'Dosya: "Sosyal Medya"'

“Paylaşımlarımda Merkezde Kur’an Var, Ben Onun Hizmetkârıyım”

Abdülkerim İleri, dünya genelinde Kur’ân-ı Kerîm’i en güzel okuyan gençlerden biri. Hafız ve Kur’an karisi olan İleri ile sosyal medya platformlarını bu amaca binaen nasıl kullandığı konusunda konuştuk.

24 yaşındaki Abdülkerim İleri, Almanya’da liseyi okuduktan sonra Türkiye’ye ilahiyat eğitimi için gitmiş genç bir hafız ve Kur’an karisi. İslam Toplumu Millî Görüş (IGMG) bünyesinde yetişen ve dedesi Sefer Ahmedoğlu’nun eğitiminden geçen İleri, IGMG tarafından düzenlenen tilavet yarışmalarında dereceler elde etti. 

Avrupa’da düzenlenen Kur’ân-ı Kerîm Tilavet Yarışmalarına katılan İleri, en son 2015 yılında Avrupa çapında tilavet birincisi oldu. Daha sonra 2018 yılında Hırvatistan’da düzenlenen Uluslararası Dünya Kur’ân-ı Kerîm Güzel Okuma Yarışmasında dünya çapında ikincilik elde etti. Yine 2019 yılının başında Bahreyn’de düzenlenen yarışmada ise dünya üçüncüsü oldu. 

Sosyal medyada Kur’an tilavet ettiği videoları ile milyonlara ulaşan İleri, Kur’ân’ı güzel okuma konusunda kendisini motive eden şeyin “insanlara ulaşmak” olduğunu vurguluyor: “Avrupa’da büyümüş bir genç olarak Kur’ân-ı Kerîm’in insanın hayatında edinebileceği en iyi dost olabileceğini düşünüyorum. Kur’an merkezli bir hayat insanın yaşamına bereket veriyor, güzelleştiriyor. Annem, babam ve dedem sayesinde tilavet konusunda kendimi geliştirdim, bu yarışmalar nasip oldu. O yarışmalarda farklı toplumları, insanları görmek ve tanışma fırsatım oldu. Her yerde bir dost, bir Kur’an sevdalısı bulabildim. Bütün bunların yine Kur’ân’ın bereketi olduğuna inanıyorum.”

“Instagram’daki Videoda Kur’an Okurken Ben Bir Enstrümanım”

Gittiği yerlerde gördüğü güzellikleri sosyal medya hesaplarında paylaşmayı sevdiğini söyleyen İleri, hesaplarındaki içeriklerin “cami merkezli” olduğunu belirtiyor: “Biz cami merkezli bir toplumuz. Benim de Kur’an ve cami ekseninde hareket eden bir günlük hayat akışım var. Bu nedenle bir camiye gittiğimde, o caminin inşasında emeği olanları anmayı, infakla ilgili güzel ayetleri okumayı ve bunları insanlarla paylaşmayı seviyorum. Paylaşırken alt kısma mealini ekliyorum. 3,5 milyon kişi tarafından izlenen bir videoda namaz ayetlerini okumak beni sevindiriyor.”

Instagram’da 120 bin kişi tarafından takip edilen bu videoların milyonlara ulaşan “etki” alanını değerlendirirken İleri, sıradan bir sosyal medya kullanıcısından ayrışan bir yorum getiriyor. Ona göre bu “etkileşim”in başarısı, profilin sahibi olarak kendisiyle değil, paylaştığı içeriğin etkisiyle ilgili: “Sosyal medyada paylaşım yaparken bizzat şahsıma dair bir şeyi temsil etmiyorum aslında. Ben Kur’an okurken bir enstrümanım. Asıl ilgi çeken, merak uyandıran, insanların kalbine dokunan şey Allah Teâlâ’nın ayetleri oluyor. Belki sosyal medyada gittiği yerleri, aldığı eşyaları paylaşan birisi olsaydım, o zaman o profilde merkezde ‘ben’ olabilirdim. Fakat benim videolarımda merkez Kur’ân-ı Kerîm. Ben sadece onu insanlara duyurmak için orada onun bir hizmetkârı konumundayım.”

Bu yönüyle İleri, Instagram’ı kullanma biçimi hakkında da bilgi verip şunları söylüyor: “Instagram’da diğer içerikleri takip etmek çok zaman gerektiriyor. Ben kendimi sadece paylaştığım içerikler konusunda mesul görüyorum. Bu platformun diğer kısımları beni ilgilendirmiyor.”

Fakat yine de bazı videoların daha fazla etkileşim almasıyla ilgili bir tespitini bizimle paylaşıyor: “Bütün ayetler etkileyicidir, fakat bazı ayetler insanı bilhassa silkeler. Bazı tilavetlerde ortamın şartlarına bağlı olarak eko, sesi gürleştiriyor. Bu durum insanlarda Allah’ın ayetlerine karşı haşyet duymayı tetikliyor. Sosyal medyada gezinen kişi, tilavet videosuna denk geldiğinde diğer dünyevi şeylerle uğraşmaktan kısa bir süre de olsa men edilmiş oluyor.”

“Benim Değil, Kur’an’ın Etkisi”

Sosyal medya hesaplarında bir “yönetim” stratejisi uygulamadığını, bu hesaplarda etkileşim edinmek için de ek bir çabası olmadığını belirten İleri şöyle bir örnek veriyor: “Bir yere gitmeden önce, ‘Burada da bir tilavette bulunuruz.’ gibi bir düşüncem olmuyor. Bir yerde bulunduğumda, oradaki güzelliği insanlarla paylaşıyorum. ‘Bunu paylaşırsam etkileşim gelir’ gibi bir düşüncem de, bu alana dair bir bilgim de yok. Zaten Kur’an insanın hayatının merkezinde olunca hayatı bereketleniyor. Dolayısıyla ortada bir ‘izlenme’ varsa, bu benim değil Kur’ân’ın etkisi. Efendimizin ‘Kur’ân’ı güzel seslerinizle süsleyin’ buyurmasının bir karşılığı.”

Sieh dir diesen Beitrag auf Instagram an

 

Ein Beitrag geteilt von Abdulkerim İleri (@abdulkerim__ileri)

İleri, hayatında gerçekten de Kur’ân’a zaten geniş yer ayıran bir genç olarak sosyal medya hesaplarındaki bu “plansızlığı” bir tabiilik olarak görüyor. “Bazen sosyal medya paylaşımlarına ara veriyorum. Böyle durumlarda kendimi sorumlu hissediyorum. Çünkü her gün Kur’ân-ı Kerîm’i okuyamayan insanlar, belki siz her gün paylaştığınızda sizin vesilenizle Kur’ân’ı dinleyip onu anlamaya çalışıyorlar. Paylaşımlarımın altına ‘Kur’an okunduğunda onu dinleyiniz’ yazdığımda yorum olarak, ‘Müsait bir ortamda değildim, ama bu videoyu gördüğümde diğer mevzuları bırakıp Kur’an dinlemeye başladım’ diyenler oluyor. Bu durum da insana bir mesuliyet yüklüyor.”

Fakat İleri yine de gelen eleştirilerin olduğunu ekliyor. Özellikle sosyal medyayı Kur’ân’ı dinlemeye uygun olmayan yerlerde kullanan insanlar, karşılarına aniden çıkan bir tilavet videosundan rahatsız olduklarını belirtebiliyorlar. 

Sosyal medya hesabıyla topluma ulaşmak istediğini belirten İleri, bu platformları “sesinin zekâtını vermek için” kullandığına değiniyor: “Hafızlığım bittikten sonra, Kur’an tilavetini daha geniş insanlara ulaştırmak istedim. Burada örneğim Efendimiz (s.a.v.). Kendisi Mekke döneminde insanların toplu buluştuğu yerlerde onlarla iletişime geçer, İslam’ı buralarda anlatırdı. Bugün ise insanların buluştuğu mekânlar sosyal medya platformları. Tek gayem bu, onları Kur’an’la buluşturmak. Burada ben sadece bir vesile olduğumu, Allah isterse kendi ayetlerini insanlara zaten bir şekilde ulaştıracağını biliyorum. Ama Avrupa’da doğup büyümüş bir genç olarak yoldaşımızın Kur’an olmasını bilhassa gençlere aktarmak ve bu yönde bir rol model olmak istiyorum.”

admin

Lisans eğitimini Münster Üniversitesinde Sosyoloji ve Siyaset Bilimi bölümlerinde çift anadal olarak tamamlayan Kandemir, Duisburg-Essen Üniversitesinde sosyoloji yüksek lisans eğitimini sürdürmektedir. Ağırlıklı çalışma alanları göç sosyolojisi ve ulusaşırı Türk toplulukları olan Kandemir Perspektif dergisi editörüdür.

Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler