'Gazze Şeridi'

“Gazze Şeridindeki Enkazı Kaldırmak Yıllar Sürecek”

Dünya Bankası ve Birleşmiş Milletler tarafından hazırlanan yeni bir rapora göre, İsrail'in Gazze'ye karşı sürdürdüğü savaşın ilk dört ayında kritik altyapıya verilen zararın maliyeti yaklaşık 18.5 milyar dolar olarak tahmin ediliyor.

Fotoğraf: Serdarkeskiin - Shutterstock.

Dünya Bankası, nisan ayında Gazze Şeridi Muvakkat Hasar Tespiti başlıklı bir rapor yayımladı. Birleşmiş Milletler’in de katkıda bulunduğu ve Avrupa Birliği’nin finansal olarak desteklediği rapora göre, İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarının 7. ayına girdiğimiz şu günlerde, Gazze’deki altyapı hasarının 18.5 milyar dolar civarında olduğu düşünülüyor. Bu rakam, Batı Şeria ve Gazze’nin toplam gayrisafi yurtiçi hasılasının yüzde 97’sine tekabül ediyor.

Rapor, uzaktan veri toplama kaynaklarını kullanarak Ekim 2023 ile Ocak 2024 arasındaki kritik sektörlere ait fiziksel altyapı hasarlarını inceliyor. Ekonominin her alanı bu yıkımdan etkilenirken, zararın yüzde 72’sini konut yıkımları oluşturuyor. Su, sağlık ve eğitim hizmetlerinin altyapı hasarları genelin yüzde 19’unu kapsarken, ticari ve endüstriyel binalar yüzde 9’unu oluşturuyor. Yaklaşık 26 milyon ton ağırlığında enkaz ve molozun ise kaldırılmasının ancak yıllar süreceği düşünülüyor.

Sağlık Tesislerinin Yüzde 84’ü Yıkılmış veya Hasarlı

Gazze nüfusunun yarısından fazlası açlık ve kıtlık ile yüzleşirken nüfusun tamamı akut gıda güvensizliği ve kötü beslenme ile başa çıkmaya çalışıyor. Bir milyondan fazla insanın evsiz kaldığı ve popülasyonun yüzde 75’inin yerinden edildiği bu felakette kadın, çocuk, yaşlı ve engelli bireylerin savaşın hem fiziksel hem de ruhsal etkilerini ömür boyu taşıyacağı düşünülüyor. Eğitim sistemi tamamen yok edildiğinden, Gazzeli çocukların hiç biri okula gidemiyor.

Sağlık tesislerinin yüzde 84’ü ya yıkılmış ya da hasar görmüş ve kalanlarının da su elektrik gibi temel ihtiyaçları karşılayamadığı Gazze’de nüfusun sağlık hizmetlerine, ilaca ve acil yardıma erişimi oldukça sınırlı. Su ve sıhhi tesisatın neredeyse tamamının çöktüğü Gazze’de suyun yalnızca yüzde 5’i kullanılabiliyor. Ayrıca ana yolların yüzde 92’sinin yok edilmesi, insani yardımın ulaşmasını da zorlaştırıyor.

Raporun Önemi

Yayımlanan özetin önemli özelliklerinden biri de 2014, 2021 ve 2024 yılları bulgularını kıyaslaması. 2014 yılında İsrail işgalinin yol açtığı toplam hasar 1 milyar doların üzerinde iken, 2021’de 338 milyon dolar civarında tespit ediliyor. Bu da, bir yandan Gazze’deki İsrail işgalinin neden olduğu yıkım ve insani krizin 7 Ekim 2023’ten çok daha önce ağır ekonomik ve sosyal kayıplara sebep olduğunu gözler önüne sererken, bir yandan da 2024’te gelinen noktada altyapı tahribatının büyüklüğünün altını çiziyor. Acil İhtiyaç ve Hasar Tespiti (RDNA) metodolojisi kullanılarak oluşturulan rapor, Al Jazeera’nın haberine göre, muhtemeldir ki gerçek yıkımın ancak bir kısmını içeriyor.

Öte yandan Reuters, france24 gibi haber ajanslarının rapora dair yaptıkları haberlerde “raporun bağlamını” hâlâ 7 Ekim olayları üzerinden izah etmeleri ve “İsrail- Hamas savaşı” ifadelerini kullanmaları dikkat çekiyor. Dolayısıyla uluslararası toplum tarafından sayısal ve somut verilerle yıkımın maliyeti anlaşılmış olsa da, ne Gazze belgelendirilmiş yakın tarihine dair hakettiği teyide kavuşuyor, ne de yakın gelecekte bir tazminat ihtimalinden bahsediliyor.

Çözüm Önerileri

Muvakkat Hasar Tespit özetine göre Gazze Şeridi’nde insani yardımın, gıda yardımının ve gıda üretimine dair faaliyetlerin artırılması öncelik arz ediyor. Yerinden edilmiş Gazzeliler için barınak sorununun çözülmesi, hızlı ve uygun maliyetli ve ölçeklendirilebilir konut çözümlerinin ve zaruri hizmetlerin devamının sağlanması en acil atılması gereken adımlar olarak sıralanıyor.

Bu acil ihtiyaçların ne şartlarda ve kimler tarafından tanzim edilip giderileceği hususunda ise raporda herhangi bir plana veya öneriye yer verilmiyor.

Esma Güney Aksoy

Lisans ve yüksek lisans eğitimini Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji bölümünde tamamlayan Güney Aksoy, Çukurova Üniversitesi Arkeoloji bölümünde ikinci lisans eğitimine devam etmektedir. Ağırlıklı olarak duygulanım sosyolojisi, medya ve hukuk antropolojisi alanları ile ilgilenen yazar, aynı zamanda Fidiro Kahvesi ve Talking Anthropology podcastlerinin yapımcı ve sunucularından biridir.

Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler