Almanya’da İşlenen Bıçaklı Suçların Failleri Çoğunlukla “Yabancı” mı?
“Yabancı” failler tarafından gerçekleştirilen bıçaklı saldırılar Almanya genelinde defalarca manşetlere taşındı. Peki bu tür olayların failleri manşetlerde yer aldığı gibi genellikle yabancı uyruklu mu?
“Yabancı” failler tarafından gerçekleştirilen bıçaklı saldırılar son aylarda Almanya genelinde defalarca manşetlere taşındı. Ocak ayının sonunda 33 yaşındaki Filistinli olduğu tespit edilen bir fail Kiel ile Hamburg kentleri arasındaki bir trende iki kişinin öldürüldüğü bıçaklı bir saldırıda bulunmuştu.
Ölümle sonuçlanan saldırıdan bu yana, bu tür saldırılarda bir artış olup olmadığı tartışılırken Federal İçişleri Bakanı Nancy Faeser (SPD) tren ve otobüs gibi kamusal alanlarda bıçak taşımayı yasaklamaya yönelik bir öneride bulunmuştu. Şu an bu tartışmalar Solingen kentinde Suriye asıllı bir mültecinin 23 Ağustos’ta bir etkinlikte düzenlediği ve 3 kişinin yaşamını yitirdiği bıçaklı bir terör saldırısı ile yeniden gündemde. Peki gerçekten bıçaklı saldırılarda genel bir artış söz konusu mu ve bu tür olayların failleri manşetlerde yer aldığı gibi genellikle yabancı uyruklu mu?
Bıçaklı Saldırılar Arttı mı?
Federal Kriminal Dairesi (BKA) “bıçaklı saldırıları” ayrı bir suç türü olarak iki yıl önce kaydetmeye başladı. Daire, bu kararı “bıçak kullanımını içeren suçlardaki” artışla gerekçelendiriyor. 2021 yılı için “bıçaklı saldırı” sayısı bir bütün olarak (10.917 vaka) verilirken, 2022 yılı için ise tehlikeli ve ağır bedensel zarar verme (2022: 8.160, 2021: 7.071) ve hırsızlık suçları bağlamında (2022: 4.195, 2021: 3.060) verilere yer verildi.
“Bıçakla işlenen suçlar” kategorisinin farklı durumları kapsadığını belirtmekte fayda var, bunlar:
- Bıçağın soygun, tehdit ve cebir suçu veya aile içi şiddet gibi belirli bir suçları işlemek için kasıtlı olarak taşındığı durumlar,
- Psikolojik rahatsızlığı olan bir failin bir veya fazla kişiye bıçakla saldırması gibi istisnai psikolojik durumlar,
- Kişilerin yanlarında bıçak bulundurduğu ancak bıçağı kullanmayı özel olarak planlamadığı durumlar. Bir kavga anında gerilim yükselmesiyle beraber bıçağın hazırda bulunması bıçağın daha çabuk çekilmesiyle sonuçlanabilir. Uzmanlara göre, bıçakla işlenen suçların büyük çoğunluğunu bu gibi durumlar oluşturuyor.
Gençler Daha Fazla Bıçak Taşıyor
Aşağı Saksonya eyaletindeki öğrencilerle 2013 ila 2022 yılları arasında yapılan temsili bir araştırma, gençlerin daha fazla bıçak taşıdığını ortaya koymuştur. Araştırmada bu eğilimin, bıçağın kavga anında daha hızlı kullanılmasıyla sonuçlanabileceğine işaret edilmiştir.
Almanya’da gençlerin neden daha çok bıçak taşıdığını oraya koyabilecek yeterli araştırmalar olmasa da uzmanlar, korku ve erkeklik normlarının merkezi faktörler olabileceğinden şüpheleniyor. Gençlerin gündelik hayatlarında kendilerini savunmak için bıçağa ihtiyaç duydukları izlenimine sahip olabileceklerini belirten uzmanlar, bıçak taşımanın aynı zamanda sözde erkekliğin bir göstergesi de olabileceğini ifade ediyor: “Bak, ben güçlüyüm, bir silahım var.”
Bir başka neden olarak gençlerin tartışmaları şiddete başvurmadan çözebilme yetisini giderek kaybetmeleri olarak gösteriliyor. Uzmanlar, ayrıca birkaç yıldır İngiltere gibi diğer Avrupa ülkelerinde de gözlemlenebilen ve giderek artan silahlanma dinamiğine işaret ediyor. Buna göre, etrafınızda ne kadar çok kişi silahlıysa, silahlanma olasılığınız da o kadar yükseliyor.
Faillerin Uyruğu
On eyalette bıçakla işlenen suçlar kaydedilmekte ve polis suç istatistiklerinin (PKS) bir parçası olarak yayımlanmaktadır. Bir önceki yıla kıyasla 2022 yılında Baden-Württemberg, Bavyera (Münih bölgesi), Berlin, Brandenburg, Hamburg, Saarland ve Schleswig-Holstein’da “bıçaklı saldırı” sayısında bir artış gözlemlenirken, aynı dönemde Mecklenburg-Vorpommern, Kuzey Ren-Vestfalya ve Rheinland-Pfalz eyaletlerinde ise bir düşüş tespit edilmiştir. Uzmanlar bıçakla işlenen suçlarda bir artış olup olmadığının eldeki veriler ışığında kesin olarak tespit edilemeyeceğini belirtiyor.
Faillerin uyruğuna ilişkin veri sağlayan istatistiklere göre, Alman uyruklu olmayan şüphelilerin oranı, genel nüfus içindeki yabancı kökenlilerin oranından daha yüksek. Bu durumun diğer suçlar için de geçerli olduğunu belirtmek gerekir. Baden-Württemberg, Bavyera (Münih bölgesi) ve Berlin’de 2021 yılında “bıçaklı saldırı” şüphelilerinin yarısından biraz fazlası Alman değilken Kuzey Ren-Vestfalya’da bu oran yüzde 43, Mecklenburg-Vorpommern’de ise yüzde 21’ydi. Dolayısıyla yabancı uyruklu şüphelilerin sayısı hem toplam nüfusa hem de 14 ila 60 yaş arası erkek nüfusa oranla daha yüksek. Peki bunun sebepleri neler?
Suça İten Faktörler
Yabancı uyruklu kişilerin suç istatistiklerinde Almanlardan daha fazla yer almasına yol açan belirli bir milliyete olan mensubiyetin tek başına neden olmadığı yoksulluk, düşük eğitim seviyesi, suça karışmış bir arkadaş çevresi, şiddet deneyimleri ve şiddeti yücelten erkeklik algısı gibi çok sayıda faktör var. Bu faktörler Almanları da suç işlemeye teşvik edici bir etkiye sahiptir, ancak Almanlara kıyasla bu faktörler yabancı ve göç kökenliler arasında daha yaygın olduğu gözlemlenebilir.
Aynı durum gençler için de geçerli: Gençlerin veya ailelerinin edinmiş olduğu göç deneyimleri gençleri suça itmezken göç deneyimi ile beraber ortaya çıkan olumsuz koşullar gençleri genellikle suça iter. Göç kökenli olan 15 ila 17 yaşındaki gençler arasında yoksulluk riski, göç kökenine sahip olmayan gençlere kıyasla neredeyse üç kat daha yüksek olması (2021: yüzde 13,8’e yüzde 37,4) bu duruma örnek olarak gösterilebilir.
Göç Kökenli Gençlerin Bıçak Taşıması
Aşağı Saksonya’daki öğrencilerle 2022 yılında yapılan araştırma göç kökenli gençlerin bıçak taşıma olasılığının göç kökenli olmayan gençlere göre daha az olduğunu ortaya koyarken göç kökenli gençlerin silah kullanma olasılığı göç kökenli olmayan gençlere göre biraz daha yüksek olduğu ortaya çıkmıştır. Uzmanlar bulguları göç kökenli gençler ile göç kökeni olmayan gençler arasındaki farkların çok az olması sebebiyle istatistiksel olarak pek de önemli olmadığına işaret ediyor. Özetle bu çalışmanın, göç kökenli olup olmadıklarına bakılmaksızın, ankete katılan gençler arasında bıçak kullanımının aşağı yukarı aynı olduğu ifade ediliyor.
Göç ve suç konusunda çalışan Kriminolog Christian Walburg çalışmayla ilgili şu açıklamada bulunuyor: “Bu çalışma öğrenciler hakkında iyi bir resim çizerken, mülteci olarak toplu barınma kamplarında kalan genç yetişkinler hakkında herhangi bir açıklama yapamıyor. Bıçakla işlenen suçlarda yabancıların oranının artması, genel olarak suçlarda yabancıların oranının artmasıyla aynı nedenlere dayanıyor: Bu durum, göçmenler ve özellikle de mülteciler arasında sosyal olarak iyi entegre olamamış, şiddet veya psikolojik stres yaşamış genç erkeklerin biraz daha fazla olmasıyla açıklanabilir.”
Medyada Bıçaklı Saldırılar
Medya bilimci Thomas Hestermann’ın 2023 yılına ait 600’den fazla medya haberi üzerinde yaptığı bir analiz, şiddet suçlarıyla ilgili haberlerin önemli ölçüde arttığını gösteriyor. Bu haberler genellikle özellikle de şüpheliler yabancı erkekler olduğunda bıçaklı saldırıları içeriyor. En geniş erişime sahip televizyon kanalları ve büyük ulusal günlük gazeteler, polis suç istatistiklerinden farklı bir tablo çiziyor.
Ölümle sonuçlanan suçlar daha sık haber konusu ediliyor ve bıçaklı saldırılarla ilgili tüm haberlerin yaklaşık yarısını oluşturuyor. Ancak mevcut polis istatistikleri birçok saldırıda mağdurların hafif ya da hiç yaralanmadığını gösteriyor. Bu nedenle, şiddet olaylarını içeren haberlerdeki ölüm oranı, polis şiddet istatistiklerinden önemli ölçüde daha yüksek.
Şüphelilerin etnik kökeni söz konusu olduğunda Hestermann’a göre bir çarpıklık var. Örneğin Kuzey Ren-Vestfalya polis suç istatistikleri, 2021 yılında bıçaklı suçlarda yabancı şüphelilerin oranını yüzde 42,6 olarak kaydederken Berlin polisi ise aynı yıl için yüzde 51,7’lik bir oran bildirmiştir.
Ancak, bıçakla işlenen suçlarda Alman şüpheliler haberlerde neredeyse tamamen göz ardı ediliyor: Haber konusu edilen 81 bıçaklı suçta faillerin 26’sı yabancı kökenli olarak tanımlanırken sadece biri Alman olarak tanımlananmış. Geri kalan failler için köken belirtilmemiş veya henüz bilinmediği aktarılmış. Örneğin Hestermann’a göre şüphelinin adı Siegfried, Jan ya da Hartmut ise uyruğu genellikle belirtilmiyor.