Göçmen Kökenlilerin Barınma Koşulları ve Almanya’daki Konut Piyasası
Yapılan bir araştırma, Almanya'daki göçmen kökenlilerin daha yüksek kira ödediğini ve daha kötü koşullarda barındığını ortaya koyuyor.
Daha küçük ve daha kötü bir evde yaşamak ve metrekare başına daha da fazla kira bedeli ödemek: Almanya’da göçmen ya da göçmen kökenli birçok insan bu durumla karşılaşıyor ve tecrübe ediyor. Bölgesel ve Kentsel Gelişim Araştırmaları Enstitüsünün (ILS) yaptığı bir araştırma, Almanya’daki göçmen kökenlilerin barınma koşullarının diğer vatandaşlarınkinden daha kötü olduğunu belirtiyor.
Almanya’daki kent bölgelerinde gerek bekarlar gerek çocuklu aileler için bütçeye uygun konut sayısı oldukça az. Pazardaki ev sayısının azlığı, konut pazarında bir takım dezavantajlara yol açıyor ve bunlardan ilk etkilenen kesim genellikle göçmen kökenli kişiler oluyor. Almanya Federal İstatistik Dairesinin 2018 yılı verilerine göre; göçmen kökenlilerin evleri genel ortalamadan 27 metrekare daha küçük. Daha kötü barınma koşulları, dairelerin büyüklüğü kadar konumları ve fiyatları için de geçerli. ILS’nin araştırmasına göre bu fark, sosyal eşitsizliklerin hem bir göstergesi hem de nedenlerinden biri. İstatistiksel olarak, göçmen kökenli kişilerin hane geliri toplumun diğer kesimlerine kıyasla daha düşük seviyede: Çalışma, kötü barınma koşullarının da toplumsal hayata katılım ve sağlık üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olduğunu vurguluyor.
Konut Piyasası ve Ayrımcılık
Kötü barınma koşullarına ek olarak, göçmenlik geçmişine sahip insanların üçte biri, Federal Ayrımcılıkla Mücadele Dairesi tarafından yapılan temsili nitelikteki bir anket çalışmasına katılanlar, konut ararken ayrımcılığa maruz kaldıklarını söyledi. Almanya’daki siyah tenli insanlarla yapılan anketlerde, konut piyasasında ırkçılık bildirenlerin oranı yüzde 70’in üzerindeydi.
Peki, ayrımcılık konusunda neler yapılabilir? Çalışmayı gerçekleştiren ILS ekibinin çeşitli önerileri var. Bu önerilere göre, göç kökenli insanların konut piyasasında daha iyi fırsatlara sahip olmaları için emlak ve konut şirketleri kendi bünyelerinde çeşitlilik yönetimi ve ayrımcılıkla mücadele süreçlerinin işletmeli. Ayrıca, daha uygun fiyatlı evleri piyasaya sunmak için sosyal konut yatırımlarının teşvik edilmesi fikrindeler.
Bir başka vurgulanan husus ise, göçmen nüfusun yoğun olarak yaşadığı bölgelere yapısal yatırımlar için daha fazla destek verilmeli. Ve sosyal altyapılar, yeni gelenlere ve göçmen kökenli insanlara eşit derecede açık olacak şekilde tasarlanmalıdır. (P)