Viyana’daki Camiler Hakkında Araştırma Raporu Yayınlandı
Avusturya Entegrasyon Fonu (ÖIF) tarafından hazırlanan “Caminin Entegrasyon Sürecindeki Rolü” başlıklı araştırma raporu, Avusturya camilerinde verilen vaazların toplumsal entegrasyonu teşvik etmediği iddiasıyla yayınlandı.
Avusturya’da büyük ölçüde Avrupa, Entegrasyon ve Dışişleri Bakanlığı tarafından finanse edilen Avusturya Entegrasyon Fonu (ÖIF), eylül ayında “Caminin Entegrasyon Sürecindeki Rolü” başlıklı bir araştırma raporu yayınladı. Raporda Viyana camilerinde verilen vaazların içeriği analiz edildi. Heiko Heinisch ve Imet Mehmedi tarafından hazırlanan raporda cami imamlarının vaazlarında hangi içerikleri yaydığı ve bu içeriklerin entegrasyonu teşvik edip etmediği ele alındı.
Araştırma kapsamında gözlemciler 16 Viyana camisinde dört ay boyunca (27 Ocak- 26 Mayıs 2017) cuma hutbelerine katılıp, vaazlarda verilen ana mesajları değerlendirdiler. Gözleme konu olan camiler arasında Türk, Boşnak, Arnavut, Arap, Şii, Alman ve Pakistan camileri bulunuyor. Elde edilen sonuçlara göre, iki cami haricinde camilerde verilen vaazların toplumsal entegrasyonu aktif bir şekilde teşvik etmediği ve entegrasyon sürecinin engelleyici bir şekilde etkilendiği iddia ediliyor. Özellikle Türk camilerinde “fundamentalist eğilimlerle birlikte milliyetçilik ve İslam’ın üstün olduğu anlayışının tetiklendiği, Avusturya toplumunun değerlerinin ise ilkesel olarak reddedildiği” belirtiliyor. Araştırmaya göre incelenen toplam 43 vaaz, “hiçbir şekilde Avusturya’daki günlük yaşama destek olan konuları içermiyor; siyaset ve toplum konularına ise yalnızca, Müslümanların kendi tasavvurlarına aykırı bir durum olduğunda” değiniliyor.
Camilerin Sağladığı “Entegrasyon”
Araştırma protokollerinde yer alan “etnik ayrışma” ve “entegrasyon teşviki” gibi kategorilere göre en “olumsuz” cami bir Türk camisi. Yedi cami “oldukça olumsuz”, dört cami “tarafsız” ve dört cami “oldukça olumlu” olarak değerlendiriliyor. Sonuçlara göre incelenen camilerin yarısı “olumsuz” veya “oldukça olumsuz”.
Araştırmadan elde edilen sonuçlarda, Viyana’daki camilerin etnik ayrıma göre yapılandırıldığı ve Alman camisi dışında sadece bir camide tüm vaazın Almancaya çevrildiği söyleniyor. Ayrıca cuma namazında kadınlara yer olmadığı, sadece bazı camilerde birkaç kadının bulunduğunun da altı çiziliyor.
IGGÖ: “Camilerimiz Mükemmel Entegrasyon Çalışması Yapıyor.”
Camilerin Avusturya’daki Müslümanların entegrasyonunu engellediği iddiasına tepkiler ise yoğun oldu. Avusturya İslam Cemaati (IGGÖ) camilerin entegrasyona katkı sağlamadığı iddiasına “Camilerimiz mükemmel entegrasyon çalışması yapıyor.” derken Avusturyalı Müslümanlara “kirli bir kampanya“ düzenlendiğini vurguladı. IGGÖ, söz konusu araştırmanın “anlaşılmaz” olduğunu vurgularken, “Avusturya’daki 400 camiden yalnızca 16’sının incelenip, bundan bir genelleme çıkartmak, bilimsel açıdan uygun bir yöntem değildir.” açıklamasında bulundu. IGGÖ araştırmanın “siyasi amaçlar takip eden bir sipariş araştırması” olduğunu belirtirken açıklamada şu ifadelere yer verildi: “(Araştırmanın amacı) Müslümanların kurumlarının kamusal açıdan karalanması ve Müslümanlara yönelik güvenin sorgulanmasıdır.”
VİF: “Entegrasyona Kurz’tan Daha Fazla Katkı Sağlıyoruz.”
Araştırma kapsamında iki camisi incelenen Viyana İslam Federasyonu’nun (IFW) Başkanı Mehmet Arslan ise araştırmanın her türlü bilimsellikten yoksun olduğunu söyleyip gözlem süresinin kısalığına ve camilerin seçiminin de sorunlu olduğuna değindi. Arslan, bu tarz yayınların geçtiğimiz aylarda Avusturya gündemini meşgul eden “İslami çocuk yuvaları araştırması”nda olduğu gibi belli siyasi talepleri hayata geçirmek için kullanıldığını belirtirken, söz konusu araştırmada ele alınan camilerin Avusturya’daki camilerin yüzde 5’inden daha azını teşkil ettiğini ifade etti. Arslan sözlerine şöyle devam etti: “Viyana İslam Federasyonu (VİF) 40 seneden beri dinî ve sosyal alanda Müslümanların meseleleriyle ilgilenen Avusturyalı bir dernektir. VİF Avusturya toplumuna katılım için şimdiye kadar aktif olarak çalışmış ve katılımı teşvik etmiştir. VİF ve üyeleri Avusturya’da entegrasyon ve toplumsal birliktelik için Entegrasyon Bakanı Kurz’tan çok daha fazla katkıda bulunmuştur.” Arslan ayrıca “içi boş ithamlarla dinî azınlıkların sırtından oy avcılığı yapmanın yıkıcı olduğunu” ifade etti. (kz)