'Filistin Meselesi'

“Filistinli Kadınlar Direnişi Sırtlarındaki Elbiselerde Taşıdı”

Lina Barkawi, Amerika’da yaşayan ve Filistinlilerin tetriz isimli sanatını icra eden bir sanatkâr. Barkawi ile Filistin kimliğini, “özürsüzce Filistinli olmayı” ve tetrizi konuştuk.

6 Aralık 2023 Elif Zehra Kandemir
ABD'de yaşayan Filistin asıllı Lina Barkawi, Filistin halkının en büyük geleneklerinden biri olan tetriz sanatını icra ediyor.

Amerika’da yaşayan Filistinli bir kadınla röportaj yaparken öncelikli gördüğüm bir soru ile başlamak istiyorum: Nasılsın?

Bu gerçekten düşünceli bir soru. Tahmin edebileceğin gibi, son 60 gündeki İsrail bombardımanı ve Gazze ile Batı Şeria’daki soykırım nedeniyle kalbim birkaç kez kırıldı. Bu katliamlara doğrudan yardım eden bir ülkede yaşamak çok rahatsız edici ve her gün hayatımın farklı alanlarında gaslighting’e maruz kaldığımı hissediyorum. Ancak Filistin halkı son derece dayanıklı, takdire şayan ve güzel insanlar ve bu bana umut veriyor. Hislerim her gün bir mücadele içerisinde.

Sence mevcut durumda diasporada Filistinli olmak ne anlama geliyor?

Benim için diasporada Filistinli olmak, Filistin halkının var olduğunun ve mücadelemizin devam ettiğinin bir kanıtı. Filistinlileri yaşadığımız ülkelerde temsil etmemiz gerekiyor ve bu bazen çok ağır bir sorumluluk. Ancak son aylarda bu sadece gerekli değil, aynı zamanda daha kolay hâle gelmiş durumda.

Filistinliler, İsrail’in Filistin halkına yönelik işlediği vahşetlere kolektif olarak daha iyi tepki gösterip konuşma becerisi kazandı. Sosyal medyanın yereldeki insanlara yaşadıklarını paylaşma imkânı tanıması, Filistin meselesini hatırlamayı kolaylaştırdı ve Batı medyasının manipülasyonuna kurban olmamak için direnmeyi sağladı. Aynı zamanda birbirimize destek olmada daha yenilikçi hâle geldik ve anti-Filistin retoriğine karşı mücadelede birlikte hareket etmeye başladık.

Son yüzyılda yüz binlerce Filistinli birey, aile ve topluluk defalarca yerinden edildi. Gazze’de milyonlarca insanın son iki ayda yeniden yerinden edilmesi hakkında ne düşünüyorsun?

İnsan olarak, bu durumun teknolojinin bize sağladığı bu kadar bilgiye rağmen kabul edilemez ve inanılmaz korkunç olduğunu düşünüyorum. Müslüman olarak, geçen 80 yıl boyunca yaşananlar ahirette hesapsız kalmayacak ve bundan huzur buluyorum.

Tetriz kursları veriyorsun. Tetriz, Filistin kimliğinde ve kültürel hafızanın korunmasında önemli bir yer tutuyor. Tetriz ve Filistin kimliği arasındaki ilişkiyi bilmeyenler için lütfen açıklar mısın?

Tetriz, Arapçada nakış anlamına gelen ve yüzyıllardır Filistin halkı tarafından uygulanan bir sanat. Her biri başlı başına biricik olan bu motifler kütüphanesinden hareketle Nakba öncesi belirli köylere kadar ulaşabiliyoruz ve bu motifler Filistin yaşamının belirli yönlerini simgeliyor. Tasarımlar, Filistinli kadınların işlediği topraktan çam ağaçları ve üzüm asmaları gibi, günlük yaşamlarında kullandıkları şeylere kadar uzanıyor. Bu tasarımlar Osmanlı döneminde paşanın çadırını, İntifada döneminde yasaklandığı zamanlarda FKÖ (Filistin Kurtuluş Örgütü) harflerini ve Filistin bayrağını içeriyor. Tetriz doğrudan Filistin deneyimini temsil ediyor ve bu deneyimle birlikte evrim geçirdiği gibi, Filistinli olarak tanımlanabilen elbise ve diğer öğeler üzerine dikiliyor.

Geleneksel Filistin nakışlarıyla süslenmiş tören kıyafetleri (thobe) de Filistin geleneğinin büyük bir parçası. Bugün bu elbiselerin nasıl bir anlamı var? 

“Thobe” veya Arapçada elbise denilen şey, Filistin nakış geleneğinde işlenmiş en tanınmış parçadır. Bu elbise Nakba öncesi kadınlar tarafından giyilen ve kendi bireyselliklerini, yaratıcı tercihlerini ve yerel deneyimlerini temsil eden bir elbiseydi. Ancak Nakba’dan sonra bu elbise evrim geçirdi. Kadınlar birçok farklı köyden aynı mülteci kamplarına geldiğinden dolayı tasarımlar birbirleri arasında paylaşıldı. Artık bir kadının elbisesindeki nakışa dayanarak nereden geldiğini ayırt edemezdiniz. Daha sonra İntifada sırasında kadınlar işgale karşı bir direniş biçimi olarak elbiselerine ulusal semboller nakışladılar ve direnişi en samimi şekilde sırtlarındaki elbise üzerinde taşıdılar.

Instagram’da “Özürsüzce Filistinli Olmak” başlıklı videolar paylaşıyorsun. Bu videolarda diasporadaki bir Filistinli olarak deneyimlerini aktarıyorsun. “Özürsüzce Filistinli olmak” senin için ne anlama geliyor?

Bu, benim için köklerim hakkında yüzde 100 şeffaf olmanın sürekli bir mücadelesi. Büyürken Filistinli olduğumu belirtmenin üniversiteye veya iş fırsatlarına başvururken sorunlara yol açabileceği gibi bir korkum vardı. Bu kimliği “tartışmalı” ve “komplike” olarak gören insanlar karşısında susmam ve kimliğin bir kısmını yakın çevreme saklamam önerilirdi. Bir insanın kendi kimliğini bu şekilde düşünmesi korkunç bir şey ve benim için önemli olan bu zihniyeti aktif olarak unutmak ve yeni baştan öğrenmekti.

Bu bir “kas” gibi, deneyimle gelişmesi gereken bir şey. Bu aynı zamanda Filistinli olmakla ilgili soruları pas geçmek yerine kim olduğum ve nereden geldiğim hakkındaki bu tür fırsatlara güvenle “Ben Filistin kökenliyim” diyerek yaklaşma anlamına geliyor. Bu, Filistinli olmanın HİÇBİR şekilde yanlış olmadığı yönündeki olumlamayı kendime sürekli olarak hatırlatmam anlamına geliyor. Filistin veya Filistinli ifadeleri olumsuz ya da karmaşık değildir.

Elif Zehra Kandemir

Lisans eğitimini Münster Üniversitesinde Sosyoloji ve Siyaset Bilimi bölümlerinde çift anadal olarak tamamlayan Kandemir, Duisburg-Essen Üniversitesinde sosyoloji yüksek lisans eğitimini tamamlamıştır. Ağırlıklı çalışma alanları göç sosyolojisi ve ırkçılık araştırmaları olan Kandemir Perspektif dergisi editörüdür.

Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler