'Dosya: "Yeni Göçmenler"'

Nitelikli İş Gücüne Yönelik Politikalar ve Göç Hareketleri

Avrupa ülkeleri, özellikle son yıllarda nitelikli iş gücünü kendi ülkelerine çekmek için farklı programlar ve yasalar oluşturuyor. Peki bu politikalar, nitelikli iş gücünün ülkeye çekilmesinde ne kadar etkili?

©peenat/ shutterstock.com

Batı Avrupa ülkelerinin çoğu, uzun vadede nüfusun yaşlanması ve sosyal sigortaların karşılanamaması sorunuyla karşı karşıya. Almanya’daki doğum oranı istatistiklerine bakıldığında 1970’lerden bu yana ülkedeki doğum oranının 2,0’ın altına düştüğü, günümüzde ise 1,5 seviyelerine gerilediği görülmektedir. Hem Almanya’nın hem de diğer Avrupa ülkelerinin nüfus piramitlerine bakıldığında benzer bir tablo ortaya çıkmaktadır. Yaşlanan nüfustaki genç ve dinamik çalışan nüfus giderek azalmakta, bağımlı nüfus olan yaşlı nüfus ise giderek artmaktadır. Bu da nüfusun yükünü çekecek genç ve çalışan aktif nüfusun sorumluluğunun maddi olarak artması demektir.

Prof. Guy Standing, dünyada 65 yaş ve üzeri nüfusun, 2010-2040 arasında ikiye katlanarak yüzde 14’e ulaşacağını, Batı Avrupa eğer göç konusunda kolaylık sağlamazsa, bu nüfusun oranının yüzde 18’den yüzde 28’in üzerine çıkacağını belirtmiştir. Geçtiğimiz dönemde Almanya’nın Federal İş Bulma Kurumunun (Arbeitsagentur) hemşireden klima teknisyenine, lojistikçiden akademisyene değin her alanda vasıflı işçi eksikliği olduğunu belirterek Almanya’nın her yıl en az 400 bin nitelikli iş gücü göçüne ihtiyacı olduğunu vurgulaması buna örnek olarak gösterilebilir. Tüm bunlar, başta Almanya olmak üzere Avrupa ülkelerinin nitelikli ve ara eleman sayılan iş gücüne ihtiyaç duyduğunu açık bir şekilde göstermektedir.

Almanya 2000’lerden bu yana iş gücü açığı yaşayabileceğinin farkında olarak bu alanda çeşitli yasal düzenlemelere başvurmuştur. Bu doğrultuda yabancı uzmanların ülkeye girişi, ikameti, entegrasyonu ve istenirse vatandaşlığa kabul problemlerinde kolaylık sağlanması gerektiğini tartışmaya açmıştır. Ayrıca nitelikli emek gücü açığının ancak bu şekilde karşılanarak uluslararası arenada rekabet edilebileceği sonucuna varmıştır. Bu anlamda Almanya iki yasa yürürlüğe koymuştur. Bunlardan ilki 2012 yılında çıkan ve mesleki yeterliliklerin basitçe tanınmasını içeren düzenleme iken, diğeri üçüncü ülkelerden üniversite mezunu uzmanların ülkeye gelebilmesini kolaylaştıran AB Mavi Kart (Blue Card) uygulamasıdır. Ancak Mavi Kart uygulamasından istediği verimi alamayan Almanya, 1 Mart 2020’de Nitelikli İş Gücü Göç Yasası’nı Federal Meclisten geçirerek yasallaştırmıştır. Bu yasayla AB ülkelerinin yanında Hindistan, Bosna Hersek, Kosova ve Arnavutluk gibi ülkelerden de iş gücü beklenmiştir.

Avrupa Birliği (AB) ve Türkiye Örneği

AB Komisyonu 2007 yılında nitelikli göçmenlerin AB’ye kabul edilmesi gerektiğine dair bir mevzuat önermiştir. Önerilen bu mevzuat çerçevesinde nitelikli iş gücüne yönelik çalışmalar için bir araya gelen AB devletleri Eylül 2008’de göçmenlik yasası konusunda anlaşmaya varmış ve nitelikli iş gücünün karşılanmasına yönelik yeni uygulamalara olumlu yaklaşmışlardır. Bunun sonucunda 2009 yılında AB, nitelikli iş gücünü çekebilmek için Mavi Kart uygulamasını hayata geçirmiştir. Bunun yanında bazı ülkeler nitelikli iş gücü ve genç girişimciliği desteklemek adına vize çeşitliliği politikalarına başvurmuştur. Danimarka’nın “Start-up Danimarka”, Fransa’nın “Fransız Teknoloji Vizesi”, İrlanda’nın “Start-Up Girişimci Programı (STEP)”, Macaristan’ın “Dijital Göçebe Vizesi” bunlara örnektir.

Nitelikli iş gücüne yönelik özel programları bulunan ABD ve Kanada ile karşılaştırmalı olarak bakıldığında AB’nin nitelikli iş gücünü çekmek için uyguladığı politikaların yeterince çekici gelmediği görülmektedir. Bunun en önemli sebepleri ise AB’nin bu konuda diğer ülkelerin uygulamaları yerine sadece Mavi Kart uygulamasına sahip olması ve tercih edilebilecek başka bir politikasının bulunmamasıdır.[1]

Hollanda hükûmeti, Avrupa Birliği dışından gelen ve 3 aydan uzun Hollanda’da kalmak isteyen yüksek nitelikli göçmenlere yönelik AB’nin Mavi Kart uygulamasından farklı olarak Yüksek Nitelikli Göçmen Programı (İng. “Highly Skilled Migrant”) hazırlamıştır. Bu program Göçmenlik ve Vatandaşlığa Kabul Hizmetleri (IND) tarafından yürütülmektedir. Bunun yanında ülkede nitelikli göçmenlere yönelik hizmet veren, entegrasyon süreçlerine destek veren çok sayıda “expat” merkezi bulunmaktadır. Bu merkezler, sorumluluk bölgelerinde oturan ya da çalışan göçmenlerin adres kayıt işlemleri, uyum eğitimleri, sosyal destek ve vergi indirimi hakları konularında destek sunmaktadır. Ayrıca Hollanda, nitelikli göçmenlere belirli maaş kriterlerini yerine getirmeleri hâlinde yüzde 30 oranında vergi indiriminden faydalanma hakkı gibi ayrıcalıklar sunmaktadır.

Kanada ise 1970’li yıllardan itibaren geliştirdiği yasalar ile ihtiyaç olan alanlarda nitelikli iş gücünün ülkeye girmesi konusunda kolaylıklar sağlamaktadır. Bu anlamda Kanada’nın 2013 yılında yürürlüğe koyduğu Federal Nitelikli İşçi Programı (FSW) ülkenin nitelikli iş gücü göçüne yönelik eğilimini göstermektedir. Son dönemde ise Almanya ve diğer Avrupa ülkelerindeki gibi yaşlı ve emeklilerin sayısının artması, çalışan nüfusun yeterince yüksek olmaması ve gittikçe azalması, ülkeyi bu ihtiyacı, başta nitelikli elemanlar olmak üzere göç yoluyla karşılamaya yönlendirmiştir.

Türkiye’de her ne kadar nitelikli iş gücü son zamanlarda Türkiye’den göç etse de Türkiye 8. Kalkınma Planı’ndan (2001-2005) günümüzdeki 11. Kalkınma Planı’na (2019-2023) değin başta Türk diasporası olmak üzere uluslararası alanda nitelikli iş gücünden faydalanmak istemektedir. Bu anlamda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve TÜBİTAK gibi kurum ve kuruluşların çeşitli politikalar geliştirdiği söylenebilir.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı içerisinde Uluslararası Nitelikli İşgücü Ağı geliştirilmesi, nitelikli iş gücü için çalışma izninin kolaylaştırılması veya benzer şekilde Turkuaz Kart’ın geliştirilmesi Türkiye’nin bu ihtiyaca yönelik eğilimini göstermektedir. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, uluslararası teknoloji yeteneklerinin Türkiye’ye kazandırılmasını kolaylaştıracak adımlar atılması amacıyla “Yetenek Transferi Projesi” başlatmış, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı da istihdam edilecek yabancı uyruklu nitelikli iş gücü için çalışma izni sürecini kolaylaştırmış ve hızlandırmıştır. Bu projeden faydalanmak isteyen yabancı uyruklu teknoloji uzmanlarını ve onları istihdam etmek isteyen Türkiye’de yerleşik şirketleri de bilgilendirilmiştir.

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının özellikle Türk diasporası içerisindeki nitelikli iş gücünün Türkiye’ye yönelmesi için çeşitli imkânlar geliştirmesi de bu alandaki politikalara örnek gösterilebilir. En son TOGG projesinde çalışmak için 27 Türk mühendis ABD, Almanya ve Fransa gibi farklı 12 ülkeden Türkiye’ye dönerek çalışmaya başlamışlardır. Ancak Türkiye’nin geliştirdiği nitelikli iş gücüne yönelik politikalar her ne kadar uluslararası iş gücüne yönelik olsa da pratik anlamda politikaların etki kapasitesinin daha çok Türk diasporasında tersine beyin göçünü sağlamaya yönelik olduğu söylenebilir. 

Nitelikli Göçe Yönelik (Yetersiz) Politikalar 

1 Ocak 2018 tarihli Eurostat verilerine göre 512,4 milyon kişinin yaşadığı Avrupa Birliğinde, AB vatandaşı olmayan 22,3 milyon (%4,4) kişi yaşamaktadır. Son on yıllık döneme bakıldığında AB ülkeleri yüksek nitelikli üçüncü ülke vatandaşlarını cezbetmek ve iş gücüne katılımlarını kolaylaştırmak amacıyla bazı politikalar geliştirmiş veya mevcut politikalarında değişikliğe gitmiştir. 2012’de Avrupa Birliği’nde istihdam edilen üçüncü ülke vatandaşlarının yüzde 26’sı (2,03 milyon) lisans ve lisansüstü eğitim seviyesine sahip olup, yüzde 21’i yönetici, profesyonel, teknisyen gibi alanlarda çalışmaktadır.

Eurostat 2020 yılı verilerine göre AB’ye göç eden nüfusun yüzde 40’ı çalışmak için gelmiştir. Bunların içinden ise sadece yüzde 0,8’i AB Mavi Kart, yüzde 1,2’si araştırmacı olarak ve yüzde 3,5 ise yüksek nitelikli iş gücü kapsamında AB’ye göç etmiştir.  Dolayısıyla AB ülkelerine çalışmak için göç edenlerin sadece yüzde 5,5’luk küçük bir kesimin nitelikli iş gücü kapsamında gitmesi önemli bir soru işareti olarak belirmektedir. Bu soruya cevap olarak “Expat Insider 2022  başlıklı araştırmanın 177 milletten ve 181 ülkeden 12 bin Expat’tan elde ettiği veriler önemli ipuçları verebilir. Araştırma; Expat’ların yaşam kalitesi, konaklama, çalışma koşulları, dijital hayat, kültürel faaliyetler, hoşgörü kültürü gibi 17 kategoride ülkeleri değerlendirmektedir. Ülkelerin sıralaması sonucunda ilk ona giren ülkelerin sadece ikisi Avrupa ülkesi olan Portekiz (dördüncü) ve İspanya’dır (beşinci).  

Tüm bunlardan hareketle nitelikli iş gücünü ülkesine çekmeye yönelik politikalar geliştiren ülkelere bakıldığında sadece hukuki düzenlemeler ile yasal yolların önünü açmanın yeterli olmadığı görülmektedir. Nitelikli iş gücü politikaları için sosyal, kültürel, çalışma koşulları gibi alanlarda cazip seçenekler geliştirmek gereklidir. Örneğin Almanya’daki nitelikli bir göçmen, Almanya’da birçok işlemin dijital yapılamamasından dolayı Alman bürokrasisinden nefret ettiğini belirterek Almanya’nın nitelikli göçmenler için pek de uygun bir ülke olmadığını iddia etmektedir. Dolayısıyla sadece ekonomik veya hukuki imkânlar oluşturmak nitelikli iş gücünü ülkeye çekmek için yeterli bir politika şekli değildir.

Nitelikli göçmenlerin döngüsel bir göç hareketine sahip oldukları ve daha kolay yer değiştirebilme kabiliyetine sahip oldukları göz önünde bulundurulduğunda bu gruplar hızlı bir şekilde daha cazip imkânlara sahip ülkelere göç edebilmektedirler. Bundan dolayı AB’nin özelikle kalifiye iş gücü konusunda cazip bir merkeze dönüşmesi için sosyal, kültürel, toplumsal, eğitim gibi alanlarda çeşitli dönüşümler gereklidir.

Dipnot

[1]European Commission, “Attracting Highly Qualified and Qualified Third-Country Nationals”, Synthesis Report, European Migration Network Study, 2013. (AHQ) p.5.).

M. Mustafa İyi

Orta Doğu Teknik Üniversitesi sosyoloji bölümünde lisans eğitimini tamamlayan İyi, ardından Georg-August Göttingen Üniversitesi ve Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi sosyoloji bölümünde yüksek lisans eğitimini Almanya’daki Türk diasporası üzerine yapmıştır. Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi sosyoloji bölümünde doktora çalışmasına devam eden İyi, aynı bölümünde araştırma görevlisi olarak çalışmaktadır. Avrupa ve Almanya’daki Türk diasporası üzerine araştırma ve incelemelerde uzmanlaşmakta olan İyi, iyi düzeyde Almanca ve İngilizce bilmektedir.

Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler