Almanya | Seçmenlerin Kişisel Verilerinin Partilere Satıldığı İddiası

Alman Posta İdaresi (Deutsche Post) hakkında ortaya atılan yeni bir iddiada kurumun, kardeş kuruluş “Deutsche Post Direkt GmbH” şirketi aracılığıyla özellikle 2017 seçimleri öncesi vatandaşların adres bilgileri ve kişisel verilerini seçim kampanyalarında kullanılmak üzere siyasi partilere sattığı iddia edildi. Alman Posta İdaresinin bu satış işlemini 2005 yılından beri yaptığı ileri sürüldü.

Bild am Sonntag gazetesinde yer alan habere göre Alman Posta İdaresi seçmenlere ait ikametgâh bilgileri ve kişisel verileri izinsiz olarak Hür Demokrat Parti (FDP) ve Hristiyan Demokrat Birlik Partisi’ne (CDU) sattı. Almanya’da mecliste bulunan diğer partilerden Sosyal Demokrat Parti (SPD), Sol Parti (Die Linke), Almanya için Alternatif Partisi (AfD) ve Yeşiller’in ise bu konuda posta idaresiyle iş birliği yapmadıkları belirtildi.

Haberde Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) ve Hür Demokrat Partinin (FDP) Posta İdaresinden veri aldıklarını onayladıkları ve hatta her iki partinin de bu hizmetin karşılığı olarak posta kurumuna 5 haneli bir meblağ ödedikleri öne sürüldü. CDU’nun bu verilerle kapı kapı seçmenleri dolaştığı, FDP’nin ise sadece parti broşürü dağıttığı iddia edildi.

Haberde söz konusu verilerin Almanya’daki 20 milyon ikametgâh adresi ve 34 milyon haneyi içerdiği, ayrıca bir milyardan fazla farklı kişisel bilgiyi (cinsiyet, yaş, eğitim, alım gücü gibi) kapsadığı öne sürüldü.

Deutsche Post İddiaları Reddetti

Konu ile ilgili açıklama yapan Alman Posta İdaresi ise haberdeki iddiaları reddetti. Şirketten yapılan açıklamada, haberde adı geçen verilerin kişi ya da hane bilgileri olmadığı, ortalama 6,6 haneyi içeren istatistiki olasılık hesaplamalarının sonuçları olduğu belirtildi. Kardeş kuruluş aracılığıyla kişisel bilgilerin satılmasının söz konusu olmadığını vurgulayan şirket ve bu konuda geçerli olan “Federal Veri Koruma Kanunu” kapsamında hareket edildiğini öne sürdü.

Buna karşılık haberde Almanya’da bir oturum adresine sahip olan herkesin otomatik olarak Alman Posta İdaresinin veri bankında kayıtlı olduğuna dikkat çekilirken, vatandaşların kendilerine ait bilgilerin herhangi bir amaçla kullanılmasını önlemek için kuruma yazılı itiraz dilekçesi vermesi gerektiği belirtiliyor.

Uzmanlar Gizli Bilgi Paylaşımına Karşı Uyarıyor

Sol Partili network uzmanı Anke Domscheit-Berg konuyla ilgili yaptığı açıklamada bu durumun “kabul edilemez” olduğunu ve kişisel verilerin “her ne suretle olursa olsun” açıkça bir izin olmaksızın paylaşılmasının yasaklanması gerektiğini savunuyor.

Hamburg Eyaleti Veri Koruma Komiseri Johannes Caspar ise, Facebook ve İngiliz iletişim şirketi Cambridge Analytica skandalı sonrası “seçim reklamcılığı amacıyla çevrimdışı veya çevrimiçi sektörde mikro hedefleme” kullanımının yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini vurguladı. Caspar, anayasanın siyasi partilere halkın siyasi karar verme sürecine dahil olma yetkisi vermiş olmasının kesinlikle “seçmen iradesini manipüle etmek” ve şeffaf olmayan prosedürler anlamına gelmediğinin altını çizdi.

Kişisel verilerin tüketici ve seçmen davranış analizi amacıyla izinsiz kullanımına dair son yıllarda birçok vaka yaşandı. Kısa süre önce de Cambridge Analytica adlı bir veri analiz firmasının 2016 yılında Donald Trump’ın başkanlık yarışını desteklemek ve Brexit referandumunda kamuoyunu etkilemek amacıyla izinsiz bir şekilde 50 milyon Facebook profiline erişerek elde ettiği kişisel bilgileri seçmen analizinde kullandığı ortaya çıkmıştı. Skandalın ortaya çıkmasıyla Facebook ve benzeri sosyal medya platformlarının güvenilirliği tartışmaları yeniden gündeme taşındı. (AA, P)