dan gelmiş olabilirsiniz. İrlanda, Hindistan, İsrail, Meksika veya Moldova… Dedeniz nereden gelmiş olursa olsun, Amerikan rüyasının peşinde Chicago’ya hoş geldiniz.”[7] Kararnamenin Başkan tarafından imzalanmasından sonra tepkiler artarak sürdü:

25 Ocak’ta, Amerika-İslam İlişkileri Konseyi[8] tarafından Washington Square Park’ta organize edilen gösteride binden fazla kişi tehdit kararnamesini ve ertesi gün imzalanacak “Müslüman Yasağı”nı protesto etti.[9]

27 Ocak’ta Barışın İnsanları (İng. “Am Shalom”) Sinagogu üyesi bir grup Yahudi, Uluslararası O’Hare Havalimanı’nda, yasak yürürlüğe girmeden ABD’ye ulaşabilecek son Suriyeliler için karşılama organizasyonu düzenledi. Gönüllüler mültecileri havalimanında çiçeklerle karşıladıktan sonra onlara kışlık giyim eşyaları sundu. Mülteciler için 17 dilde “hoşgeldiniz” mesajları hazırlandı. Bazı gönüllüler mülteciler için daire kiralarken, bazıları da çeşitli ev eşyaları hediye etti.[10]

Karara karşı ABD’nin yanı sıra Avrupa’da da gösteriler düzenlendi. Yasağın duyurulmasının üçüncü gününden itibaren başta Londra olmak üzere birçok şehirde düzenlenen protestolarda kararnamenin insan haklarına açık bir saldırı niteliği taşıdığı ve dinî ayrımcılık içerdiği vurgulandı.[11]

Çeşitli kurumlarda görev almış 134 dış politika uzmanı, kararın ABD’nin güvenliğini ve küresel liderlik iddiasını sekteye uğratacağını savunan bir bildiri yayımladı.[12]

Amerikan Sivil Haklar Birliği (ACLA)[13], sokak protestolarına öncülük etmenin yanında mahkemeleri aktif şekilde takip ederek tüm süreç boyunca güçlü bir muhalefet sergiledi.[14]

Mültecilerin Terörle Bağlantılı Olduğu İddiası

Pentagon’da “Müslüman Yasağı” kararnamesini onayladıktan sonra konuşan Trump, “Okyanus ötesinde savaşan askerlerimizi tehdit edenleri ülkemize almayacağız” demişti.[15] Trump, seçim kampanyası sırasında Suriyeli mültecileri “potansiyel IŞİD casusu” olarak tanımlamıştı. 11 Eylül saldırılarını hatırlatan Trump, “Ne bu olaydan aldığımız dersleri ne de ölen insanları unutacağız.” demeciyle Müslüman Yasağı’nın meşruiyet zeminini açıklamıştı. Oysa söz konusu saldırıları gerçekleştiren teröristlerin vatandaşlığa sahip olduğu Suudi Arabistan, BAE, Mısır ve Lübnan’ın hiçbiri yasak kapsamında bulunmuyordu. Suudi yönetimiyle petrol ve silah ticaretinde yakın işbirliği, yasağın bu ülkeyi teğet geçmesine sebep olurken Trump’ın bölgedeki büyük yatırımları da yine Emirlikler’in yasak dışında kalmasını sağladı. Hâlihazırda Trump’ın Dubai’de bir golf kulübüne sahip şirketi ve Suudi Arabistan’da bir otel girişimi bulunuyor.[16]

Washington merkezli CATO Enstitüsü’nün 1975-2015 arası ABD’de gerçekleşen terör saldırılarını inceleyen araştırmasına göre bir Amerikalı’nın bir mültecinin düzenlediği saldırıda hayatını kaybetmesi üç buçuk milyarda bir olasılığa sahip.[17]

11 Eylül’den bu yana ABD’de can kaybına sebep olan saldırıların oldukça az bir kısmı Müslümanlar tarafından düzenlendi. Bu dönemde, beyaz ırkçılar ve aşırı sağcıların da içinde bulunduğu çeşitli saldırılarda 230 binin üzerinde insan hayatını kaybetti. 11 Eylül saldırılarından bu yana kendilerini İslam’la ilişkilendiren kişilerin düzenlediği saldırılarda 123 can kaybı yaşandı.[18]

Sonuç

Özellikle sürecin başında kritik rol üstlenen sanctuary (kutsal/korunmuş) şehirler[19], ülkede sık sık gündeme gelen federal-yerel gerilime yeni bir boyut kattı. Başkan’ın söz konusu şehirlere yönelik tehditkâr ifadeleri, sorunun önümüzdeki günlerde başka alanlara taşınabileceğinin de işaretini verdi.

Bölge yargıçlarının tüm durdurma kararlarına rağmen Yüksek Mahkeme’nin kısmi de olsa kararnameyi onaylaması, Trump’ın bundan sonraki süreçte gündeme getirmesi muhtemel “güvenlik tedbirleri”nin önünü açmış oldu.

Kararda yer alan “bona fide” (iyi niyetli) ilişkiler ifadesinin muğlaklığı, farklı şekillerde yorumlamalara sebebiyet verebilecektir. Ancak hangi ilişkilerin iyi, hangilerinin kötü olacağının tanımlanmasının ardından yeni bir yargı sürecinin başlayabileceği ön görülmektedir.

Kararnamenin uygulamaya konulması, Avrupa’da benzer “tedbirler” ön gören sağcı siyasetçiler için örnek teşkil etmiştir. Önümüzdeki haftalarda benzer tasarıların Avrupa kamuoyunda gündeme gelmesi şaşırtıcı olmayacaktır.

AB üyesi ülkelerin “mültecilerin yeniden yerleştirilmesi” konusunda yaşadığı anlaşmazlıkta ABD’nin Seyahat Yasağı, mültecilerin yerleştirilmesinde yükümlülük altına girmeyi reddeden tarafların elini güçlendirecektir.[20]

ABD içinden ve dışından yükselen tüm tepkilere rağmen Trump yönetimi, yasağın Müslümanlara yönelik bir ayrımcılık iması taşımadığını ve ulusal güvenlik bağlamında geliştirildiği iddiasını sürdürecektir. Bu sebeple, benzer ve hatta daha sert kararnamelerin yakın zamanda gündeme gelmesi sürpriz olmamalıdır.

 

[1] 25 Ocak 2017’de ABC News’ten David Muir, Trump ile görüntülü bir mülakat yapmıştı: “TRANSCRIPT: ABC News Anchor David Muir Interviews President Trump”. https://goo.gl/9dsQXt
[2] Kararı “Müslüman Yasağı” (Muslim Ban) şeklinde duyuran medya kuruluşlarından bazıları: Guardian, Al Jazeera, Independent, The Telegraph, The New York Times.
[3] Trump, Obama döneminde 110 bin olan mülteci kabul limitini zaten 50 bine çekmişti. Bu kararla, limit geçici olarak sıfıra çekilmiş oldu. bkz. The Washington Times. “Trump quietly slashes number of refugees from Obama’s target despite court order”. (04.06.17). https://goo.gl/Fz7TFb
[4] Diplomatlar, BM ve diğer uluslararası kurum görevlileri kapsam dışında bırakıldı: “(…) excluding those foreign nationals traveling on diplomatic visas, North Atlantic Treaty Organization visas, C2 visas for travel to the United Nations, and G1, G2, G3, and G4 visas” (Kararname Metni’nden)
[5] The Independent, “Donald Trump says Syrian Christians will get priority refugee status”.(27.01.17). https://goo.gl/UxTcsn
[6] The Washington Post. Trump signs order temporarily halting admission of refugees, promises priority for Christians”. (27.01.17). https://goo.gl/yjXgAq
[7] The New York Times. “Sanctuary City Mayors Vow to Defy Trump’s Immigration Order”. (25.01.17) https://nyti.ms/2k5BVde
[8] Kurum hakkında detaylı bilgi için bkz. Göç Araştırmaları Vakfı Bilgi Notu. (23.06.17). “CAIR İslamofobi Raporu” http://gocvakfi.org/amerika-islam-iliskileri-konseyi-cair-islamofobi-raporu/
[9] The New York Times. ”Even Before Trump Acts on Immigration, New Yorkers Protest”. (26.01.17). https://nyti.ms/2k88R4X
[10] The New York Times. “Warm Welcome for Syrians in a Country About to Ban Them”. (28.01.17). https://nyti.ms/2jIPKux
[11] CNN. “Travel ban protests stretch into third day from US to UK”. (31.01.17). https://goo.gl/t8hqez
[12] The New York Times. “Trump’s Revised Travel Ban Is Denounced by 134 Foreign Policy Experts”. (11.03.17). https://nyti.ms/2mck8ix
[13] Bir buçuk milyonu aşkın üyesi ve üç yüzden fazla hukukçusuyla ACLA, Birleşik Devletler’de hak ve özgürlükler alanında faaliyet gösteren en etkili sivil kuruluşlardan biridir. Detaylı bilgi için bkz. https://www.aclu.org/about/aclu-history
[14] The American Civil Liberties Union. “The Muslim Ban Is a Muslim Ban, the ACLU Argued in Court”. (09.05.17). https://goo.gl/ExviDA
[15] “We want to ensure that we are not admitting into our country the very threats our soldiers are fighting overseas.” Associated Press. “Trump orders strict new refugee screening, citing terrorists”.. https://goo.gl/qrGLhy
[16] The New York Times. “Fears That Trump’s Visa Ban Betrays Friends and Bolsters Enemies”. (27.01.17) https://nyti.ms/2jGBvXv
[17] CATO Enstitüsü. “Terrorism and Immigration: A Risk Analysis”. (13.09.17). https://goo.gl/T3jhiuA
[18] North Carolina Üniversitesi’nden sosyoloji profesörü Charles Kurzman’ın basına yansıyan, araştırma bulguları esas alınmıştır: The New York Times. “Immigration Ban Is Unlikely to Reduce Terrorist Threats, Experts Say”. (28.01.17). https://nyti.ms/2jBTm40
[19] Göç yasasına ilişkin Federal Hükümet’in kararlarını uygulamayı reddeden bölgeler. Detaylı açıklama için bkz. (İng.) New York Times. “What Are Sanctuary Cities?”. (06.02.17). https://nyti.ms/2ci8Fco – (Tr.) Euronews. “Göçmen Karşıtı Trump Kutsal Kentlere Savaş Açtı”. (26.01.17). https://goo.gl/sk4oCh
[20] Visegrad Grubu olarak adlandırılan Macaristan, Polonya ve Çek Cumhuriyeti’ne, “mültecilerin yeniden yerleştirilmesi” sürecinde yeterli sorumluluk üstlenmedikleri gerekçesiyle Avrupa Komisyonu tarafından ihlal davası açılmıştı. bkz. European Commission Press Release Database. “Relocation: Commission launches infringement procedures against the Czech Republic, Hungary and Poland”. (14.06.17). http://europa.eu/rapid/press-release_IP-17-1607_en.htm

Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler