Sınıfta Kalan Göç Kökenli İlkokul Öğrencilerinin Sayısındaki Artış Endişe Veriyor

Almanya’nın Rheinland-Pfalz eyaletindeki Ludwigshafen kentinde bulunan Gräfenau İlkokulunda eğitim gören göç kökenli çok sayıda birinci sınıf öğrencisi bu yıl da eğitim-öğretim hedeflerine ulaşamadı. Geçen yıl 39 göçmen kökenli birinci sınıf öğrencisi ilk yıllarını doldurduktan sonra ikinci sınıfa geçmek yerine Almanca dil becerilerindeki eksiklik nedeniyle sınıfı tekrarlamak zorunda kalmıştı. Bu yıl da aynı okulda eğitim gören yaklaşık 44 birinci sınıf öğrencisi sınıfta kalma riskiyle karşı karşıya.

Gräfenau İlkokulunda 2004 yılından bu yana müdürlük yapan Barbara Mächtle, Alman Basın Ajansı (DPA)’ya verdiği demeçte “Şu anda 147 çocuktan 44’ünün sınıfı tekrarlaması mantıklı olacak. Ancak velilerin de bunu kabul etmesi gerekiyor.” ifadelerinde bulundu.

Geçen yıl okuldaki 126 birinci sınıf öğrencisinden 39’u sınıfı tekrarlamak zorunda kalmış, konu ülke medyasında geniş bir şekilde yer almıştı. Okul, çok sayıda göçmen kökenlinin yaşadığı ve “sorunlu” olarak tanımlanan Hemshof ilçesinde bulunuyor.

“Çocukların Almancası Genellikle Zayıf”

2022 yılında mesele henüz medyaya yansımadan önce, okulda sınıfı tekrarlamak zorunda kalan öğrencisi sayısı 23 ya da 24’tü. Okul Müdürü Mächtle, sorunun nedenini şu şekilde özetliyor:

“Buradaki çocukların yaklaşık yüzde 98’i göç kökenli. Ludwigshafen’de bulunan pek çok okulda olduğu gibi çocukların Almancası genellikle zayıf ve çocuklar eğitim açısından dezavantajlı ailelerden geliyor. Birçok çocuk kısa bir süreliğine anaokuluna gittiğinden okulda adaptasyon sorunu yaşıyor ve günlük okul hayatının gereksinimlerini benimsemekte zorlanıyor.” 

Son birkaç ay içerisinde alınan birçok önleme dikkat çeken Mächtle, bu önlemlerin yine de dil sorununa tam anlamıyla çözüm sunamadığını vurguluyor:

“Landau Üniversitesi’nden öğrenciler yaz tatilinden sonraki ilk altı hafta boyunca sınıf öğretmenlerini destekledi. Ayrıca Ludwigshafen ilkokulları müdürlerine Mainz’daki eyalet hükûmetiyle görüşmeler teklif edildi. Tüm bu girişimlere rağmen acilen dil öğrenimini destekleyen ek öğretmenlere ya da okul öncesi dil kursları gibi farklı çözümlere ihtiyacımız var. Bu durum diğer eyaletler için de geçerli.”

“Mevcut Durumu İyileştirmek İçin Çok Sayıda Önlem Alındı”

Eyalet Eğitim Bakanlığı tarafından konuyla ilgili yaptığı açıklamada genel olarak Ludwigshafen’daki ilkokullarda ve özellikle de Gräfenau İlkokulundaki durumun bakanlığın gündeminde olduğu vurgulanarak gerekli önlemlerin alınması için çalışma başlatıldığı belirtildi:

“Gräfenau bir yıl boyunca uzmanlar tarafından yakından izlendi ve oradaki mevcut durumu iyileştirmek için çok sayıda önlem alındı. Ancak bu destekleyici önlemlerin tam olarak etkili olabilmesi için zamana ihtiyaç var. Bu okulun karşı karşıya olduğu zorlu görevlerin farkındayız ve okul müdürünün gösterdiği kararlılığın da bilincindeyiz.” 

Eğitim Bakanlığı Sözcüsü de durumla ilgili “Karşılaştırılabilir konumlarda olan diğer okullarda, tüm zorluklara rağmen destek önlemlerinin olumlu etkileri olduğunu gözlemledik. Bunun Gräfenau İlkokulunda neden başarılı olamadığını yoğun bir şekilde analiz edeceğiz ve karşı önlemler alacağız. Bu gelişme bir kez daha gösteriyor ki, ancak ilgili tüm tarafların ortak çabasıyla iyileştirmeler sağlanabilir. Bakanlık ve okul müfettişliğinin yanı sıra okul yönetimi, öğretmenler, veliler ve Devlet Pedagoji Enstitüsü de buna dahil. Burada herkes kendi sorumluluk alanında yardımcı olmalı.” açıklamasında bulundu.

Okul Müdürü Mächtle, “Herkes gibi ben de okullarla birlikte uygulanabilir ve mantıklı çözümler bulunacağını ummaya devam ediyorum. Aksi takdirde Ludwigshafen’daki durum değişmeyecektir.” tespitinde bulundu.

“Gräfenau Krizi”

Rheinland-Pfalz eyalet parlamentosunda muhalefette bulunan Hristiyan Birlik Partisi (CDU) “Gräfenau krizinin” tekrarlanma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu eleştirisinde bulundu. Ludwigshafen’lı CDU’lu milletvekili ve parlamento grubunun eğitim çalışma grubu başkanı Marion Schneid, okulların dil desteği konusunda güvenilir ve sürekli desteğe ihtiyacı olduğunu belirterek, “Birçok çocuk Almancayı çok kötü konuşuyor ve dersleri takip edemiyor. Zorlanan öğretmenler için de doğrudan yardım ve desteğe ihtiyaç var.” yorumunu yaptı.