“İslami Aşırılık” ve Aşırı Sağ Belçika İstihbarat Raporunda
Belçika istihbaratı (VSSE) 2017-2018 çalışma yılının raporunu yayınladı. Raporda ülkedeki “İslami aşırılık” ve aşırı sağ da var. Raporun bulgularına dair kısa bir özet.
Belçika İstihbarat Teşkilatı (VSSE) 2017 ve 2018’de gerçekleştirdiği çalışmaları sunduğu raporda “İslami aşırılık”, casusluk, sosyal medya, aşırı sağ ve aşırı sol olmak üzere 4 ana konuyu ele aldı. Farklı alanlarda değerlendirmelerin yapıldığı raporun ilk kısmı Belçika’daki terör tehdidini kapsıyor. Raporda terör tehdit seviyesinin 4’den 2’ye düşürüldüğü, yani Belçika’da terör saldırısı düzenlenme ihtimalinin küçük olmakla birlikte devam ettiği belirtiliyor.
Rapora göre Belçika için tehlike arz eden konu Suriye’ye savaşmaya giden Belçikalı gençler. “Foreign terrorist fighters” (FTF) olarak nitelendirilen bu kesim istihbaratın denetimi altında. 2012 yılından beri Suriye’ye savaşmaya giden 400 gençten 130’u Belçika’ya dönmüş durumda. Geri kalan kısmının yarısının savaşta hayatını kaybettiği ve şu anda aşağı yukarı 150 Belçikalı gencin Suriye’de savaşa dahil olduğu tahmin ediliyor. Bulgular arasında Belçika’ya geri dönmek isteyenlerin çoğunluğunun kadınlar olduğu da var. İstihbarata göre kadınların geri dönme isteği fikir değiştirip deradikalize olmalarıyla ilgili değil. Bu gruptan birçok kadın Suriye’de Daeş tarafından yönetilen bölgelerde örgütün güç kaybından dolayı hayat şartlarının zorlaşması nedeniyle geri dönmek istiyor.
“Yalnız aktör” (lone actors) olarak nitelendirilen ve istihbaratın gözlemi altında bulunan başka bir grup ise kendi başlarına hareket eden radikalleşmiş insanlardan oluşuyor. Bunların gerçekleştirdiği saldırılar diğer terör saldırılardan farklı olarak, yüksek sayıda kurban vermeyi hedeflemiyor. Bu tür saldırılarda sembolik olarak polis memurları gibi üniformalı, devlet otoritesini temsil eden güvenlik güçleri hedef alınıyor. Yalnız aktörlerde dikkat çekici olan bu insanların FTF olarak isimlendiren gençlerin aksine genellikle hiçbir cezai geçmişi olmayan, istihbarat tarafından herhangi bir aşırılıktan dolayı takip edilmeyen ve bundan dolayı takibi zor olan insanlardan oluşması.
Radikallığın Yuvası Hapishaneler Olarak Görülüyor
İstihbarat raporunda hapishanelerin radikalleşmenin yuvası olduğu açıklanıyor. 11 Eylül saldırılarından sonra özellikle hapishanelerde radikalliğin arttığını belirten istihbarat, Belçika’da şu anda 130 kişinin terörden yargılanarak veya terörle ilişkilendirilerek tutuklu olduğunu söylüyor. Bu konuda özellikle takibat gerektiren grup Belçika’ya geri dönen FTF’ler. Araştırmalar, terörle ilişkilendirilen radikal şahısların yeniden suç işleme eğilimlerinin yüksek olduğu görüşünde. Belçika’ya geri dönüşlerinde tutuklanan ve yavaş yavaş tahliye edilen bu gençler terör ve radikalleşme eğilimi gösterip göstermediklerine göre takip edilecekler. İstihbarata göre hürriyetlerine kavuştuklarında FTF’lerin yaşlarının henüz 20 ila 30 arasında değişmesi, yeniden suç işleme eğilimi gösterdikleri takdirde Belçika’nın gelecekte büyük bir tehlikeyle karşı karşıya kalması demek.
İstihbarat Raporunda Selefilik
Raporunda Selefiliğe de yer veren Belçika istihbaratı, ülkedeki en aktif ve popüler aşırı ideolojinin Selefilik olduğu görüşünde. İstihbaratın yeni bulgularına göre Selefi örgütler özellikle eğitime el atmış durumda. Verilere göre okul öğretiminden vazgeçip ev eğitimi sistemine yazılanların yüzde 20’sinin aşırı bir örgütle bağlantısı var. Araştırmada özellikle genç kızların okul eğitiminden alıkonulup ev eğitimine devam ettirildiği belirtiliyor.
Raporda “İslami kaynaklı aşırılık” başlığı altında “Türk İslamcılığı” da değerlendiriliyor. İstihbarat Türk hükümeti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a olan “yakınlıkları” hasebiyle Diyanet ve Millî Görüş’ü “Türk İslamcılığın” oluşumunda etkili aktörler olarak tanımlıyor. İstihbarat uluslararası oluşumların ulusal oluşumların üzerindeki etkisine dikkat çekerek, İslamlaşan Türkiye’yi, uluslararası arenada güçlenen İran’ı, Selefiliğin hızlıca yayıldığı Afrika’yı ve bunların diasporalarının takibatını yaptığını belirtiyor.
İstihbarat Raporunda Aşırı Sağ
“İslami kaynaklı aşırılığın” yanı sıra istihbarat raporunda aşırı sağ ile ilgili de önemli uyarılarda bulunuluyor. Aşırı sağın çok ciddi bir şekilde format değiştirdiğini söyleyen istihbarat, göç krizinden önce Neonazi odaklı olan aşırı sağın 2015’ten sonra İslam ve göç karşıtı hareket ettiğini yazıyor. Aşırı sağda yeni ortaya çıkan bir başka oluşum ise “kostümlü aşırı sağ” olarak tanımlanan ideolojik örgütler. İslam karşıtı bir siyaset yürüten, Avrupa’nın Hristiyan karakterine dikkat çeken ve muhafazakâr bir dünya görüşü savunan bu örgütler, özellikle hâli vakti yerinde olan gençlere ulaşıyorlar.
Aşırı sağ olarak tanımlanan kesimde, sağ-muhafazakâr kesim, demokratik ve şiddeti desteklemeyen kesim, ırkçı ve Noenazi düşünceleri destekleyen kesim olmak üzere birçok görüş farklılığının varlığı dolayısıyla aşırı sağın takibatı istihbarat için kolay değil. Son zamanlarda dikkat çeken olgu ise silahlanan sağ. İstihbaratın yaptığı araştırmalara göre aşırı sağ görüşlü örgütler İslam ve Hristiyan Avrupa’nın arasında olası bir sosyal çatışmaya hazırlıklı olmak için militanlarına atış dersleri almalarını tavsiye ediyor.
Belçika’da Aşırı Sol
Raporun son kısmında aşırı solun ayaklanmasına da dikkat çeken istihbarat, özellikle Brüksel’de aşırı solun varlığının güçlü olduğunu söylüyor. İsyancı anarşizm, liberter aktivizm ve devrimci komünizm olmak üzere üç büyük akımda temsil edilen aşırı solculuk, kapitalizm karşıtı gösterileriyle özellikle kamu malına zarar vermekle öne çıkıyor.
Kamuya açık olan 36 sayfalık raporda ayrıca Belçika’daki dış güçlerin casusluk çalışmalarına ve aşırı örgütler için önemli bir iletişim kaynağı olan sosyal medyaya da yer veriliyor. (nsa)