'Dosya: "Avrupa'da Üniversite"'

Avrupa’da Yabancı Öğrencilere Yönelik Vize Rejimi ve Politik Tartışmalar

Avrupa ülkelerinin öğrenci vizesi rejimi nasıl? Yabancı öğrenciler Avrupa’da vize alabiliyor mu? Üniversite öğrencilerinin vize sınavı.

Fotoğraf: shutterstock.com | Değişiklikler: Perspektif

Avrupa, her yıl dünyanın dört bir yanından üniversite eğitimi almak isteyen öğrencilere kapılarını açıyor. Ancak öğrenci vizeleri, yalnızca akademik fırsatlarla değil, aynı zamanda politik ve ideolojik tartışmalarla da şekilleniyor. Almanya, Fransa, İngiltere ve İtalya gibi ülkelerde öğrenci vizesi süreçleri genelde belli standartlara dayansa da bu süreçlerin arka planında farklı yaklaşımlar ve ideolojik etkiler var.

Uluslararası öğrenciler, ülkelerin ekonomisine katkıda bulunan, ülkede kaldıkları durumda iş gücü açığını kapatma potansiyeline sahip ve kültürel çeşitlilik yaratan bireyler olarak görülse de aşırı sağ politikacılar bu süreci sık sık eleştiriyor. Bu tartışma, göç ve entegrasyon politikasının bir parçası olarak şekilleniyor. Birçok ülkede aşırı sağ, öğrenci vizelerini ekonomik göç için bir araç olarak nitelendiriyor ve bu vizelerin kısıtlanmasını savunuyor. Peki, uluslararası öğrencilerin Avrupa’da akademik ve politik dünyada nasıl bir yeri var?

Öğrenci Vizesi Nedir?

Öğrenci vizesi, bireylerin yabancı bir ülkede eğitim alabilmelerine olanak tanıyan geçici bir oturma izni türüdür. Genellikle üniversite, dil okulu, mesleki eğitim kurumu gibi eğitim kurumlarında tam zamanlı eğitim görmeyi planlayan öğrencilere verilir. Öğrenci vizeleri, eğitim süresince yasal olarak ülkede kalma hakkı tanırken, bazı durumlarda yarı zamanlı çalışma izni de sağlar. Ancak bu vizeler, belirli şartlara tabidir. Başvuru sahibinin finansal yeterliliklerini kanıtlaması, eğitim programına kabul aldığını göstermesi ve genellikle bir sağlık sigortası yaptırması beklenir.

Politik açıdan öğrenci vizeleri, ülkelerin eğitim politikalarının bir parçası olarak ekonomik, kültürel ve diplomatik etkiler yaratır. Eğitim yoluyla uluslararası öğrencilerin ülkeye entegrasyonunu kolaylaştırırken, aynı zamanda ülkelerin eğitim sektöründe gelir kaynağı oluşturur ve uluslararası bağları güçlendiren bir araç olarak da değerlendirilir.

Ancak öğrenci vizesi konsepti özellikle son yıllarda Avrupa ülkelerinde politik tartışmaların da kalbinde yer alan bir konu. Birçok Avrupa ülkesinde yükselişte olan ve ülke yönetmeye talip hâle gelen aşırı sağ hareketler öğrenci vizesini tartışmaya açıyor ve bu alanda yeni düzenlemeler ile kısıtlamalar talep ediyorlar.

Bir Uluslararası Öğrenci Destinasyonu Olarak Avrupa

Avrupa Birliği ülkeleri genel itibariyle uluslararası öğrenciler için bir destinasyondur. Bunun arkasındaki en önemli sebep bu ülkelerde yüksek öğretimin genelde kamu okulları tarafından ücretsiz yahut cüzi bir harç bedeliyle verilmesidir. Amerika Birleşik Devletleri ve Birleşik Krallık gibi ülkelerde yüksek öğretim fahiş fiyatlı bir sektöre dönüşmüşken Fransa, Almanya ve İtalya gibi AB ülkeleri uluslararası öğrencilerin tercih ettiği yerler olmaya devam ediyor.

Eurostat verilerine göre AB ülkelerinde toplam 1.66 milyon yabancı öğrenci bulunuyor. Bunların yüze 45 civarı lisans düzeyinde iken bir o kadar da yüksek lisans düzeyinde eğitim görüyor. Yabancı öğrencilerin yaklaşık yüzde dokuzu da doktora düzeyinde akademik çalışmalar yürütüyor. Ancak belirtmek gerekir ki küçük gibi görünen bu yüzde dokuzluk doktora öğrencileri aslında Fransa ve Almanya gibi ülkelerde doktora yapanlar arasında büyük oranlara tekabül ediyor. Biz şimdi bu ülkelerin yabancı öğrencilerle kuruduğu ilişkiye yakından bakalım.

Almanya, yabancı öğrencilere geniş imkânlar sunan ülkelerin başında geliyor. 2023 verilerine göre, Almanya’da yaklaşık 400 bin uluslararası öğrenci vardı. Bazı eyaletlerde istisnalar olsa da genel itibariyle yabancı öğrenciler Alman vatandaşı olan öğrencilerle aynı cüzi harç miktarını ödeyerek okullara kayıt yapabiliyor.

Yani Almanya, yabancılar için eğitimin ucuz olduğu bir ülke. Ancak finansal olarak yeterli olduğunuzu kanıtlamak için vize başvurusu sırasında hesabınızda belirlenmiş tutarların olması gerekiyor. Almanya’nın bir öğrencinin finansal yeterliliği için belirlediği miktar olan aylık 934 avronun bir yıllık toplamı vize başvurusunda hesabınızda olmak zorunda. Ancak Almanya öğrenci vizesi sahiplerine bir yıl içinde 140 tam ya da 280 yarı zamanlı iş günü çalışma hakkı sunan bir ülke ve burada yabancı öğrencilerin çalışarak eğitimlerini sürdürmeleri yaygın bir durum.

Bununla birlikte Almanya, akademik fırsat eşitliğini vurgulayan kolaylıklar ve imkânlar sağlasa da aşırı sağ gruplar, yabancı öğrencilerin ekonomik kaynakları tükettiğini ve entegrasyon süreçlerinde başarısız olduğunu iddia ediyor. Aşırı sağcı Almanya İçin Alternatif (AfD) gibi partiler, öğrenci vizelerinin kontrol altına alınması gerektiğini savunuyor. Buna karşın akademik çevreler, uluslararası öğrencilerin Almanya’nın iş gücü açığını kapatma ve inovasyonu artırma potansiyelini vurguluyor.

Fransa’da Yabancı Öğrenciye 15 Kat Fazla Harç

Fransa, uluslararası öğrencilere çekici gelen bir diğer Avrupa ülkesi. 2023 verilerine göre, Fransa’da yaklaşık 320 bin uluslararası öğrenci eğitim görüyor. AB ülkelerindeki toplam yabancı öğrencilerin yüzde 16’sı Fransa’da eğitimini sürdürüyor. 2019 yılına kadar Fransa’da yabancı öğrenciler bir Fransız öğrenci ile aynı miktarda cüzi bir harç ödeyerek üniversiteye kayıt yapabiliyordu. Ancak 2019 yılında çıkarılan “Fransa’ya Hoş geldiniz” (fr: “Bienvenue en France”) düzenlemesi ile AB ülkeleri dışından gelen öğrenciler için Fransız öğrencinin ödediği harç miktarının on beş katını ödemek zorunlu hâle getirildi.

Bu düzenleme üzerine Anayasa Mahkemesi harç ücretlerinin “mütevazı” kalması gerektiğine dair fikir beyan ederken Fransız Danıştayı düzenlemeyi onayladı. Ancak bütün üniversitelerin bu kararı uygulamadığını vurgulamakta fayda var. Bazı üniversiteler “eğitimde eşitlik” prensibi gereğince yabancı öğrencilerden Fransız öğrencilerin ödediği harç miktarını almaya devam ediyor. “Fransa’ya Hoş geldiniz” düzenlemesi doktora öğrencilerini ise kapsamıyor. Çünkü Fransa’nın doktora sisteminin yüzde 37’sini yabancı öğrenciler oluşturuyor. Yani Fransa’nın bilimsel ilerlemesinde uluslararası öğrencilerin payı yadsınamayacak kadar büyük.
Fransa’ya uluslararası öğrenci akışı yıldan yıla azalsa da öğrenci vizesine yıllık 964 saat (yüzde 60) çalışma hakkı da vermesi yabancı öğrenciler için Fransa’yı çekici bir destinasyon yapıyor. Finansal yeterlilik olarak da aylık 615 avro tutarının belirlenmiş olması öğrenci vizesinde kolaylık sağlarken bu kişilerin çalışarak eğitimlerini sürdürmelerine imkân sağlıyor.

Yabancı öğrenciler diğer Avrupa ülkelerinde olduğu gibi Fransa’da da aşırı sağ partilerin hedef tahtasına koyduğu gruplardan birisi. Marine Le Pen’in liderlik yaptığı Ulusal Birlik (Fr. “Rassemblement National”) partisinin 2024 yasama seçimleri programında yabancı öğrencileri etkileyecek bir dizi önlem bulunuyordu. Bu programda yardımların azaltılması, bazı okullara yabancı öğrenci kotası gibi önlemler yer alıyordu.

2022 yılında cumhurbaşkanı adayı olan bir diğer aşırı sağcı isim Eric Zemmour da, kampanyası boyunca öğrenci vizelerinin kontrolsüz bir şekilde kullanıldığını ve bu sistemin göçü teşvik ettiğini öne sürerek vizelerin sınırlandırılmasını savunmuştu. Zemmour’un söylemi, “Fransa’nın değerlerini koruma” iddiası üzerinden yabancı öğrencilere yönelik bir tehdit algısı yaratmaya dayanıyordu. Bu tür iddialar, yabancı öğrencilere düşmanlık yaratarak eğitim düzenlemelerinin politize edilmesine neden oluyor.

İtalya’nın Yabancı Öğrencilere Dair Düzenlemeleri

Almanya ve Fransa, AB ülkeleri arasında yabancı öğrenciler için ilk tercih olsa da İtalya da son yıllarda uluslararası öğrenciler için cazip hâle gelen bir ülke. 2023 verilerine göre ülkede yaklaşık 100 bin uluslararası öğrenci eğitim görüyor. İtalya’nın da öğrenci vizesi sahiplerine haftada 20 saat çalışma hakkı vermesi ve finansal yeterlilik olarak aylık 500 avro miktar belirlemesi onu cazip kılan sebeplerden birkaçı. Ancak İtalya’da da aşırı sağ, göç politikaları çerçevesinde öğrenci vizelerine eleştiriler yöneltiyor, sistemin kontrol edilmesi gerektiğini savunuyor.

İtalya’da öğrenci vizeleri, göç politikalarıyla ilişkilendirilerek ele alınıyor. Ancak akademik çevreler, İtalya’nın yaşlanan nüfusu ve ekonomik sorunlarına çözüm olarak uluslararası öğrencilerin ülkeye katkı sağladığını öne sürüyor. Geçtiğimiz aylarda Türkiye’den İtalya öğrenci vizesine başvuranların vizelerinin reddedildiğine dair haberler medyada yer bulmuştu. Sonrasında ise İtalya’nın Türkiye’de, üç yıllık lisans ve yüksek lisans, yıllık Erasmus programları ve Afam (sanat ve müzik alanındaki üniversite programları) için hiçbir koşulda vize başvurusu almayacağı duyuruldu. Ancak 1 yıl süreli yüksek lisans programlarına, doktora programlarına ve bir yıldan kısa süren Erasmus programlarına başvurular devam ediyor. Bu gelişme de İtalya’nın öğrenci vizesi ve göç politikasını birlikte ele aldığı şeklinde okunabilir.

Fayda ve Tehdit Yorumları Arasında Öğrenci Hareketliliği

Avrupa’daki öğrenci vizesi rejimleri, ekonomik katkılar ve kültürel zenginlik sunarken, aynı zamanda siyasi çatışmaların da odak noktası hâline geliyor. Aşırı sağ, bu vizeleri kontrolsüz göçle ilişkilendirerek politik bir araç olarak kullanıyor. Ancak bu tartışmaların ötesinde, uluslararası öğrenciler Avrupa’nın geleceğini şekillendiren önemli birer dinamik olmaya devam ediyor. Öğrenci vizeleri akademik fırsatlar sağlarken, aşırı sağın eleştirileri altında göç ve entegrasyon politikalarının bir parçası haline geliyor. Öğrenciler, sadece ekonomik katkı sağlayan bireyler olarak değil, aynı zamanda “kültürel tehdit” unsuru olarak da görülüyor. Bu söylemler, uluslararası öğrencilere karşı toplumda önyargı ve ayrımcılık yaratıyor.

Öğrenci vizelerinin ekonomik göç için bir araç olarak kullanıldığını ve bu durumun yerel kaynaklara yük bindirdiğini iddia eden aşırı sağ gruplar öğrenci vizelerini sınırlandırmayı savunuyor. Fransa, Almanya, İtalya, Birleşik Krallık, Hollanda, hatta İsviçre ve Danimarka gibi ülkelerde bu tartışmalar sürüyor.

Fransa’da yabancı öğrencilerden alınan harçlar attırılırken Danimarka’da yabancı öğrenci sayısını azaltmak için İngilizce öğretilen üniversite derslerini sınırlamak ve azaltmaya yönelik bir hükûmet politikası yürürlüğe girdi. İlerde yükselen bürokratik maliyetlere ek olarak, özellikle aile üyeleri ve bakmakla yükümlü oldukları kişilerle ilgili olarak daha sert vize gereklilikleri, azaltılmış çalışma fırsatları ve eğitim sonrası çalışma vizeleri üzerindeki sınırlamalar da dâhil olmak üzere bu tarz politika önlemleri başka Avrupa ülkelerinde de görülebilir ve daha katı hâle gelebilir. Genelde aşırı sağcı politikaların birincil hedefleri “düşük vasıflı göçmenler” olarak algılansa da daha geniş göç karşıtı söylem ve artan sosyal otoriterlik öğrenci hareketliliğini de tehdit ediyor.

Ancak bu öğrenciler eğitim harcamaları, kira ve yaşam giderleriyle yerel ekonomilere büyük katkılar sağlıyor. Sadece finansal olarak katkıda bulunmakla kalmıyor, aynı zamanda bilimsel ilerleme ve akademik kurumlar içindeki kültürel çeşitliliğe de fayda sağlıyor. Her ne kadar aşırı sağ, entegrasyon politikalarının yetersiz olduğunu ve yabancı öğrencilerin uzun vadede iş gücü piyasasında sorunlara neden olacağını iddia etse de bu hareketliliğin sağladığı fayda özellikle Fransa gibi ülkelerde bilimsel gelişmelerde kendisini gösteriyor.

Ebubekir Tavacı

Lisans derecesini İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinden 2016 yılında alan Tavacı, Fransa’da Université Paris 1 Panthéon Sorbonne’da Siyaset Bilimi yüksek lisans programından 2021 yılında mezun olmuş ve aynı üniversitede aynı alanda doktora araştırmasına devam etmektedir. Avrupa Birliği göç politikaları, Türk diasporası ve Fransa’da göç gibi konular üzerine çalışmalar yapmaktadır. Tavacı Perspektif redaksiyon kurulu üyesidir.

Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler