Batı Avrupa Ülkelerinde İslami Definin Bilançosu
Avrupa ülkelerinde vefat eden Müslümanlara sunulan mezar alanı ve defin imkânıyla ilgili mevcut durum, prosedür ve koşulları kapsayan bir değerlendirme.
Avrupa’da Müslümanların defnedildiği yer, her ülkede farklı. Konuyla ilgili genel bir bakış sunarak başlayalım: Avrupa ülkelerinde genellikle belediyeye ait mezarlıklarda Müslümanlara özel mezar alanları ayrılıyor. Bu alanların çoğu çalılar veya çitlerle çevrilerek mezarlığın diğer bölümünden ayrılmış durumda. Böylece Müslümanlar başka dine mensup olan kişilerden “ayrı” defnedilebiliyor. Büyükşehir mezarlıklarında ihtiyaca göre birden fazla “Müslüman mezar alanı” mevcut. Bu mezar alanlarının sayısı ülkelerin Müslüman nüfusuyla orantılı olarak değişiyor. Avrupa’da en fazla Müslüman mezar alanı 300’ün üzerindeki noktayla Almanya’da. 1994 yılında Almanya genelinde toplam 17 mezarlıkta1 Müslüman mezar alanları olduğunu düşünürsek, 20 yıldan fazla bir sürede büyük bir bir artış olduğunu söyleyebiliriz. Halihazırda Fransa’da 80, Hollanda’da 70, Belçika’da 40, İsviçre’de 15 ve Avusturya’da 5’ten fazla Müslüman mezar alanı mevcut.
Öte yandan bu “Müslüman mezar alanları” dışında Müslümanların defni için bir alternatif daha var. O da “Müslüman mezarlıkları”. Yani “mezar alanı”ndan farklı olarak bu mezarlıklar sadece Müslümanlara ait. Avusturya, Hollanda ve Fransa’da bu şekilde ülke başı iki tane Müslümanlara özel mezarlık mevcut. Almanya’da ise ilk Müslüman mezarlığının 2018’de Wuppertal’de faaliyete geçmesi planlanıyor.
Araştırmalara ve uzmanların görüşüne göre mevcut Müslüman mezar alanlarının sayısı Avrupa’da yaşayan Müslümanların şu anki ihtiyacını büyük oranda karşılıyor. Tek olumsuzluk ise, Müslümanlara sunulan defin imkânının her şehirde bulunmaması. Gerçekten bir ihtiyaç oluştuğunda, Müslümanların veya Müslüman kurumların bu ihtiyacı yerel düzlemde ilgili kuruma bildirip, Müslüman mezar alanı talebini dile getirmesi gerekiyor. Bizim dosya kapsamında görüştüğümüz birçok uzman, ülke ya da şehir fark etmeksizin genellikle yerel kurumların Müslümanların ilgili ülkelere defnedilmesine çözüm bulmakta yardımcı olduğunu söylüyor.
Belediye mezarlıklarıyla genelde yerel kurumlar ve belediyeler ilgileniyor. Bu mezarlıklarda bulunan Müslüman mezar alanları da onların sorumluluğu altında. Her belediye sorumlu olduğu mezarlıkla ilgili bilgilere sahip. Müslüman mezar alanına defnedilenlerin ve Müslüman mezarların sayısı gibi bilgiler de buralarda kaydediliyor. İstisnai olarak bazı belediyelerin Müslüman mezar alanı hakkında bilgileri yok veya veriler kaydedilmiyor. Birçok ülkede ülke genelinde tutulan bir istatistik veya Müslüman mezarlarla ilgili bilgileri toplayan merkezi bir kuruluş yok; yalnızca yerel kayıtlar mevcut. Dolayısıyla Müslüman mezar alanlarına gerçekleşen defin sayısını öğrenmek ve bu alanlar hakkında bilgi edinmek için belediyelerle tek tek iletişime geçilmesi gerekiyor. Özel Müslüman mezarlıkları hakkındaki bilgiye ulaşmak için ise bu mezarlıklardan sorumlu olan dinî kurum veya kurumun belirlediği yetkili kişiyle görüşmek gerek.
Perspektif’in mayıs sayısı için “Avrupa’da Müslüman Mezarlıkları ve Defin İşlemleri” dosyasını hazırlarken işte bu karmaşık veri kaynaklarının tamamını elden geçirdik. Konuyla ilgili doğrudan ulaşılabilir bilgi olmadığı için ülkelerdeki büyük şehirler, mezarlık idareleri, belediyeler ve defin işlemi gerçekleştiren kurumlarla iletişime geçtik. Hazırladığımız özel dosyada elde ettiğimiz veriler şu şekilde:
Avrupa’ya Defnedilen Müslümanların Sayısı Artıyor
Batı Avrupa’da dosya kapsamında araştırdığımız ülkeler Almanya, Avusturya, İsviçre, Fransa, Belçika ve Hollanda. Bu ülkelerde belediye mezarlıklarına defnedilen Müslümanların toplam sayısını öğrenmek mümkün değil; çünkü Müslüman mezar alanları dışında da defnedilen veya defnedilmek isteyen Müslümanlar var. Bu bilgiler ise hiçbir yerde kayda geçmiyor.
Dolayısıyla sadece özel Müslüman mezar alanlarına defnedilenlerin sayısı kayıt altına alınmış durumda. Fakat araştırmalarımıza göre, örneğin Cenevre belediyesinin verilerine dayanarak, bir gayrimüslimin de Müslüman mezar alanına gömülme hakkı var ve bunu talep edebiliyor. Bu tahminen nadir bir durum olsa da başka belediyelerde de mümkün ve bu anlamda ortaya çıkan “gerçeği yansıtan rakamsal veri” sorununu biraz daha zorlaştırıyor.
Son 10 yıla baktığımızda Almanya, Avusturya, İsviçre, Belçika ve Hollanda’da Müslüman mezar alanlarına gerçekleşen definlerin çoğaldığını söylemek mümkün. Özellikle Almanya’da ele aldığımız dokuz büyük şehirde grafikte görebildiğimiz gibi hissedilebilir bir artış söz konusu. Berlin’de 2008 yılında 187 defin gerçekleşmiş, 2016’da ise defin sayısı 333 ile yaklaşık iki katına ulaşmış.
İsviçre’nin büyük şehirlerinden Zürih’e baktığımızda, defin sayısı son on yılda 8’den 21’e yükselmiş. Cenevre’de ise bu değişim özellikle belli oluyor: 2008’de 9 defin kayda geçerken 2017 yılında 44 defin gerçekleşmiş.
Hollanda’nın Amsterdam şehrinde yıllık Müslüman defin sayısı mevcut değil, ama 2012 yılından bu yana toplam 234 defin gerçekleşmiş. Büyük şehirlerden Nijmegen (defin sayısındaki artış: 6’dan 29’a) ve Tilburg’a bakarsak (defin sayısındaki artış 15’ten 22’ye) yine bir artış söz konusu. Avusturya Innsbruck’ta son 10 yılda yıllık defin sayısı 5’ten 10’a çıkarken, Linz’te 2011’de 42, 2017’de ise bunun iki katı kadar (86) defin kaydedilmiş. Genel olarak bunlar düşük sayılar olsa da bu verilere dayanarak Avrupa’da Müslüman mezar alanlarına yapılan definlerin artma eğilimi olduğu kanaatine varabiliriz.
Bundan 30 yıl öncesinde bu mezarlarda defnedilenlerin çoğu (içlerinde doğumda ölenlerin de bulunduğu) çocuklardı. Almanya’da o dönem defnedilenlerin yüzde 90’ı çocuktu.2 Defnedilen Müslüman yetişkinlerle ve çocukların sayısı arasındaki fark azalsa da defnedilen çocukların sayısı hâlâ yüksek. Örneğin grafikte görüldüğü gibi Avusturya Linz’te 2017 yılında çocuklar toplam Müslüman definlerinin yüzde 34’ünü kapsıyor. Amsterdam’da ise 2012’den bu yana defnedilen 234 kişinin arasında 40 çocuk var. Başka bir örnek ise 1993’den 2007’ye kadar Hollanda Breda’da gerçekleşen toplam 110 definden 80’i çocuk olarak kayda geçmiş. Bunun ardından Haagveld’de açılan mezar alanında ise 2007’den bugüne gerçekleşen 67 definden sadece 17’si çocuk. Çocuk definleri bugüne bakarak eskiden çok daha fazlayken yetişkinler o dönemler çok daha nadir defnediliyor, genelde köken ülkelerine götürülüyorlardı. Şimdi ise onların da sayıları artıyor.
Müslümanlara Defin İşleminde Sunulan Kolaylıklar
Avrupa’da “Müslüman definleri”ni konuşurken, konuşulması gereken diğer alanlar ve düzenlemeler de var. Bunlardan en önemlisi Müslüman definleri için elzem olan gasilhaneler ya da Hristiyan kültüründe yaygın olan “veda salonları”.
Müslüman mezar alanı bulunduran çoğu belediye mezarlıklarında Müslümanlara özel gasilhaneler mevcut ve ziyaretçilere abdest alma imkânı sağlanıyor. Ayrıca Müslüman mezar alanlarında bulunan “veda salonları” Müslümanlara ibadet için kullanıma da sunuluyor. Gasilhane olmayan mezarlıklarda ise hastane veya yerel İslami kuruluşun sunduğu imkân çerçevesinde yıkama gerçekleşiyor. Almanya Hamburg’da Ohlsdorf ve Öjendorf mezarlıkları örnek teşkil edecek düzenli bir imkân sunuyor. Resimlerde görüldüğü gibi Öjendorf mezarlığında ölü yıkama yeri ve üç tane abdest almak için musluk mevcut.
Mezarlığın basın sözcüsü Lutz Rehkopf bu şekil imkânların yerel İslami cemaatle istişare edilerek sunulduğunu bildiriyor. Ayrıca Rehkopf’un belirttiğine göre abdest için musluklar kasıtlı olarak Müslüman mezar alanına varan yol üzerinde bulunuyor; böylece Müslüman ziyaretçiler mezara ulaşmadan abdestini alabiliyor. Rehkopf’un gözlemlediğine göre bu imkânlar severek kullanılıyor. Benzeri imkânlar Almanya genelinde çoğu mezarlıkta sunuluyor.
Avusturya’da özel Müslüman mezarlıklarında ve Müslümanlara ayrılmış mezar alanı bulunan Graz, Pradl ve Linz gibi bölgelerde de bu imkânlar mevcut. Özellikle Altach’daki Müslüman mezarlığı mimarisiyle ödül kazanmış bir mezarlık. İsviçre’de de “veda salonları” Müslümanların kullanımına açık ve ölü yıkama imkânı mezarlığın altyapısına bağlı olarak sunuluyor. İmkânların olmadığı mezarlıklarda İslami kurum veya defin firmasıyla alternatif yıkama alanı ayarlanması gerekiyor; morg ya da hastane gibi…
Hollanda’da ise genellikle mezarlıklarda bu imkân yok; fakat şehirlerin belirli noktalarında gasilhaneler kullanıma sunuluyor. Belçika mezarlıklarında gasilhanenin bulunması devletin tarafsızlık ilkesine aykırı olduğu için halihazırda birçok camide bulunan gasilhaneler kullanılıyor. Abdest imkânları ise belediyeyle diyalog kurularak bazı mezarlıklarda sunuluyor.
Fransa’daki Strazburg Müslüman mezarlığında, mevtayı yıkamak için özel donanımlı odalar ve aileler için kapalı bir ibadet alanı mevcut. Fakat Müslüman mezar alanı bulunduran belediye mezarlıklarında bu imkânlar sağlanmıyor.
Mezar Alanlarının Düzeni ve Defin Prosedürü
Belediye mezarlıklarında Müslümanlara özel mezar alanları açılmış olsa da çoğu alanda İslami defin şekli bu alanların açılmasından sonraki yıllarda mümkün kılındı. Hatta bugün de Müslüman mezar alanı olmasına rağmen İslami defnin bütünüyle mümkün olmadığı yerler var. Örneğin Hamburg’da 1941’den beri Müslümanlara mezar alanı sunulsa da henüz 1995’den itibaren kefen ile gömülme izni verilmiş. Belçika Houthalen-Helchteren’de açılan ilk Müslüman mezar alanında ise İslami defin 2002‘de çıkan yasayla gerçekleşmiş. Kamu adına mezarlıkları organize eden belediyeler, yasal düzenlemeden önce örneğin Müslümanları bir araya defnederek belirli çözümler üretmeye başlamışlar.
İslami definde mezarların mevtanın yüzünün kıbleye doğru çevrilebileceği şekilde inşa edilmesi gerek. Bu mezar şekli hiçbir Avrupa ülkesinde sorun teşkil etmiyor. Fakat bu yasal olarak mümkün olsa da Müslümanlar tarafından – bilgisizlik veya ihmal yüzünden – yanlış uygulanabiliyor. Aynı şekilde bazı mümkün kılınan ritüeller de fazla hassasiyet gösterilmediği için yanlış uygulanabiliyor. Müslüman birini defnederken ritüelleri tamamıyla bilmeyen Müslümanlar örneğin ölünün yüzünü kıbleye çevirmeyebiliyor. Hollanda’da görüştüğümüz uzmanlardan edindiğimiz verilere göre sonradan Müslüman olanlar veya diğer milletlerden Müslümanlar tarafından bu tarz yanlışların yapıldığına dair duyumlar aldık. Bu durumun elbette her definde böyle olduğunu söylemek doğru değil, fakat bu tarz hatalar da vuku bulmuş. Örneğin Almanya’da belediyeler tarafından kurulan mezar alanları normalde kıbleye yönelik yapılırken, Mannheim’da inşa edilen ilk alanda kıble yanlış hesaplanmış ve daha sonra genişletilen alanda doğru uygulanmış.
Tabutla Ya Da Tabutsuz Defin Meselesi
Defin hakları (örneğin Almanya’da “Bestattungsrecht”) kapsamında yerel mezar yönetimi özel taleplere karşın kolaylık göstererek çözüm üretebiliyor. Bu yüzden bir ülke içinde farklı eyalet ve şehirlerdeki defin uygulamaları da birbirinden farklılaşabiliyor. Örneğin Almanya’nın bazı eyaletlerinde kefenle defin mümkünken bazı eyaletlerinde hâlâ yasak.
Saksonya, Saksonya-Anhalt ve Bavyera eyaleti hariç tüm eyaletlerde tabutla defin zorunluluğu kalkmış durumda. Belçika’da tabutla gömülme zorunluluğu 2004 yasasıyla kalkmış bulunuyor ve belirli bir materyalden yapılan kefenle defnedilme imkânı mevcut. Fakat kefenle defin mümkün olduğu hâlde ya bilinçsizlik ya da önemsenmediği için her zaman uygulanmıyor. Avusturya, Fransa ve İsviçre’de tabutla defin zorunlu. Aynı şekilde Hollanda’da da genelde tabutsuz defin mümkün.
“Ebedi Defin” İmkanı ve Ölümden Sonra Bekleme Süresi
Defin için bekleme süresi de yine ülkeler arası değişebiliyor. Almanya’da normal şartlarda 48 saat bekleme uygulaması var. İstisnai durumlarda bu süre 24 saate düşebiliyor. Fransa’da da definden önce 48 saat bekleme zorunluluğu var. Avusturya ve Hollanda’da defin işlemini hızlı bir şekilde gerçekleştirmek mümkün. İsviçre’de de aynı şekilde bekleme süresi olmaksızın gerekli bürokratik işlemlerin yapılmasının ardından defin gerçekleşebiliyor. Belçika’da cinayet gibi istisnai bir durum yoksa defin öncesi herhangi bir bekleme süresi yok.
Tüm Avrupa ülkelerini ilgilendiren en büyük sorunlardan biri, mezarlarda “ebedi defin” uygulamasının mümkün olmaması. Bazı ülkelerde 15-25 yıllık kiralanan mezarların süresinin uzatılması mümkün olsa da bu durum Müslümanlarda güvensizlik oluşturuyor. İsviçre’de 20 yıllık süreden sonra uzatma mümkün değil; aile mezarlarının kiralanma süresi ise 40-60 yıllık. Belçika’da belediyeler en fazla 50 yıl olmak üzere talepte bulunulduğu taktirde mezarlığı “ihale” edebiliyor. Ancak belediyelerin belirlediği şartların uygulanmadığı takdirde ret hakları da var. Çözüm olarak mezarlardan boşaltılan cenazeler aynı Müslüman alanda yeni bir kısma toparlanıyor. Almanya’da Bremen ve Hamburg’da bu süre 25 yılken diğer eyaletlerde 15-20 yılla sınırlı. Fransa’da Müslüman mezar alanlarında da mezarlıklarda da ebedi defin mümkün değil. Avusturya’da bu süre 15-20 yıl arası olup, daha sonra uzatılabiliyor. Ebedi defin burada da mümkün değil.
Hollanda belediye mezarlıklarında bulunan Müslüman mezar alanlarında defin süresi 10-15 sene arasındayken Almere ve Nuenen’de mevcut özel Müslüman mezarlıklarında ebedi defin mümkün. Bundan dolayı Rotterdam’da da bir Müslüman mezarlık için ilk adım atıldı. Hollanda Rijnmond Müslüman Üst Kuruluş Platformu (SPIOR) çalışanı Doğukan Ergin’in Perspektif’e yaptığı açıklamalara göre SPIOR çeşitli cemaat, yerel siyasi parti ve cenaze fonu temsilcileri ile Rotterdam’da Müslüman mezarlığı kurulması için bir inisiyatif kurumu hayata geçirdi. Kurum, öncelikle Yahudi Mezarlıkları temsilcileriyle fikir alışverişi yaparak “başlangıç dokümanı” hazırladı. Dokümanın içerisinde mezarlık kapsamında prosedür ve şartlar ele alındı ve kamuoyu yoklaması yapıldı. Rotterdam ve civarında yaşayan Müslümanların dinî usullerin uygulanma garantisi olması şartıyla o ülkede defnedilmeye sıcak baktığı tespit edildi.
Yoklamaya katılan 600 kişiden yaklaşık yüzde 80’i Hollanda’ya defnedilmeye sıcak baktığını belirtti. Bir sonraki adım ise belediye ile fikirleri paylaşıp maddi kaynak bulmak olacak.
Müslümanların Avrupa’da Defnedilmesiyle İlgili Genel Sonuç
Buraya kadar görüldüğü üzere Müslümanların Avrupa ülkelerinde, daha doğrusu çoğunluğu Müslüman olmayan ülkelerde defnedilmesiyle ilgili tek sorun “mezarlık” değil. Ebedi defin, tabutsuz defin ya da defin için bekleme süresi gibi düzenlemeler de bu sorunun bir parçası. Öte yandan şu tespiti yapmak mümkün: Avrupa’da Müslümanların defin sayılarının genel itibariyle az olması İslami defin usullerinin uygulanabilmesiyle yakından alâkalı. İslami defin uygulamaları kesin olarak mümkün olduğunda Müslümanların Avrupa’ya defin taleplerinin artacağı düşünülebilir.