'Dosya: "Avrupa'da Çocuk Yayıncılığı"'

“Bir Çocuğa Ulaşmak İsteyen Yazar, Önce Kendi İçindeki Çocuğa Ulaşmalı”

Müslüman çocuklar için özel edebi eserlerin sayısı oldukça az. Avrupa’daki Müslüman çocuklar için metin üreten yazarlara bu alanda neden metin ve materyal ürettiklerini sorduk.

Fotoğraf: LUMEZIA.com - Shutterstock.

Kendisi de Almanca ve Matematik öğretmeni olan Layla Abdulkamil, bir hikâye yazarı ve şair. Öğrencilerin İslam din derslerinde şiirsel metinlerle ilgilenmesinin onların kimliğini nasıl destekleyebileceğini araştıran Abulkamil, Almanca konuşan Müslüman çocuklar için de şiirsel ders materyalleri üretiyor.

Abdulkamil, çocuk ve genç edebiyatının, Almanya’da Müslümanların yaşamını normalleştiren bir takdime sahip olması gerektiği görüşünde. Ona göre genç ve çocuk edebiyatı, Müslümanların çeşitliliğini ve gündelik yaşam içindeki sıradanlıklarını da göstermeli: “Müslüman çocuk ve gençler sadece yan figürler olarak gösterilmemeli, aynı zamanda kitapların kahramanları da olmalı. İyi bir çocuk ve genç kitabı gençlerin çok katmanlı yapısını tasvir etmeli.”

Müslüman çocukların edebiyata dair bir yetkinlik edinmesi için yazdığını belirten Abdulkamil, bu alanın çok ıssız kaldığını belirtiyor. “Ben öncelikle Müslüman çocuklar için yazıyorum. Resimli kitaplarımda İslami içerikleri şiirsel bir biçimde takdim ediyorum. Böylece çocuk perspektifine dokunmayı, dile dair bir iştiyak uyandırmayı ve etkileşim ve yaratıcı bakışa alan tanımayı hedefliyorum.” Abdulkamil’e göre İslami içerikleri çocukların seviyesinde aktarmak, aynı zamanda bu çocukların kendi kimlikleri hakkında konuşmak konusunda onlara istinat kazandırmak demek. “Resimli kitaplarımın buraya bir katkı sunmasını istiyorum.” diyen Abdülkamil, bu çabasıyla Almanya’daki bir boşluğu doldurma gayretinde.

“Çocuklar Bilgi İle Doldurulması Gereken Boş Varlıklar Değil”

Almanya’da uzun seneler boyunca din pedagogu olarak çalışan İslam bilimcisi Ali Özgür Özdil de çocukların fiziksel, zihinsel ve ruhsal yönden geliştirilmesinin önemine değiniyor. Bunun da çocukların sağlıklı bir beden, zihin ve ruh için faydalı kitaplar okumasının önemli olduğunu söyleyen Özdil, kendi yazarlık macerasını şöyle özetliyor: “Ben çocuklar için deneyimler ve yaşantılar üzerine yazmayı seviyorum. Çocuklar deneyim yoluyla öğrenir. Bu bağlamda hikâyeler ve örneklerle çalışmayı tercih ediyorum. Benim için pedagojinin sanatı, çocukları bilgi ile doldurulması gereken boş varlıklar olarak görmemekte, onlardan ne çıkabileceğini ortaya çıkarmakta yatıyor. Çocuklar, sorular sormaları için teşvik edilmeli.”

Salih Kul da yine Almanya’da çocuk edebiyatı alanında çalışan yazarlardan biri. PLURAL Yayınevi tarafından çıkartılan ve 5 Müslüman gencin Berlin’de geçirdiği zamanı ele alan “Cami Harami – Dem Moscheedieb auf der Spur” (Cami Harami – Cami Hırsızının İzinde) isimli kitabın yazarı olan Kul, Müslüman çocukların anlaşılır yazılmış ve kendi hayatlarına yakın kitaplara ihtiyaç duyduğunu belirtiyor. Kul, “Genç okurların duyguları, düşünceleri ve onların karşılaştığı zorluklara yabancı kitaplar olmamalı.” diye ekliyor.

Kitaplar Çocuklara Sadece Malumat Vermekle Kalmamalı

Gezegen Masalları isimli Türkçe kitabı Almanya’da yayımlanan Rabia Türk ise, bu kitapla çocuklara ahlaki değer ve erdemlerin yanı sıra gezegenleri tanıtmayı hedeflemiş. Farklı bir kültürle birlikte büyüyen çocukların kendi özlerini, tarih ve kültürel değerlerini anlatan içeriklere ihtiyaç olduğunu söyleyen Türk, kitapların çocuklara sadece malumat vermekle kalmayıp onları eğlendirmesi gerektiği görüşünde. “Her şeyin akıllı olup, beyinlerin paslandığı bir çağda düşündürücü ve onları tefekkür yolculuğuna çıkaracak içeriklere ihtiyacımız var.”

Özellikle Avrupa’daki çocukların sıcak ve samimi, kök kültürlerini yansıtan hikâyelerle büyümesinin önemine değinen Türk şöyle diyor: “Hayatımızın vazgeçilmez birer parçası olan kültürel ve dinî değerlerimizi eski sandıklardan tekrar gün yüzüne çıkarmak ve çocuklarla buluşturmak istiyorum. Onlara kitabı ve okumayı sevdirip ‘Oku!’ emirinin muhatabı olduklarını küçük yaştan itibaren hissettirmek istiyorum ki kitaplar aracılığıyla hayata farklı pencereler açıp, gelecekte ufku geniş kişilikleriyle buluşsunlar. Çocuk kitapları yazıyor olmamın en önemli sebebi herkesin günümüz şartlarından şikâyet ettiği bir dönemde onların geleceği inşa edecek bireyler olmaları.”

“Gökleri Sorularla Temaşa Eden Bir Çocuktan Peygambere”

Avrupa’da Türkçe yayınlanan çocuk dergisine 2017 yılından beri içerik üreten yazar Sultan Balkaya da ürettiği metinlerin sadece çocuklara değil, iç dünyalarıyla uzun zamandır konuşmamış yetişkinlere de hitap edeceğini düşünmenin kendisini sevindirdiğini söylüyor.

Yazma motivasyonunu ise şöyle gerekçelendiriyor: “Çocukluk dönemindeki her bir bireyin diğerine göre biricikliği ve özellikleri var. Çocukların etrafını saran birçok yetişkinin arasında havasız kalmadan biricikliklerini hissetmeleri ve o yaşlardan itibaren kendilerine yabancılaştırılmamaları çok önemli. Yazdığımız kitaplar, yaptığımız dersler ve içerikler bu önemli fıtri ilkenin etrafında gelişmeli. Onların merhamet sahibi yaratıcılarına zaten çok taze ve sıkı olan bağlarına sadık, memnuniyeti yüksek çocuklar olarak kalabilmeleri, çatışmadan ilişki kurma yeteneklerini geliştirmeleri, doğa gibi yalın ve doğru kalmaları yapılan tüm çalışmalarımızın ana düşüncesini oluşturuyor.”

Çocuğun tüm dünyasının oyun olduğunu ve biricikliğinin baltalanmasının onu çocukluktan koparacağını belirten Balkaya, bugün Müslüman çocukların kendilerinin anlayacağı ve seveceği temiz içeriklere sahip olduğunu belirtiyor. “Çocukların ‘bu iyidir/bu kötüdür’ ezberinden uzak, taze ve temiz muhakeme güçlerini dumura uğratmayan içeriklerle hemhâl olmaları uygundur. Burada İbrahimî geleneği hatırlamakta fayda var: Gökleri sorularla temaşa eden bir çocuk insanlık tarihinde büyüdüğünde peygamber olmuştur. Bir çocuğa, gökyüzüne bakan Hz. İbrahim’in hikâyesini anlatırken, ‘Sen pencereden bakma üşürsün, düşersin, ben senin yerime bakarım, yorulma’ gibi yetişkin sınırları koymak onların duygu ve düşünme dünyalarını sükuta uğratır. Yeryüzünün bütün çocuklarına ulaşmak isteyen kimse önce kendi içine bakmalı, oraya ulaşmalıdır. Kendi çocukluğuyla oyun oynayabilmeli, önce kendisini anlayabilmeli ki diğer çocuklara söyleyebilecek sözü olsun.”

Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler