'Suriye'

Suriye’de Baas Rejiminin Son Varisi Beşşar Esed ve Katliamların Kronolojisi

Göz doktorluğu ihtisasını yarıda bırakıp, Suriye Devlet Başkanı olan babası Hafız Esed'in ölümüyle 2000 yılında Başkanlık görevini devralan Esed'in iktidarı, rejimin Şam ve diğer birçok bölgede kontrolü tümüyle kaybetmesiyle devrildi. Baas Rejimi ve rejimin son varisi Beşşar Esed'in katliamlarına dair bir özet.

9 Aralık 2024 admin
© hanohiki / Shutterstock.com

Suriye’de 2011’de özgürlük talebiyle başlayan halk hareketlerinin şiddetle bastırılmasıyla 13 yılı aşkın süredir devam eden iç savaş sonucunda, 61 yıllık Arap Sosyalist Baas Partisi ve rejimin son varisi Beşşar Esed’in kanlı iktidarı çöktü.

Suriye’de 27 Kasım’da rejim karşıtı silahlı gruplar ile Beşşar Esed güçleri arasında çatışmalar yoğunlaşmış, gruplar 30 Kasım-7 Aralık arasında Halep, Idlib, Hama ve Humus gibi en büyük illerde üstünlük kurmuştu. Başkent Şam’a 7 Aralık’ta girmeye başlayan gruplara halk kitlelerinin de destek vermesiyle rejim, Şam ve diğer birçok bölgede kontrolü tümüyle kaybederek çöktü, rejim lideri Esed başkentten kaçtı.

61 yıllık Baas rejimi ve 53 yıllık Esed ailesi iktidarının devrilmesi sonrasında gözler, Arap Sosyalist Baas Partisi ve rejimin son varisi Beşşar Esed döneminde yaşananlara çevrildi.

Arap Sosyalist Baas Partisi

Ülkenin 1946’da bağımsızlığını kazanmasının ardından, Orta Doğu’da birçok ülkede “tek sosyalist Arap ülkesi” kurulmasını destekleyen Baas Partisi, 1947’de Suriye’nin başkenti Şam’da kuruldu. Daha sonra, 1950’lerde Suriye’deki Arap Sosyalist Partisiyle birleşen parti, “Arap Sosyalist Baas Partisi” olarak siyasi varlığını sürdürdü.

Arap Sosyalist Baas Partisinin 1963’te darbe sonucu ülkede yönetimi ele geçirmesinin ardından, genç yaşlardan itibaren partide faaliyet gösteren Beşşar Esed’in babası Hafız Esed, 1970’te parti içi darbeyle iktidara gelerek 1971’de ülkenin devlet başkanı oldu. Hafız Esed’in iktidara gelmesinin ardından ülkede baskıcı bir dönem başladı.

Göz Doktorluğundan Rejim Liderliğine

Suriye’de 11 Eylül 1965’te doğan Beşşar Esed, 1988’de Şam Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun olmasının ardından Suriye ordusunda doktor olarak görev aldı. Daha sonra, 1992’de Birleşik Krallık’ın başkenti Londra’da  alanında uzmanlık eğitimi almaya başlayan Esed, babasının ardından ülkenin başına geçmesi beklenen ağabeyi Basil Esed’in 1994’te trafik kazası sonucu hayatını kaybetmesiyle Suriye’ye döndü. Dönüşünün ardından bir askeri akademide eğitim almaya başlayan Beşşar Esed, babasının ölümüne kadar ülkenin yönetimine hazırlandı.

Hafız Esed’in 10 Haziran 2000’deki ölümünün ardından mecliste, ülkede devlet başkan olmak için 40 yaşını doldurma zorunluluğunu 34 yaşına indiren yasa tasarısı kabul edildi. Böylece, Beşşar Esed, Devlet Başkanlığı referandumunda yüzde 97 oy alarak iktidara geldi. Esed aynı yıl, Birleşik Krallık’ta tanıştığı Esma Ahras ile evlendi.

Esed’in iktidara gelmesinin ardından, Suriye’de başlayan, “Şam Baharı” olarak adlandırılan demokratikleşme, insan hakları ve ifade özgürlüğü alanlarında başlayan açılım dönemi Şubat 2001’de sona erdi. “Şam Baharı”nın sona ermesiyle Suriye, dış politika sorunlarını da öne sürerek siyasi reformlardan uzaklaştı. Ülkede demokrasi ve reform talep eden çok sayıda muhalif Ekim 2005’te “Şam Deklarasyonu”nu imzaladı. Ancak bu muhaliflerin bir kısmı daha sonra hapse girdi, bir kısmı da ülkeyi terk etmek zorunda kaldı.

Orta Doğu’daki “Arap Baharı” dalgasının Suriye’ye de sıçraması üzerine Dera’da başlayan gösteriler 16 Mart 2011’den itibaren ülke geneline yayıldı. Suriye rejimi, daha özgür ve demokratik bir Suriye talep eden halkı “ülkenin barış ve istikrarını bozmayı amaçlayan teröristler” olarak niteledi ve bu talepleri aşırı şiddet kullanarak bastırmaya başladı. Bunun sonucunda patlak veren iç savaşta 2011’den bu yana yüz binlerce Suriyeli hayatını kaybetti, milyonlarca kişi yerinden oldu veya komşu ülkelere sığındı.

Muhalefeti “Terörizmle” Suçladı

Esed, Suriye toplumunun taleplerine yanıt vermesi yönündeki çağrılara karşılık muhalefeti ihanetle suçladı. 2013’te Şam’da yaklaşık 2 bin destekçisine hitap ettiği konuşmada Esed, “Suriye’ye ihanet etmemiş olanlar” diye nitelediği kesimlerle diyaloğa açık olduğunu, “batı kuklası” ve “terörist” sözleriyle suçladığı muhaliflerle görüşmeye kapalı olduğunu ifade etti. Beşşar Esed, “Biz efendilerle görüşürüz, kullarla değil” ve “muhalif ve muvafık kesimlerle görüşmeler sadece dahilde olur” sözleriyle ülke dışındaki muhalif hareketlerle görüşmeye açık olmadığını söyledi.

Rejimin, patlak veren iç savaş boyunca işlediği muhalifleri zorla kaybetme, sürgün ve kimyasal silah kullanımı gibi çok sayıda insan hakları suçu, uluslararası insan hakları kuruluşlarının raporlarına yansıdı. Uluslararası insan hakları grupları, Suriye’de hükûmete ait gözaltı merkezlerinde işkence ve yargısız infazların yaygın olduğunu ifade etti.

Suriye savaşı yaklaşık yarım milyon insanın ölümüne ve ülkenin savaş öncesi 23 milyonluk nüfusunun yarısının yerinden edilmesine neden oldu. İç savaşta milyonlarca Suriyeli sınırı geçerek Ürdün, Türkiye, Irak ve Lübnan’a sığındı, bir kısmı da farklı şekillerde Avrupa’ya kaçtı.

Esed’le İlişkileri Normalleştirme Çabaları

Rejim, Batı’nın ağır yaptırımlarına maruz kalırken, bölge ülkeleri son dönemde Esed rejimiyle ilişkileri yeniden normalleştirmeye başladı. Arap Birliği geçen yıl Suriye’yi yeniden üyeliğe kabul ederken Suudi Arabistan mayısta 12 yılın ardından Suriye’ye ilk büyükelçisini atadı. Ancak İran ve Rusya’nın desteğini alan rejim, normalleşme çağrılarına da uzun yıllar yanıt vermedi.

Özellikle Ankara’nın Esed ile görüşmeye açık olduğu yönündeki çağrılara karşılık olarak Beşşar Esed iki ülke arasındaki ilişkilerin normalleşmesi için Türkiye’nin önüne bir dizi ön koşul sürdü. Bunlardan biri de ülkenin kuzeyindeki Türkiye’nin talep ettiği PKK varlığı ve terörle mücadele konusunda güvence vermeden, Türkiye’nin Suriye’deki askeri gücünü çekmesiydi.

Baas Rejimi Katliamlarının Kronolojisi

Baas rejimi ve Esed ailesi iktidarda geçirdiği 61 yıllık süre boyunca Suriye‘de tarihe geçen pek çok katliam gerçekleştirdi. Toplu katliamları için yalnızca kimyasal silah kullanmayan Beşşar Esed rejimi, 6 yılda yaklaşık 1630 sivili kimyasal silahla öldürürken yüz binlercesini konvansiyonel yollarla katletti. Rejimin kitlesel katliamlarda kimyasal silah kullanımı dikkatleri yoğun şekilde çekse de Esed güçlerinin en büyük kıyımları geleneksel silahlarla gerçekleştirildi.

Hafız Esed ve Hama Katliamı

2 Şubat 1982’de Beşşar Esed’in babası ve dönemin Suriye lideri Hafız Esed’in kardeşi Rıfat Esed komutanlığındaki özel kuvvetler, ülkenin orta kesimindeki Hama ilindeki Müslüman Kardeşler Teşkilatının rejime karşı başlattığı ayaklanmayı bastırmak için şehri kuşattı. Önce havadan bombardıman yapan özel kuvvetler, daha sonra topçu atışları ve toplu idamlarla 27 günde on binlerce kişiyi katletti.

Suriye İnsan Hakları Ağının (SNHR) raporuna göre, Hama il merkezinde 2-28 Şubat 1982’de gerçekleştirilen katliamda en az 30 bin sivil can verirken alıkonan en az 17 bin sivilden haber alınamadı. Humus’taki Tedmur (Palmira) Hapishanesine götürüldükleri sanılan ve daha sonra haber alınamayan kişilerin aileleri, yakınlarının katledildiğini düşünüyor.

SNHR’nin raporuna göre, rejim güçlerinin havadan ve karadan düzenlediği saldırılar ve bombalamalarda El-Asida, Es Sehhane, El-Kilayniyye, Ez Zenbak , El-Hayriyya ve El Başuriyye gibi semtler, yoğun şekilde hedef alınırken kent merkezinin yaklaşık üçte biri yerle bir oldu. Katliamda 88 cami, 3 kilise ve çok sayıda tarihi eser de tahrip edildi.

Kimyasal Silah Kullanımı

SNHR verileri ile Anadolu Ajansı’nın derlediği verilere göre, toplamda 1630 civarında sivilin hayatına mal olan kimyasal silahlara karşın yüz binlercesi varil, vakum, misket, sığınak delici bombalar ve havan toplarıyla yaşamını yitirdi. Birleşmiş Milletlerin (BM) o dönemki Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura, 22 Nisan 2016’da yaptığı açıklamada, resmî verilere dayanmamakla birlikte can kaybı sayısının tahmini 400 bin olduğunu ifade etti. İç savaşın başından bu yana Esed güçlerinin sivillere yönelik tek seferde işlediği birçok kitle katliamı kayıtlara geçti.

Mart 2011’de başlayan halk hareketleri ve ardından patlak veren iç savaşta rejim güçlerinin, 3 Haziran 2011’da Hama kent merkezinin Asi Meydanı’ndaki göstericilere ateş açması üzerine 70 sivil hayatını kaybetti. En büyük katliamlardan birinin yaşandığı 4 Ağustos 2011’de de rejim güçleri, tank destekli birliklerle kent merkezine girdi ve en az 130 barışçıl göstericiyi öldürdü. 4 Şubat 2012’de ise rejim ordusu, Mevlit Kandili gecesi Humus’ta aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 337 sivili katletti.

Baba Amr Katliamı

Rejim güçleri, Şubat 2012’de Humus il merkezindeki Baba Amr Mahallesi’ni yaklaşık bir ay boyunca abluka altına aldı ve bu sürede mahalle rejim güçlerince yoğun tank saldırılarına maruz kaldı. Bu saldırılarda yaklaşık 4 bin kişinin öldüğü söyleniyor. Rejimin Şebbiha milisleri, 12 Mart 2012’de ise Humus’un Kerem Zeytun semtinde evleri basarak 140 sivili öldürdü.

Humus: Hola Katliamı

Beşşar Esed rejimi, Suriye’‘nin Humus ilinin Hola bölgesinde 25 Mayıs 2012’de 49’u çocuk, 34’ü kadın 108 sivili katletti. Rejimin topçu bataryalarının bölgeyi aralıksız yaklaşık 13 saat bombalamasının ardından rejim yanlısı Şebbihalar, baskın yaparak çok sayıda sivili kesici ve delici aletlerle öldürdü.

Hola Katliamı sırasında Şam’da bulunan dönemin BM Suriye Özel Temsilcisi Kofi Annan da “bu trajik olayın kendisini şoke ettiğini ve ürküttüğünü” söyledi, bunun “ağır sonuçları bulunan tiksinti verici bir eylem olduğunu” ifade etti. BM İnsan Hakları Konseyi, 1 Haziran 2012’de Hola Katliamı’nı kınadı.

Katliamın ardından kurulan BM Araştırma Komisyonunun Ağustos 2012’de açıkladığı raporda, rejime bağlı Şebbiha ismi verilen milislerin, sivilleri kasten öldürdüğü, kurbanların küçük bir bölümünün top ve tank atışları nedeniyle öldüğü, çoğunun ise yakın mesafeden katledildiği bulgularına yer verildi.

12 Temmuz 2012’de Hama’da Termise yerleşim yerinde 200’den fazla sivil, rejim güçlerinin beldeye tank atışlarıyla düzenlenen saldırılar sonucu hayatını kaybetti. 20-25 Ağustos 2012’de Şam’da rejim güçlerinin Derayya bölgesini kuşatıp çeşitli ağır silahlarla hedef alması sonucu 500’den fazla sivil can verdi. Humus’un Telbise ilçesine 23 Aralık 2012’de rejim güçlerince düzenlenen hava saldırılarında “sahra hastanesi” ile bir fırın hedef alındı ve 100’den fazla sivil yaşamını yitirdi.

En Kanlı Yıl: 2013

Esed güçleri, 2013’te büyük bölümü Halep’te olmak üzere iç savaşın en büyük katliamlarını gerçekleştirdi.

    • 11 Ocak 2013’te rejimin ülkenin kuzeydoğusundaki Haseke’nin Hul ilçesine düzenlediği hava saldırısında aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 50’den fazla sivil öldü.
    • 15 Ocak’ta rejime ait savaş uçağı, Halep Üniversitesinde Mimarlık Fakültesini bombalayarak 87 öğrenciyi katletti. Aynı gün kent genelinde 102 sivil öldürüldü.
    • Halep kent merkezinde halk, 29 Ocak 2013’te Bustan Kasr Mahallesi’nde rejim güçlerince alıkonulan 230 kişinin cesedini Kuveyk Nehri’nin etrafında buldu.
    • 9 Şubat’ta Halep’in Cüneydi köyünde 40 kişiyi infaz eden Suriye’ ordusunun, 19 Şubat’ta Halep’in Cebel Bedru bölgesindeki yerleşim yerine füze saldırısı sonucu 47 kişi öldü.
    • 27 Şubat’ta rejim ordusu, Halep’in El Melikiyye köyünde 72 sivili infaz etti ve Nisan 2013’te Şebbihalar, Cediydıt Fadl bölgesinde 4 günde yüzlerce sivili katletti.
    • Nisan 2013’te güvenlik güçleri ve ordu birlikleri, Dera’da Sanamayn bölgesine baskın yaparak çoğu kadın, çocuk ve yaşlı olmak üzere 100’den fazla sivili öldürdü.
    • Suriye’‘de 16 Nisan 2013’te başkent Şam’ın güneyindeki Tadamon Mahallesi’nde en az 41 sivilin Esed rejimi unsurlarınca toplu şekilde öldürülmesine dair görüntülerin 27 Nisan 2022’de ortaya çıkması gündeme oturdu.
    • 4 Mayıs 2013’te Tartus ilinin Banyas ilçesinin Ras el-Nabea bölgesinde en az 126 sivil katledildi.
    • 2 Haziran 2013’te de Hizbullah destekli rejim askerleri, Halep’in güneydoğusunda bulunan Sefira ilçesine bağlı Resmun Nefil beldesinde aralarında çocukların da olduğu 191 sivili bıçaklar ve ateşli silahlarla öldürülerek cesetlerini yaktı.
    • 26 Temmuz’da rejimin Halep’in Bab Neyrib bölgesine füzeli saldırısı sonucu bir ailenin tüm fertleriyle 35 sivil yaşamını yitirdi.

Doğu Guta Kimyasal Katliamı

Suriye rejimi, 21 Ağustos 2013’te başkent Şam’ın Doğu Guta bölgesinde kimyasal silaha başvurarak 1400’ün üzerinde sivili öldürdü. Çoğu kadın ve çocuk binlerce sivilin zehirli gazlardan etkilendiği katliamın ardından Doğu Guta, 2018’de de rejimin en sıkı abluka uyguladığı, neredeyse tüm silahları kullandığı bölge hâline geldi.

Bölgedeki muhalifler, Şam yönetimi ve Rusya ile yaptıkları mecburi anlaşma neticesinde Nisan 2018’de Doğu Guta’yı boşaltmak zorunda kaldı.n5 yıllık kuşatmadan çıkan siviller, ülkenin kuzeyindeki alanlarda yaşam mücadelesi veriyor. SNHR’nin raporuna göre Şam yönetimi, Suriye’de iç savaşın başlamasının ardından muhaliflerin kontrolündeki yerleşimlere 217 kez kimyasal silah saldırısı gerçekleştirdi.

2014 ve 2018 Arasında Yaşanan Katliamlar

Esed güçleri, 2014 ve 2015’te en fazla Halep, İdlip ve Şam’da katliam yaptı.

    • 1 Mayıs 2014’te rejim ordusuna ait helikopterden Halep’te pazar yerine “varil bombası” atılması sonucu 40 sivil öldü.
    • 29 Ekim 2014’te rejim güçlerinin İdlib’te sığınmacıların kaldığı Abidin çadır kentine düzenlediği varil bombalı hava saldırısında 60 sivil hayatını kaybetti.
    • 20 Ocak 2015’te rejim helikopterinin Haseke kentindeki hayvan pazarına “varil bombasıyla” düzenlediği saldırıda 160 sivil yaşamını yitirdi.
    • 18 Şubat 2015’te Esed güçlerine bağlı birlikler, Halep’in kuzeyindeki Rityan beldesinde aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 30 sivili, bazılarının boğazını keserek, bazılarını da kurşuna dizerek katletti.
    • 21 Şubat 2015’te Halep’in kuzeyindeki Hardetennin köyünde 48 sivil kurşuna dizildi.
    • 12 Mayıs 2015’te rejim helikopterinin Halep’te minibüs duraklarına varil bombasıyla düzenlediği saldırıda 47 sivil öldü.
    • 16 Ağustos 2015’te rejime ait savaş uçağının Şam’ın Duma ilçesinde pazar yerine vakum bombasıyla düzenlediği saldırıda 67 sivil, 4 gün sonra başka bir pazar yerine saldırısında da 50 sivil hayatını kaybetti.
    • 16 Eylül 2015’te rejim helikopterinin Halep’te muhaliflerin kontrolündeki Meşhed Mahallesi’nde sivil yerleşim alanına varil bombasıyla saldırması sonucu 45 sivil öldü.
    • 8 Haziran 2015’te rejimin İdlib’in muhaliflerin kontrolündeki Cenudiye kasabasına düzenlediği hava saldırısında en az 50 sivil yaşamını yitirdi.
    • Rejim güçleri, 4 Nisan 2017’de İdlib’in Han Şeyhun ilçesinde sivilleri kimyasal silah saldırısıyla hedef alarak yasaklanmış silahtan vazgeçmediğini gösterdi. Bu katliamda 100’den fazla sivil öldü ve 500’den fazla sivil yaralandı.
    • Esed rejimi, Şam’ın merkezinin 10 kilometre doğusunda yer alan Doğu Guta bölgesinin Duma ilçesine 7 Nisan 2018’de kimyasal silahla saldırdı ve 78 sivil hayatını kaybetti.

Perspektif’le Avrupa gündemini günlük takip etmek ister misiniz? Perspektif bültenine kaydolun, Avrupa'daki gelişmeler e-posta kutunuza gelsin.

Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler