'Türkiye'de Deprem'

Afet Sonrası Psikolojik İlk Yardım Nedir?

Türkiye’deki Kahramanmaraş depremleri, büyük bir toplumsal travmayı da beraberinde getirdi. Bu travmanın etkileri uzun vadede görünür olacak. Bu etkileri azaltmak adına yapılacak şeyleri açıkladık.

© Shutterstock.com

“Depremden beri ufak bir sese bile tahammül edemiyorum.” Hem dayanılmaz bir felaketi yaşamış olmak hem de “sese katlanamamaktan” rahatsızlık duyduğu için mahcup olarak ağlamaklı devam etti anlatmaya. “Anlatmaya devam etti” dediğime de bakmayın. Nereden başlayacağını, neyi nereye oturtacağını bilmediği her hâlinden belliydi genç kadının.

Türkiye’de psikolog bir arkadaşımızın inisiyatifi ile bir grup oluşturup depremden doğrudan ya da ikincil olarak etkilenenlere psikolojik ilk yardım hizmeti sunmak için doktor ve psikologlar olarak bir araya geldik. Hiçbirimiz sahada değiliz. Türkiye’nin, hatta dünyanın farklı noktalarından, telefon ve internet yolu ile iletişim sağlıyoruz. İşte bu hanımefendi ile de böyle bir telefon görüşmesiyle tanıştık.

İnsan “iyi” olduğu için acı çeker mi? Enkaz altında yakınlarını bırakanlar böyle bir acı çekiyorlar. Çaresizlik duygusu, korkular, anlamsızlık hissi ve hatta suçluluk… Bütün bunlar felaketlere maruz kalan insanları allak bullak ediyor. İşte tam da burada “psikolojik ilk yardım”a ihtiyaç duyuluyor.

Psikolojik İlk Yardım Nedir?

Dünya Sağlık Örgütü’ne göre psikolojik ilk yardım, “ciddi kriz yaratan olaylara maruz kalan insanları desteklemek için yapılan insani, destekleyici ve pratik yardım” olarak tanımlanmaktadır. Bir kaza durumunda gerçekleşen ilk yardım çalışmasına benzer şekilde “psikolojik” ilk yardımda amaç, ağır psikolojik etkiler doğurabilecek olaylar yaşamış olan insanları, bu olayların hemen ardından desteklemek anlamına gelir. Burada amaç, akut psikolojik destekle kişinin en temel bilişsel becerilerini devam ettirebilmesine yardım etmektir.

Hemen herkesin ya kendisinin ya da bir yakınının başına gelmiştir: Hazırlıksız yakalandığınız, beklemediğiniz korkutucu, üzücü veya ürpertici bir olayla karşılaştığınızda belli bir süre mantıklı tepkiler veremeyebilirsiniz. İnsan zihninin böyle tepkiler vermesinin haklı sebepleri vardır. Bu durumdaki kişilere destek vermenin önemi büyüktür.

Psikolojik ilk yardımdan bahsederken “akut stres reaksiyonu” ile “travma sonrası stres bozukluğu”nu birbirinden ayırmak gerekir. Akut stres reaksiyonu çok daha yaygındır ve kendisini çok başka şekillerde gösterebilir. Her travma yaşayan ya da travmatik olaya maruz kalan kişi hasta olmaz. Bu duygu karmaşasına maruz kalan kişi için çok rahatsız edici ve ağır bir yük olabilir. İşte tam da bu yüzden bir “ilk yardıma” ihtiyaç duyulur.

Deprem gibi büyük travmatik afetlerin ardından sahada, felaketin gerçekleştiği alanda uygulanan psikoloik ilk yardımın kapsamı çok daha geniştir. Güvenlikten sağlığa, sağlıklı bilgi akışından beslenmeye kadar her türlü desteği içerir.

Afet sonrasında felaketi yaşayan insanlara psikolojik ilk yardım yapabilmek için doktor ya da psikolog olmaya gerek yoktur ama çok hassas noktaları olduğu için bunu yapacak kişilerin eğitim almış olması gerekir. İlk aşamada sunulan bu desteğin ileriki aşamalar için felakete uğramış insanlara faydası büyük olacaktır. Daha sonrasında ise görüşmelerin psikolojik donanımı olan kişiler tarafından yapılması, acil müdahale gerekip gerekmediğini anlamak açısından önemlidir.

“Senin Yaşadığın Şeyin Adı Felaket”

Şu an bize ulaşa(bile)n kişiler yaşadıklarını, şahit oldukları, duydukları ve hatta hissettiklerini zihinlerinde henüz tasnif edememiş ve bununla baş etmekte zorlanan kişiler. Bilmiyorum şaşıracak mısınız ama, bazen yaşanan olayın tam merkezinden çıkmış, hemen her şeyi görüp yaşamış birine, “Senin yaşadığın şeyin adı ‘felaket’” diyorsunuz ve verdiği tepkiden, bunu duymaya ihtiyacı olduğunu görüyorsunuz. Çoğu afetzede felaket esnasındaki gördükleri sahnelerde kalıp, aynı şeyi içlerinde defalarca yaşamaya devam eder. Felaket bir kere olur ama siz onu 10 kere, 100 kere tekrar tekrar yaşarsınız. Böyle kişilerin “an”a döndürülmesi, zaman ve durum farkındalıklarının sağlanması için faydalı teknikler vardır. Nefes egzersizleri, vücut farkındalığı oluşturmak gibi pratikler bu teknikler arasında sayılabilir.

Aynı zamanda stres kontrolü ve rahatlamaya yönelik de çeşitli çalışmalar yapılıp taktikler verilebilir. Kimin neye ihtiyacı olduğunu anlamak için yapılacak en önemli şey dinlemektir! İyice dikkatlice dinlemek ve satır aralarına dikkat etmek… Çünkü çoğu zaman afetzede, “Beni en çok etkileyen şey şuydu” diyemez. Ama canlarını yakan şeyler bulunup, bunların yalnızca adı konulduğunda bile yaşadıkları rahatlama kendileri için paha biçilemezdir.

Psikolojik İlk Yardım ve Travma Sonrası Stres Bozukluğu

Psikolojik ilk yardımın uzun vadede travma sonrası stres bozukluğundan koruyup koruyamayacağı ile ilgili fazla veri olmasa da bazı istatistiklere sahibiz. Özellikle hangi tür felaketin ileride travmaya dönüşebileceği ile ilgili tahminler mevcut. Taciz, tecavüz, işkence gibi başkası tarafından bilinçli şekilde uygulanan durumlarda gösterilen psikolojik tepkinin tramvaya dönüşme ihtimali yüzde 90’ın üstünde. Doğal afetlerde ise bu ihtimal epeyce düşüyor.

Travmaların oluşum sürecini ve bilişsel handikaplarını düşündüğünüzde ilk yardımın ne kadar ciddi bir yerinin olduğu açık. Mesela afet esnasında karşısında donakalan kişi (kaç, savaş, don; akut strese verilen normal tepkilerdir) deprem anında başkalarına yardımcı ol(a)madığı için çok yoğun suçluluk duygusu hissedebilir. Bu yoğun duyguların korku, çaresizlik, kayıplardan kaynaklanan çok şiddetli üzüntü ile çarpıştığı bir zihin, bu zincir kırılmazsa bünyeyi hasta edebilir. Yaşadığı travmalardan dolayı kendini suçlamayan kimse, kendisini daha iyi toparlar (HUBER 2003a: 77).

Tramatik Olayların Muhtemel Patolojik Sonuçları

Deprem gibi travmatik olayların ardından ortaya çıkabilecek patolojik semptomların listesi hayli uzundur (Woller vd. 2004:30). Bu semptomlar mutlaka ortaya çıkmak zorunda değildir. Büyük felaketler sonrasındaki yas süreci herkeste farklı cereyan etse de aşağıdaki semptomlardan bir veya birkaçı uzun süreli görüldüğünde bir uzmandan yardım almak faydalı olabilir:

  • Travma sonrası akut stres tepkisi
  • Travma sonrası stres bozukluğu
  • Depresyon
  • Dissosiyatif bozukluklar
  • Somatizasyon ve konversiyon bozuklukları
  • Kişilik bozuklukları (özellikle borderline kişilik bozukluğu)
  • Yeme bozuklukları
  • Korku hastalıkları
  • Bedensel rahatsızlıklar
  • Bağımlılık hastalıkları

Maalesef çocuklar da deprem felaketini bizlerle birlikte yaşadı. Çocuklar ve gençler normal zamanlarda da duygu ve düşüncelerini yetişkinlerden daha farklı ifade ederler. Sadece ifade etme şekilleri değil, çevrelerinde olan bitenle başa çıkma yolları da farklıdır. Elbette onlar da akut stres reaksiyonları gösterebilirler. Tam da duygularıyla baş etmeyi öğrenme safhasındaki bir çocuğu ya da ergenlikteki bir genci böylesi baş edilmesi zor duygularla yalnız başına bırakmamak gerekir.

Öte yandan çocuk ve gençlerin içlerinde taşıdıkları muazzam regenerasyon yeteneklerini de yadsımamak lazım. Çocuklara ve gençlere afet sonrasındaki zamanlarda toz pembe bir resim çizmeye kalkışılmamalı. Onlar nasıl her şeyi tecrübe ederek öğreniyorlarsa bu konuda da gerçek ve yaşlarına uygun bilgiler verilmeli.

Tek Mesele “Depremde Sallanmış Olmak” Değil

Çocuk ve gençlerin korkularıyla başa çıkmaları konusunda en iyi yöntemlerden birinin, olası tehlike durumunda ne yapacaklarını bilmeleri/öğrenmeleri olduğunu düşünüyorum. Travmaya sebep olan duygu, olayın korkunçluğundan ziyade çaresizlik hissidir. Çocukların ve gençlerin bu sebeple bilgilendirilmeleri ve cesaretlendirilmeleri gerekir. Bunun yanında korkmalarının, üzülmelerinin, endişe duymalarının bu süreçte normal olduğu da anlatılmalıdır. Bu korku ve endişenin normal boyutlarda yaşanıp yaşanmadığı bir uzman tarafından değerlendirilmelidir.

İlk müdahale ne kadar önemliyse, sonradan verilen destek de bir o kadar ehemmiyet taşır. Çünkü mesele sadece depremde “sallanmış olmak” ya da dehşet verici sahnelere şahit olmaktan fazlasıdır.

Depremde ailesini, sevdiklerini, uzuvlarını, ekmek kapılarını, mallarını kaybeden insanları ruhsal ve ekonomik çok zorlu ve uzun bir dönem bekler. Bu açıdan felaketin boyutunun ilk anda görüldüğünden misliyle fazla olduğunu fark edersiniz. İnsanların normal hayata geri dönme isteği en tabii ihtiyaçlarındandır. Ne yazık ki afetzedeler için bu hiç de kolay değildir. Bu nedenle de yardımların ve yardımlaşma arzusunun ekonomik ve akıllıca kullanılması gerekir.

Nasıl bir yıllık gıda ihtiyacı bir kerede giderilemezse ve bir devamlılık gerektirirse, diğer birçok ihtiyaç için de süreklilik önemlidir. Annesini kaybetmiş bir gencin, yapayalnız kalmış bir çocuğun, bütün varını yoğunu kaybetmiş bir vatandaşın acısı pek tabii ki afetlerin ilk günlerinde yapılan (iyi ki de yapılan!) kısa süreli yoğun beslenme veya giysi yardımıyla giderilemeyecektir. Bu anlamda devletin üzerine düştüğü kadar sivil toplumun da üzerine görevler düşer.

Meseleye çocuklar özelinden bakacak olursak en temel ihtiyaçlar güvenlik, güvenli ve devamlı bağ kurma, sevgi, ilgi ve oyundur. Bunun haricinde aşağıdaki bazı noktalar, bu süreçte afetzedeleri güçlendirmek adına faydalı olabilir:

  • Afetzedeye yaşadığını anlatma (çocuklarda resimler, oyunlar, masallar, hikâyeler) imkânı sunulması bu süreçte ona yardımcı olacaktır.
  • Travmatik tecrübenin çevre tarafından kabul edilmesi ve inkâr edilmemesi büyük önem taşır.
  • Afetzedenin ailesinden destek görmesi onu güçlendirici etkiye sahiptir.
  • Afeti yaşayan kişi olaydan sonra güven içinde ve kendi bildiği çevrede yaşadığında risk faktörlerine karşı bir koruma alanı oluşturabilir.
  • Afetzedenin felaketin hemen ardından dışarıdan desteğe ulaşması süreci atlatmasını kolaylaştırır.
  • Bütün bu süreç esnasında afetzedenin, afetle mücadelede diğer afetzedelere katkı sunması da onun iyilik hâli açısından merkezî olacaktır.
  • Yine afetzedeler inançlarında teselli ve destek bulabilirler.

Dr. med. univ. Zeynep Işık

Zeynep Işık Almanya’da Pfalz Kliniğinde Çocuk ve Genç Psikiyatrisi asistan doktoru olarak çalışmaktadır.

Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler