'Takvim'

Avrupa’daki Müslümanlar Arasında Takvim Birliği

Avrupa'daki İslami cemaatlerin büyük bir kısmı, yıllardır süren tartışmalara son vererek ortak namaz vakitleri üzerinde anlaşmaya vardı. Yeni takvim düzenlemesi 1 Ocak 2023 tarihinde yürürlüğe girdi. Peki sürece dair bilinmesi gerekenler neler?

Fotoğraf: Perspektif Dergisi

Avrupa’da 60’lı yıllardan itibaren ağırlıklı olarak işgücü göçüyle oluşan Müslüman cemaatin yıllardır devam eden problemi çok şükür ki sona erdi. Avrupa’daki Müslüman cemaat içerisinde farklı farklı namaz saatlerinin mevcut olması, buradaki Müslümanlar açısından kronik bir problemdi. Bu karmaşık süreci anlamak için geçmişi hatırlamakta fayda var:

Beş vakit namaz ve cuma namazlarının belirlenen bir vakitte eda edilmesi Kitap ve sünnet ile sabit olduğundan Müslümanların namazları vaktinde eda etmelerini kolaylaştırmak için takvim arayışları hep var oldu. Avrupa’da namaz vakitlerini bildiren takvim hazırlama çalışmaları Müslüman işçilerin Avrupa’ya göçü ile birlikte de yoğunlaştı. Bu arayışların neticesinde Müslümanlar arasında farklı farklı takvim uygulamaları ortaya çıktı. Takvimlerdeki bu farklılıklar özellikle imsak ve yatsı namazları vaktinde belirgin oluyordu. Bu durum zaman zaman Müslüman cemaatler arasında rahatsız edici boyuta ulaşıyordu. Bu sorunu gidermek için farklı zaman ve mekânlarda birçok ilmî toplantı tertip edilmiş, fakat maalesef kayda değer bir sonuç elde edilememiştir. Müslüman cemaat takvim birliği konusunda örneğin 2012-2014 yılları arasında da bir çalışma içerisine girmiş, fakat ne yazık ki o dönem takvim birliğinde uzlaşı sağlanamamıştır. Bugün gelinen noktada 7 yılı aşkın bir sürecin sonunda, diğer Müslüman cemaatlerin de yapıcı katkılarıyla nihayet uzlaşma sağlanmış, Avrupa’da ortak takvim ve namaz vakitleri konusunda ittifak edilmiştir.

Namaz Vakitleriyle İlgili İlk Çalışmalar

Avrupa’da namaz vakitleri ile ilgili kapsamlı ilk çalışmalardan biri merhum Prof. Dr. Muhammed Hamidullah tarafından yapılmıştır. 1957 yılında yazdığı ve Türkçeye de “İslam’a Giriş” adıyla çevrilen kitabında Hamidullah, 45. paralelin kuzeyinde yer alan bölgelerin yatsı ve sabah namazı vakitlerinin Mekke’deki namaz vakitlerine göre ayarlanabileceğini vurgulamıştır. 45. paralel hattı Avrupa’da Fransa’nın Bordeaux ve Valence kentleri ile İtalya’da Torino ve Sırbistan’ın Başkenti Belgrad hattında devam etmektedir. Bu hat Romanya’nın Başkenti Bükreş’in kuzeyine düşmektedir.

Muhammed Hamidullah daha sonra 1980 ve 1981 yıllarında Brüksel’de yapılan iki toplantıda yatsı vaktinin güneşin batışından sonra, imsak vaktinin de güneşin doğuşundan önce 1 saat 15 dakika şeklinde dünyanın her tarafında ve her mevsimde uygulanabileceğini dile getirmiştir. Hamidullah, aynı toplantıda bu önerisine ilave yaparak bu sürenin 1 saat 30 dakika olarak da tespit edilebileceğini dile getirmiştir. Bu görüş birçok İslami kuruluş tarafından kabul görmüş ve uygulanmıştır.

Muhammed Hamidullah’ın imsak vaktinde vaktin biraz daha uzatılması, yani geceye doğru öne alınması yönündeki görüşü, İslam Toplumu Millî Görüş (IGMG) Fetva Komisyonu tarafından da benimsenmiştir. 1986 yılında yapılan toplantıda akşam namazı ile yatsı namazı arası 1 saat 30 dakika olarak tespit edilmiştir. Aynı şekilde güneşin doğuşu ile imsak arası da 1 saat 50 dakika olarak tespit edilmiş, fakat sabah namazının imsak vaktinden yarım saat sonra kılınması kararlaştırılmıştır.

Görüldüğü üzere aslında namaz vakitlerinin hesaplanması konusundaki tartışmalar son yıllara mahsus değildir. Hatta yaz ve kış aylarında günlerin uzun veya kısa olduğuna bakılmaksızın bütün İslam dünyasında takvim tartışmaları süregelmiş, takvim hazırlayıcıları farklı namaz vakitleri tespit etmiştir. Öyle ki bazı ülkelerde 10 kadar ayrı takvim yayımlanmıştır.

Bu bağlamda IGMG Hicret Takvimi de Müslümanların maslahatına uygun, kolay, uygulanabilir ve yerinde gözleme dayalı olarak yapılan bir takvim olarak kullanılmıştır. Bu gözlemlerde, akşam namazı vaktinin bittiğini ve dolayısıyla yatsı vaktinin girdiğini işaret eden vaktin alametlerinden iştibak-ı nücum (yıldızların çoğalması) durumunun gerçekleştiği müşahede edilmiştir. Önceden bu süre ortalama 1 saat 10 dakika tespit edilmiş ve takvim bu esas üzerine bina edilmişti.

Takvimlerdeki Farklılıkların Sebepleri

Dinî cemaatlerin takvim yapmada esas aldığı prensipler arasındaki farklılıklar takvimler arasındaki ihtilafların ana nedenlerinden birisi olmuştur. Durum böyle olunca, takvimlerdeki namaz vakitlerinde görülen bu farklılıkların sebeplerinden en önemlilerini şu şekilde sıralamak mümkündür:

1. Takvimlerdeki farklılıkların temel nedeni, nasların (ayet ve hadislerin) ifade ettiği vakitlerin saat/dakika ile belirlenmemiş olması, dolayısıyla genel ifade içeren ve “an”ı değil de vakti/süreyi belirleyen ölçülerin olmasıdır. Örneğin güneşin batışı ile doğuşu gibi.

2. Diğer bir neden, fıkhi terminoloji ile astronomik terminolojinin uyumsuzluğudur. Buna göre her iki sahada kullanılan aynı terimler, aynı “an”ı ifade etmemektedir. Mesela astronomide sahurun bittiğini ve sabah namazının başladığını bildiren fecr-i sâdık gibi bir terim yoktur. Buna rağmen kimi İslam âlimleri astronominin kendi tabir ve ölçülerini şeri ölçüler olarak kabul edebilmektedir.

3. Bir diğer sorun özellikle oruç için sahurda vaktin girme ya da çıkma endişesinden dolayı uzun temkin/ihtiyat paylarının konulmuş olması ve bu temkin vakitlerinin takvimlerde bulunmasının âdeta farz şeklinde algılanmasıdır.

4. 45. paralelin kuzeyinde kalan bölgelerde astronomik ölçümlerin sonuçlarının aşırıya kaçması ve bu durumda takdir yapılıp yapılamayacağının bilinmemesi de farklılıkların nedenleri arasında sayılabilir.

Bu farklılıklardan hareketle Müslüman cemaatler arasında aynı vakitte namaz kılamama ve aynı vakitlerde imsak vaktini belirleyip oruca başlayamama söz konusuydu. Bu durumun düzeltilmesi talebi uzun bir süredir cemaatler arasında sıklıkla gündeme getiriliyordu. Zira, takvimlerdeki vakitlerin farklılıkları, konuya dair geniş bilgisi olmayan Müslümanların aklının karışmasına neden oluyordu. Bazen birkaç saati bulan yatsı ve imsak/sabah namazı vakitleri arasındaki farklılıklar bu karışıklığı daha da derinleştiriyordu. Bilhassa ramazan ayı geldiğinde Müslümanlar arasında yatsı ve imsak vakti tartışmaları her sene gündeme geliyordu.

Rahatsızlık verici boyutlara ulaşmış bu durumun ortadan kaldırılması ve Avrupa’da dinî cemaatlerin ortak olarak kabul edeceği ve uygulayacağı bir takvimin hazırlanması için 2014 yılında tekrar çalışmalara başlandı. İlk olarak dinî cemaatleri temsilen bir komisyon oluşturuldu ve bu komisyon konuyu çalışmak üzere Avrupa’da farklı zaman ve mekânlarda bir araya geldi. İslam Toplumu Millî Görüş (IGMG) de dâhil olmak üzere Türkiye, Arap ve Balkan kökenli cemaatlerin katılımıyla Berlin, Köln, Strazburg gibi Avrupa şehirlerinde birçok kez bir araya gelen komisyon, çalışmalarını yedi yılda tamamladı. Bu süre zarfında Avrupa’nın farklı şehirlerinde yerinde gözlemler yapıldı ve belli ilmî verilere ulaşıldı.

2021 yılı eylül ayında takvim komisyonu çalışmalarını tamamladı. Bir yıllık değerlendirme sürecinden sonra Temmuz 2022’de Avrupa’daki pek çok cemaat temsilcisinin katılımıyla yapılan son toplantıda, alınan kararlar tekrar görüşüldü ve onaylandı. Böylece çıkarılacak olan ortak takvimdeki namaz vakitlerinin nasıl tespit edileceği hususunda mutabakata varıldı ve ortak bir takvim çıkarılması üzerinde anlaşıldı.

Bu takvim var olan mevcut takvimlerden birisinin tekrarı değil, üzerinde ittifak edilmiş prensiplere göre hazırlanan yeni bir takvim oldu. Bu yönüyle hangi cemaatin hangi takvimine uyulduğu ya da hangi takvimden uzaklaştığı sorusuna şu cevap verilebilir: Üzerinde ittifak edilen takvim, yeni kriterler üzerinden şekillenmiş olan, tek bir cemaate hasredilemeyen, “ümmetin takvimi” olmuştur.

Artık 2023 yılından itibaren namaz takvimleri alınan ortak karara göre hazırlanacak. Alınan bu yeni kararla başta Avrupa’da olmak üzere dünyanın farklı coğrafyalarında cami cemaatinin çok önemli bir bölümü aynı vakitlerde namaza başlayacaklar. Böylece söz konusu bu ortak takvim uygulamasıyla alandaki pek çok sorun büyük ölçüde ortadan kalkmış olacak.

Bu süreçte IGMG, ümmetin ittihadı yönünde yapılan her çalışmayı, bu yönde atılan her adımı değerli bulmuş ve desteklemiştir. Bu temel esasla da takvim birliği çalışmalarının başından itibaren aktif rol üstlenmiştir. Bu sürecin hayırla neticelenmesi konusunda inisiyatif almış, her türlü destek ve katkıyı sağlamıştır. Avrupa’daki Müslüman cemaatlerin tüm farklılıklarına ve çeşitliliğine rağmen ibadet zamanlarında ittifak etmesi, bu yönüyle bir dönüm noktası ve gelecek açısından ümit vericidir.

Celil Yalınkılıç

İslam Toplumu Millî Görüş (IGMG) İrşad Başkanı olan Celil Yalınkılıç, El-Ezher Üniversitesi Usuliddin Fakültesi Hadis bölümünü bitirmiştir.

Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler